Ömür: “Bentoniti katma değerli hale getirdik”

Bentonit madeninde Türk firmalarına liderlik yaptıklarını vurgulayan Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür, amiral Türk firması olarak diğer firmaların önünü açtıklarını söyleyerek, “Bentonitte hammaddeden başlayıp sonra granül satmaya başladık. Nihayetinde ise Bentaş Bentonit’in ürettiği ürünlerin %99’u paketli ürün olarak gidiyor” dedi. Ömür, bentonit madenini artık katma değerli ürün olarak pazarladıklarının altını çizdi.

info@karadenizekonomi.com / 6.06.2022

Ömür: “Bentoniti katma değerli hale getirdik”

Karadeniz Ekonomi Sohbetlerine konuk olan Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür, Bentonit madeninin ülkemizde ve dünyadaki durumu, bentonit madeninin hangi alanlarda kullanıldığı, Bentaş Bentonit’in faaliyetleri, ar-ge çalışmaları, dünya pazarındaki konumu, ülke ve dünya ekonomisi hakkında açıklamalarda bulundu.

Karadeniz Ekonomi Genel Yayın Yönetmeni Murat Gürsoy’un sorularını yanıtlayan Turgay Ömür, sorularına ise şu cevapları verdi:

-Bentonit sektöründe neler yapıyorsunuz? Yatırımlarınızdan ve tesislerinizden bahsedebilir misiniz?

Öncelikle şirkete artık Bentaş olarak devam edeceğiz. Çünkü bentonit dışında başka alanlara da yatırım yapmaya başladık. Bentaş Bentonit’in liderliğinde sadece Ordu’da 10 küsür firma oldu. Güzel bir kümelenme oldu. Amiral Türk firması olarak da diğer Türk firmalarımızın önünü açmış olduk. Bentonitte hammaddeden başlayıp sonra granül satmaya başladık. Nihayetinde ise Bentaş Bentonit’in ürettiği ürünlerin %99’u paketli ürün olarak gidiyor. Artık hammadde veya yarı mamul satmıyoruz.

- Türkiye, bentonit madeninde dünyada kaçıncı sırada, lider konumda mı?

Türkiye, beyaz yani kalsiyum bentonitte önde. Bunda en büyük rezervler Ünye-Fatsa arasında. Ama Dünya’da en büyük bentonit üreticisi ve rezervi olan ülke Amerika. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra Çin geliyor sonra Türkiye. Ama beyaz bentonitte Karadeniz önemli, sodyum bentonitte Tokat Reşadiye önemli, yine diğer renklerde Balıkesir önemli. Projemizin olduğu Nevşehir’de de bentonit var ama yoğun olarak Karadeniz Bölgesi’nde bentonit yataklarımız çok büyük.

-Markalaşmaya önem veren bir firma olarak 2 yılda 10 uluslararası ödül aldınız. Kedi kumunda taleplere yetişemiyorsunuz. Yüksek teknolojiye de önem veren yeni yatırımlarınız devam ediyor. Son gelişmeler nelerdir?

Biz 4-5 yıl önce markalaşma sürecine başladık. Şuanda ürettiğimiz ürünler dünya markası ödülleri alıyorsa bunun arkasında Ar-Ge çalışmalarımız var. Ürettiğimiz ürünün topaklanması, koku kontrolü ve sertlik derecesi bizim ürünlerimizi dünya üreticilerinden farklılaştırıyor. Bunun yanında bizim 5 yıl önceki Almanya’da 100 bin kutuyla başladığımız serüven şuan 12 milyon kutuyu aştı. 12 milyon kutulu bir iş yarı otomatik bir sistemde zor yapılır ve kapasite yetmez. Son 3 yılda yaptığımız yatırımlarla endüstri 4.0’ı yakalamak adına elimizden geleni yapıyoruz. Şuanda Almanya’ya ihraç ettiğimiz 12 milyon kutu, 2 robot ve 4 paketleme motoruyla beraber el değmeden paketleniyor. Bu anlamda hızımız ve verimliliğimiz çok arttı. Şuanda 4 tesisimiz var ve 5.’yi kuruyoruz. Ağustos ayına yetiştirmeye çalışacağız. Altyapı olarak paketleme altyapımız 5 tesisin bile üzerinde.

-Fatsa’dan tüm Avrupa’ya ihracat yapıyorsunuz. Kaç ülkeye ulaştınız?

Şuanda farklı markalarda 70 ülkeye ihracat yapıyoruz. Sadece VanCat markamızda ise 61 ülkedeyiz. İhracatımız çok iyi gidiyor. Önce Rusya - Ukrayna savaşıyla beraber Ukrayna müşterilerimiz, limanlardaki problemler nedeniyle 1,5 ay alımları durdurmuştu. Şuanda tekrar başladık. Devlet onlara özel bir ithalat izni verdi. Bizim mallarımız kontrolsüz geçebiliyor. Dolayısıyla markamız çok iyi gidiyor. Hedefimiz 100 ülkeye ihracat yapmak.

- Şuanki istihdam sayınız nedir?

Şuan tüm 8 tane grup firmamızda toplam çalışan sayımız 400 kişi. Nevşehir’deki tesisle bir 50-100 kişi daha artacak. Sadece Nevşehir’de kuracağımız ciro yapmıyor, kalan 7 firma ciro yapıyor.

- Bulunduğunuz organizede doğalgaz sorunları çözüldü mü?

Hala devam ediyor. Aslında doğalgaz dünyanın sorunu. Bütün dünya pahalı kullanıyor, biz de pahalı kullanabiliriz ama organize sanayideki firmaya daha pahalı satmak doğru değil. Biz firma olarak yatırımcı bir firmayız. BOTAŞ’ın uyguladığı algoritma yanlış. Şöyle ki 1.7 liradan doğalgaz 9.3’e çıkmış. Bunu kabul ediyoruz sorun yok. Ama deniyor ki son 9 ayın ortalaması kadar %60, kalan %40’ı 1.5 kat olarak yani 14 lira olarak ödeyeceksin deniyor. Şimdi bu haksızlık ve haksız rekabete yol açıyor. Tabi ki bu maliyetleri biz fiyatlarımıza yansıttık. Kısa dönemde ses çıkmıyor gibi ama bütün firmaların aklına Bentaş Bentonit’in fiyat arttırdığı gelecek. Yarın Çin tekrar ekonominin içine girdiği zaman sorun çıkabilir. Gaz fiyatlarının düşmesini umuyoruz, biz de bu sayede indirimleri sağlamış oluruz.

- Hem yurtiçi hem yurtdışı bütün fuarlara katılım göstermeye çalışıyorsunuz. Neler gözlemliyorsunuz ve yenilikler adına neler söylemek istersiniz?

Kedi kumunu tüm dünyaya Türk bentoniti olarak tanıtmış olduk. Bunu kalite ve ARGE’ye önem vererek yıllar içerisinde de belli bir noktaya getirdik. Kedi kumunda en iyi ürünü biz üretiyoruz. Ödüller de takdiri bu işin. Şuanda Almanya’da 5 tane büyük market zincirinin hepsinin belli başlı kutularını biz dolduruyoruz. Sadece Almanya’ya bu yıl 25 milyon Euro ihracat yapacağız. Diğer ülkelerde de güzel satışlarımız var ama bu bizi cesaretlendiriyor. Biz mütemadiyen katılıyoruz fuarlara. Burada hem müşteri buluyoruz hem de mevcut müşterimize yeni ürünlerimizin lansmanını yapmış oluyoruz. Bizim için fuarlar önemli, çünkü tüm dünya oraya geliyor. Almanya’da her 2 yılda bir düzenlenen bir fuardan bahsedeyim. Bu fuar, 26. uluslararası fuara katılımımız olacak.  Özellikle Almanya’daki pet fuarı Avrupa’nın en büyüğü. Almanya’nın nümberg şehrinde, 23’ünde başlıyor, 27’sinde bitecek.

- Hedefleriniz nelerdir?

Hedefimiz sürdürülebilir kaliteyi artırmak. Bunu da başarıyoruz. Bu saatten sonra ikinci 500 hedefimiz vardı ama 2021 rakamlarıyla bunu zaten yakalayacağız. 2022’de de ciromuz Euro bazında %50 artış göstereceği için hedefimiz ikinci 500 içerisinde üst sıralara tırmanmak. Bunun yanında sosyal sorumluluk projelerine, çevreci projelere ve yeşil dönüşüme önem veriyoruz. Bu alanlarda işler ve yatırımlar yapmaya özen gösteriyoruz. Pazarlamaya çok önem verdik. Türkiye’de en azından distribütörlerimiz vasıtasıyla satıyorduk, başarılı olanlarla hala devam ediyoruz.  Büyük şehirlerde büyük depolar açarak bu distribütörlük açığımızı 30 araç ve yaklaşık 30 personel alarak eksiğimizi giderdik. Karadeniz hariç hemen hemen tüm bölgelere dağıtım yapabilir hale geldik. Bunu daha da genişletmek ana hedefimiz. Online satışlar yine ana hedeflerimizde. İş bitmiyor yani, sürekli var.

- Bentonit sektörüyle ilgili eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bentonit, bor madeni gibi Türkiye’nin önemli bir madeni. Borda bir numarayız. Bentonitten bin bir çeşit ürün yapılıyor ve kullanım alanı çok geniş. Ülkemizin bentonitte daha da iyi yerlere geleceğimize inanıyorum.

- Türkiye ekonomisini mevcut dünya şartlarında nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pandemide tüm dünya sıkıntı çekti. Ama pet sektörü olarak biz biraz daha rahattık ve büyüyen sektörler arasındaydık. Tam da pandemiden, ekonomik olumsuzluklardan kurtulurken ve kendimizi olumlu senaryoya hazırlarken savaş çıktı. Kötünün de kötüsünü görmüş olduk. Ancak bu durumda bile Krediye ulaşma hariç, çok büyük sıkıntımız olmadı. Türkiye zaten Avrupa’nın Çin’iydi. Türkiye şuanda daha da önemli üretici konumunda. Savaş bizi ihracat ve kredi noktasında zorladı diyebilirim. Geçen hafta sonu itibariyle açıklanan pakete ilave 100 milyar TL’lik bir yatırım paketi daha açıklandı. Bu yatırım paketinde de ihracatçı, imalatçılara ve ithal eden sektöre yatırım yapacaklara kullandırılacak. Faizi yüzde 14’ten başlıyor ve puanınıza göre oran yüzde 9’a kadar düşüyor. Bu kredi yatırımcı için çok ideal. Kaynakları bizler kullanacağız ama yetersiz olursa bu kaynak artırılmalı. Türkiye kapasitesini artırıp hammadde bulduğu sürece pazar problemi yok. Lokasyon olarak Avrupa’ya yakınız ve büyük bir avantaj oluyor.

- Sizin aynı zamanda mali müşavirlik döneminiz de var. İhracatçı ve ihracatçı olmayan iş dünyasına ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?

İhracatçı olanların döviz olarak borçlanması doğal. Ama yurtiçine çalışan firmalarımızın kesinlikle dövizden uzak durması lazım. Zaten devletimiz de bunu her türlü engelledi. Şuanda savaştan ötürü bekle-gör politikalarının uygulanmasında fayda var. Bence yurtiçi firmalarının da artık yurtdışında pazar aramaları lazım. Yurtdışı ayağı olmadan artık firmaların da ayakta kalması çok zor. İhracat çok zor değil. Bir takım kuracaksınız ve başkalarının nasıl yaptığını izleyeceksiniz. Fuarları da takip edince oluyor. Fuarlara bir bütçe ayırmak gerekiyor ama o bütçeler de devletimiz tarafından destekleniyor zaten. Yani işin özü herkes yavaş yavaş ihracata başlamalı. Türkiye’de yanlış hatırlamıyorsam ihracatçı sayımız 100 binlere ulaştı.

- İş dünyasının şikâyet ettiği kısım yatırım yaparken değişken kredi faizleri. Peki bu kredi faizleri için neler yapılabilir?

Şuanda enflasyon yüzde 70 ve en pahalı kredi yüzde 30. Enflasyonun yüzde 70 olduğu yerde hala yüzde 30’larda kredi çok fazla değil. Bir de devletimizin verdiği krediler değişken de olsa sonuçta bu enflasyonla paralel olacağı için eninde sonunda yüzde 70 enflasyon burada kalmayacak, belki 95’leri görecek.  Daha hala ben pik noktasına çıktığımıza inanmıyorum. Hala daha doğalgaz, petrol ve hammadde fiyatları yukarı yönlü oynuyor. Hammadde fiyatları göreceli olarak düşmeye başladığı zaman enflasyon belki 90lara çıkacak ama o zaman 90’dan hızlı bir şekilde aşağı gelecek. Bizim son 6 aydır yaşadığımız enflasyon talep enflasyonu değil, üretim enflasyonu. Yani maliyet enflasyonu. Kaynağa ulaşabildiğiniz sürece 2 yıl ödemesiz kredi aldığınız sürece bir sorun olacağını düşünmüyorum.

- Önceden yaşadığımız 2 farklı kriz vardı ancak şuandaki kriz farklı. Önceki krizlerde ne alabiliyorduk ve ne satabiliyorduk. Bu krizi diğer krizlerden ayıran özellik nedir?

Biz daha önce yarı maliyet enflasyonu ve asıl talep enflasyonu yaşardık. Türkiye’nin tüketim toplumu olmasından dolayı talep ve para bolluğu vardı. Bolluk harcamaya yönelirdi, yatırıma değil. Şuanda Türkiye’de bunun tam tersini yaşıyoruz. Artık millet geçinme derdinde. İnsanlar ne arabasını yenileyebiliyor ne de yeni bir ev alabiliyor. Sadece gıda ve faturalara çalışma dönemi artık. Çünkü büyük oyuncular yani dünyadaki zengin dediğimiz 20-30 aile, dünyanın düzeniyle oynamış durumda. Petrolle, gazla ve hammaddeyle orta gelir grubunun elindeki bütün geliri aldılar. Bunun geriye dönmesi eskisi kadar kolay değil. Ben Amerika’da mastır yaparken mastır konum Türkiye’deki enflasyondu. Çünkü onlar %100’lük enflasyon yaşamamışlar, bilmiyorlar. Amerika ve Avrupa’daki enflasyon oranı %1’i geçmez.  Çok bozulduğu zaman %2 olur. Bugün Rusya’da savaş olmasına rağmen enflasyonu tek rakamlardadır. Sanayicimiz ve insanımız olarak hiperenflasyona çok antrenmanlıyız. Bu seferki kriz farklı. Talep enflasyonu yok, maliyet enflasyonu var ve nerede duracağı belli değil. Maliyet enflasyonunu etkileyen unsurların geriye dönmesi gerekiyor. Ancak hiçbir zaman eski seviyesine dönmeyecek.

 

MURAT GÜRSOY

KARADENİZ EKONOMİ

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar