Hamza Bölük'ten TMO'ya Eleştiri! TMO Rekabet Dengesini Korumalı!
Ulusal Fındık Konseyi Başkanı ve Giresun Ticaret Borsası Başkanı Hamza Bölük, Karadeniz Ekonomi programında fındık sektöründeki kritik konuları ele aldı.
info@karadenizekonomi.com / 14.05.2024
Murat Gürsoy’un sorularını cevaplayan Bölük, kokarca hastalığı konusunda üreticileri uyararak, geç kalındığını belirtti ve mücadelenin önemine dikkat çekti. Ayrıca, Türk fındık sektörünün yabancı sermaye endişesini doğrulayarak, Türk sanayicilerinin fındığı katma değerli ürünlere dönüştürme konusunda ilerleme kaydetmeleri gerektiğini vurguladı. Son olarak, TMO'nun fındık politikasını eleştirerek fiyatların değişkenliğine değindi ve çözüm bulunması gerektiğini belirtti.Bölük,Karadeniz Ekonominin sorularını şu şekilde yanıtladı:
Kokarca Konusunda Geç Kalındı!
Kahverengi kokarca sorununa yönelik alınan tedbirler nelerdir?
Kahverengi kokarca sorununu çözmek için hızla harekete geçmemiz gerekiyor. Ancak şu ana kadar kimyasal mücadele konusunda yeterince hızlı davranamadık. Özellikle kış aylarında bu zararlılarla mücadele etmek için daha yoğun çaba sarf etmeliyiz. Kahverengi kokarcanın kışlağa indiği zamanlarda mücadele daha etkili olabilir. Ancak bu sezon, Kasım, Aralık ve Ocak aylarında gereken mücadeleyi yapamadık. Zararlılar 16 derecenin altına indiğinde kapalı alanlarda sığınma eğilimindedirler. Bu dönemde toplu müdahale ile imha edilmesi gerekmektedir. Ancak üreticilerin isteksizliği nedeniyle bu mücadeleyi yürütemedik.
Kahverengi kokarcaya karşı mücadelede üreticilere ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?
Üreticilere, bahçelerini aralıklı olarak Mayıs ayı sonuna kadar düzenli aralıklarla ilaçlamalarını öneriyoruz. Çünkü ilaçların etkisi genellikle 10 ila 15 gün arasındadır ve bu süre zarfında zararlıları etkisiz hale getirebilir. Ancak bu dönemi kaçırmamak önemlidir. Aksi takdirde gelecek yıllarda daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Kahverengi kokarca salgını nedeniyle bu yıl yaklaşık 100 bin ton ürün kaybı riskiyle karşı karşıyayız. Özellikle Ordu'da durum çok ciddi, bu bölge en çok zarar gören alanlar arasında bulunuyor.
Bu zorlu dönemde, üreticilerimizin bahçelerini düzenli olarak ilaçlamalarını ve kahverengi kokarcayla etkili bir mücadele yürütmelerini önemle tavsiye ediyoruz.
Karadeniz'in Geleceği Tehlikede!
Karadeniz'deki en büyük tehditlerden biri olarak iklim değişikliği gösteriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Evet, iklim değişikliği Karadeniz bölgesi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bilim insanlarının tahminlerine göre, dünya ortalama olarak iki derece daha fazla ısınırsa, Karadeniz'in iklimi Akdeniz'e benzemeye başlayacaktır. Bu durum, fındık gibi Karadeniz'in ana tarım ürünlerinin yetişme koşullarını tamamen zorlaştırır.Artan sıcaklık ve kuraklık, fındık gibi bitkilerin verimini azaltabilir ve hastalık, zararlılar gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bu durumun çözümü için neler yapılabilir?
İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabaların yanı sıra, yerel düzeyde de önlemler alınmalıdır. Su yönetimi, toprak koruma, tarım uygulamalarının yeniden düzenlenmesi gibi adımlarla iklim değişikliğinin tarımsal etkileri hafifletilebilir.
Piyasa Fiyatlardan Şikayetçi!
TMO depolarındaki fındıkların lisanslı depoların satış salonundan yansıması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle, TMO'ya Fındık politikasının yönetimindeki başarısından dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Tarım Bakanımıza, TMO Genel Müdürüne ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum. Bugüne kadar piyasayı bozmadan, regülasyon görevini yerine getirerek doğru fiyat uygulamalarıyla hareket ettiler. Alım politikalarında ve satışlarda başarılı bir yönetim sergiliyorlar.
Lisanslı depoların satış salonundan yansımasıyla ilgili olarak neler söylemek istersiniz?
Fındık fiyatları çok hareketli ve hızlı değişebilen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, zaman zaman piyasada fiyatlarla ilgili şikayetlerin olduğunu biliyoruz. TMO'nun bu konuda daha hızlı ve esnek bir şekilde hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda TMO Genel Müdürüne şikayetlerimizi ilettik ve konunun çözümü için adımlar atılmasını umuyoruz.
TMO'nun bu konuda daha hızlı kararlar alması neden önemlidir?
Piyasada lisanslı depoların satış salonundan yansımasıyla ilgili yaşanan sorunlar, devlet ve özel sektör arasında rekabeti olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, TMO'nun piyasadaki değişen koşullara daha hızlı adapte olması ve gerekli düzenlemeleri yapması önemlidir. Bu sayede, piyasada adil bir rekabet ortamının sağlanması ve tüm aktörlerin haklarının korunması mümkün olacaktır.
Türk Fındık Sektöründe Asıl Sorun
Katma Değerli Ürünlerdeki Eksiklik!
Türk fındık sektörünün yabancıların eline mi geçtiği konusunda ne düşünüyorsunuz? Çıkış yolu nedir ve önümüzdeki süreçte beklentileriniz nelerdir?
Şimdi, Türkiye olarak dünya fındık üretiminin yaklaşık üçte ikisini gerçekleştiriyoruz, bu üretimdeki gücümüzü biliyoruz. Ancak, dünya fındık tüketiminde bu kadar güçlü değiliz. İhracatımızın yüzde 60'ını natürel fındık olarak yapıyoruz, yüzde 40'ını ise yarı işlenmiş mamul halinde. Yani, fındığı daha katma değerli ürünlere dönüştürüp satma konusunda henüz istenilen seviyede değiliz. Bu nedenle, dünya çapında fındık ve fındık mamullerinin tüketimini sağlayan yabancı şirketlerle işbirliği yapmak zorundayız.
Yabancı sermayenin sektördeki rolü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Yabancı sermayenin Türk fındığı ve mamullerinin tüketimi konusundaki rolünü kabul etmek önemlidir. Ancak, yabancı firmaların Türk fındığına olan bağımlılığını ve Türk üreticilerin ve ticaretçilerin bu durumu hoş karşılamadığını bilmeleri gerekir. Biz, ürünümüzü kaliteli ve talep edilen miktarda sunmaya hazırız, ancak fiyatı tek başımıza belirleyemeyiz. Dolayısıyla, yabancıların Türk fındığına olan bağımlılığını görmeleri ve ürünümüze hak ettiği değeri vermeleri önemlidir.
Türk fındık sektöründe yerli sanayinin durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye'de yerli bir fındık sanayisi bulunmakta ancak bu sanayi, yarı mamul ve natürel ürünlerin dışında katma değerli ürünlerin markalaşması konusunda daha fazla adım atmalıdır. Bu sayede, yerli sanayimizin güçlenmesi ve Türk fındığının yabancıların eline geçtiği iddiasının aşılması mümkün olacaktır.