Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Karadeniz Ekonomi'ye özel konuştu!

Şahin''2023 hedefi için insan gücüne ve paraya ihtiyaç var''

info@karadenizekonomi.com / 20.06.2016

Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Karadeniz Ekonomi'ye özel konuştu!

Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı,2023 hedefine ulaşabilmek için insan gücüne ve paraya ihtiyaç var dedi.

Fındıkta verim ve kaliteyi değerlendiren Keşap Fındık Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Şahin,sürdürülebilir büyüme ve 2023 de 1 milyon ton hedefine erişmek için üretimin mutlaka arttırılması gerektiğini vurguladı. 

Şahin şu açıklamalarda bulundu;

Son zamanlarda fındık ve ticareti ile ilgili katıldığım bütün toplantılarda; fındıkta, verim ve kalitenin artırılması dileğinin yanında, hedef yıllarda, üretim artış miktarının da, birmilyon ton olacağından bahsedilmektedir.

Bu projeksiyonun gerçekleşmesini ülkem, çiftçim ve Milli Hâsıla adına kim istemez ki? Hele hele, otuzbeş yıldır fındığı, alanda fiilen söküp, dikerek elde 

ettiği bilgi ve tecrübelerle dekara, üçyüzelli kilo üretim rakamlarını zorlayan ben, nasıl istemem?

Ancak bu iş, dileme, isteme, tavsiye etme, telkinde bulunma veya teorize etmekle olmuyor. Elbette bunlar da olmalı, ancak bunlar; işin manevi ve sanal tarafı olup, hayal satmaktan öteye geçemez.

İşin, birde gerçek ve eylem tarafı var. O da, bu işin; kiminle, nasıl, ne zaman ve kaç ₺ ile yapılacağı ve finansmanının, nereden ve nasıl bulunacağıdır. Diğer bir ifade ile gerçek ve elzem unsurlardan biri sermaye, diğeri ise yetişmiş, kalifiye, bu işle ilgili eylem kültürü ve üretme aşkı olan insan gücüdür.

Nedeni, biz; yıllar itibariyle mevcut çiftçi, alan ve sistem ile ortalama, 650 bin tonu geçemediğimize göre, nasıl olacak da? Hedef olan birmilyon tona ulaşmak için, 350 bin ton daha ilave üretimi kiminle, nasıl sağlayacağız da, dekara üretimi yüz kilodan, yüzkırkbeş kilolara çıkararak, hedefimiz olan yıllık üretimi, birmilyon tonlara ulaştıracağız? İşte bunun için yetişmiş insan gücü ve para diyoruz.

Diyelim ki parayı, bir şekilde bulduk. İnsan gücünü nasıl temin edeceğiz? Derseniz, bu iş için ne kadar sayıda kalifiye insan gücü gerekli bir bakalım.

Bizim hesaplarımıza göre, yaklaşık 20 dekar fındık alanı; eski dikim şeklini modernize ederek, yeniden çeşit ve sistem değişikliklerini yapmak ve üretimi, 300/ dekarlara çekmek kaydı ile bir çekirdek aileyi, üretim için yılda 150 yevmiye gücü kullanmak sureti ile geçindirmeye muktedir bir alandır. Bunun için de, paradan daha önemli olan ailede grup yöneticisi ve yukarıda tarif edilen kalifikasyona sahip bir lider çiftçi gerekmektedir.

Türkiye’de, resmen fındık üretimine izin verilen onatlı İl’in yaklaşık toplam alanı, 700 bin hektardır. 700 bin hektarı, 20 dekara böler isek, 350 bin hektar alan, her alana, orada ikamet edecek bir alan sorumlusu kişi olmak üzere, 350 bin yetişmiş insan gücüne ihtiyaç var demektir. İşte, meselenin özü, bu işin olmazsa olmazı ve hedeflerin de yumuşak karnı burasıdır.

Yetmedi, bu kişiye yardımcı olacak ve alanda fiilen 150 gün, birlikte veya ayrı zamanlarda çalışacak yardımcı insan gücüne daha ihtiyaç vardır. Bu insan gücü, gerek aile, gerek yurt içi ve gerekse yurt dışından elzem olduğunda temininde güçlük çekilmeden karşılanmalıdır. Kısaca, 350 bin başçı, 350 bin x 150, işi bilen insan gücü ve bunlarında doğru orantılı eylem birliği yapmaları gerekmektedir.

Buradan asla bu iş olmaz anlamı çıkarmayalım, şartlar yerine getirilirse elbette olur ve olmalı da. Şartlar ne derseniz, çok kısa olarak; en önce merkezi otoritenin fındığı, söylemde değil, eylemde stratejik ürün kabul ederek bir strateji belirlemesi ve bütün bağlı kuruluşlar dâhil politikalarını buna göre oluşturması gerekmektedir.

Bir diğer unsur, çeşitli bakanlıklara bağlı tarımı desteklediğini ifade eden bir sürü kurum ve kuruluş var bunların hiçbiri, üretimi ve ürünü desteklemiyor. Üretimi desteklenmeyen bir ürünün sanayisini desteklemek ne kadar rasyonel? Anlaşılır değil.

Bir diğer unsur, aile ve okul, aile çocuğunun çiftçilik mesleğini çocukla birlikte kabul edecek ve bir çocuğunu da buna göre beden ve beyin olarak hazırlamalı, Milli Eğitim ise çiftçiliği, bir meslek olarak kabul edip, okullarda ders olarak vermeli ve meslek sahibi çiftçi, her konuda desteklenmelidir. Yani, Eğit, Donat meselesi, başkaları kadar bizim insanımız da eğitilmeye ve donatılmaya layıktır.

Üretim için temininde güçlük çekilen bunlar olmaz ise konuyu, idealist olarak nekadar teorize, nekadar mekanize, ne kadar finanse ederseniz edin, olmaz. Çünkü konuşmanın, gündem yaratmanın, plan yapmanın, hedef göstermenin, fotoğraf, video çekmenin ve hertürlü popülaritenin fındık fidanın büyümesine, dolayısıyla ürün artışına hiçbir faydası ve etkisi yoktur.

Zira ben, yıllardan beri fındıkla ilgili bütün yapılan etkinliklere bizzat katılıyorum, bundan dolayı bizim bahçede bir fidanın boyu, bir arpa boyu uzamadığı gibi, bu konuda akıl verenlerin de yere eğilip bir fidan diktiklerini de görmedim. Bana kalırsa; bu şekli ile üretim, bırakın artmayı, bundan sonraki zamanlarda düşme istidadı gösterecektir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar