Siyasiler önceliklerini iyi belirlemeli!

Kamu binalarına bütçe ayrıldığı için asıl ihtiyaç olan OSB’lere para ayrılmadığından yakınan Altunel, “Memleketimizde kamu binaları yapılıyor. Aslında 81 vilayette de yapıyoruz bunu. 160 milyon liraya stat yapıyoruz. Peki, ne üretiyoruz? Bize ne kazandırıyor? Siyasi yöneticilerin dikkatli bir şekilde karar vermesi lazım. Önceliklerini iyi belirlemeliler. Ordu’da 3. Organize Sanayi Bölgesi yapılacak diye uğraşıyoruz ancak 30 milyon lira gibi bir para bulunamıyor.” dedi.

info@karadenizekonomi.com / 23.02.2021

Siyasiler önceliklerini iyi  belirlemeli!

160 milyona stat yaptırıyoruz, 30 milyon bulup OSB’leri kamulaştıramıyoruz!

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nde bu hafta sağlık sektörüne yatırım yapan bir ismi konuk ettik. Ordu Özel Umut Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı İdris Altunel ile sağlık sektörü özelinde il ekonomisini ve yatırım planlamasındaki aksaklıkları konuştuk. Altunel’e göre Ordu’ya yapılan kamu yatırımlarında önceliklerin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor.

-Vakalarda düşüş beklenirken tersine artışlar görüldü. Açıklanan son verilere göre Karadeniz Bölgesi illeri Trabzon, Rize ve Ordu ülke ortalamasında ilk üç içinde yer alıyor. Sizce ilimizde vaka artışının bu kadar olmasının nedeni nedir?

Tedbirsizlik ve rehavet beraberinde artış getirdi. İnsanlar aşı bulundu diye biraz rahat davranıyor. Pandeminin ilk günlerinden bu zamana kadar ikazlara riayet edilseydi, belki de bu rakamları hiç görmeyecektik. Bu tablo bizi karamsarlığa itiyor. Şöyle ki; insanların yüzde 80’ine bu virüsün bulaşacağı söyleniyor. Biz de diyoruz ki; sağlık sektörü sıkışmasın. Yani insanların hepsi aynı anda bu virüse yakalanırsa yatak, servis, yoğun bakım gibi yerler sıkışır. Ama insanlar aşı bulundu diye tedbiri elden bırakıyorlar. Rehavete kapıldığımız için vaka sayılarında artış yaşıyoruz. Ama her şeye rağmen alınan tedbirlerle salgının gerileyeceğini düşünüyorum.

-Peki, sağlık sektörü ekonomik olarak ne durumda?

Bu virüs artık milli bir mesele olmuştur. Sağlık camiası da İstiklal Savaşı gibi ülkenin bu beladan kurtulması için canla başla mücadelesini veriyor. Biliyorsunuz ki, bir savaşta kâr-zarar hesaplanmaz. Ben bu kadar o şu kadar çalıştı denilmez. Tüm sağlık çalışanları mesaisine bakmadan, insanlığa hizmet adına elinden gelenin de fazlasını yaparak kendini feda etti, etmeye de devam ediyor. Tabi gönül isterdi ki bu fedakârlıklarını ödüllendirebilelim. Lüzumsuz, acil olmayan yatırımları bir nebze geri plana itip, en azından bu virüsten kurtulmak adına ne yapabiliyorsak kaynakları buna ayıralım. Hastane lazımsa hastane, yatak lazımsa yatak. Yöneticiler umut ediyorum ki bu planı düzgün bir şekilde yapıyorlardır.

-Sanki bir eleştiriniz var…

Memleketimizde kamu binaları yapılıyor. Aslında 81 vilayette de yapıyoruz bunu. 160 milyon liraya stat yapıyoruz. Peki, ne üretiyoruz? Bize ne kazandırıyor? Siyasi yöneticilerin dikkatli bir şekilde karar vermesi lazım. Önceliklerini iyi belirlemeliler. Ordu’da 3. Organize Sanayi Bölgesi yapılacak diye uğraşıyoruz ancak 30 milyon lira gibi bir para bulunamıyor. Yatırım iklimi oluşturulmalı. OSB’ler için artık mazeret üretmeden, sağlam bir altyapı ile iş insanlarına Ordu, Fatsa ve Ünye OSB’leri yatırım için hazır hale gelmeli. Yıllardır OSB’yi konuşuyoruz. Artık bu durumun öncelikli sırada olduğunu bilmeliyiz.

-Sanırım üretime yönelik bir şey yapılsın istiyorsunuz?

Elbette. Bugün Ordu’nun en değerli arazisine stadyum yaptık. Ne kadar harcandığını bilmiyorum ama 160 milyon desek bu parayı toprağa gömdük. Bu parayla Ordu’da irili ufaklı 15 tane fabrika olurdu. Stat için o kadar para veriliyor ancak 30 milyon lira bulup da OSB için kamulaştırma bedeli bulamıyoruz. Bugün Avrupa’da kamu binaları neredeyse 200-300 senelik.

-Hastanenizin maliyetleri ne durumda?

Bizim bir aylık eldiven masrafımız 100 bin lira. Önceden kutusunu 12 liraya alıyordum şimdi 80 lira. Biz burada bedel ödüyoruz. Bunlar elzem malzemeler. Karar vericilerin maliyetlerimize müdahale etmesi lazım. Aldığımız ürünlerin fiyatları 1 iken 5’e aldık. Kaynak bulamıyoruz deniliyor ya, aslında kaynak buluruz fakat ihtiyaç sıralamasını yapamıyoruz.

-Devletimizin sağlık alanındaki faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?

Söylemezsek, haksızlık etmiş oluruz. Türkiye Cumhuriyeti, sağlıkta ciddi bir dönüşüm yaşadı. Hem sağlık hizmetlerine ulaşım kolaylaştı hem de herkes eşit haklardan yararlandı. Devletimiz sağlık altyapısına değer vererek bunun da faydasını salgın döneminde hepimiz gördük. Şu bir gerçek, dünyada en pahalı şey sağlık hizmetleri. Gelişmiş devletler de sağlık konusunda ciddi sıkıntı yaşadılar. Hatta biz onlara yardım sandığı götürdük.

-Her ne kadar sağlık sektörü gibi stratejik bir alanda faaliyet gösterseniz de işletmeniz açısından pek çok finansal yükümlülükleriniz de var. Sorunlarınıza çözüm odaklı yaklaşımlar bulabiliyor musunuz?

Siyasi yöneticilerin seçilirken halkın içinden gelmiş olması lazım. Bürokratları küçümsemek için söylemiyorum ancak vergi, sigorta nasıl ödenir bilmezler. İş insanı hangi sıkıntıyı yaşar bilmez. Sanmıyorum ki bir tanesi bile iş insanlarını ziyaret edip ‘Ne sıkıntınız var? Biz size nasıl yardımcı olabilir?’ demiştir. Ben hiç duymadım. Ordu’da ilk 500’e giren firmalarımız var. İli yöneten siyasetçiler, ‘İstihdamı, ihracatı artırmak için bize ne görev düşüyor?’ diye sormuşlar mıdır? Siyasetçi, işverenin ne sıkıntı çektiğini bilmiyor. Kısaca siyasiler iş dünyasına daha fazla zaman ayırmalı.

-Bir iş insanı olarak bankalarla iletişiminiz nasıl?

Sayın Cumhurbaşkanı faiz oranlarını düşürün diye bankalara yükleniyor. Haksız da sayılmaz. Böyle bir kriz yaşanırken en yüksek kârlılığı yaşamışlar. Aslında Hazineyi yönetenlerin bugün çağırması lazım. Milletin önünü açın, iş yapmak isteyenlere ucuz kredi sağlayın denilmesi lazım. Bu kârı nereden ve nasıl sağladığınız diye sormak lazım. Bankalar yatırımcının işini kolaylaştırmalı.

-Teşekkür ederiz…

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar