KARADENİZ Ekonomi Programı Dün Akşam İzleyiciyi Ekrana Kitledi

Su Alan Gemiden Herkes Zarar Görecektir

info@karadenizekonomi.com / 17.10.2014

KARADENİZ Ekonomi Programı Dün Akşam İzleyiciyi Ekrana Kitledi

Şehrin ekonomi taşlarını ekranlara taşıyan her Perşembe akşamı Altaş Tv de Murat Gürsoy’un hazırlayıp sunduğu KARADENİZ Ekonomi Programı’nın dün akşamki konuğu Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Edip Sevinçti.

Trabzonda Edip Sevincin ev sahipliğin de gerçekleşen program da Fındık A dan Z ye masaya yatırıldı.2 saat süresince Murat Gürsoy'un sorularını cevaplayan Sevinç, Fındık sektörüyle ilgili Üreticiden Sanayiciye genel izleyiciye kadar herkesin merakla izlediği bir programa imza atıldı.

Sevin璒 En çok konuşulan ürün Fındıktır,400 bin aile fındıkla ilgileniyor.Dolaylı yollarla 2 bucuk milyon insanın hasır nesir olduğu bir ürünün önem derecesi çok yüksektir ‘’diyerek sözlerine başladı .. Çok çarpıcı haber başlıklarının öne çıktığı KARADENİZ Ekonomi Programı dün akşam   izleyicileri ekrana kitledi.

Aynı zaman da Fındık Tanıtım Grubu Başkanı olan Edip Sevinç Serbest Piyasa Rejiminden ,Rekolte konularına Ziraat Odasından Tarım Bakanlığına ve de arz ve talep dengesine kadar uzanan birçok konuya önemli yorumlar getirdi..

Ses getiren programın konu başlıkları ve haber detayları şöyle;

Fındık Tanıtım Grubunun Kullandığı Bütçe İhracatçının Parasıdır

Fındık Tanıtım Grubu neden var?Neden Kuruldu bunun önemini bilmek lazım..Türkiye’nin ürettiği fındığı hem dış piyasada hem piyasa da tüketebilmesi satabilmesi mümkün değildir.Fazla üretiyorduk az satıyorduk dolayısıyla aradaki farkı fiyatların düşmemesi için devlet sübvanse ediyordu.Yani destekleme alım fiyatlarıyla beraber bir taban fiyat ilan ediyordu ve o fiyattan fazlasını alıyordu.Fındık Tanıtım Grubu da dünyada ki fındık tüketimini içerde ve dışarıda artıra bilmek için çeşitli faaliyetler ihracatçılardan kesilen fonlarla oluşmaktaydı.Yani Fındık Tanıtım Grubunun kullandığı bütçe ihracatçının parasıdır.Bunu herkesin bilmesin de fayda vardır.

Bu Yıl Yaşanan Donun Benzerini 2004 de Yaşadık Rehavete kapılmaya Gerek Yok

Dünyada Amerika da,Çinde,Japonya da,Hindistan da çeşitli tanıtım faaliyetlerine girişildi.Ancak 2004 yılındaki don olayından ve özelliklede daha sonra dünyada özellikle nuga dediğimiz ekmek üzerine sürülen ve özellikle çocukların yediği ürünün çok büyük oranda artmasından sonra fındık arzında tersine bir dönüş meydana geldi.2004 de çok ağır bir don olmuştu fiyatlar çok yükseldi ,2005 de normal bir rekolte oldu ,2006 da 820 bin ton bir rekolte oldu.Bakın bu dondan dolayı bu sene bu ağaçlar 3 yıl meyve vermez diyenler o yıllarda 10 vermez diyordu.Altını çiziyorum 2004 den sonra 575 bin rekolte oldu, 2006 da 820 bin ton, 2007 550 bin ton ,2008 de 900 bin ton rekolte oldu.

2009 da TMO 2 Milyar Dolar Zarar Etmesiyle Birlikte Serbest Piyasa Rejimine Geçildi

Şimdi bakın bu iki büyük rekolte 2006 da ve 2008 deki rekolte fiyatları dengeleri sarstı ve 2009 mali seçimlerin öncesin de Mart ayında devletin elinde tam 700 bin ton fındık vardı.Bunu tükete bilmesi yağlığa vermenin haricinde zaten mümkün değildi.Satışa arz etmeyi düşünmediler yüksek fiyattan sattılar.Dolayısıyla yaklaşık 2 milyar dolara yakın Toprak Mahsulleri Ofisi zarar etti.Ve dolayısıyla hükümet tarihi bir karara imza attı.Fındığı serbest piyasaya bıraktı.Ben artık fındık almayacağım elimde ki fındığı sattıktan sonra fındık alımı yapmayacağım TMO fındık alımından çekilmiştir,üreticinin kaybını da arazi başına dönüm başına vereceğim primle telafi edeceğim dedi.Bu çok cesur ve doğru bir karardır.Bununla birlikte serbest piyasa rejimine gidildi.

Daha Önceden Fındığın Sahibi Hükümet,TMO,Fiskobirlikti şuan tek sahibi Köylüdür

Serbest Piyasa rejimiyle birlikte herkes fındık 2 tl düşer 3 Tl düşer ,tüccar fındığı manüpile eder gibi birçok şey söylenildi,o günden bu yana fındık bir defa bile 4 buçuk liranın altına düştüğünü görmedim.Neden ?Çünkü herzaman her üründe serbest piyasa en doğru yoldur.Daha önce ürünün sahibi hükümetti TMO ,Fiskobirlikti şimdi bu ürünün sahibi doğrudan köylüdür.Malın sahibi fiyatını koyacaktır.İster ucuza satar ister pahalıya satar.Kimse neden ucuza sattın diye soramaz kimse pahalıya sattın diye soramaz.Dolayısıyla bu rejim doğrudur.Devlet bu uygulamayla bir şeyi daha gözetti bu araziler fazla artık yeni fındık dikilmesin sökene ekstra pirim verim dedi ama 2009dan buyana bir türlü iyi bir fındık rekoltesi olmadı sadece 2012 de 700 bin ton fındık oldu o senede zaten fındık ihracatı 301 bin ton gibi tarihi bir rekolteye imza attı.Biz hükümetle görüşürken herzaman dedik ki siz serbest piyasaya geçin biz size 5 yıl içersinde 300 bin ton 10 yıl içersinde 350bin tonu taahhüt ediyoruz dedik bırakın 5 yılı 2 yıl içersinde Türkiye o rakama ulaştı.Bundan sonrada 350 bin ton 400 bin ton hayal değildir ama bu neye bağlıdır ,olan malı satabilirsiniz olmayanı satabilmeniz mümkün değildir.

Geleneksel Pazarların Dışına Çıkmamızla Birlikte Tüketim Arttı Üretim Yavaşladı

Dünyada ki talep makul olduğu takdir de dünyadaki zenginleşme ticaretin yaygınlaşması geleneksel pazarların dışında artık Uzak Doğuya ,Arap Ülkelerine Rusyaya Ukrayna’ya ciddi miktarlarda fındık gitmesiyle birlikte tüketim potansiyelinde bir artma var ama üretim tarafı ve verim tarafı yavaş kaldı.

Fındık da Önemli Olan Tüketim Alışkanlığı Oluşturmak

Önemli olan makul fiyatlarda önemli bir miktarda malı dünya piyasasına arz edebilmek ,bir tüketim alışkanlığı oluşturularak tüketimi garantiye almaktır.Yani önemli olan sürdürülebilir bir ticari aktivitedir.

Bu sene fındık fiyatları biraz düşük olur rekolte yüksek olur satarsınız bol tüketim olur ama bunun sürdürülebilir bir tarafı yoksa fiyatlar yükseldiğinde tüketim düşer.Dikkat edin Amerikan bademinde böyle bir şey olmuyor,neolursa olsun tüketim düşmüyor.Fiyat düşse de çıksada..Neden çünkü onlar bizim gibi yapmadı onlar bademi piyasaya sürdüler tüketim alışkanlığı oluşturdular şimdi artık fiyatların düşme şansı yok.

Şimdi bu yıl ki rekolte durumuna gelelim..

