Ordu Tabipler Odası Başkanı ve aynı zamanda aile hekimi olarak görev yapan Dr. Ömer Ufkun Yıldırım, Kasım ayında yürürlüğe giren yeni Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile birlikte aile hekimlerinin maaşlarında uygulanan “6 ay içinde başvuru yapmayan hasta” üzerinden kesinti düzenlemesine sert tepki gösterdi. Yıldırım, “Bu sistem, hakkaniyeti değil, cezalandırmayı esas alıyor. Hekimi cezalandırarak sağlık sistemi inşa edilmez” dedi.

“Performansla Değil, Ceza Kriterleriyle Baş Başayız”

Yeni yönetmelikle birlikte aile hekimlerinin gelirleri bir dizi performans kriterine bağlanmış olsa da en çok tepki çeken uygulama, hekime kayıtlı kişilerin son altı ay içinde aile sağlığı merkezine başvurmamış olması halinde, bu kişilerin sayısı oranında hekimin maaşında kesintiye gidilmesi oldu. Dr. Yıldırım, bu düzenlemenin bilimsel, etik ve mantıksal bir zemine oturmadığını vurguladı: “Bir kişinin altı ay boyunca doktora ihtiyaç duymaması, aslında koruyucu sağlık hizmetlerinin başarıya ulaştığını gösterir. Ancak mevcut sistem bu durumu bir başarısızlık olarak değerlendiriyor. Bu, sağlık anlayışıyla bağdaşmaz.”

“Sağlıklı Vatandaşı ASM’ye Zorla Çağırmak Ne Kadar Etik?”

Yıldırım, hekime maaş kesintisi uygulanmasının yalnızca performansa değil, aynı zamanda hekim kontrolü dışındaki faktörlere dayandırılmasının büyük bir haksızlık olduğunu ifade etti: “Vatandaş sağlık kuruluşuna başvurmuyorsa, bu hekimin sorumluluğunda değildir. Sağlıklı bir bireyi, yalnızca istatistik tamamlamak adına kuruma çağırmak, tıbbın özüne, bireyin özgürlüğüne ve etik ilkelere aykırıdır.”

“Devlet Politika Üretsin, Sorumluluğu Hekime Yıkmasın”

Dr. Yıldırım, vatandaşın sağlık sistemine başvurmasını teşvik edecek sorumluluğun devlet politikaları ile çözülebileceğini vurguladı. “Bu tür mekanizmalar devlet eliyle uygulanacak kampanyalar, eğitimler ve bilgilendirme politikalarıyla mümkündür. Aile hekiminin görevi hastayı ASM’ye zorla getirmek değil, gelen hastaya en iyi hizmeti sunmaktır. Şimdi bunun tersi dayatılıyor.”

Sağlık Bakanlığı bu haklı feryadı duymalıdır ve performansa dayalı bu adaletsiz kesinti uygulamasından bir an önce vazgeçerek, sahanın gerçeklerine uygun, hakkaniyetli bir düzenleme hayata geçirilmelidir. Aksi takdirde, zaten zor şartlarda görev yapan binlerce aile hekiminin motivasyonunun daha da düşeceği ve bunun halk sağlığına olumsuz yansımalarının kaçınılmaz olacağı kesindir.