Avdagiç’e göre, kısa vadede faiz yükünün hafifletilmesi, krediye erişimin kolaylaştırılması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengenin korunması büyük önem taşıyor.

İş dünyasının ekonomik sıkılaşma sürecinde tek başına yük taşımasının sürdürülemez olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Enflasyonla mücadele önemli ama bu yük yalnızca üreticiye yüklenmemeli. Finansmana ulaşım zorlaştı, maliyetler hızla arttı. Bu ortamda yatırım ve ihracat motivasyonunu ayakta tutmak kolay değil” dedi.

Geçtiğimiz yıl döviz kurundaki sınırlı artışa rağmen, yüksek enflasyon ve ücret artışlarıyla açılan maliyet makasının ihracatçıyı zorladığını belirten Avdagiç, iş dünyasının bu makasla baş etmekte zorlandığını söyledi.

Ekonomi Politikaları Yatırımı ve İhracatı Teşvik Etmeli

İTO olarak ekonomik büyümenin detaylarını yatırım ve ihracat açısından analiz ettiklerini ifade eden Avdagiç, her iki alanda da düşüş yaşandığına dikkat çekti. Emek yoğun sektörlerde daralmanın belirginleştiğini kaydeden Avdagiç, “Sürdürülebilir ihracat için finansman maliyetlerinin azaltılması, yeni desteklerin sunulması ve döviz-enflasyon dengesinin gözetilmesi şart” diye konuştu.

Avdagiç, sektörel bazda ihracattaki gerilemeyi görmezden gelmemek gerektiğini vurgularken, Türkiye'nin birçok sektörde rekabet gücünü yitirmeye başladığını ifade etti.

Yüksek Teknoloji Üretimi İçin Hızlı Hareket Çağrısı

Orta ve yüksek teknolojili yatırımları desteklemeyi amaçlayan 500 milyar liralık “Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi” paketinin kritik bir adım olduğunu belirten Avdagiç, bu desteklerin sahada etkili biçimde kullanıma sunulmasının önemine işaret etti.

Son iki yıldır yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payında düşüş yaşandığını aktaran Avdagiç, “Bu trendi tersine çevirmeli, kısa vadede üretim kapasitemizi artırmalıyız” dedi.

Dış Ticarette Denge İçin Yeni Hamleler Gerekiyor

İthalatın cazip, ihracatın ise zorlayıcı hale geldiğini belirten Avdagiç, Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatması ve ihracatın ithalatın önüne geçmesi gerektiğini söyledi. Mal ve hizmet ihracatının önünün açılması gerektiğini dile getiren Avdagiç, mevcut ekonomik tabloyu “fiili bir alarm durumu” olarak nitelendirdi.

Bölgesel Gelişmelere Karşı Ekonomik Direnç Şart

Ortadoğu ve Karadeniz çevresindeki jeopolitik risklere değinen Avdagiç, Türkiye’nin bu zorlu ortamda ekonomik istikrarını koruması gerektiğini ifade etti. Gazze’deki kriz, İran-İsrail gerilimi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmelerin ekonomiye doğrudan etkileri olduğuna dikkat çekti.

Ayrıca, Suriye’de Türkiye’nin hem siyasi hem de ekonomik olarak güçlü şekilde yer almasının, yeniden yapılanma sürecinde önemli rol oynayacağını belirtti.

2026 Seçimleri İçin Adaylığını Açıkladı: “Ustalık Dönemimiz Başlıyor”

Görev süresince kurulan istişare kültürüne vurgu yapan Avdagiç, Ekim 2026’da yapılacak İTO seçimlerinde tekrar aday olacağını duyurdu. Yeni dönemi “ustalık dönemi” olarak tanımlayan Avdagiç, sürecin demokratik teamüller çerçevesinde ilerleyeceğine olan inancını paylaştı.