Merkez Bankası’nın faiz artırım kararının olumlu olduğunu ancak piyasaların güvenini kazanması için bunun tek başına yeterli olmadığını düşünen uzmanlar, kararı sıcağı sıcağına Karadeniz Ekonomi Gazetesi’ne yorumladı. Ekonomi yazarı Meliha Okur’un yanı sıra iş dünyasından temsilcilerinden Ahmet Ahlatçı, Tahsin Tokgöz, Burhan Erçal ve Mustafa Poyraz’ın görüşleri şöyle oldu:

Meliha Okur (Ekonomi Yazarı)

Nefes almak için doğru bir maliye politikası gerekiyor zira salgın var

“Merkez Bankası’nın en fazla 300 baz puan artırması durumunda bile para piyasasının bunu normal karşılayacağını düşünüyordum. Nedenine gelince; bu faiz artışı bir yolun sonu değil. Çünkü burada sadeleştirme geldi. Ama piyasa bir yandan da sıkılaştırmayı çok açık ve net bir biçimde istiyor. Kafaların karıştığını biliyorum. Buradan “piyasa dostu” bir Merkez Bankası algısıyla düzeltme yaparak yola devam etmek istendiği sonucunu çıkartıyorum. Ama benim ilgilendiğim konu maliye politikaları nasıl olacak? Türkiye’deki işletmelere, evde oturacak hizmet sektöründeki esnafa nasıl kaynak yaratılacak benim derdim şu anda bu. Onun için gözüm maliye politikalarında. Acı reçete ile ilacı özel ve kamu sektörü aldı. Faiz hem özel sektöre hem kamu sektörüne acı ilaç olarak döndü. Çünkü bu faiz artışıyla her iki kesimin de borç yükü aratacak. Nefes alabilmek için doğru bir maliye politikası istiyorum. Zira salgın var!”

Ahmet Ahlatçı (Ahlatçı Holding Yönetim Kurulu Başkanı)

Piyasalar bunu bekliyordu. Yapılan doğrudur. Hukuki reformlarla desteklendiğinde daha iyi olacak.

“Piyasanın beklediği oldu. Artık bu hamleden sonra piyasa rayına girecek ve istikrara kavuşacaktır. Hatta Merkez Bankası yüzde 19 buçuk seviyesini de gösterebilirdi. Uygulanabilir politikalarla kısa sürede piyasalar rayına oturup tekrar faiz rakamları geri gelecektir. Merkez Bankası’nda yüzde 15 olan oran bankalarda yüzde 18 olacaktır. Bu durumda da hükümet diyecek ki 10 puanını ben veriyorum. Adam ev almış örneğin. Yani olmayana ya da ihracat yapana teşvik yapılmalıdır. Sayın cumhurbaşkanımızın dediği gibi bunu destekleyecek hukuki reformlar da tamamlandığında daha iyiye gideceğiz. Yapılan doğrudur.”

Tahsin Tokgöz (İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi)

Aslında acı reçeteyi söylemişlerdi

“Faizlerin artması belli ölçülerde dövizin yukarı çıkışını engelleyecektir. Ama diğer taraftan enflasyonun belli boyutlarda artması sonucunda da verilerin hepsinin değişmesi söz konusu olacaktır. Şu anda içinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda gerekli bir müdahaleydi. Dışarıdan para bulmak için gerekliydi. Aksi halde bu paranın Türkiye’ye girmesi imkânsız olacaktı. Ama faiz artışının yeni kredilere yansıması ya da yürürlükteki kredileri etkilemesi bir başka sıkıntı getirecektir. Onu da söylediler aslında, ‘acı reçete’ dedikleri bu olacak.”

Burhan Erçal (Erçal Grup Yönetim Kurulu Başkanı)

Tek başına yeterli değil. Ekonomiye yön verecek diğer söylemler de hayata geçirilmeli

“Yüzde 4.75’lik artış kamuoyunun beklentisiydi benim olmasa da ben yüzde iki veya üç bekliyordum. İnşallah bu oran kurların aşağı çekilmesinde etkili olur ve hatta en son faiz artırımı olur. Burada bir tercih yapmak zorundayız. Faizdeki artış enflasyondaki artışı da tetikler ama bir denge oluşturmak gerekiyor diye düşündü hükümet kanadı. Tek başına yeterli midir? Elbette ki hayır. Ekonomiye yön verecek diğer söylemlerin de hayata geçmesi ile daha olumluya gideceğiz.”

Mustafa Poyraz (Poyraz Poyraz Fındık Ent. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı)

Devlet tasarrufa gitmeli, bütçe açığı önlenmeli

“Bu artışın daha önce yapılması gerekiyordu. Türlü nedenlerle belki yapılamadı ama bu defa da döviz fırladı. Faiz artışı kötü ama dövizin ateşi ancak bu şekilde sönebilirdi. Çünkü dolara ihtiyaç var ve eksi bakiyede Hazine. Bence diğer önlemlerle eş güdüm sağlanmalı. Mesela köprü ve yol gibi üretime dönük olmayan yatırımlar kısılmalı, devlet tasarrufa gitmeli ve bütçe açığı önlenmeli. Bir acı reçete uygulanmalı aksi takdirde ilerisi için daha kötü olur.