Biz İhracatçılara Göre Piyasada Oluşan Fiyat Doğru Fiyattır

Aslında tabiat şartlarının fevkalade iyi geliştiği bir yıldı o don hadisesine kadar.Mükemmel bir var yılı bekleniyordu.Bizim yaptığımız sayımlara göre belkide 1 milyon tona yakın bir fındık olması mümkündü.Ama bunlar tabii olaylar Allahın takdiri böyle oldu ve bizim yaptığımız sayımlarda 510 bin ton bir rekolte tahmini tespit ettik.Geçen yıldan bir 50-60 bin ton devir söz konusu ,570 bin ton civarında bir ürünle sezona girildi.Bu miktarı kimisi yeterli görmüyor kimisi görüyor.Görmeyen kesim fazla olduğundan dolayı serbest piyasa şartlarında fındık fiyatları yükselmektedir.Yarın ne olucak göreceğiz ama şunu çok açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim biz İhracatçılar olarak fiyatla ilgili iyi fiyat kötü fiyat diye bir yorum yapmamız söz konusu değildir.Bize göre piyasada oluşan fiyat doğru fiyattır.

Fındık da Fiyat Köylü’nün Fındığı Satıp Satmamasına Göre Oluşur Kimse Buna İtiraz Edemez

Piyasada fiyat bir devletin resmi kuruluşların manipülasyonuyla oluşmak yerine doğrudan arz talep dengesine göre doğrudan malın sahibinin satıp satmamasına göre oluşuyorsa ,o fiyat herkesin kabul etmesi gereken bir fiyattır. Kimi beğenir kimi beğenmez. Bunun terside olabilir yarın bir gün rekoltenin yüksek olduğu yıllarda köylünün malını satma durumuna göre doğal olarak fiyatların düşmesi tabii olucaktır. Oda doğru fiyattır bugünkü fiyatlarda doğru fiyattır itiraz edilmesi mümkün olmayan fiyatlardır.

Rekolte konusunda uzman ekiplerimiz eşliğinde 514 bin rekoltedir.Ama Ziraat Odaları sanıyorum 380 bin ton civarında ,devlet 400 bin ton civarında açıklamaları oldu.

Tarım Bakanlığı Rekolte Konusunda Bizi Hep Hayal Kırıklığına Uğratmıştır

Neden peki bu anlaşmazlıklar var..Öncelikle dünyanın her tarafında bu rekolte tahminlerini yapmak Tarım Bakanlığının işidir.Bizde bunu kabul ediyoruz ama bugüne kadar bu Tarım bakanlığının yaptığı tahminlerde hayal kırıklığına uğruyoruz.Bu hayal kırıklığıdır ki kendi tahminlerimizi yapmak zorunda bırakmıştır.Eğer Tarım Bakanlığının tahminleri doğru olsaydı bizde bu tahminleri yapmaya bu ekibi kurmaya bu masraflara gerek duymazdık.

2012 Senesi..

TÜİK Rekolte Tahminin den Ne anlar..

2012 ürünü için Tarım Bakanlığı önce 707 bin ton ilan etti sonra TÜİK le birlikte ki TÜİK bu işlerden ne anlıyor neden karışıyor onuda bilmiyoruz yani bu iş TÜİK tahminlerine göre yapılıyorsa ben endişeliyim şahsen, çünkü fındıkta yaptıklarını görüyorum.660 Bin tona düşürdüler fındığı bunun sonucunda.

2013 Senesi..

Bizim Tahminlerimizin %100 Doğru Olduğunun Son 10 Yılın Tablo Rakamları Göstermektedir

2013 senesinde biz 650 Bin ton tahmin ettik ,Ziraat Odaları 480 Bin Ton dedi,Tarım Bakanlığı önce 570 Bin dedi sonra 542 Bin tona düşürdü.Şuanda Borsa rakamları elimiz de 675 Bin ton Borsalanan fındık miktarı.Şimdi diyorlar ki biz sadece üretilen miktarı söylüyoruz.Stok müessesesinden piyasaya giren fındık hariç diyorlar.Hayır hiç birilgisi yoktur,bizde zaten Borsa rakamları ,stok kurumlarından piyasaya giren mallar zaten borsalanmış kabuklu fındıklardır.Onların mükerreren borsalanmaları söz konusu değildir.Ayrıca son 10 yılın TMO’nun Fiskobirliğin herkesin tahmin ettiği fındıkla birlikte yaptığımız genel bir tabloyla, bizim tahminlerimizin %100 doğru olduğunu görüyoruz.Hal böyle olunca diğer tahminlere itibar etme şansımız yok.

Ziraat Odasından Hiçbirşey Beklemiyoruz Ama Tarım Bakanlığından Yanıldık Demesini Bekliyoruz

Adı üstünde tahmindir.Yanılan kurum yarın çıkıp dese ki yanlış yaptık parametreyi yanlış değerlendirdik.Böyle deklare edilse amenna buna hiçbir itirazımız yok.Biz bunu söylemesini bekliyoruz Tarım Bakanlığından .Ziraat Odalarından hiçbir şey beklemiyoruz çünkü bukadar da olmaz 480 Bin Ton nerde 675 Bin Ton nerde..Belli ki rekolteyi düşük söyleyerek fiyatları yüksek tutabilir miyiz derdinde.Bu yol değildir!Yalan üzerine bir şey inşa edemeyiz.

Don Olayı Yaşanmasaydı Çok Büyük Trajediler Yaşanacaktı Rekabet Kurumunu Göreve Davet Ediyorum

Eğer bu don olmasaydı çok büyük trajediler yaşanacaktı. Bunların 480 Bin Ton yalanına inanıp satmayanlar düşen fındık piyasasında büyük zarar uğrayacaklar.Yazıktır,ginahtır.Şubat ayından itibaren başlamıştı bu hadise bunlara hiç gerek yok.Piyasa neyse odur herkes biliyor zaten.Bu anlamda Rekabet Kurulunu göreve davet ediyorum.

Türkiye’nin Fındık İthal Etmesi Söz Konusu Değildir

İthalat konusu tamamen bir yanlış anlaşılmadan oluşuyor.Türkiye’nin fındık ithal etmesi söz konusu değildir.Nerden fındık ithal edilebilir ,sadece Gürcistan Azerbeycandan..İkisinin randımanı zaten 70 Bin ton civarın dadır.Üstelik bu ülkeler artık kendi ihracatlarını yapabilmektedirler.Gürcistan Azarbeycan kendi fındığını satmaktan aciz değil ki Türkiye’nin fındığını satsın da ihracatını biz yapalım.Geçmişte olabilirdi ,bu ülkeler bu ticareti öğrenmeden henüz fabrikalarını kurmadan o fındıkları biz piyasaya sürseydik ozaman olabilirdi.Bu saatten sonra söz konusu değildir.

Türkiye’nin İhracat Rakamı Geçen Seneye Göre %30 Düşük Gidiyor

Fındığın ihracata yetip yetmeyeceğini şuanda söyleyemeyiz.Türkiyede ihracatın ne olacağını,iç piyasa tüketiminin ne olabiliceği konusunda henüz bir veri yok.Bildiğimiz tek şey 5 Ekime kadar yapılan ihracat rakamı . 25 bin Ton Türkiye’nin ihracat rakamı var.Geçen yılın aynı döneminde 37 Bin ton ihraç edilmiş yaklaşık %30 ihracat düşük gidiyor geçen sene rakamlarına göre..Aralık ayına gelmeden bu rakamları doğru analiz etme imkanımız yoktur.İhracat dramatik olarak düşerse 200 bin tonlara düşerse yada kalırsa bizim 500 binlik tahminimiz ve 65 binlik devirimiz doğru çıkarsa fındık yetebilir.Ancak Fındık yetecek yetmeyecek durumunu analiz etmek için erken bir süreç Aralık ayını beklememiz gerekir.

Ferreronun Oltan Firmasını Alması Kesinlikle Doğru Bir Karardır

Fındık nerde Türkiye de ..Bahçe’nin sahibi kim Türk köylüsü..Fındık kime satılıyor,dış alıcıya satılıyor..Bu zincir de değişen hiç birşey yok.Daha önce güzel işler yapmış olan Oltan Firmasından satılan fındıklar şimdi Ferrero firmasından direk satın almasıyla gerçekleşicek.Ferrero Türk Köylüsün den zorla fındığı alabilir mi..Zaten şuan da da alamıyor..Neden çünkü fındığnıı satmıyor.Dolayısıyla bu komplekslerden uzak durmak lazım.Şimdi Türkiye özelleştirme yoluyla beraber yabancı sermayeyi çekmeye çalışıyor mu çalışıyor.Bundan bir sorun varmı sizce?Hayır..Sermaye geldi ,burdaki fabrikayı aldı ,dünya tüketimine göndericeği fındığı burdan direk satın alıcak şimdi değişen tek şey budur.

Keşke Daha Fazla Yabancı Sermaye Gelse Türkiye’ye

Bakın bunu bir tehlike olarak görenler için söylüyorum bu ancak şu şekilde olabilir;Bahçeler yabancıların eline geçerse ozaman sıkıntı.Böyle bir şeyde söz konusu olmadığına göre hiçbir sorun yoktur.İdeolojik ve medyatik saplantılarla beraber, Robin hood’culuk oynamakla bu işler olmuyor.

Keşke daha fazla yabancı sermaye gelse.Daha fazla yabancı sermaye gelmesi demek, Türk fındığının dışarıda değerli olacağını işlem göreceğini gören kesim Türkiye gelmesi demektir.Kesinlikle üreticinin menfaatinedir yabancının buraya gelmesi.

Ferreronun Türkiye Dışı Araziler de Fındık Dikmesini Engellemenin Tek Yolu Üretimden Geçiyor

Ferrero’nun Türkiye dışı araziler de fındık dikmesi doğrudur.Çünkü tek tedarikçi Türkiye görünüyor %75 olduğu sürece.Bunu engellemenin yolu da üretimi artırmaktır.Eğer Türkiye 800-900 Bin fındık üretebilecek vede sürdürebilecek durumda olacağına inansa dış yabancılar ,ozaman hiç uğraşmazlar bu işle.Onlar mecbur kaldıklarından fındık dikimine gidiyor.

10 Yıl Sonra Gürcistan’ın İhracatı 100 Bin Tona Çıkacak

Ferreronun fındık dikmesi Türkiye olarak bizim lehimimize midir?İşte asıl tehlike budur!Biz verimliliği artıramadığımız için fiyatlar bu düzeye çıkarsa ,ozaman o ülkeler de kolaylıkla fındık dikerle..Altını çizerek söylüyorum 10 yıl sonra sadece Gürcistan 100 Bin tona çıkacak.Dolayısıyla fındık para ettikçe o ülkelerde daha çok fındık dikimi yapıyorlar.

Türkiye de Üretimi Artıramazsak Büyük Bir Tehlikeyle Karşı Karşıyayız Demektir

Türkiye için asıl tehlike bu %75 ‘lik tekel pozisyonumuzu önce %60’a sonra %50’ye düştüğü zaman ozaman 500 Bin tonuda satamayız.O nedenle verimlilik projeleri,verimliliğin artırılması ,bahçelerin bakımı çok önemli hale geldi.

Arazi Başına Verilen Primlerin Şartı Olmalı

Devlete prim verilmesini biz önerdik arazi başına.Çünkü ürün fazla olduğunda doğal olarak fiyat düşecektir ,üretici kayba uğramasın diye araziden verelim diye.Ama bunu kimse anlamadı.Başta siyasi partiler olmak üzere niye verilmediğini vatandaşa anlatmadılar.Devlet bu saatten sonra bu birimleri bir şarta bağlaması gerekir.

1.si;Bahçesin de çalışan ,bahçelerindeki verimliliği artırma projelerine iştirak eden ,bakımını yapan ve cocuk işciliği konusunda garanti verenlere bu primlerin verilmesi gerekiyor.Tarım Bakanlığının iyileştirici bir silah olarak kullanmasının zamanı gelmiştir.

Fındık Araştırma Enstitüsüyle 2 Milyon Dolarlık Bir Projeyi Hayata Geçireceğiz

Bahçelerin yenilenmesi lazım ,yeni iklim şartlarına uygun genetik özellikler taşıyan fındıkların dikilmesi lazım.Bunlar için Araştırma laboratuarı lazım.Fındık Araştırma Enstitüsüyle konuştuk onların da bu tarz çalışmaları var ama kaynak eksikliğinden yapamıyorlar.Bize bir proje sundular biz Yönetim Kurulunda onayladık ve en kısa zamanda Türkiye İhracatçılar Meclisin den ve Bakanlıktan geçecek.Donlara dayanıklı fideler ,ilaçlama sprey yoluyla geciktirici cazip projeler var biz bunlara kaynak vericeğiz ve bu proje 2 Milyon dolar civarın da umuyoruz en kısa sürede hayata geçireceğiz.

Rize den İstanbula Kadar Uyduyla Arazileri Kontrol Ederek Rekolte Tahminlerin deki Yanılmalara Son Vereceğiz

Bunun yanında özellikle Batı Bölgesinde Rekolte tahminleri konusunda sürekli bir yanılma görülüyor.Zaten bu kavga burdan çıkıyor.Herzaman Batı Bölgesinde 40 Bİn 50 Bin ton yanılma olur.Biz Tarım Bakanlığına yeniden bir öneride bulunduk ve dedik ki Rize den İstanbula kadar Bölgeyi tarayalım.Uydudan arazi tarama yöntemiyle..Tarım Bakanlığı şartnameyi onayladı.En kısa zamanda ihaleye çıkılıp uzaktan Fındık Tanıtım Gruplarından algılama yöntemiyle birlikte yeni sezona kadar tekrar arazileri kontrol ederek hektarları belirleyerek bu tartışmaları bitireceğiz.

2023 Projesi ise Fındık üretimine bağlıdır.Arza bağlıdır.Bu arz henüz oluşmadığı için nekadar gerçekleşip gerçekleşmediğini görmemiz için önümüz deki yılları beklememiz gerekiyor.

Hamburgda Fındık Borsası Yoktur Fiyatlar Sadece Türkiye de Oluşur

Hamburgda bir fındık borsası yoktur.Hiçbirzaman da olmadı bundan sonrada olmayacak.Türkiye de de Fındık Borsası yok sadece Türkiyedeki iletişim imkanları böyle olmadığı dönemlerde fındıklar Trabzondan Ordudan Giresundan gemilerle Hamburg limanına orada ki Doklara gönderildiği için ,Hamburg dada buğday ,kakao gibi ürünlerin borsaları olduğu için herkesin aklında fındıklar Hamburg Borsasına gidiyor orada değerlendiriliyor gibi yanlış bir algı yaratıldı.Böylebir şey söz konusu değildir.Fındık Fiyatları sadece Türkiye de oluşa bilir.

Türk Hava Yollarına İhaleyle 6 Milyon Fındık Verilmiştir

Temmuz Ağustos ayında ihaleye çıkılacak ve tekrar Türk Hava Yollarına Fındık verilecek. Bizim Türk Hava Yolları ile bir anlaşmamız var her yıl fındığın bir kısmı bağış olarak bir kısmını da Türk Hava Yolları’nın ödemesi kaydıyla veriyoruz.Buna dış hatlar daki yolcularımız da alıştı ve seyahatte talep edip istiyorlar.Ancak bu don hadisesi nedeniyle fiyatların aşırı derece yükselmesiyle ihalelere iştirak edenler olmadı.geçtiğimiz Ağustos ayında yeterli sayıda katılım olması nedeniyle ihalemiz gerçekleşti ,fındıkları Türk Hava Yolarına sevk ettik ve fındık dağıtımına başlanıldı.6 Milyon Fındık Türk Hava Yolarına Fındık verildi.

Türkiye İçin En Büyük Tehlike Gürcistan’dır

En Büyük Tehlike Gürcistan’dır,çünkü mükemmel bir iklim mükemmel bir araziler var.Ben bizzat oraya gidip gördüm ve ordaki bahçelere hayran kaldım.Ağaçlar budanmış,gübreleme mükemmel ,havalandırma ve güneşe açık bir bölgede üzüm salkımı gibi fındıklar gördüm.

Türk İhracatçısına Güveniyorum

Ben Türk İhracatçısına güveniyorum.Bankalara karşı verilen taahhütleri yerin getireceğine de inanıyorum.Zor günlerin geride kalacağına ve tekrar stabil günlerin yaşanacağına inancım sonsuz..

Köylü Ürününü Lisanlı Depoya Vermeyi Tercih Etmiyor

Bu kadar ürünün olduğu bir yerde lisanslı depoculuk yapabilmek mümkün değildir.Biz lisanslı depoculuğa karşı değiliz gerekli desteği de veririz ama lisanlı depoculuğa ürünü verecek olan köylüdür..Peki köylü bu ana kadar verdi mi ürününü..?Vermedi..Emanet sistemine güvenerek veriyor ürününü ..Bu sistemde neden ihtiyaç duysun ki ürününü lisanlı depolara vermeye..İç Fındık koyulamadığı sürece Lisanlı Depolara, ben bunun hayata geçeceğine inanmıyorum.Keşke olsa ama ..

Su Alan Gemiden Herkes Zarar Görecektir

Herkesin su alan gemi den zarar göreceğini görmesi lazım.İşci,Sanayici ve de dışarıdaki alıcı memnun değilse sistem çalışmaz.Ortak paydanın kesim noktasını bulmak lazım.Herkes serbest piyasaya inansın manipülasyonlar dan uzak dursun..Piyasa kendi mecrasını zaten bulacaktır.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar