“Mükellefin vergi bilinci bozuluyor, matrah artırımı uygulanmamalı”
Ordu Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası Başkanı Ender Sönmez, matrah artırımı düzenlemesinin yakında yasalaşabileceğini, durumun toplumda eşitsizliğe neden olabileceğini ifade etti.
info@karadenizekonomi.com / 20.03.2023
“İşini düzgün takip eden, gelirlerini doğru beyan eden mükellefler için gerçekten haksızlığa sebebiyet veriyor. Matrah artırımı geldiği zaman mükellefin vergi bilinci bozuluyor. Bu nedenle, matrah artırımı uygulanmamalı” şeklinde konuştu.
Murat Gürsoy'la Karadeniz Ekonomi programına konuk olan Ordu Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Odası Başkanı Ender Sönmez, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı büyük yıkımı toplum olarak derinden hissetmeye ve acıları sarmaya devam ettiklerini ifade ederek, “Meslek birliği olarak 55 iş arkadaşımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Bu nedenle 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan Muhasebe Haftası kutlama programını da iptal ettik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günüyle ilgili de hep etkinlikler yapıyorduk fakat bunu da kutlamama kararı aldık. Ailemiz, toplumumuz, iş dünyamızın temeli güçlü kadınlardan oluşmaktadır. Onların gücüyle beraber tüm çalışmalarımız çok güzel bir şekilde devam etmektedir” dedi.
STK’LARIN ÖNEMİ BİR KEZ DAHA GÖRÜLDÜ
Yaşanan depremin ardından sivil toplum kuruluşlarının öneminin bir kez daha ortaya çıktığına dikkat çeken Sönmez, “Ordu TSO’nun öncülük ettiği Ordu Köyü projesi çok önemliydi. Biz de elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalıştık. Bununla birlikte, ilk etapta 271 kişiyi hemen bir yer edindirdik. TÜRMOB'un o bölgede çok ciddi anlamda yapılaşma çalışmaları var. enkazlar kaldırılıyor. Tekrar bir iş hayatına, ticari yaşamlara dönüş yapacaklar. Muhasebe camiası zayi belgelerden ticari kıymetli evraklara kadar çalışma alanımızın içinde yer alan kritik konular var” diye konuştu.
YANLIŞ ANLAŞILMA YAŞANDI
Deprem dayanışması nedeniyle yapılan bağışların vergisel yansımalarını değerlendiren Sönmez, “Özellikle AFAD ve Kızılay'a yapılan yardımların tamamı herhangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın vergi matrahından düşülebiliyor ama burada yanlış yapıldı. Kızılay ve AFAD'a yapılan yardımlarda sanki ödemenin tamamı vergiden düşünülecekmiş gibi bir algı vardı. Toplam gelirinizin vergisel dilimi ne kadarsa o miktarda vergi indirimi alacaksınız. Gelir vergisi mükellefiyseniz sizin vergi oranınız artan kademeye göre yüzde otuza geliyor. O zaman yüzde otuzu size bir vergi indirimi olarak yansımış olacak” ifadelerine yer verdi.
Vergi mükellefi olan kişilerin mart ayında dikkat etmesi gerekenleri dile getiren Sönmez, “Vergi mükellefleri, hizmet aldıkları için onların tüm işlemlerini, beyanlarını mali müşavirler yapıyor. Onlarla ilgili eksiklik varsa hemen uyarılıyorlar. İlk defa farklı bir gelir vergisi beyanı yapıyoruz. Geçici vergi dönemi vardı ve dördüncü dönem kaldırılmıştı. 17 Şubat'ta geçici vergi beyanı, mart ayında ise gelir vergisi olarak beyan yapılıyordu. Artık; ekim, kasım, aralık ayıyla ilgili ticari işlemlerin gelirlerini beyan edip, tamamen yıl beyanını vermiş olacağız. Bu konuda da kira geliri ya da değer artışı kazancı olan vatandaşlarımız mutlaka beyanda bulunmalı” şeklinde konuştu.
YÜZDE 25 SINIRI DEVAM EDİYOR
Sönmez, kira artışında üst sınırın yüzde 25 olma zorunluluğunun fahiş artışların önüne geçmek adına haziran ayına kadar devam edeceğini ancak enflasyonist ortamda bu oranın hayli düşük kaldığını dile getiren Sönmez, “Mesken sahipleri kira getirisinde herhangi bir kazanç elde edememeye başladı. Yasamızda herhangi bir mesken aldığınızda bunu beş yıl içinde satarsanız gelir, değer artış kazancına tabiisiniz. Gayrimenkul fiyatları çok yükseldi. 2020 yılında 300 bin liraya almış olduğunuz bir daireyi şimdi 1-1,5 milyon liraya alabiliyorsunuz. Buradaki gelir artışını da 25 bin lirayı aşıyorsa mutlaka mart ayında beyan edilmesi gerekiyor.
BAĞ-KURLULAR BORÇLARINI ÖDEMELİ
EYT konusunda devam eden süreçle ilgili de bilgi veren Sönmez, “EYT kapsamında olanlar müracaatlarını kuruma bizzat müracaatla yapabileceği gibi e-Devlet sistemi üzerinden de yapabiliyor. EYT’den yararlanacak BAĞ-KUR’luların geçmişe dönük borçlarını ödemeleri gerekiyor. 4-A sigortalı çalışanlar açısından prim borcu olup olmadığının bir önemi yok çünkü o borç, işverenin borcu. Sigortayı ilgilendirmemektedir” dedi.
EYT’den yaralanan vatandaşların 1 Nisan itibariyle maaş haklarını elde etmeye başlayacaklarını belirten Sönmez, “Fakat kurumun da işlemleri tamamlaması gerekiyor. 1 Nisan itibarıyla bu hakkı elde etse bile belki işlemi mayıs ayında tamamlayabilecek. Bu durumda da iki maaşı birden alacak. Mevcut düzenlemeye göre, 3 ay içinde emeklilik işlemleri için maaş bağlaması yapılamazsa Sosyal Güvenlik Kurumu belirlediği tutarda avans ödemesi de yapabiliyor.
KIDEM TAZMİNATLARI TAKİP EDİLMELİ
Sönmez, emeklilik nedeniyle işten ayrılan kişilerin kıdem tazminatları hakkının hesaplanmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, “Kıdem tazminatı, işten ayrış tarih itibariyle tahakkuk eden bir tutar. İşveren tarafından da ödenmesi gerekiyor. Bununla ilgili iş dünyası bir kolaylık talebi vardı. Bazı bankalarda KGF paketlerine kıdem tazminatı da tanımlandı. Bununla ilgili çalışmaların yapıldığını, en kısa zamanda tamamlanacağını da belirten bankalar söz konusu ama bu kredi normal limitinizden kullanacaksınız. Limitiniz yoksa limit tahsis edilmesi gerekiyor. Bankayla herhangi bir çalışmanız yoksa normal ticari kredi çeker gibi tüm mali evraklarınızı bankaya sunup, ona göre size bir limit tahsis etmesi gerekiyor ve kıdem tazminatı karşılığı da bu krediyi kullandırıp o işçiye de ödenmesi gerekiyor. Ayrıca, işçi emekli olduktan sonra çalışmaya devam ediyorsa, o çalıştığı süre de kıdem tazminatı dâhilindedir” diye konuştu.
HAKSIZLIK YAPILIYOR
Matrah artırımıyla ilgili çalışmalarında devam ettiğini belirten Sönmez, “Matrah artırımı, benzer şekilde önceki yıllardaki koşulları içeren, özellikle borçların yapılandırması ve 2021 öncesi beş yıllık dönem içinde vergi incelemesine tabi olmamak adına beyan üzerine işleyen bir sistem. Yakın zamanda bu çalışma da yürürlüğe girecektir. Matrah artırımları, aslında cari olarak çok da sıcak baktığımız bir konu değil. Hem meslek camiamız açısından hem de vergilerini düzenli ödeyenler için handikap oluşturuyor. Matrah artırımıyla beraber daha düşük tutarlarda mükellefler müracaat ederek daha az tutarları ödeyerek bütün incelemelerden muaf tutuluyor. Bu aslında işini düzgün takip eden, gelirlerini doğru beyan eden mükellefler için gerçekten haksızlığa sebebiyet veriyor. Matrah artırımı geldiği zaman mükellefin vergi bilinci bozuluyor. Bu nedenle, matrah artırımı uygulanmamalı” şeklinde konuştu.
Asel Gürsoy