16.04.2024
Bayraktepe'deki tabiat parkında yaşanan ağaç katliamına izin verdiği iddia edilen KTÜ raporu, iddia edilenin aksine ''Bölgeye sakın dokunma'' demiş aslında.
KTÜ'lü bilim uzmanlara hasırlatılan 78 sayfalık raporun özellikle 31.sayfasında Bayraktepe'deki tabiat parkında imalat yapılmasının sonucunda yamaç hareketi oluşacağı için yapılan uygulamanın bir heyelanı tetikleme ihtimaline dikkat çekilmiş.
Ki;
Oluşması muhtemel toprak kaymalarını önleyecek en önemli faktör heyelanlı bölgeleri ağaçlandırmaktır.
Karadeniz bölgesi nemli toprak yapısı nedeniyle heyelan riskinin en yüksek olduğu yerlerdendir ama heyelana da sıklıkla rastlanmaz.
Nedeni de bölgedeki orman yapısının sıklığıdır.
Bizi heyelandan ormanlarımız koruyor yani.
Ve fakat.
Samsun Büyükşehir Belediyesinin eski başkanı Mustafa Demir, görev süresinin son bir iki gününde heyelanlı bölge olarak bilinmesine rağmen yaklaşık 6 dönümü bulan alanda ağaçları kestirerek yol açma çalışması başlatmış.
Burada sorulacak önemli soru şu oluyor haliyle.
Heyelan riskini tetikleyebileceği öngörülen rapora rağmen, neden o uygulama başlatılmış?
Amaç ne yani!
Büyükşehir Belediyesi durup dururken neden böyle bir işe kalkışır?
Samsun Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç Dr. Cem Kılıçoğlu, Yazı İşleri Müdürümüz Zekeriya Fırat'a yaptığı açıklamada ''Orası heyelanlı bölge. Soğancılar Center kaya düşmesi yamaç hareketleri sonucu zarar görmüştü. Yamacın topuğu zarar görmüştü ve olay meydana geldi. Güneyinde çok büyük bir kaya kütlesi var. Rapora göre Bayraktepe, çok riskli yamaç hareketi bölgesidir.'' demiş.
Doç. Dr. Kılıçoğlu, KTÜ raporunda, bölgede ağaçların kesilmesiyle yol yapılması gibi çalışmaların heyelan riskini artırma ihtimaline vurgu yapılmış olmasına rağmen, büyükşehir belediyesinin yaptığı gibi bir uygulama için mühendislik çalışmalarının hassas şekilde çizilen proje ile uygulanması gerektiğine de dikkati çekerek açıklamasını söyle sürdürmüş:
''Dinamitle şev düzenlemesi çok yüksek maliyet içerir. İnşaat sırasında çevresel ekonomik sorunlar başında gelir. Orman alanlarında yüksek eğimli bölgelerde açılması gereken yollar nedeniyle yamaç hareketleri hızlanır. Burası çok yağış alan bölgedir. Buda şev hızını artırır. Yorum olarak söylersem, bölge sanayi bölgesinin sırtıdır. Burada hava kirliği çok yüksektir. Bölgeyi ormansızlıklaştırmak hava kirliliğini de artırır. Taş düşmesi dinamitle patlatma tazminat da doğurabilir. Bu türden uygulamaların karşı tarafa zararı olur. KTÜ raporu bölgenin bir anlamda MR'ını çekiyor. Bir örnek vereyim 'taşkın yerinde ev satıyorum' desem siz o evi alır mısınız? Bu yer elverişli bir yer midir? Burası Karadeniz. Bölgenin çok problemli yerler olduğunu derslerde anlatıyoruz.''
Cem Kılıçoğlu kısaca şunu söylüyor:
''Arazilerin yeterli olmadığı yerlerde Bayraktepe'deki gibi alanlarda yapılacak uygulamalar için yinede risk alınabileceğini ama maliyet çok yüksek olacağından, yapılacak çalışmada kamu yararı gerekir.''
Sahi, 'Sakın dokunma' anlamına gelen rapora rağmen Büyükşehir Belediyesinin Bayraktepe'de yaptığı veya yapmaya çalıştığı uygulamanın neresinde kamu yararı olabilir?
Son olarak şeytanın avukatlığına soyunarak, şu bir- iki soruyu da sıralayalım.
1) Bilimsel raporu adeta tersten okuyarak, böyle bir riskin alınmasındaki amacınız nedir?
2) Bilim insanlarınca, ağaç kesilerek yol yapılmasının heyelan riskini artıracağı yönünde hazırlanan raporu Orman İşletmesinin yetkilileri okudular mı, okudularsa ağaç katliamına nasıl izin verdiler?
3) Partisi tarafından aday gösterilmeyen Samsun Büyükşehir Belediyesinin bir önceki dönem belediye başkanı Mustafa Demir, görevi Halit Doğan'a bırakacağı 1 Nisan'dan üç-dört gün önce böyle bir uygulamayı neden yapar. Mustafa Demir'in böyle bir riski almasına neden olacak sebep nedir?