İşverenlere yönelik ek vergi yükleri ve vergi düzenlemelerinin iş dünyasına etkileri

Ordu Mali Müşavirler Odası Başkanı Ender Sönmez, Karadeniz Ekonomi programında vergi kanunlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

info@karadenizekonomi.com / 22.05.2023

İşverenlere yönelik ek vergi yükleri ve vergi düzenlemelerinin iş dünyasına etkileri

Sönmez, son dönemde işverenlere getirilen ek vergi yüklerinin iş dünyasını olumsuz etkilediğini vurguladı. Özellikle deprem sonrasında uygulanan istisna kapsamında teşviklerden faydalanmak için ek vergi ödemenin zorunlu hale geldiğini belirtti.

Ayrıca, binek otomobiller için getirilen gider kısıtlamasının pazarlama, satış ve dağıtım sektörlerinde ciddi bir kayba neden olduğunu ifade etti. Sönmez, vergi düzenlemelerinin işverenler ve iş dünyası açısından yeniden ele alınması gerektiğini ve gelecek dönemde yapılacak seçimler öncesi bu konunun değerlendirilmesinin önemini vurguladı.

Ordu'da Ünye Cevizdere Serbest Bölge İlan Edildi: Vergi Avantajları ve Yeni Kanunlar

Ordu Mali Müşavirler Odası Başkanı Ender Sönmez, Karadeniz Ekonomi programında Murat Gürsoy'un konuğu olarak, Ünye Cevizdere bölgesinin serbest bölge ilan edilmesi ve yeni vergi kanunları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Sönmez, Ordu'nun Ünye Cevizdere bölgesinin 150 dönümlük bir alanının serbest bölge ilan edildiğini duyurdu. Bu kararın Ordu için büyük bir kazanım olduğunu belirten Sönmez, serbest bölgelerin ülkeden bağımsız alanlar olduğunu ve ticari, mali, hukuki konularda özel uygulamalara tabi olduklarını açıkladı.

Serbest bölge avantajlarından bahseden Sönmez, bu bölgelerde faaliyet gösteren firmaların kurumlar vergisinden, gelir vergisinden ve KDV'den muafiyet sağlandığını ifade etti. Ayrıca, serbest bölgedeki firmalara yapılan satışların ihracat olarak kabul edildiğini ve KDV istisnası sağlandığını belirtti. Serbest bölgedeki firmaların kar transferlerinin vergilendirmeye tabi olmadan serbestçe gerçekleştirilebileceğini ve enerji maliyetlerinin de daha düşük olacağını vurguladı.

Sönmez ayrıca, yedi bin dört yüz kırk sayılı kanunun bir alacakların yapılandırması kanunu olduğunu ve vergi borcu olan kişilerin bu kanundan faydalanabileceğini söyledi. Kanun kapsamında borçların taksitlendirilebileceğini ve faizlerin silinebileceğini belirtti. Bu kanunların artık neredeyse iki yılda bir çıktığını ve vergi bilincine zarar verdiğini ifade etti.

Özetle, Ordu Mali Müşavirler Odası Başkanı Ender Sönmez, Ünye Cevizdere bölgesinin serbest bölge ilan edilmesi ve yeni vergi kanunları hakkında bilgiler verdi. Serbest bölge avantajlarını anlatan Sönmez, aynı zamanda vergi borcu olan kişilerin yapılandırma kanunundan faydalanabileceğini aktardı.

Vergi Riskini Azaltmak İçin Matrah Artırımı

Matrah artırımıyla ilgili olarak, Ender Sönmez şunları söyledi: Matrah artırımı, gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefleri ile kira beyanı yapan mükellefler için geçerlidir. Matrah artırımı, vergi incelemesi riskini azaltmak amacıyla kullanılır. Yapılan artırım ve düzeltmelerle vergi dairesi daha önceki yıllardaki incelemeleri gözden geçirmez. Matrah artırımı yapmak mükellefin tercihine bağlıdır ve inceleme açısından avantaj sağlayabilir. Ayrıca, incelemeler sektörel risk analizlerine dayanır ve rastgele değildir. Elektronik sistemler, mükelleflerin bilgilerini analiz ederek riskli olanları belirler ve incelemeye alır. Matrah artırımıyla vergi incelemesi riski azaltılırken, mükelleflerin kendi takdirine bağlıdır.

Stok Beyanında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Stok beyanı konusuna değinen Ender Sönmez,’’ Stok affının iki yönü vardır. İlk olarak, işletmede fiilen var olan ancak defter kayıtlarına yansıtılmamış stoklar düzeltilebilir. İkinci olarak, defter kayıtlarında bulunan ancak fiili olarak stoğu olmayan durumlar da düzeltilebilir. Stok affından faydalanmak isteyen işletmeler, geçmişteki stok kayıtlarını düzeltmek için yarısını ödeyerek KDV'yi beyan edebilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, stok affının geleceğe yönelik bir düzeltme olmadığıdır. Stok affından yararlanacak işletmelerin gerçekten kayıtsız olan mallarını değerlendirmesi önemlidir. Ayrıca, beyan edilen KDV tutarı aynı beyan döneminde ödenmelidir, aksi halde geçersiz sayılır. Stok affı süresi 31 Mayıs'ta sona ermektedir ve uzatma yetkisi Cumhurbaşkanı'na aittir’’dedi.

Vadesi Geçmiş Borçlara Yeni Yapılandırma Fırsatı

Vadesi geçmiş borçlar hakkında Vergi ve SGK gibi vadesi geçmiş borçları olan mükellefler için önemli bir fırsat sunulduğuna dikkat çeken Sönmez,’’Vadesi geçmiş borçlarını ödemekte zorlananlar için yeni bir yapılandırma imkanı getirildi. Borçların peşin veya taksitli olarak ödenmesine olanak tanınıyor.Bu yeni düzenleme ile vergi borcu olanların borçlarını 31 Mayıs 2022 tarihinden önceki dönemlere kadar uzanan vadesi geçmiş borçları da kapsamaktadır. Özellikle vergi dairesine borcu olanlar için büyük bir fırsat sunulmaktadır.Peşin ödeme seçeneğinde, borç miktarının ana para üzerinden hesaplanan faizleri kaldırılarak yeniden hesaplanmaktadır. Bu sayede borç miktarı düşürülerek avantajlı bir ödeme imkanı sağlanmaktadır. Eğer borç peşin ödenirse, ana paranın tamamına yakını silinebilmektedir’’dedi.

Sönmez taksitli ödeme seçeneğinde ise 48 aya kadar taksitlendirme yapıldığını söyleyerek,’’Borç miktarı, belirli bir katsayıyla çarpılarak aylık taksitler belirlenmektedir. Her ay düzenli olarak taksitlerin ödenmesi gerekmektedir. İlk iki taksitin süresinde ödenmesi önemlidir, aksi takdirde yapılandırma bozulabilmektedir.Bu yapılandırmadan faydalanmak isteyenler, vergi dairesine başvuru yapabilirler. Başvurular, internet üzerinden elektronik müracaat veya mali müşavirler aracılığıyla yapılabilmektedir. Vatandaşlar, internet vergi dairesine giriş yaparak başvurularını kolaylıkla gerçekleştirebilirler.Yeni yapılandırma, vadesi geçmiş borçları olan mükelleflere önemli bir avantaj sağlamaktadır. Düzenli ödemeler yapıldığı takdirde, borcu olanlar için ihale katılım hakkı elde edilebilmektedir. Bu fırsatı kaçırmamak ve geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemek adına mükellefler için önemli bir fırsattır’’şeklinde konuştu.

Ortaklardan Alacaklar: Kasa Affı ve Vergi İncelemelerine Dikkat!

Ortaklardan alacaklar kasa affı konusunda ise  şu açıklamalarda bulundu:İşletmelerde ortaklardan alacaklar, işletme sahiplerinin şirketten para çekmesi veya şirkete borç vermesi şeklinde değerlendirilmektedir. Ancak, şirketin ayrı bir hukuki varlık olduğunu ve şirketteki para miktarının doğrudan ortağa ait olmadığını belirtmek gerekmektedir.Eğer bir ortak, şirketten para çektiyse veya şirkete borç verdiyse, bu işlem şirketin kendi varlığını kendi tasarrufuna aldığı anlamına gelmektedir.Yasalara göre, bu durumda şirketin o parayı kullanıp faiz geliri elde etmesi gerekmektedir. Bu faiz geliri vergilendirilmeli ve katma değer vergisi ödenmelidir.Ancak, işletmelerin kasasında fazla para birikmiş durumda ise ve şirket ortaklarına para verilerek alacaklandırılmışsa, bu durumda yüzde üç oranında vergi ödeyerek bu durumdan kurtulma imkanı bulunmaktadır. Vergi dairesi bu konuda incelemeler yapmaktadır ve ileride soruşturmalar başlatabilir.Bu nedenle, işletme sahiplerinin kasadan fazla para çekmeleri veya ortaklarına para vererek alacaklandırmaları durumunda, yasal mevzuatlara uygun şekilde hareket etmeleri önemlidir. Geçmiş yıllardan biriken tutarlar varsa, bu fırsattan mutlaka yararlanılması gerekmektedir. Aksi takdirde, ileride çok daha yüksek vergi ödemeleriyle karşılaşabilirler.

Teknolojik Dönüşümün Ticaret ve Muhasebe Mesleğine Etkileri

Teknolojik gelişmelerin ticarete ve muhasebe mesleğine etkilerine değinen Sönmez şunları söyledi:

Teknolojik dönüşüm, ticari işletmeler ve muhasebe mesleği açısından büyük fırsatlar sunmaktadır. Ancak bu dönüşüme işverenlerin ve mali müşavirlerin hızla adapte olması gerekmektedir. Türkiye, dijital dönüşüm sürecinde örnek ülkelerden biri olarak ilerlemektedir.E-fatura ve e-belgeler gibi dijital sistemler Türkiye'de hızla yaygınlaşmış durumdadır ve vergi daireleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu gibi kurumlarla iyi bir uyum sağlanmıştır. Ancak, işverenlerin kendi sistemlerini bu yeni düzene uyumlu hale getirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, belgelerin kaydedilmesi ve işlemlerin düzenlenmesi gibi konularda ciddi sorunlar yaşanabilir.

Elektronik tebligatlar da hızla yaygınlaşmış durumdadır. KEP adresi kullanılarak gönderilen tebligatlar, noter hükmünde kabul edilmekte ve bu konuda ciddi yaptırımlar uygulanabilmektedir. E-fatura kullanıcıları arasında yapılan bir işlemde, sekiz gün içinde itiraz edilmezse, fatura kabul edilmiş sayılmaktadır. Bu nedenle, herkesin dönüşüme uyum sağlaması gerekmektedir.Özellikle SGK tarafında dikkat edilmesi gereken konular bulunmaktadır. SGK tarafından talep edilen defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda ciddi cezalar uygulanabilir. Bu nedenle, işverenlerin ve mali müşavirlerin bu konuları dikkatle takip etmeleri gerekmektedir.

Mali müşavirler olarak, bu süreçte hızlı bir şekilde uyum sağlamak için büyük çaba harcadığımızı söyleyebilirim. Ancak, sürekli olarak gelen yeni mevzuatlar, değişiklikler ve yükümlülükler bürolarımızda önemli sorumluluklar yaratmaktadır. İş yükümüz ciddi anlamda artmış durumdadır.Teknolojik dönüşümün ticaret ve muhasebe mesleği üzerindeki etkisi büyük olmuştur. Bu dönüşüme uyum sağlamak ve sürekli güncellemeleri takip etmek önemlidir. Aksi takdirde, işverenler ve mali müşavirler gelecekte sorunlarla karşılaşabilirler.

İşverenlere Yük Getiren Vergi Düzenlemeleri

Ender Sönmez, son olarak EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sürecine de değinerek son dönemde işverenlere ek vergi yükleri getirildiğine dikkat çekti:

Deprem sonrasında özellikle istisna kapsamında teşviklerden faydalanmak için kullanılan bir istisnanın yüzde 10'u ek vergi olarak kumlar vergisine yönlendirildi. Bu vergi, devletin bütçe geliri elde etme amacıyla çıkarıldı. Ancak, işletmelere şu şekilde bir yasal düzenleme getirildi: Eğer bir yatırım yapmışsanız veya bir ile katkıda bulunmuşsanız, İslam'a katkıda bulunmuşsanız, bazı avantajlar sunulacaktı. Bu avantajlardan biri, kurumlar vergisinde indirim imkanıydı. Ancak şimdi, yatırım indirimi kullanmışsanız, bu indirimin belirli bir miktarını ek vergi olarak ödemeniz gerektiği ifade ediliyor. Yani bir istisna hakkı önceden vardı, şimdi ek vergi getirildi. Bu değişiklikler, geçmiş yıllara yönelik olarak yapıldı. Benzer durumu daha önce finansman gider kısıtlamasında da yaşamıştık. Bu ek yükler, işverenlere ve iş dünyasına gerçekten zorluklar getiriyor. Bu yükler, genellikle ürünlere yansıtılmak zorunda kalıyor.

Örneğin, son olarak binek otomobiller için gider kısıtlaması getirildi. Binek otomobil sahiplerinin giderlerinin yüzde 30'unu kanunen kabul etmiyorum denildi. Bu da özellikle pazarlama, satış ve dağıtım kanalında faaliyet gösteren firmalar için ciddi bir kayba neden oldu. Gelecek dönemde, umarım 28 Mayıs'tan itibaren hükümet şekillenecek ve yeni politikalar belirlenecek. Vergi düzenlemelerinin işverenler ve iş dünyası açısından yeniden ele alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar