Yılmaz: Fiyat istikrarında henüz istediğimiz yerde değiliz
Yılmaz: Fiyat istikrarında henüz istediğimiz yerde değiliz
info@karadenizekonomi.com / 27.03.2024
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Sorunumuz nedir, sorunumuz enflasyon. Halkımızın da sorunu enflasyon, reel ekonomide gayet iyi gidiyoruz ama fiyat istikrarında henüz istediğimiz yerde değiliz. Enflasyon konusunda da programlarımızı kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Planımızı, programımızı yapmış durumdayız." dedi.
Yılmaz, Bingöl'ün Solhan ilçesinde AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi önünde partililerle bir araya geldi. Burada konuşan Yılmaz, Solhan'ın her zaman AK Parti'ye destek olduğunu ve güçlü bir duruş sergilediğini söyledi.
Her geçen yıl ülkeyi büyüterek, geliştirerek demokrasi ve kalkınmada mesafeler almaya devam edeceklerini belirten Yılmaz, altılı masanın sağlam temeller üzerinde oluşturulan bir masa olmadığı için dağıldığını dile getirdi.
Cumhur İttifakı'nın ilkeler üzerinde birleşmiş, geniş mutabakata sahip, temel değerlerde bir araya gelmiş bir mutabakat olduğunu ifade eden Yılmaz, "O dönem yapılan birtakım gizli anlaşmalar, masa altındaki birtakım oyunlar sonradan ortaya çıktı. Bazı insaflı muhalifler bile, 'İyi ki bizi seçmemiş bu millet. Bizi seçseydiniz bu ülkeyi nasıl yönetirdik?' dediler. Partiler içinde, partiler arasında kargaşa. Çok şükür o günleri aziz milletimizin basiretiyle, ferasetiyle atlattık. Şimdi yerel seçimlere gidiyoruz." diye konuştu.
Yerel seçimlerin siyasetten ziyade hizmetin ön plana çıktığı seçimler olduğuna dikkati çeken Yılmaz, kolay bir dönemde olmadıklarını, dünyanın ekonomik ve ticari olarak, tarihi ortalamalarının altında seyrettiği bir dönemde bulunduklarını anlattı.
Yılmaz, bölgede çatışmalar, savaşlar ve kavgaların olduğuna işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kuzey tarafta Ukrayna-Rusya savaşı çok yıkıcı bir savaş olarak devam ediyor. Güneyimizde hepimizin içini burkan, hepimizin içine büyük acılar salan Gazze'deki hadiseleri izliyoruz. Yine komşu ülkeler Suriye'de, Irak'ta tam olarak istediğimiz istikrar hiçbir şekilde oluşmuş değil. Bütün bunlara rağmen Türkiye yoluna devam ediyor."
Geçen yıl tarihin en büyük deprem afetini yaşadıklarını, 11 vilayetin, 14 milyon nüfusun bu büyük afetten etkilendiğini anımsatan Yılmaz, ilk hesaplamalara göre 104 milyar dolar maliyetle karşı karşıya kaldıklarını, güçlü bir liderle bu yükün altından Türkiye olarak kalktıklarını kaydetti.
"200 bin konutu teslim edeceğiz"
Yılmaz, "En gelişmiş ülkeler bile böyle büyük afetle karşılaştıklarında sıkıntı yaşarlar. Biz çok şükür bu yükü de kaldırıyoruz. Depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarıyoruz. Şu ana kadar 80 bine yakın konut hak sahiplerine teslim edildi, üzerinden bir yıl geçti bu hadisenin. Bu yılın sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz. İnşallah önümüzdeki yıldan itibaren daha bir hafifleyerek bu yükü kaldıracağız." ifadelerini kullandı.
Dünyadaki ekonomik krizlere, bölgedeki savaşlara, depreme rağmen Türkiye'nin geçen yıl yüzde 4,5 büyüdüğünü, dünyada ise yüzde 3 büyüme gerçekleştiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Daha geçen istihdam rakamları açıklandı. 9,4 işsizlikte bir puan bir önceki yıla göre düşüş oldu. İhracatımız, turizm gelirimiz artıyor. Savunma sanayiinde yeni yeni başarılar ortaya çıkıyor. Geçen sene sadece savunma sanayiinde 5,5 milyar dolar Türkiye ihracat yapmış. Geçmişte paramızı vererek alamazdık birtakım hizmet, ürünleri, şimdi Türkiye artık dünyaya teknolojik ürünler satıyor. Bu sene inşallah sadece savunma sanayi ihracatından 7 milyar dolar bekliyoruz."
"2026'da tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız"
Yılmaz, vatandaşın sorunu neyse önceliklerinin o olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
"Sorunumuz nedir, sorunumuz enflasyon. Halkımızın da sorunu enflasyon, reel ekonomide gayet iyi gidiyoruz ama fiyat istikrarında henüz istediğimiz yerde değiliz. Enflasyon konusunda da programlarımızı kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Planımızı, programımızı yapmış durumdayız. Bir anda düşmüyor. Bütün dünyada da bizde de böyle. Bu zaman alıyor biraz. Bu yılın ortalarından sonra ikinci yarısında belirgin bir şekilde düşüşü göreceğiz. 2025'te yüzde 15'ler seviyesi diyoruz. 2026'da ise tek haneli rakamlara yeniden ulaşacağız inşallah. İnşallah bu meseleyi de Türkiye'nin gündeminden bir süre sonra çıkaracağız. Vatandaşımız o zaman refah artışına kavuşacak. Kalıcı bir şekilde geniş kesimlere, daha müreffeh bir geleceği hazırlayacağız."