Borsa daha ne kadar düşebilir?

Son birkaç yılın rekortmeni borsada bir türlü alınamayan dipten dönüş sinyalleri yeni olasılıkları gündeme taşıdı. 7 binin üstünde güçlü alımlar göremeyen, hatta yeni yatırımcılarının bir bölümünü kaybeden borsada alım için yeni seviyeler telaffuz ediliyor.

info@karadenizekonomi.com / 30.12.2023

Borsa daha ne kadar düşebilir?

Uzmanlar, yüzde 16 değer kaybeden borsada bir sonraki test için 7.000 altını işaret ediyor. Yabancılar, ekonomik toparlanmanın açık ve sürdürülebilir olduğuna dair net sinyaller beklerken, yerli yatırımcının gücü endeksi tutmaya yetmiyor. Borsanın şu anda bir “panik ve depresyon” döngüsünde olduğunu savunanlar, yeni dip seviyeleri konusunda yatırımcıları uyarıyor.

BIST-100 endeksi seçim sonrası girdiği dört aylık ralliyi ekim ayının hemen başındaki 8.562 zirvesiyle sona erdirdi. Geçen hafta pazartesi gününe kadar gerileyen endeks, 7.208 seviyesine çekilerek yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti. Buna rağmen hisse senedi piyasasındaki aşağı yönlü riskler hâlâ yerinde duruyor. Piyasa uzmanları bir sonraki test için endekste 7.000’in altını işaret ediyor.

İşin kötü tarafı, inatla düşmeyen enflasyon gibi beklenenden daha kötü makro haberler ve muhtemel durgunluğun bulaşıcı etkilerinin piyasalardaki depresyonu destekleyebileceğine dair bir takım endişeler söz konusu. Belki de çok yıllı durgunluk ve deflasyon…

Olumlu tarafı, ekonomi yönetiminin agresif politika teşvikleriyle beklenenden daha hızlı ve sürdürülebilir bir ekonomik ve finansal piyasa toparlanmasına yol açabileceğini düşünenler de var. Ancak bu yükseliş argümanı da-oldukça gerçekçi bir şekilde- ikinci ve üçüncü çeyrekte bir toparlanma senaryosunun gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu tartışıyor.

Bu iddianın sorunu şu ki, hisse senedi fiyatları ileriye dönüktür; genellikle durgunluğun sona ermesinden altı ila dokuz ay önce dibe vurma eğilimindedir. Şayet mevcut seviyeler bir dip ise sorun yok, ancak 7 binin altında yeni bir dip testi, sürdürülebilir toparlanmada takvim değişikliğine yol açabilir.

SEKTÖR ROTASYONU İÇİN İYİ BİR YIL

Ancak olay şu ki: Bir piyasa çöküşü, özellikle deneyimli yatırımcılar için her zaman fırsat yaratır. Gözünüze kestirdiğiniz hisse senetlerine büyük iskontolarla para harcayabilir veya uzun vadeli yatırım programınızda hisse ağırlığını artırabilirsiniz. Satmadığınız sürece kaybetmiş sayılmazsınız. Piyasa çalkantılı olduğunda, alımlarınızı kademeli bir şekilde dağıtmak hisse fiyatlarındaki iniş ve çıkışları yumuşatır ve genellikle uzun vadede düşürür. Piyasadaki gerilemelerle başa çıkmak için geleneksel bir strateji, sektör rotasyonuyla ilgilidir. Parayı bir sektörden diğerine taşımak, piyasayı zamanlamanın başka bir şeklidir. Uzmanlar, 2024’ü sektör rotasyonu için iyi bir yıl olarak tanımlıyor. Enflasyon muhasebesiyle birlikte şirketlerin rasyolarının değişebileceğini, yeni bir fırtınaya tutulmadan önce planlarınızı gözden geçirmeniz gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.

UZMANLAR NE DEDİ?

İNFO YATIRIM ARAŞTIRMA STRATEJİSTİ ÇAĞLAR TOROS:
HOLDİNGLER FARK YARATABİLİR

7.300 altındaki kapanışlarda 200 günlük hareketli ortalamanın geçtiği 6.845 seviyesi ana destek olarak ön plana çıkıyor. Teknik açıdan 7.300 seviyesinin üstünde kalınması durumunda ise 7.500 ve 7.800 seviyeleri hedef haline gelebilir. Kısa vadeli 7.300 seviyesi üstünde endekste yukarı yönlü hareket görülebilir. Endeksin tabir-i caizse daha sağlam adımlarla yukarı yönlü gidebileceğine dair sinyalin 7.800 seviyesi olduğunu düşünüyoruz. Elbette, her dönemin ayrı bir hikâyesi var. Bu hikâyelerden olumlu ya da olumsuz etkilenebilecek birçok hisse senedi ve sektör var. Burada hisse senetlerinde temel ve teknik analizde potansiyel görülebileceği durumlarda portföylere dâhil etmek daha doğru olacaktır. Potansiyel olarak 2024 yılında özel bankaların, kamu bankalarına kıyasla bir miktar öne çıkmasını bekliyoruz. Bankaların değerleme çarpanları ve öz sermaye kârlılık beklentileri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte; Garanti Bankası’nın kredi-mevduat faiz makas yönetimi ve TÜFE endeksli kâğıt ağırlığının azlığı ile Akbank ve Yapı Kredi’nin ise al-sat getirilerindeki düşüşün telafi si tarafındaki güçlü politikaları nedeniyle ön plana çıkmasını bekliyoruz. Yolcu trafik sayıları ile Pegasus’u, yolcu trafik sayılarına ek olarak kargoculuk faaliyetlerinin öne çıkması ile THY’yi, yer hizmetleri gelirleri ve havalimanı doluluk oranları ile TAV Havalimanları’nı takip ediyoruz. Gıda perakendesi tarafında, 2023 yılında güçlü seyreden mağaza trafik sayıları, sepet başına harcama tutarları ve mağaza açılış sayılarının bu yıla yansımasını ve devam etmesini bekliyoruz. Yüksek mağazacılık ve ürün üretimi açısından BİM, ŞOK Marketler ve Migros, finansal olarak kârlılığının pozitif kalmasını beklediğimiz Ülker, takip listemizde yer alan gıda perakende şirketleri olarak ön plana çıkıyor. Giyim perakende sektörde, güçlü marka bilinilirliği, global perakende ve e-ticarette büyüme ve etkin maliyet yönetimi ile Mavi’yi takip ediyoruz.

Otomotiv sektöründe ise elektrikli araç yatırımları ile Ford Otosan ve Karsan’ı, iç pazardaki konumu nedeniyle Tofaş’ı takip ediyoruz. Riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımları, piyasa değerlerinin net aktif değerlerini yansıtmaması ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyoları nedeniyle 2024 yılında seçici olmak kaydıyla holding sektöründe potansiyelin olduğunu düşünüyoruz. Özellikle 2024 yılında öne çıkmasını beklediğimiz sektörlerde halka açık şirketleri ve güçlü iştirakleri olan holdingler önümüzdeki sene fark yaratabilir. 2024’te holdinglerden, güçlü ve şeffaf yönetim yapısı, iştiraklerinden gelen güçlü finansallar, riski dağıtan çeşitlendirilmiş portföy dağılımı ile Koç Holding’i, net aktif değerine göre yüksek iskontonsu, iştiraklerinden gelen güçlü karlar ve piyasa ortalamalarının altında seyreden rasyolarıyla Sabancı Holding’i ve faaliyet gösterdikleri sektörlerde 2023 yılındaki güçlü performansları ve 2024 yılında da potansiyelli gördüğümüz perakende, içecek, otomotiv üretim gibi sektörlerdeki güçlü iştirakleriyle Anadolu Grubu’nu ve sadece enerji yatırımları ile faaliyetleri değil, havacılık ve tarım alanına yapılan yatırımlar ile Alarko Holding’i takip edeceğiz.

TUNCAY TURŞUCU ARAŞTIRMA VE DANIŞMANLIK A.Ş. KURUCUSU:
DÜŞÜK ÇARPANLARA SAHİP ŞİRKETLERE ÖNCELİK VERİLMELİ

Yatırımcılar trend dönüşlerini tespit edemeyebilirler. Bu gelişme sadece bir seviye olarak değil, aynı zamanda yukarı hareketi destekleyen haberler ile birlikte olur. Yabancı girişlerinin artması, kredi notu ile ilgili gelişmeler, makroekonomik verilerdeki iyileşmenin hızlanması gibi haberler önemli olabilir. Pozitif gelişmelerle birlikte başlayan yukarı hareket bence dönüş habercisi olabilir. Ancak teknik olarak 50 günlük ortalamanın üzerine çıkan ve yerleşen bir endeks trend yönünün yukarı olabileceği sinyalini vermektedir. Şu an bu ortalama 7.750 seviyelerinde bulunuyor.

Orta ve uzun vadeli alımlar için bence mevcut seviye ve 7.300 seviyesinin altı kademeli alımlar için uygun olabilir. Ancak bunun bir strateji ile yapılması gerekir. Bu seviyelerden bir miktar alınıp, 6.500’e doğru bir hareket olması halinde daha fazla alınabilir. Bunun tersi olursa, yukarı yönlü bir hareket halinde 50 günlük ortalamanın üzerine yerleştiğini görmeden alım yapılmamalıdır. 2024 yılı geçen yılların aksine BIST-30 hisselerinin ön planda olacağını gösteriyor. Yabancı girişleri bunda önemli bir faktör olacak. Bu nedenle BIST- 30 hisselerinde düşük f/k ve düşük pd/dd çarpanlarına sahip şirketlerde alım yapmak daha mantıklı olabilir. 2024 için bankacılık, sigorta, perakende, savunma ve gıda içecek sektörlerini ön planda tutuyorum.

DİNAMİK YATIRIM MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI CEYHUN YAVAŞ: ENFLASYON MUHASEBESİ RASYOLARI DEĞİŞTİRECEK

Endeks dip seviyesine ulaşmadan önce, bu düşüşün nedenlerine odaklanmak daha yerinde bir yaklaşım olabilir. Borsa İstanbul’daki gerilemenin ilk ve belirgin sebeplerinden biri, yaklaşan yılbaşı ile birlikte hisse senedi taşıma maliyetlerinin artmasıdır. Ayrıca, tatil öncesi ve özellikle çarşamba günleri yaşanan takas sürelerinden kaynaklanan satışlar, son dönemde sıkça karşılaşılan bir durumu oluşturmaktadır. Bu düşüşte etkili olan bir diğer faktör ise kredi yoğunluğundaki pozisyonların çözünmeye başlamasıdır. Ancak bu nedenlerin ötesinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasadan likidite çekme amacıyla finansal enstrümanlara başvurması, özellikle hazine ve depo ihaleleri gibi adımları etkili olmuştur. Aynı zamanda, sıkılaşmanın yarattığı etkiler, borsanın geçmişte olduğu gibi tek alternatif olmaması (mevduat faizi, fi ziki altına dayalı kıymetli maden yatırımları gibi enstrümanların tekrar popüler hale gelmesi) ve son bir yıldır uygulanan ortodoks politikalara yönelim, yabancı yatırımcının borsadan çıkan yerli yatırımcının yerini alamamasına neden olmuştur.

Orta vadede teknik analiz açısından baktığımızda ise endeksin 7.200 seviyesi üzerinde tutunmaya çalıştığını görmekteyiz. Bu seviye üzerinde kalıcılık sağlaması halinde 7.500 seviyesi hedeflenebilir. 7.500 seviyesi üzerindeki kapanışlarda ise yükseliş hareketinin momentum kazanacağını ve 8.000 direnç seviyesini test edilebileceğini düşünmekteyiz. Olası geri çekilmelerde ise 7.000-6.800 ve 6.200 desteklerini takip edeceğiz. Dolar bazlı grafiklerimize baktığımızda ise, 200 dolar seviyesi güçlü bir destek konumundayken, 250 dolar seviyesi de ilk geçilmesi gereken direnç seviyesi olarak karşımıza çıkıyor. 300 dolar seviyesi üzerinde kalıcılık sağlanması halinde ise yeni bir trendin Borsa İstanbul için oluşabileceği düşüncesi bizim tarafımızda ağır basıyor. Bu noktalar trend dönüşümü ya da alım seviyeleri olarak da kullanılabilir ancak burada fi yattan ziyade değer yatırımcılığının daha verimli olduğunu düşünmekteyiz.

2024 yılında Fed ve ECB’nin faiz indirim politikalarının nasıl şekilleneceği, içeride seçimlerde ve sonrasında nasıl bir politikayla devam edileceği, TCMB’nin sıkılaştırıcı politikalarının nasıl yön bulacağı ve enflasyon muhasebesi ana gündem maddelerimiz arasında yer alıyor. Enflasyon muhasebesinin uygulanmasıyla birçok şirketin rasyolarında değişiklik olacağı kanaatindeyiz. Ancak enflasyon muhasebesini kapsamayan başta bankacılık sektörü olmak üzere finansal hizmetler, dolar bazlı bilançoya sahip şirketlerin ön plana çıkabileceğini kanaatindeyiz. Bu noktada Erdemir, Pegasus ve THY hisseleri ön plana çıkabilir.

DENİZ YATIRIM YATIRIM DANIŞMANLIĞI BÖLÜM MÜDÜRÜ ALİ BARBAROS DEMİRER: EN KRİTİK KONU ZAMANLAMA

Yılın son gününe doğru, endekste son bir aydır devam eden satış baskısının arttığını gözlemliyoruz. Her ne kadar son bir ayda endekste görülen düşüş yaklaşık yüzde 10 seviyelerinde ise de; özellikle BIST-30 dışı hisselerde, bu düşüşün çok daha yüksek miktarlarda olduğunu belirtmek gerekir. Tabii bu dönemde öne çıkan bankacılık hisselerinde ise yatay/ pozitif seyir gözlemliyoruz. Bu bilgilerden yola çıkarak önümüzdeki dönemde endeksin seviyesi ve yönü kadar, hangi sektöre ve hisseye yatırım yaptığınız da en az o kadar önemli olacak düşüncesindeyiz.

Ve tabii her şeyin önünde zamanlama, ne zaman alım yaptığınız hisse getirileri üzerinde büyük rol oynayacak. Endekste 7.000-7.100 bandını kısa/orta vadeli ana destek seviyesi olarak takip ediyoruz ve bu seviyenin altında 6.500-7.000 bandını seçici olmak kaydıyla orta vadeli alım fırsatı olarak görüyoruz. Başta bankacılık olmak üzere, perakende, havacılık ve holdingler en beğendiğimiz sektörler. Bu sektörlerin yanında Tüpraş ve Erdemir de orta/uzun vade için beğendiğimiz ve fırsat sunan hisseler arasında sayabiliriz.

AHLATCI YATIRIM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI TONGUÇ ERBAŞ:
7.000-7.200 SEVİYELERİ KADEMELİ ALIM İÇİN UYGUN

Yıl sonuna doğru gerçekleşen düşük hacimli işlemlere bakarak bir değerlendirme yapmak doğru olmayacaktır. Bununla beraber teknik olarak herhangi bir nedenle 7.400 endeks seviyesi altında kalıcılık devam eder ve bu seviye yeni yılın ilk haftasında yukarı yönlü geçilmezse 6.800-7.000 aralığı endeksin görebileceği dip seviye aralığı olduğunu düşünüyorum. Küresel piyasalarda yeni ve bilinmez bir değişim olması durumunda bu seviye tekrar değerlendirmeli. Bu seviyeye kadar şartlar değişmeden olası bir geri çekilme yaşanması durumunda ise pay senetlerinin yatırım için çok uygun seviyelere gerilediğini ve piyasa değerleri açısından orta vadeli yatırım için endeksin cazip hale geldiğini düşünebiliriz. Yatırımcılar, Borsa İstanbul’daki düşüş trendini yatay fiyatlamaya döndükten sonra dikkatle izlemeliler. Endeksteki gerilemenin durumuna göre, 7.000 veya 7.400 seviyeleri yeniden hacimli bir şekilde geçilir ve bu seviyeler üzerinde bir kalıcılık sağlanırsa, bunun bir tren dönüşü olduğunu düşünmeye başlayabilirler. Endekste 7.000-7.200 aralığına doğru bir geri çekilme yaşanması durumunda hisse senetlerinde seçici olmak ile birlikte kademeli alışlara başlanabilir.

Şirketlerin finansal durumu, beklentileri, yatırımları, projeleri yanı sıra yıl sonu kapanışı sonrası yeni yılın ilk çeyreğinde açıklanacak finansal tabloları ve enflasyon raporu muhasebesinden etkilenecekleri senaryoları da düşünerek alımların yapılması daha doğru olacaktır. Yakın vadede BIST-30 veya BIST-50 hisseleri ön planda tutularak portföy oluşturmalı. Yakından takip ettiklerimiz arasında; TAV Havalimanları, Koza Altın, Vestel Beyaz Eşya, Doğan Şirketler Grubu, Erdemir, Akbank, Eczacıbaşı İlaç, Karsan, Şişecam, Anadolu Grubu, Yapı Kredi, Arçelik, Astor Enerji, Coca-Cola İçecek, Kocaer Çelik, Kardemir, Migros, Petkim, Sabancı Holding, Türk Telekom, Tüpraş, Tofaş, Enka İnşaat, Alarko Holding, Aselsan, Türkiye Sigorta, Tekfen Holding, Oyak Çimento, Turkcell ve Emlak Konut GYO yer alıyor.

ALB YATIRIM ARAŞTIRMA YÖNETMENİ UĞUR AYDIN:
YÜKSEK İSKONTO ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR

BIST-100 Endeksi 3 Ekim’de test ettiği 8.562 tarihi zirvesinden bu hafta pazartesi günü 7.208 seviyesine kadar düşerek yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti. Bu süre zarfında BIST-100 endeksinin cari F/K çarpanı 5.8x seviyesine kadar düşerken 2024T F/K oranı da 3.7x seviyesine geriledi. Mevcut durumda çarpan bazında iskontosu yüksek seyreden BIST-100 endeksinde uzun vadeli hareketli ortalamalara da yaklaşıldı. 2024 kârları üzerinden 3.7x F/K’da satılan endeksimiz dünyanın en iskontolu borsalarından biri olmayı sürdürürken, teknik ve psikolojik açıdan önemli olduğunu düşündüğüm 7.000 seviyesi ilk önemli teknik destek iken daha aşağıda 200 ve 250 günlük üssel hareketli ortalamaların toplandığı 6.860-6.520 bölgesini dip olabilecek teknik destek bölgesi olarak takip ediyorum. Beklenmedik çok olumsuz bir gelişme olmadığı sürece 7.000 seviyesi altını “aşırı satım bölgesi” olarak görebileceğimizi ve 6.860-6.520 bölgesini de uzun vadeli değer odaklı yatırımcı için doğru hisseleri seçmek kaydıyla büyük bir fırsat olarak görebileceğimiz kanaatindeyim. BIST-100 endeksinde uzun vadeli trendin yükseliş, orta vadeli trendin yatay, kısa vadeli trendin ise aşağı yönlü olduğunu söyleyebiliriz.

Bu noktada kısa vadede eğilimin tekrar yükselişe dönmesi ve toparlanmanın güçlenmesi için 7.480 üzerinde günlük kapanış görmemiz gerekebilir. Orta vadeli yatay eğilimin bitmesi ve piyasanın uzun vadeli ana yükseliş trendi yönüne dönmesi için ilk sinyal 8.000 seviyesinin aşılması olacaktır. 8.000 üzerinde göreceğimiz günlük kapanışlar artan hacimle olur ve BIST- 100’deki toplam işlem hacmi ortalamaların üzerinde gerçekleşmeye başlarsa 8.000’in kalıcı geçildiğine ilişkin teknik sinyal daha güvenilir olabilecektir. Uzun vadeli ana yükseliş trendine dönüş için ikinci ve en büyük sinyalin ise tarihi zirve 8.562’nin artan işlem hacmi ile kırılması ve üzerinde haftalık kapanış yapılması ile alınacağı düşüncesindeyim. Her yatırımcının risk ve getiriye bakış açısı ve toleransı farklıdır. Bu nedenle alım için uygun seviye her tasarruf sahibinin risk toleransına göre değişmekle birlikte, borsanın uzun vadeli genel davranış biçimi ve eğilimleri ile DCF modelini baz alan değerleme dinamiklerini göz önüne aldığımda 7.000 ve altındaki her seviyenin aşırı satım olarak kabul edilebileceği ve endeks 200 ile 250 günlük üssel hareketli ortalamalarına yaklaştıkça risk-getiri dengesi cazip sektör ve hisselerde fırsatların artacağını düşünüyorum.

Borsadaki düşüş sırasında orta-uzun vadeli bir yatırım perspektifi ile borsaya yaklaşan yatırımcı için relatif performansı pozitif olabilecek havacılık, gıda ve giyim perakende, gıda ve içecek, telekom, enerji dağıtım, sigorta, banka, holding sektörleri risk-getiri dengesi açısından cazip fırsatlar verebilir. Daha uzun vadeli bir perspektifi olan yatırımcılar ise yukarıda bahsettiğim sektörlere ek olarak yüksek faiz ortamı ve ekonomik yavaşlamadan negatif etkilenerek tarihi zirvesinden önemli ölçüde düzeltme ile karşılaşarak DCF modeli çerçevesinde uzun vadeli iskontosu artan otomotiv, beyaz eşya, çimento, demir çelik gibi döngüsel sektörlere de yönelebilir.

MİDAS YATIRIM ARAŞTIRMA YUSUF KILINÇ:
YATIRIMCILARI İŞTAHLANDIRAN SEVİYELER

Canlı bir varlık olan piyasa günün şartlarına göre alışılmışa uygun ya da alışılmışın dışında her fi yatlama davranışını gerçekleştirebilir. Yatırımcılar bu dönemde dip arayışından uzak durmalı, şirketlerin faaliyetleri ve karlılıklarına odaklanmalılar. Endekste dip seviyesi aramak niyetiyle yapılan yaklaşımların yanıltıcı bir bakış açısı olduğu geçmişte yaşanan birçok düşüşte anlaşılmıştır. Yine de geçmişe bakarak, 7.300 seviyelerinde alıcıların yeniden güç kazandığı ve toparlanma eğiliminin arttığı görülüyor. Bu anlamda psikolojik ve teknik anlamda önemli eşikler olmasıyla 7.000 -7.300 seviyeleri alıcıların iştahlandığı bölgeler olduğu söylenebilir.

Bu seviyelerin aşağısında yaşanacak fi yatlamalar, endeks adına korku ve panik havasını üst sınırlara taşıyabilir. Günün sonunda; kârlılığını artıran, makul çarpanlara sahip, reel anlamda büyüme sağlayan şirketlerin diğer şirketlerden pozitif ayrıştığını görmemiz mümkün olacaktır. 8.000 seviyesi üzerinde güçlü haftalık kapanışlar alınması trend dönüşü adına önemli bir sinyal olabilir. Bu seviyenin aşağısında kalındıkça nihai bir dönüşten bahsetmek zor olacaktır. 7.000 -7300 seviyeleri tepki hareketlerinin başladığı bölgeler olarak görülüyor. Temel anlamda fi ltre edilip, fi yat anlamında makul olup olmadığı ve risk yönetiminin sorgulanması kaydıyla 7.000 -7.300 seviyeleri makul seviyeler olarak görülebilir.

2024 adına sıkılaşma politikalarının faaliyetleri olumsuz etkilemediği, sektör ve şirket beklentilerinin öngörülebilir ve pozitif olduğu şirketlerde kademeli alımlarla uzun vade adına risk muhasebesinin yapıldığı dengeli bir yol haritası çıkarılabilir.

MARBAŞ MENKUL DEĞERLER STRATEJİ VE VARLIK YÖNETİMİ DİREKTÖRÜ VOLKAN DÜKKANCIK: ENDEKS, PANİK İLE DEPRESYON ARASI BİR DÖNGÜDE

BIST-100 grafiğini ve borsanın psikolojik döngüsünü bir arada değerlendirdiğimizde, şu an depresyon dönemi içerisine girdiğimizi, bir süre daha devam edebilecek denge ve taban arayışının ardından yeni bir trendin altyapısının hazırlandığını söylemek mümkün. Geçtiğimiz seçim döneminde -mayıs ayı- 4.400 civarında, döngüde depresyon döneminde olduğumuzu belirtmiş ve alım için fırsat kolladığımızın altını çizerken 30 Mayıs’ta endeks tavsiyemizi AL’a, hisse ağırlığımızı yüzde 75’e yükseltmiştik (4.500 endekste). Sonrasında Ağustos ortasında 7.700 endekste, yüzde 70 üzeri hızlı getiri sonrası, döngüde “Heyecanlanma ve mutluktan uçma” dönemine girdiğimizi düşünerek endeks tavsiyemizi TUT’a, hisse ağırlığımızı yüzde 50’ye düşürmüştük. Aradan geçen 4 ayda endeks oldukça volatil bir seyirle birlikte yatay-aşağı yönlü bir seyir izlerken, bu süreçte sabit getirili tarafta yüzde 16-20 arası bir getiri sağlandı.

Geldiğimiz nokta itibariyle endekste TUT tavsiyemizi ve yüzde 50 hisse ağırlığı görüşümüzü korumakla birlikte, döngüde panik ile depresyon arası bir döneme girdiğimizi ve bu aşamadan sonra geri çekilmeleri satış yönünde değil, fırsatçı ve seçici olmak kaydıyla alım yönünde izlemeye başladığımı belirtmek isterim. Gerekli koşullar oluştuğunda ve netleştiğinde tavsiyemi “AL” şeklinde değiştirmek üzere fırsat arayışına girdiğimiz bir dönemde olduğumuzu da düşünüyorum. Bu anlamda 6.800-7.200 bandı orta-uzun vade için önemli bir desek ve fırsat seviyesi olduğu kanaatindeyim. Tedbiri elden bırakmadan, “Korumacı ve fırsatçı” bir yaklaşımda olmamız gerektiğini ve varlık dağılımı anlamında bir süre daha portföylerde sabit getiriye önemli yer vermeye devam edeceğimizi, bununla birlikte hisse senetleri cephesinde yeşermeye başlayan fırsatları da yakından takip ettiğimizin tekrar altını çizmek isterim.

Gelinen bu faiz seviyeleri ve önümüzdeki birkaç çeyrek boyunca ekonomide kaçınılmaz görünen yavaşlama süreci yatırımcı tercihlerinde ister istemez bir dönüşüme neden olmuş durumda. BIST cephesinde 6,5 düzeyindeki FK oranı (2024 kar beklentilerine göre bu oran 4,5-5 düzeyinde) temel anlamda hâlâ ciddi bir iskontoya işaret ediyor olsa da yüzde 50’lere dayanmış olan sabit getirili enstrümanların portföylerdeki ağırlığı artıyor. Hissede kalmaya devam eden yatırımcılarda büyüme ve faiz duyarlılığı yüksek olan otomotiv, beyaz eşya, cam, demir-çelik gibi sektörlerden; talep esnekliği düşük, büyüme duyarlılığı zayıf, defansif ve kendi hikâyesi olan, iletişim, gıda ve gıda perakendeciliği, enerji dağıtım, sigorta ve havacılık gibi sektörlere yöneliyor.

INVESTAZ ARAŞTIRMA VE STRATEJİ BİRİM MÜDÜRÜ MEHMET BİLAL BİRCAN: TEMETTÜ HİSSELERİNE AĞIRLIK VERİLMESİ AVANTAJ SAĞLAYABİLİR

Artan faizler ve gerileyen enflasyon beklentilerinin yanı sıra jeopolitik risklerin etkisiyle 8.500 seviyesinden yönünü aşağıya çeviren BIST-100 endeksi hacimdeki zayıflık ve yüksek volatil seyrini sürdürmeye devam ediyor. Yılın son haftasında küreselde birçok ülke piyasasının kapalı olması düşük hacim için zemin hazırlarken, satışların hızlanmasında da önemli bir diğer faktör oldu. Bu kapsamda olası aşağı yönlü hareketlerin devam etmesi durumunda 6.850-7.000 bandının endeks için görülebilecek dip seviye olduğunu düşünüyorum.

Hacim zayıf kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla yatırımcının öncelikle hacim tarafında toparlanma işaretlerini gözlemlemeli. Diğer yandan teknik olarak BIST-100 endeksi için 100 günlük üssel hareketli ortalaması ile FİBO 23,6 düzeltmesine denk gelen 7.570 seviyesi mevcut durumda güçlü direnç konumunda. Bir trend dönüşü için öncelikle bu seviyenin üzerindeki gün sonu kapanışlar izlenmeli. Ağustos ayı başından bu yana en düşük seviyelerini test eden bir BIST-100 endeksi için artan faizler baskı unsuru olmaya devam etse de orta ve uzun vadede makroekonomik dengelenmenin etkisiyle alımların öne çıktığı ve yükseliş trendinin sürdüğü bir borsa görmemiz mümkün. Bu kapsamda hisse ve sektör seçimi konusunda titiz davranmak koşuluyla orta vadeyi hedefleyen yatırımcılar için mevcut seviyelerin alım için uygun olduğu görüşündeyim.

Her şeyden önce yatırımcının risk ve getiri beklentisi ile hedeflediği vade konusunda karar vermesi önemli. Kısa vadeyi hedefleyen yatırımcılar için riskinde yüksek olacağını hatırlatmakta fayda var. Yatırımlarında kısa vadeyi hedefleyen yatırımcıların bu noktada yüksek volatilite ve düşük hacmi göz önüne alarak daha küçük pozisyonlarla işlem yapmaları riski minimize edebilir. Orta ve uzun vadeyi hedefleyen yatırımcılar için 2024 yılında büyüme üzerindeki olası baskılanma dikkate alındığında otomotiv, dayanıklı tüketim ve tekstil yerine gıda perakendeciliği, ulaştırma ve bankacılık gibi sektörleri tercih etmeleri avantaj sağlayabilir. Ek olarak temettü hisselerine yoğunlaşılması da yine orta ve uzun vadeli yatırımcılar için avantaj sağlayacak bir diğer faktör olacaktır.

İKON MENKUL PORTFÖY ARACILIĞI BİRİM YÖNETİCİSİ DOĞANCAN ÖNCAN: AŞAĞI YÖNLÜ HAREKETTE İLK GÜVENLİ BÖLGE 6.720 OLABİLİR

Borsa İstanbul, 8.562 zirvesinden bu yana yönünü aşağı doğru çevirmiş ve genel olarak ralliyi düzeltme yönünde bir seyir izlemiş durumda. Açıkçası mayıs sonrası yükselişte, 7.870 seviyesinin üzeri artık teknik olarak zor bölgelerdi. Ancak, Türkiye’deki enflasyonist ortamın sürmesi ve buna ek olarak ağustos-ekim dönemi boyunca maruz kalınan aşırı negatif reel faiz sebebiyle borsa alıcı buldu. Ekim döneminden sonra TCMB’nin faiz artışlarındaki istikrar devam edip, mevduat faizi de fena olmayan yerlere taşındıkça, borsada peşi sıra düzeltmeler ve kâr satışları gelmeye başladı. Bu düzeltmeler son derece normal. Şimdi, bu düşüşü dikkatle takip etmeli ve olası dönüş bölgelerini gözlemlemeliyiz. Teknik olarak bakacak olursak, öncelikle yılın son haftası itibarıyla test edilmiş olan 7.200 desteğine dikkat ediyoruz. Bu bölge altında baskı git gide artabilir. Bununla birlikte 144 günlük ortalama bölgesine denk gelen 7.400 seviyesini de 7.200 henüz kırılmadığı takdirde tekrar toparlanmak için geçilmesi gereken ilk direnç bölgesi olarak kabul ediyorum.

7.200 kırılırsa satış baskısının güçlenerek devam etmesini bekliyorum. Bu saatten sonra kademeli takiple birlikte, bu sefer tekrar 7.200’ün üstünde tutunmadığı sürece, tekrar giriş yapılabilecek ilk güvenli bölge 6.720 seviyesi olabilir. 6.720 seviyesi 200 günlük ortalamaya denk gelmektedir. 200 günlük ortalamanın, 2023 mayıs ayı boyunca endeksti tuttuğunu ve 28 Mayıs sonrası atakların başlaması için destek görevi gördüğünü hatırlatalım. Bu sebeple 6.720’ye denk gelen 200 günlük ortalama orta vade ana destek hattı olarak çok önemlidir. 7.200 kırılırsa, tekrar tepki gelip tutunmadığı sürece tekrar giriş 6.720’ye kadar riskli olabilir. Daha olumsuz senaryoda 6.720’nin de günlük mumlarla kırıldığını görürsek 5.940’a kadar düzeltme gelebileceğini unutmamak gerekir.

Yatırımcıların BIST-100 endeksinde trend takibi için belirttiğimiz hareketli ortalamalar ve destek direnç bölgelerine dikkat etmesi en baz teknik kural olacaktır. Olası düzeltmeler sonrası hisse bazında, önemli hareketleri ortalamalarına gelmiş ve/veya mayıs sonraki yaşanan ralli ile yılın sonuna doğru gelinen zirvedeki düzeltme seviyelerinden Fibonacci 38.2 ya da 61.8 düzeltmelerini gerçekleştirmiş hisseler dikkatli şekilde takip edilebilir.

AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ NAZİLLİ İİBF DEKANI PROF.DR. YUSUF KADERLİ: ÖNCELİKLE BIST-30 TERCİH EDİLMELİ

BIST-100 endeksinde, ekim ayının başından bu yana devam eden bir düzeltme hareketi izliyoruz. Bugüne kadar destek ve direnç noktaları oldukça iyi çalışan bir düzeltme kanalı içinde hareket ediyor. 7.500, bu kanalın içinde kritik ve güçlü bir destek seviyesiydi. Ancak çarşamba günü itibarıyla 7.500 seviyesinin altında üç kapanış gerçekleşti ve bu durum endeks üzerinde satış baskısı yarattı. Bu baskının endeksi önce 7.000 ve devamında bir miktar daha aşağılara, 6.900-6.800 bandına doğru sürükleme ihtimali var. Şayet bu bölgeye gelinirse, BIST-100 F/K’nın 5,5, BIST-30 F/K’nın ise 5’in altına düşmesi söz konusu olur. Endekste bu çarpanlar genellikle geçmiş kriz dönemlerinde görülmüş ve o dönemlerde dahi bu seviyelerde uzun süre kalıcılık olmamış. Bunun yanı sıra o bölge endeksi 225 dolar civarına çeker ki; bu da dolar bazlı grafikte önemli bir destek seviyesi konumundadır. Bu nedenlerle kısa vade için en dip seviyeler olarak 6.900-6.800 bölgelerini görüyorum. Başka bir deyişle, 7.000 altında orta ya da uzun vadede kalıcılık beklemiyorum. Buradan ya da 7.000 ‘in hemen üstünden bir geri dönüş olursa trend içinde bu kez en önemli direnç seviyesi 7.500 bölgesi olacaktır.

Üç aydır devam eden düzeltme kanalının yukarı yönlü kırılabilmesi için yani artık trendin ilk sinyalinin gelebilmesi için 7.800 seviyesi hacimli bir biçimde geçilmeli ve orada en az üç kapanış görülmesi gerekir. Ancak bunun devamında 8.000 üzerinde kalıcılık ve yeni zirveleri konuşmak mümkün olacaktır. O yüzden yatırımcılar düzeltme kanalı içinde kaldıkça (6.800- 7.800 aralığı) temkinli olmalı ve işlemlerinde tedbirli davranmalıdır. 7.800 hacimli bir şekilde geçildikçe endeks güç toplamış olacaktır. Dolayısıyla, özellikle bu seviyelerden itibaren portföylerde hisse ağırlıkları arttırılabilir ve yeni alımlar gerçekleştirilebilir. Uzun vadeli yatırımcılar düzeltme kanalının dip bölgelerine yakın olunması sebebiyle 7.200- 6.800 arası seviyelerden küçük miktarlarda kademeli alışlar gerçekleştirebilir. Muhtemel bir yükseliş hareketinde ucuz olması sebebiyle BIST-30 hisse senetleri ilk etapta tercih edilmelidir.

Özellikle, Koç Holding hisselerinde 130, Sabancı Holding’de 58, Turkcell’de 50, Tüpraş’da 130, THY’de 200, Tofaş’da 200, Erdemir’de 40, Odaş Enerji’de 7 ve Emlak Konut GYO’da 6,5 TL’nin altında bir kalıcılık beklemiyorum. Vermiş olduğum bu seviyelerin altında bir kalıcılık beklemediğim için de bahsettiğim hisse senetlerinde ilgili seviyelere yakın yerlerden kademeli ve küçük miktarlarda alışlar ile başlanmalı ve özelliklede 7.000 hacim ile geçilir ve endeks böylece düzeltme kanalını yukarı kırarsa bu hisselerde, miktarlar da arttırılmalıdır.

ATA YATIRIM ARAŞTIRMA GMY CEMAL DEMİRTAŞ:
NİSAN AYINDAN İTİBAREN YENİDEN İVMELENEBİLİR

2023 yılına 5.661 seviyelerinden başlayan BIST-100 endeksi -genel seçimlerin öncesinde- 25 Mayıs’ta 4.428 puana kadar gerilemişti. Genel seçimlerin ardında siyasi belirsizliğin sona ermesi ve rasyonel ekonomi politikalarına dönülmesiyle birlikte, yaşanan 4 aylık rallide BIST-100 endeksi 3 Ekim’de rekor seviye 8.500’e yükselmişti. Ekim ayında itibaren faiz artırımlarının daha fazla kendisini hissettirmesiyle ve yerli yabancı yatırımcıların bir kısmının kâr realizasyonuyla, BIST-100 endeksi Aralık ayının son haftasında 7.200’e kadar geriledi. Aralık ayında özellikle BIST-30 endeksinde de yer alan Gübre Fabrikası’nda 7 gündür devam eden satışlar, hisse değerlerinin bir kısmında balonların oluştuğu ve bu balonların bir kısmının da patlayabileceği korkusunu tetikledi.

Önümüzdeki günlerde hisse bazlı yan etkilerin azalmasıyla birlikte 7.000-7.300 seviyelerinde BIST-100 endeksinin güç kazanacağını düşünüyoruz. Ekim 2023’te yayınladığımız strateji raporunda yer verdiğimiz BIST-100 endeksine ilişkin 11.000 hedefimizi koruyoruz. Yatırımcı, son aylarda yaşanan gerilemeleri fırsat olarak değerlendirmeli. Özellikle bazı hisse bazlı kredili işlemler kaynaklı satış baskılarının, piyasada diğer temeli kuvvetli hisselere de sıçradığını görüyoruz. Özellikle 7 gündür taban yapan Gübre Fabrikaları hissesinin ve benzer birkaç hissenin normale dönmesinin, yeni yılla birlikte seçici olarak hem yerli hem yabancı yatırımcı ilgisini de destekleyeceğini düşünüyoruz. BIST-100 Endeksinin mevcut 7.000- 7.500 aralığı, önümüzdeki 12 aylık dönem için oldukça cazip giriş seviyeleridir.
Bu süreçte kesinlikle hisse bazlı yukarı hareketler görme olasılığını daha yüksek görüyoruz. Özellikle yatırımcılar, aracı kurum araştırma raporlarını daha yakından takip etmeliler ve hem şirketleri hem de raporları sorgulayarak kendi doğrularını bulmalılar. Uzun bir aradan sonra, rasyonel makro politikaların akabinde rasyonel borsa zemini oluşmasıyla birlikte sermaye piyasalarının da önünün açılacağını düşünüyoruz. Özellikle makro politikalara olan güvenin artmasıyla, Türkiye’nin risk göstergesi olan CDS’inin 284 seviyelerine gerilemesi, uzun vadeli görünüm açısından umut verici. Önümüzdeki dönemde kararlı politikaların devam etmesiyle, özellikle nisan-mayıs aylarında artacak güvenle birlikte hisse senedi piyasasına ilgi yeniden ivme kazanabilir. Ata Yatırım olarak en beğendiğimiz (7+5) 12 hisse yatırımcılara yol gösterici olabilir. Bu listeye ek olarak, bankacılık sektöründe Akbank ve Yapı Kredi hisseleri de portföylerde yer alabilir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar