Sanayiciler politika faizi ve kredi faizlerindeki uyumsuzluğa dikkat çekti: Marj 17 puana ulaştı
Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, ticari kredi faizlerinin yüzde 60’ın üzerinde seyrettiğine dikkat çekerek, politika faiziyle uyumsuz yüksek faizler ve kredi kısıtlarının sanayicinin finansmana erişimini zorlaştırdığını, bunun da üretim ve yatırımı baskıladığını vurguladı.
info@karadenizekonomi.com / 24.12.2025
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, aralık ayı meclis toplantısında asgari ücret artışını değerlendirirken ticari kredi faizlerinin yüksekliğine dikkati çekti. Ardıç "Politika faiziyle uyumlu ilerlemeyen ticari kredi faizleri ve krediler üzerindeki kısıtlamalar, sanayicimizin finansmana erişimini daraltıyor, üretim gücünü ise her geçen gün zayıflatıyor" dedi.
ASO'nun aralık ayı meclis toplantısı, Oda binasında yapıldı.
Ardıç, buradaki konuşmasında, 2025 yılına ilişkin değerlendirmede bulunarak, gelecek yıla ilişkin görüşlerini paylaştı.
Asgari ücretin 2026 yılı için yüzde 27 artışla net 28 bin 75 lira olarak belirlendiğini hatırlatan Ardıç, bunun çalışanlara ve işverenlere hayırlı olması temennisinde bulundu.
Ardıç, enflasyonla mücadeleye dikkati çekerek, "Enflasyonla mücadele politikalarının kararlılıkla uygulanması ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla tüm çalışanların alım gücünün kalıcı biçimde artmasını ve refah artışının sürdürülebilir hale gelmesini umuyorum" diye konuştu.
Jeoekonomik parçalanma süreci
Son dönemde küresel ekonomik ve politik düzlemde büyük dönüşüm yaşadığına dikkati çeken Ardıç, şunları ifade etti:
"Ticaretin jeopolitik bloklar etrafında kümelendiği, ülkelerin benzer siyasi pozisyonlara sahip partnerlerle daha yoğun, karşı bloklarla ise daha sınırlı ilişki kurduğu bir dönemin içindeyiz. Yaşanan gelişmeler, ticaretin ve yabancı sermaye akımlarının ülkelerin 'jeopolitik yakınlıklarına' göre şekillendiğini gösteriyor. Bu eğilim, artık literatürde açıkça 'jeoekonomik parçalanma' olarak adlandırılıyor."
ABD, Çin ve Avrupa Birliği'nin (AB) politikalarını, "Teknoloji güçtür", "Bağımlılıklar tehlikeli bir silaha dönüşebilir", "Öğrenme ve ölçeklenme ticaretin kazananını belirler" varsayımları üzerine kurduğuna işaret eden Ardıç, bu kapsamda dünyanın, ülkelerin üretip sattığı ve karşılıklı bağımlılığın refah getirdiği eski anlayıştan, "bağımlılığın bir zayıflık olarak görüldüğü" yeni bir ekonomi politik yaklaşımla karşı karşıya olduğunu söyledi.
Teknoloji ve ölçek ekonomisine odaklanan Çin'in küresel üretimde hakimiyetinin daha belirgin hale geldiğini vurgulayan Ardıç, şöyle konuştu:
"Çin'in dış ticaret fazlası bir önceki yıla göre yüzde 23 artarak 1,2 trilyon dolar ile rekor seviyeye ulaştı ve projeksiyonlara göre 2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan her iki üründen biri Çin menşeli olacak. Trump'ın gümrük tarifeleri nedeniyle Çin'in ABD pazarından kayan ihracatı da dünyanın geri kalanına yöneliyor. Çin'in önlenemeyen yükselişine karşı AB de sanayi politikalarını güvenlik ve stratejik bağımsızlık çerçevesinde yeniden ele alıyor. Son günlerde gündeme gelen ve tartışılan 'Made in Europe' düzenlemesi de bu politika değişiminin somut bir göstergesidir."
Ticari kredi faizlerinin yüksekliğine dikkati çekti
Ardıç, Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 50'ye yakınını AB ülkeleriyle yaptığına dikkati çekerek, AB'nin yerli sanayisini destekleme programından en çok etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını ifade etti.
Kasım itibarıyla yüzde 31 seviyesine gerileyen enflasyonun, Mayıs 2024'e göre 44 puanlık iyileşmeye işaret ettiğini belirten Ardıç, dezenflasyon sürecinde hızın ve kalıcılığın kritik önem taşıdığını dile getirdi.
Ardıç, "Ticari kredi faizleri ortalama yüzde 60'ın üzerinde seyrediyor. Politika faizi ortalaması ise yüzde 43 civarında. Aradaki marj 17 puana ulaştı. Politika faiziyle uyumlu ilerlemeyen ticari kredi faizleri ve krediler üzerindeki kısıtlamalar, sanayicimizin finansmana erişimini daraltıyor, üretim gücünü ise her geçen gün zayıflatıyor" diye konuştu.
Ardıç, finansal istikrar ile reel sektörün yatırım yapabilirliği arasındaki makas daralmasının sermayenin yeniden kazandığı bir iklimin oluşması açısından önemli olduğunu bildirdi.
"Sanayisizleşerek sağlıklı büyüyemeyiz"
Son 30 yılda sanayinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payının yüzde 31'den yüzde 20'ye düştüğünü, buna karşılık hizmetler sektörünün yüzde 55'ten yüzde 73'e yükseldiğine dikkati çeken Ardıç, şunları kaydetti:
"Elbette gelişmiş ekonomilerde hizmetler sektörünün payı artar. Ancak bu hizmetlerin, üretimi besleyen, sanayiyi güçlendiren ve ihracata entegre yüksek teknoloji içeren nitelikli hizmetler olması önemlidir. Hizmetler sektörünün özellikle iç tüketime dayalı, düşük verimlilikte genişlemesinde ortaya çıkan tablo, parlak görünen ama kırılgan bir büyümedir. Sonuç olarak sanayisizleşerek sağlıklı büyüyemeyiz, tabana yayılmış bir şekilde zenginleşemeyiz. Gerçek büyüme, üretimden gelen büyümedir. Kalıcı refah tarımda verimlilik, sanayide teknoloji ve ölçek, hizmetlerde ise üretimi destekleyen nitelik dönüşümüyle mümkündür. Kısacası mesele büyümek değil, ne ile nasıl büyüdüğümüzdür."
Çok Okunanlar
Fındık Fiyatları
Son Güncelleme : 2025-12-24 08:48
| Şehir | Levant |
|---|---|
| TMO | 200 TL |
| GİRESUN | 283,00 TL |
| ORDU | 283,50 TL |
| DÜZCE | 283,50 TL |


