Yeni bir Amerikan boğa piyasası mı başlıyor?

Borsa İstanbul güçlü sinyaller üretse de son dönemde yükselen bir talep, yabancı hisse senetleri piyasalarında da karşımıza çıkıyor. Peki global bir alternatif olarak düşünüldüğünde yeni bir Amerikan boğa piyasası mı başlıyor?

info@karadenizekonomi.com / 17.02.2024

Yeni bir Amerikan boğa piyasası mı başlıyor?

Rakamlar ortada; beklentiyi aşan enflasyon rakamlarına rağmen ABD ekonomisinde nadir görülen bir “Goldilocks” senaryosu şimdi daha olası görünüyor. ABD verilerinin son zamanlardaki güçlülüğü, daha da parlak bir sonuç olasılığının altını çiziyor: S&P500 endeksinin kasım ayından bu yana yüzde 22’ye yakın bir getiri sağlayarak, boğa piyasasına girdiğini teyit etmesi, yatırımcı tarafında da risk iştahını perç inliyor.

Ocak ayındaki güçlü istihdam raporunun ardından ABD ekonomisinde bir “Goldilocks” senaryosu şimdi daha olası görünüyor. Senaryo, sınırlı enflasyon ve düşük faiz oranlarıyla beklenenden daha hızlı ekonomik büyümeyi gerektiriyor.

Güçlü rapor, Federal Rezerv’in faiz indirimlerini birkaç ay daha ertelemesine yol açsa da henüz endişeleri tetiklemedi ve bu ABD borsaları için harika bir haber. ABD’de seçim yılı ve ekonomide bir yavaşlama mevcut değil… Şirket kârları da iyi geliyor. UBS’nin ayın ilk haftasındaki notu da bu görüşe destek veriyor: Daha olası görünen bu senaryo, zaten yükselen borsayı daha da yükseğe çıkaracak.

ABD verilerinin son zamanlardaki güçlülüğü, daha da parlak bir sonuç olasılığının altını çiziyor: S&P500 endeksinin kasım ayından bu yana yüzde 22’ye yakın bir getiri sağlayarak, boğa piyasasına girdiğini teyit etmesi, yatırımcı tarafında da risk iştahını perçinliyor.

Uzmanlar, ABD piyasalarında doğru bir pozisyon almak amacıyla yatırımcılara küçük ölçekli hisse senetlerine sahip olmalarını tavsiye ediyor; çünkü faiz oranları düşerse en fazla fayda sağlayacak olanlar onlar. Öte yandan, ‘muhteşem yedili’ liderliğinde 5 bini kıran S&P500’de muhtemel geri çekilmelerin de alım fırsatı olarak değerlendirilebileceği uyarısında bulunuyorlar. ABD ekonomisini kasvetten kurtaran erken bahar havası etkileriyle şirketler yeniden büyümenin tadını çıkarırken, momentumun iç piyasaya olan etkileri de tartışılıyor.

Yatırımcı açısından oldukça nadir görülen bu “Goldilocks” momentumu, portföy planlarını tamamen değiştirmeye yetecek kadar kuvvetli görünüyor. Bunun için bir grup piyasa profesyonelinden, bu rüzgârdan en fazla etkilenecek hisseleri ve tematik fonları değerlendirmelerini istedik.

ALB YATIRIM KIDEMLİ HAZİNE UZMANI SİNA DERİN TUNCAY
TEMATİK FONLAR ÖN PLANDA OLACAK

ABD tarafında enfl asyon dinamiklerinin hız kaybetmesi yatırımcıların risk alma iştahını perçinlerken, S&P500 endeksi kasım ayından bu yana yüzde 22’ye yakın bir getiri sağlayarak boğa piyasasına girdiğini teyit etmiş oldu. Microsoft, Apple, Amazon ve Nvidia gibi endeksteki ağırlığı yüksek “Muhteşem yedili” olarak bildiğimiz megacap şirketlerin endeksi yukarı taşıdığını gördük. Teknoloji, yarı iletken üreten şirketlerin yanı sıra son dönemde obezite ilacı üreten Novo Nordisk ve Eli Lilly gibi şirketler de görece iyi bir performans sergilediler. 2023 yılında hisse senedi piyasalarında fırtına gibi esen yapay zekâ teması yeni bir hikâye ve büyüme fırsatıyla birlikte teknoloji şirketlerini öne çıkardı. Bu teknolojiyi ticari amaçlarla kullanmayı başaranlar, önümüzdeki süreçte öne çıkacaktır. Veri analitiği, tıp ve biyomedikal teknolojisi gibi sektörler önümüzdeki süreçte bu dönüşümden muhakkak faydalanacaktır.

Teknoloji şirketleri genel itibarıyla çarpanlar açısından ucuz denilemeyecek seviyelerde olduğu için olası geri çekilmelerin alım fırsatı olarak değerlendirilmesi faydalı olabilir. Yurt dışı yatırım araçlarının portföylerdeki ağırlığı orta ve uzun vadeli düşünülecekse azami yüzde 20-30 seviyelerinde, hisse senedi, bono ve mevduat gibi TL cinsinden varlıkların ağırlığı ise asgari yüzde 50 seviyelerinde tutulabilir. Altın ve altına dayalı ürünlerin portföylerdeki ağırlığı ise yüzde 20-25 seviyelerinde tutulması portföydeki hedge fonksiyonu açısından faydalı olacaktır. Yurt dışı yatırım araçlarında öne çıkan tematik fonlar tek bir varlık grubunun getirisine odaklandığı için özünde oldukça riskli bir yapıya sahip.

Portföydeki ağırlığı belirli bir limitte tutulmak kaydıyla, yapay zekâ dalgasının ikinci fazı dijital teknolojiler ve biyoteknoloji gibi sektörlere yatırım yapan tematik fonları öne çıkarabilir. Öte yandan ABD piyasalarında başlayan boğa koşusunun yurt içinde de birtakım yansımaları olabilir. Fed ve dünyadaki diğer majör merkez bankalarının sıkılaşma süreci sona ererken, risklilik açısından olumlu ayrışan ülkeler uluslararası sermaye akımlarını çekme konusunda elbette öne çıkacaktır. Cari açığın finansmanı, yüksek enflasyon ve diğer içsel risk faktörleri nedeniyle özellikle 2018 yılından bu yana yurt dışı piyasalardan negatif ayrıştık.

Ortodoks ekonomi politikalarına dönüş ve CDS risk primimizdeki düşüşle birlikte haziran ayından bu yana dolar bazında görece iyi bir performans sergiledik. Haziran ayında 220 USD olan endeks 300 USD bandına yaklaşmış durumda. 2024 yılında da gelişen piyasa ülkeleri arasında ön sıralarda bulunuyoruz. Jeopolitik risklerde bir yükseliş olmadığı sürece, yurt dışındaki olumlu haber akışı ve momentumun yansımalarının pozitif olmaya devam etmesini bekleyebiliriz.

PHİLLİP PORTFÖY ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ ALİ AKOVA
ÇİP SEKTÖRÜ 2024 YILINDA ÖN PLANDA OLACAKTIR

2024’te faiz indirimlerimi döngüsünün başlayacağı beklentisiyle, 2023 yılını aşırı optimist tarafta tamamlayan ABD piyasaları, 2024’ün yılının başında da yükseliş momentumunu korudu. 2024 yılı başından bu yana gerek Fed yetkililerinden gelen açıklamalar, gerek güçlü gelen enfl asyon ve istihdam verileri, ABD 10 yıllık tahvil faizlerini yüzde 4,30’un üzerine sürüklese de hisse endekslerindeki yükseliş momentumunda henüz bir bozulma görmedik. Son iki çeyrektir ABD’de kaydedilen trend üzeri büyümenin sürmesi faiz indirimlerinin piyasanın beklediği sertlikte olmamasına neden olabilir. Son açıklanan enflasyon verisinin beklenti üzeri gelmesi ise piyasada risklerin değerlendirilmeye devam edileceğinin bir göstergesi.

ABD TÜFE sepetinde önemli bir yer kaplayan barınma tarafında fiyat artışlarının sürmesi ve hizmet enfl asyonunun güçlü devam etmesi önümüzdeki dönemde enflasyonun kontrol altına alındığı algısını bozabilecek güce sahip. Önümüzdeki döneme dair ABD piyasaları için olumlu görüşümüzü korusak da 2024 yılı içerisinde piyasada veri hassasiyetinin ve hareketliliğin yüksek olmasını bekliyoruz. Endekslerdeki yükseliş beklentisinin yanında, hareketliliğin yüksek olma ihtimali özellikle sermaye piyasalarına yönelik hizmetler sunan şirketlerin kârlılığına olumlu yansıyacaktır. Bu temayı değerlendirmek isteyen yatırımcılar sermaye piyasalarına yönelik olarak, S&P’nin sermaye piyasaları ETF’i KCE gibi borsa yatırım fonlarını veya MSCI Inc. (NYSE: MSCI) veya Şikago borsasının işletmecisi CME Group (NASDAQ: CME) gibi bu alanda ön plana çıkan şirketleri değerlendirebilir.

Yapay zekâ tarafındaki gelişmeler dolayısıyla çip sektörü, özellikle de NVIDIA ve Advanced Micro Devices 2024 yılı içerisinde ön plana çıkmayı sürdürecektir. Yine de söz konusu hisselerin son birkaç ayda kayda değer yükselişler gerçekleştirdiğini ve veri merkezlerine yönelik çip satışlarındaki sıra dışı güce karşın, bilgisayar pazarının henüz beklenen toparlanmayı gerçekleştirmediğini akılda tutmak gerekir. Faiz hassasiyeti yüksek olan sektörde, tahvil faizlerindeki yükselişin sürmesiyle gerçekleşebilecek bir düzeltmenin yıl sonuna yönelik pozisyon almak açısından fırsat sunabileceğini düşünüyoruz. Bir yandan mevcut yüksek faiz ortamı sigorta şirketlerinin kârlılığını desteklemeyi sürdürüyor, bu açıdan Goosehead Insurance (NASDAQ: GSHD), Chubb Limited (NYSE: CB) Phillip Portföy olarak takip ettiğimiz hisseler arasında değerlendirilebilir. Tahvil faizlerinin düşüş eğilimine girecek olması lüks tüketim ürünlerine yönelik talebi de arttıracaktır, son yıllarda lüks tüketim ürünü üreticilerinin görece iskontolu fiyatlandığı değerlendirildiğinde LVMH Moet Hennessy Louis Vuitton’ın (PA: MC) gibi lüks tüketim şirketlerinin de yükseliş potansiyeli sunduğu görüşündeyiz.

ATA PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ MEHMET GERZ
ABD EKONOMİSİ “NE AŞIRI SICAK NE DE SOĞUK, TAM KIVAMINDA”

Fed’in 2024’te faiz indirimine başlayacağı beklentisi ABD borsaları başta olmak üzere tüm dünya borsalarında 2024’e olumlu bir başlangıca neden oldu. Özellikle ABD’de Nvidia başta olmak üzere teknoloji hisseleri ralli yaptı. Ancak Fed, enflasyon konusunda temkinli açıklamalar yaparak aşırı iyimser faiz indirim beklentilerini törpülemeye çalışıyor. Nitekim aydan aya gelen enflasyon rakamları da Fed’i teyit eder nitelikte. Piyasada soğuk duş etkisi yapan ocak ayı enflasyon verisi sonrası Fed’den ilk faiz indirimi beklentisi yılın ikinci yarısına ertelendi. Bu nedenle aşırı alım bölgesindeki borsalarda bir miktar kâr satışı beklemek mantıklı olabilir. Ancak ABD’de seçim yılı ve ekonomide bir yavaşlama mevcut değil… Şirket kârları da iyi geliyor.

Piyasa deyimiyle ABD ekonomisini “goldilocks” yani “ne aşırı sıcak ne de soğuk, tam kıvamında” diye niteleyebiliriz. Bu ılıman iklim piyasaların yükselmesi için uygun ortamdır. Bu nedenle ABD borsalarındaki düşüş alım fırsatı olarak kullanılabilir. Ata Portföy olarak, Türk yatırımcılara portföylerinde yüzde 20 oranında yabancı hisse senedi öneriyoruz. Bu yabancı alokasyonun yaklaşık yarısını ABD borsaları, diğer yarısını ise seçilmiş ülke endekslerine yatırmayı tercih ediyoruz. Endeks ve temalara Borsa Yatırım Fonları (“ETF”) vasıtası ile yatırım yapıyoruz. Ülke endeks ETF’lerimiz arasında ABD teknoloji (NASDAQ), ABD genel endeks (S&P 500) ve ABD küçük ve orta ölçekli hisseler (Russell 2000) bulunuyor.

Tematik olarak ise yapay zekâ ve robotik hisselerini içeren kendi fonumuz (Ata Robotik Değişken-RTG) ve uzun vadeli olarak global tarım ve gıda temasına odaklanan Ata Tarım ve Gıda Değişken (YLC) fonumuzu öneriyoruz. Yakın zamanda portföyümüze ABD Biotek ETF’ini de ekledik. Bu temanın birkaç yıllık dipten yukarı döndüğünü düşünüyoruz. ABD dışında ise pandemi sonrası küresel trendler ve jeopolitik değişimler ile üretimin yer değiştirmesinden faydalanan Hindistan, Meksika, Brezilya, Japonya ve Güney Kore gibi ülke borsa endeks ETF’lerine yatırım yapıyoruz. Bahsettiğimiz yurt dışı ürünleri bir araya getirmek bireysel yatırımcı açısından kolay değildir. O nedenle bir serbest fonumuzu bu fikirlerin bir sepeti haline getirip nitelikli yatırımcılara sunduk.

Diğer yandan şubat ayında yurt dışı borsalarda yaşanacak kâr satışı Borsa İstanbul’daki soluksuz yükselişi de kesintiye uğratabilir. Enflasyon muhasebesine geçişin yarattığı ek belirsizlik de şirket bazında dalgalanmalar yaratabilir. Borsa İstanbul 100 Endeksi için yıl sonu beklentimiz 11.000, ancak yılın ikinci yarısında makul ekonomi politikaları ile enflasyon düşmeye başlarsa iyimser bir beklenti ile 13.000 seviyesi yeni hedef olabilir. Model portföyümüzde Türk hisse senedi varlık sınıfına yüzde 40 ayırmaya devam ediyoruz.

TACİRLER YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ KADİRHAN ÖZTÜRK
YURT DIŞINDAKİ MOMENTUM, YABANCI YATIRIMCILARIN TÜRKİYE’YE OLAN İLGİSİNİ ARTIRABİLİR

Pandemi sonrası ağırlıklı olarak teknoloji hisselerinin toparlanmasıyla S&P 500, tarihinde ilk kez 5.000 puanı aştı, “Magnificent 7” olarak adlandırılan yedi teknoloji şirketinin son yıllardaki başarısı (MSFT, AAPL, NVDA, AMZN, META, GOOGL/GOOG ve TSLA) S&P 500’ün yükselişinde büyük rol oynarken, bu yedi şirketten oluşan sepet, S&P 500’ün yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Teknoloji, finans ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteren birçok ABD şirketi, güçlü bilançolar açıklamaya devam ediyor. Yurt dışı piyasalarındaki yatırım temalarına baktığımızda, hızla büyüyen bir alan olan yapay zekâ öne çıkıyor.

Onun için de yapay zekâ alanında faaliyet gösteren şirketlerin hisseleri yatırımcılar için oldukça cazip karşılanmaktadır. Ayrıca, ABD ve Avrupa’da yılın ikinci yarısından itibaren başlaması beklenen faiz indirim döngüsünün, finans sektörü hisselerinin yükselişine katkıda bulunmasını da bekliyoruz. JPMorgan Chase (JPM), Bank of America (BAC), Citigroup (C) bu şirketlere örnek olarak gösterilebilir. Yabancı hisse senetleri ile portföy riskini düşürmek ve daha yüksek getiriler elde etmek mümkün. Her yatırımcının risk profili farklı olmakla birlikte, hedefl erine uygun hisseleri seçerek kendi portföylerini oluşturmalıdırlar. Uzun vadeli yatırım yapma planı varsa, ortalama maliyet yöntemi ile kademeli alımlar yapılabilir.

Kısa vadede ise her hisse için farklı alım bölgeleri takip edilmesi gerekecektir. MSFT için 375-400 seviyesi, AAPL için 165-175 seviyesi, AMZN için 155-165 seviyesi ve TSLA için 170-190 seviyeleri alım için ideal bölgeler olarak öne çıkıyor. Küresel yatırım trendlerine baktığımızda, yapay zekâ, teknoloji sektöründe büyük ölçekli değişimlere yol açarken, kullanımı son yıllarda artış kaydetmektedir. Aynı zamanda sürdürülebilirlik, yatırım temaları arasında öne çıkıyor. Elektrikli araç şirketlerinin son dönemdeki çıkışı da bunun bir sonucu olarak görülebilir. Yine, enflasyonun hâlâ yüksek olduğu bu dönemde perakende şirketleri fırsat yaratır. Yukarıda teknoloji şirketlerinden bahsedildi; ancak perakende şirketlerine Coca Cola (KO), PepsiCo (PEP), Unilever (UL) örnek olarak gösterilebilir. Yabancı yatırım araçlarının toplam portföydeki ağırlığı, yatırımcının risk profiline ve yatırım hedeflerine göre değişirken, orta riskli bir portföyde yabancı yatırım araçlarının ağırlığı yüzde 30-50 arasında oluşmaktadır. Daha agresif bir portföy için bu oran yüzde 50’nin üzerine çıkabilirken, daha muhafazakar bir portföy için yüzde 30’un altında kalabilir. Yabancı yatırım araçlarının dışında kalan portföy ağırlığı ise, tahviller, altın/gümüş gibi madenler veya mevduat faizine dağıtılabilir.

Özellikle tematik fonlar, belirli bir temaya odaklanarak yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Yurt dışındaki tematik fonlara baktığımızda, iShares Global Tech ETF (IXN), global teknoloji sektörüne yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için, iShares Global Healthcare ETF (IXJ), global sağlık sektörüne yatırım için ve iShares Global Clean Energy ETF (ICLN), temiz enerji sektörüne yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için iyi bir seçenek olabilir. Aynı zamanda, S&P 500 ETF’leri, yatırımcılara tek bir fon aracılığıyla ABD’nin en büyük 500 şirketine yatırım yapma fırsatı sunar. Bu tür çeşitlendirilmiş fonlar, Blackrock ve VanEck gibi varlık yönetim şirketlerinden temin edilebilir. Öte yandan yurt dışındaki momentumun BIST-100’e kısa vadeli etkileri de söz konusu olabilir. Öncelikle BIST-100’de aynı sektörlerde faaliyet gösteren hisseleri etkileyebilir. Aynı zamanda, yurt dışındaki momentum, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini artırabilir. Ancak, bu etkinin uzun vadeli etkisi ise, Türkiye’nin makroekonomik göstergelerine bağlı olacaktır.

İNFO YATIRIM ARAŞTIRMA STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS
YURT DIŞINDAKİ OLUMLU MOMENTUM BIST-100 ENDEKSİNE KATALİST ETKİ YARATABİLİR

ABD tarafı 2024 yılında farklı bir politikaya geçmeye hazırlanıyor gibi görünüyor. Yani büyüme odaklı bir strateji. Daha da detaya inersek basit pencerede faiz artırımlarının sonuna gelinmesi ve faiz indirimlerinin başlaması. GSYH büyümesi, sınırlı resesyon riski ve kısa vadede faizlerin sabit kalması ile faiz indirim döngüsünün başlama beklentileri ABD hisse senedi piyasaları olumlu etkiliyor. Faiz indirim döngüsünün başlayabilme ihtimali ise teknoloji paylarına katalist etki yaratıyor. 2024 yılı için yayımladığımız strateji raporunda yurt dışında 9 hisse senedini incelemeye aldık. CRISPR Therapeutics, Eli Lilly, Vertex Pharmaceuticals, Intuitive Surgical, Pfizer, Li Auto, Shopify, Mastercard, Netfl ix. Elektrikli araçlara olan ilginin artması ve dönüşümler, e ticaretin artarak devam etmesi, sağlık hizmetlerinin gelişmesi, teknolojinin ön plana çıkması gibi durumlar ABD piyasalarında fazlasıyla konuşulacak gibi gözüküyor.

Portföy ağırlıkları yatırımcıların risk iştahına göre değişiyor. Fakat son iki senede global piyasalarda jeopolitik gerginliklerin etkisi ve faiz artırımları ile birlikte bir baskı olduğu da aşikâr. Son zamanlarda özellikle ABD piyasalarında ileriye dönük beklentiler fiyatlamalar arasına dâhil oluyor. Bu durumların gerçekleşme olasılığının da artması risk iştahını artırıyor. Yabancı yatırım araçlarının takibe alınması gerektiğini düşünmekteyim. Unutulmaması gereken bir konu var ki her dönemin ayrı bir hikâyesi ve bu durumdan olumlu ya da olumsuz etkilenen sektör/ hisse/fonlar oluyor.

Ağrılıklar biraz da konjonktüre göre şekillenmeli. Yurt içinde de fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Ve tabi ki kıymetli metallerde yukarıda anlattığım durumlardan olumlu etkilenmesi beklenen ve potansiyelli görünen altını da yabana atmamak gerekiyor. Risk sevmeyenler de zorunlu karşılık düzenlemesi ile 5 hafta sonra tekrar yükselen mevduatları takip edebilir. 2022 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışı piyasalar fazla ayrışmaya başladı. Politikalardaki değişiklikler, enflasyon teması ve birçok dinamik ayrımlara sebebiyet verdi. Yurt dışındaki olumlu momentum BIST-100 endeksine katalist etki yaratabilir. Fakat olumsuz konjonktürün BIST’i çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Yurt içinin hikâyesi yurt dışından biraz daha bağımsız.

YATIRIM FİNANSMAN STRATEJİ VE YATIRIM DANIŞMANLIĞI
PORTFÖYLERDE YABANCI HİSSE AĞIRLIĞI YÜZDE 30-35 BANDINDA OLABİLİR

ABD endekslerinde, yapay zeka talebindeki patlama ile birlikte bilişim teknolojileri sektöründeki kazanımların yeni yıla da taşındığı görülüyor. Yapay zeka, donanım ve yarı iletken çip üreticisi şirketlerin endeksteki momentumun ana destekçilerinden olduğunu belirtebiliriz. Küresel piyasalarda savaş yeniden ana gündem maddelerinden birisi konumunda. Enerji sektöründeki endekse kıyasla ucuz çarpanları ve artan LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) yatırımlarını pozitif değerlendiriyoruz. Exxon Mobil, Chevron sektörde öne çıkan LNG sağlayıcıları olarak belirtilebilir.

Yarı iletken sektöründe Advanced Micro Devices, Applied Materials, Super Micro Computers, Qualcomm öne çıkan şirketler olarak belirtilebilir. Bu şirketlerin pahalı çarpanlar ile işlem görmesi baz alındığında ise olası geri çekilmeler alım fırsatı sunabilir. Küresel endekslerin yeni yılda zirvelerde yorulma sinyali vermesine kıyasla hisse senetlerinde potansiyel getiri devam ediyor. Dengeli bir portföyde yabancı hisse ağırlığı yüzde 30-35 bandında olabilir. ABD Hazinesi’nin gerçekleştirdiği tahvil ihalelerine talep piyasa beklentilerinin üzerinde.

Beklenen faiz indirimleri öncesi kısa ve orta vadeli tahvil yatırımları portföylerde yer alabilir. Faiz indirimlerini yılın ikinci yarısında dolar negatif olarak değerlendiriyoruz. Bu da değerli metaller ve enerji piyasalarındaki alımları destekleyebilecek bir unsur. Son bir yıllık periyotta teknoloji, metaverse, robotik ve yapay zeka fonlarına yoğun girişler görüldü. Yapay zeka kullanımının artmasına kıyasla küresel olarak şirketlerin güvenlik ihtiyaçları da artıyor; bu bağlamda siber güvenlik cari yılda tematik fonlar olarak tercih edilebilir.

Yılın ikinci yarısında ise faiz indirimleri finansman maliyetlerinde dengelenme ile yenilebilir enerji sektörüne fayda sağlayabilir. Son dönemde Türk varlıklarına artan yabancı ilgisi ve ekonomi politikasında atılan adımlar ön planda. Yurtdışında risk iştahının yüksek olduğu dönemlerde BIST’in negatif ayrışma eğiliminde olmadığını belirtebiliriz. Küresel risk iştahındaki artışla gelişen ülke piyasalarına girişlerin de artmasını bekleyebiliriz.

DİNAMİK YATIRIM MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI CEYHUN YAVAŞ
YURT DIŞI HİSSE SENETLERİNE BİR MİKTAR YATIRIM YAPILABİLİR

ABD endekslerinde yaklaşık 4 aydır enfl asyondaki belirgin düşüşün getirmiş olduğu faiz indirim beklentilerinin fiyatlandığını gözlemledik. Bilanço sezonunda S&P 500 endeksinde açıklanan bilançoların yüzde 80’ninden fazlasının piyasa beklentilerinin aşmış olması endekste 5.000 seviyesinin aşılmasına yol açtı. Yükselişlerde teknoloji ve yapay zekâ sektörlerinden Nvidia, Broadcom, Meta ve Amazon ön plana çıktı. Ayrıca buna ek olarak Eli Lıly şirketi de kanser ve alzheimer ilaçlarının satışlarıyla yüzde 32 değer kazandı. Enflasyon datası manşet tarafta ocakta aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 3,1 artışla piyasa tahminlerinin üzerinde gerçekleşti. Çekirdek tarafta yüzde 0,4 ile 8 ayın en hızlı yükselişini gerçekleştirirken ve yıllık yüzde 3,9 ile yüzde 3,7’lik piyasa beklentisinin üzerinde artmasıyla birlikte ABD endekslerinde baskılandığın gördük.

Enflasyon verileri sonrası para piyasalarında, Fed’in martta yüzde 90 ve mayısta da yüzde 62 ihtimalle politika faizini sabit bırakacağı fiyatlanıyor. Özellikle bankacılık, teknoloji ve yapay zekâ üzerinde işlem gören şirketlerin getiri bazında ön planda olabileceğini değerlendiriyoruz. ABD’den gelen enflasyon verisinin beklenti üzerinde gelmesi ABD endeksleri başta olmak üzere yurt dışı piyasalarında bir kâr realizasyonlarına sebep oldu. Bu bağlamda yurt dışı hisse senetlerine yatırım yapmak isteyen yatırımcıların hisse seçimlerinde titiz davranması gerektiğini düşünüyoruz. Yatırımcıların risk algısına göre bir miktar yurt dışı hisse senetlerine yatırım yapabilir. Borsa İstanbul’un hala cazip olduğunu düşünmekle birlikte portföylerde ağırlığının artırılabileceğini değerlendirmekteyiz. Yurt dışı borsalarında teknoloji, yapay zekâ ve bankacılık hisse grupları tercih edilebilir.

Son dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları sıkılaştırıcı para politikalarında özellikle yılın ikinci yarısı itibariyle gevşemeye gidebileceği yönündeki artan beklentiler küresel endeksler üzerinde kısa vadede risk alma iştahını canlandırdığını gördük. Fakat içinde bulunduğumuz dönem itibarıyla global enflasyonda yukarı yönlü risklerin devam etmesi ve Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik risklere yönelik belirsizlikler kısmen de olsa risk alma iştahını baskıladığı izleniyor. Global endekslerde toparlanma eğiliminin devam etmesi durumunda gelişmekte olan ülke endeksleri içerisinde uygun rasyo ve iskontolu işlem gören BIST-100 endeksi üzerinde orta vadede olumlu yansımaları görülebileceği kanaatindeyiz.

AHLATCI YATIRIM HAZİNE MÜDÜRÜ ARDA COŞAR
SÜRDÜREBİLİRLİK FONLARI REVAÇTA

S&P 500 endeksi en son 2021 yılında gördüğü ve o dönemin zirve seviyesi olan 4.800 seviyesini yukarı yönlü kırıp, yeni zirve 5.000 seviyesini gördü ve zirvesini tazelemiş oldu. Bununda en önemli sebebi 2024 yılında muhtemelen ikinci yarısında Fed faiz indirimi sürecine girecek beklentisi ve aynı zamanda endişe edilen resesyonun şu ana kadar olmaması ve beklentisinin de çok yüksek olmaması. Fed faiz indirimi beklentileri ile beraber, ABD de borsa endeksleri yükselmeye devam ediyor. Önümüzdeki dönem ABD tahvil faizlerinde ki görünümde ABD endeksleri açısından önemli. Fed faiz artırım sürecinden yüzde 5’e kadar yükselen ABD 10 yıllık tahvil faizleri, daha sonraki süreçte yaklaşık yüzde 4’e kadar geriledi.

Bu sene içerisinde dalgalı bir seyir izlemekle beraber gerileme eğilimi içinde olacağını bununda ABD endekslerini pozitif etkilemeye devam edeceğini ve daha yüksek seviyeleri test edebileceğini düşünebiliriz. Ancak ABD tarafından gelen istihdam ve enflasyon verilerinin beklentileri etkilendiğinden dalgalı bir seyir izleyeceğini hatırlatmakta fayda var. ABD endeksleri 2022 yılı sonundan bu yana yükseliş eğilimden olmakla beraber, yükselişi eğiliminin mimarı büyük teknoloji hisseleri olduğu söylenebilir. Bu açıdan Nasdaq 100 endeksi diğer ABD endekslerine göre daha yüksek performans göstermiştir. S&P500 endeksinde de görülen yükselişi sağlayan özellikle büyük çaplı teknoloji hisseleri olduğu söylenebilir.

Bunlar Microsoft, Apple, Nividia, Amazon, Meta (Facebook) ve Alphabet (Google) hisseleridir. Önümüzdeki dönem eğer yükseliş devam ederse yine bu hisseler ön planda olmaya devam eder. ABD endeksleri 2022 yılı veya 2023 yılı başında ki kadar ucuz değil, ancak faiz indirim beklentileri ile yukarı yönlü eğilimi devam ediyor. S&P500 endeksinde düzeltme olur ve 4.500 seviyesi belki biraz altında gerilerse ilgi çekici olabilir. Nasdaq100 endeksinde ise 17.000-16.000 arası seviyeler de aynı şekilde ilgi çekiyor. ABD endeksleri zirve seviyelerinden yüzde 20/30’dan fazla gerilediği seneler alım için cazip yerlere geldiği ve dolar bazlı getiri potansiyeli oluştuğu kabul edilebilir. Şu anda hala bir potansiyel olmakla beraber potansiyel geçtiğimiz seneye göre daha sınırlı. Öte yandan, Borsa İstanbul bünyesindeki seçilmiş hisse senetleri için yüzde 50/70 ağırlık, yabancı yatırım araçları bunlar altın ve gümüş ayrıca ABD endekslerine dayalı hisse senedi fonları, ETF’ler olabilir yüzde 30/50 bandı olabilir.

Risk iştahı daha düşük yatırımcılar için kamu ve özel sektör eurobondlar tercih edilebilir. Yurt dışındaki momentum bazen dalgalanma olmakla beraber, genel anlamda pozitif şu an. Ancak Borsa İstanbul’un kendine özgü sebeplerle yön belirlediğini ve eskiye nazaran yurt dışı borsalara ilişkisinin daha zayıf olduğunu düşünüyorum. Ama yurt dışının pozitif olması Borsa İstanbul açısından olumlu ama etkisi sınırlı olur.

A1 PORTFÖY ARAŞTIRMA UZMANI DUYGU DORAN
TEMATİK FONLARA YATIRIM YAPILABİLİR

Piyasalarda Fed’in 2024 yılında faiz indirimlerine başlayacağı beklentileri, borsalar başta olmak üzere riskli varlıklara olan iştahı ve güveni artırdı. Borsa tarafında bilanço döneminin sonuna yaklaşırken sürpriz olumlu bilançoların da etkisiyle S&P 500 endeksi en yüksek seviyesi olan 5.066 seviyesini test etti. Özellikle teknoloji sektörü hisseleri başta olmak üzere endeksler yükselişine devam ederken, kamu hizmetleri, enerji, sağlık sektörü hisseleri ise yükselişi destekleyen sektörler oldu.

Teknoloji sektörü; yazılım, donanım, yapay zekâ, bulut bilişim, yarı iletken çip üretimi gibi alt sektörlerden oluşuyor. Özellikle büyük teknoloji şirketleri Apple, Microsoft, Amazon, Alphabet gibi şirketler öne çıkarken, son dönemde artan yapay zekâ gelirleriyle NDVIA, hisse başına 50 cent temettü ödemesi, artan yapay zekâ payı ve 50 milyar dolarlık geri alım programıyla META (Facebook), sağlık alanında Gilead Sciences (GILD) , enerji sektöründe yenilenebilir enerji yatırımlarıyla öne çıkan EXXON, kamu hizmetleri tarafında ise Entergy Corp (ETR) öne çıkıyor. Alım için ise gelecek makroekonomik veriler önemle takip edilerek S&P 500’de bir önceki tepe olan 4.818 seviyesi takip edilebilir. 2024 yılı için küresel çapta gerçekleşecek olan ulusal seçimler ve jeopolitik risklerde göz ardı edilmemeli ve portföy oluştururken risklerin dağılmasına dikkat edilmeli.

Toplam portföy içerisinde; yerli hisse senetleri ağırlığının yüzde 50, yabancı yatırım araçlarının yüzde 20, altın ve kıymetli madenlerin yüzde 15, eurobondlar yüzde 10, ve yüzde 5’i ise döviz olarak tercih edilebilir. Teknoloji, sağlık, yenilenebilir enerji, yapay zekâ gibi son dönemde momentumu yüksek olan sektörlere odaklanan tematik fonlara yatırım yapılabilir. Haziran ayı itibariyle ABD’de başlamasını beklediğimiz Fed’in faiz indirim döngüsü en fazla bu sektörleri destekleyecektir. Küresel tarafta sıkılaştırıcı para politikalarının yılın ikinci yarısında enflasyonu düşürmekte başarılı olup gevşemeye başlamasıyla birlikte oluşacak likiditeyle beraber küresel piyasalarda riskli varlıklara yönelim artmaya devam edecektir.

Son dönemlerde yurtdışı borsalarla BIST-100 endeksi korelasyon içinde olmasa da, önümüzdeki dönem batı ile gelişen ikili ilişkiler, TCMB’de yeni yönetimin rasyonel sıkı politikalar uygulayacağı beklentisi, bunların sonucunda olası kredi derecesi artışları sonucunda yabancı portföy girişlerinin artmasını ve Türkiye’nin global likiditeden daha fazla pay almasını bekliyoruz.

DENİZ YATIRIM, YATIRIM DANIŞMANLIĞI BÖLÜM MÜDÜRÜ ALİ BARBAROS DEMİRER
TEKNOLOJİ HİSSELERİ YİNE ÖN PLANDA

Endeksin 5.000 seviyesi üzerinde kalma çabası devam ediyor. Kanaatimiz, yılı bu seviyenin de üzerinde kapatacağı yönünde. Özellikle teknoloji hisselerinin yine ön planda olmasını; bunun yanı sıra sağlık, perakende, altyapı ve hammadde sektörlerinin de çokça konuşulmasını öngörüyoruz. Teknoloji hisseleri tarafında Apple, Microsoft, Tesla ve Amazon gibi devlerin yanı sıra AMD, TSMC gibi çip üreticileri ön planda olacaktır.

Wall Mart ve Cocacola düzenli temettü veren hisseler tercih edilebilir. Faizlerin düşüş süreci Wells Fargo için olumlu olacaktır. Bakır fiyatlarının yukarı yönlü hareketi beklentisi Freeport-McMoran için olumlu olacaktır. Döviz yatırımlarının bir kısmının yüksek getirili Türk tahvillerinde değerlendirilmesi; yabancı tahvil ve hisselerinin ise yine döviz portföy içerisinde en az 3’te bir oranında değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Baz senaryoya dayanarak, yılın ikinci yarısından itibaren tahvilden daha çok ağırlığın hisselerde olmasını bekliyoruz. Özellikle eurobond fonları ve yurtdışında teknoloji hisselerine yatırım yapan metaverse, elektrikli araç, yapay zeka fonlarının yanı sıra, bu yıl ve önümüzdeki yıllarda sürdürebilirlik fonlarının da fazlasıyla revaçta olacağını öngörüyoruz. Global para politikalarında gevşeme, yılın ikinci yarısından sonra gelişmekte olan ülkelere de para akışını canlandıracak; BIST-100 de bundan pozitif etkilenecektir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar