Artık Avrupa alternatif fındık kaynakları arıyor

Enerji, gıda ve tarım sanayisinde entegre bir yapıya sahip olan Durak Fındık, son yıllarda özellikle güneş enerjisi yatırımlarıyla dikkat çekiyor.

info@karadenizekonomi.com / 19.05.2025

Artık Avrupa alternatif fındık kaynakları arıyor

Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Durak, hem Romanya hem Türkiye’de toplam 123 megawatt gücünde güneş enerjisi santrali kurduklarını belirterek, “Tükettiğimiz elektriğin 20 katını üretir hale geldik” diyor. Enerji yatırımlarının yanı sıra, Karadeniz’deki yeni sanayi projeleri, çikolata sektörüne yönelik hedefler ve fındıkta Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü masaya yatırdığımız özel röportajda Murat Gürsoy’un sorularını cevaplayan Durak, sektörün yapısal sorunlarına da dikkat çekiyor:

“123 MW’lık GES yatırımıyla tükettiğimizin 20 katı elektrik üretiyoruz”

Son dönemde enerjide ciddi bir büyüme kaydettiniz. Romanya ve Türkiye’de yürüttüğünüz projeleri paylaşır mısınız?

Romanya’da şu anda 50 megawattlık bir GES sahasında çalışmalar başladı. Güvenlik çitleri çekiliyor, konstrüksiyon çakımı başladı. Ayrıca 60,5 megawattlık yeni bir GES sahasının lisansını satın aldık. Toplamda 110,5 megawattlık bir kurulum hedefliyoruz. Bu yılın sonunda 50 megawattlık kısmı tamamlanacak, kalan 60,5 megawattlık bölüm ise 2026 sonunda tamamlanacak.

Türkiye tarafında da yatırımlarımız devam ediyor. Afyon’da 4 MW, çatılarda 4 MW olmak üzere toplamda 8 MW’lık bir GES kurduk. Konya’da ise 4,5 megawattlık yeni bir santral için izin aldık. Hedefimiz yıl sonuna kadar Türkiye ayağını tamamen bitirmek. Sonuç olarak, toplamda 123 megawattlık bir güneş enerjisi yatırımı gerçekleştirmiş olacağız. Bu yatırımla birlikte, tükettiğimizin 20 katı kadar elektrik üretmeye başladık.

Bu projelerin toplam yatırım maliyeti nedir?

Türkiye ve Romanya’daki tüm enerji yatırımlarının toplam maliyeti yaklaşık 75 milyon Euro seviyesinde.

Karadeniz’deki sanayi yatırımlarınız hakkında da bilgi verir misiniz?

Doğu Karadeniz’de iki, Batı Karadeniz’de de iki kırma fabrikamız bulunuyor. Ayrıca Batı Karadeniz’de bir kavurma tesisimiz mevcut. Şu an Batı Karadeniz’de tamamen paslanmaz çelikten inşa edilen, günde 500 ton kapasiteli yeni bir kırma fabrikası kuruyoruz. Mevcut tesislerimizle birlikte günlük toplam kırma kapasitemiz 1.300 tona ulaşacak.

Doğu Karadeniz’de ayrıca Ünye Organize Sanayi Bölgesi’nde 8 bin metrekarelik kapalı alana sahip yeni bir tesis için proje çalışmalarımızı tamamladık. Kısa süre içinde inşaata başlamayı planlıyoruz.

İstihdam rakamlarınız nedir? Kadın çalışan oranı ne durumda?

Bugün itibarıyla 800 çalışanımız var. Bu çalışanların %73’ü kadınlardan oluşuyor. Kadın istihdamını önemsiyor ve destekliyoruz.

Bir süredir gündemde olan çikolata yatırımı konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konu hâlâ masamızda. Kavurma tesisimizin olduğu bölgede toplam 80 bin metrekarelik bir arazimiz bulunuyor. Bunun 40 bin metrekaresinin sanayi imarı yoktu, ancak bu sorunu Mayıs-Haziran döneminde çözüyoruz. Şu anda enerji projelerimize odaklanmış durumdayız. Bunları ayağa kaldırdıktan sonra çikolata alanında yatırım yapmak istiyoruz. Private label üretim ya da doğrudan marka satın alma gibi farklı seçenekleri değerlendiriyoruz.

“Fındıkta küresel ağırlığımız %85’ten %65’e geriledi”

Bu yıl katıldığınız INC Kongresi’nde Türkiye için nasıl bir tablo çizildi?

Bu yılki INC Kongresi, Türkiye fındık sektörü açısından alarm veren bir tabloyu gözler önüne serdi. Özellikle iki tespit çok netti:

Birincisi, Türkiye’nin küresel üretimdeki lider pozisyonu ciddi şekilde sarsılıyor. Geçmişte dünya üretiminin %85’ini karşılayan Türkiye, bugün bu oranı %65’e kadar düşürmüş durumda. Şili, 95 milyon kilo fındık üretimine ulaşmış. ABD 102 milyon kilo açıklamış. İtalya ise 120 milyon kiloyla güçlü bir oyuncu konumunda. Türkiye’nin üretimdeki bu düşüşü yapısal nedenlerden kaynaklanıyor: bölünmüş araziler, düşük verimlilik ve yüksek maliyetler.

İkincisi, Avrupa’daki çikolata ve gıda sanayisi artık Türkiye dışındaki menşelere yönelmeye başlıyor. Bu sanayiciler alternatif tedarik zincirleri üzerinde ciddi çalışmalar yürütüyor. Daha da çarpıcısı, bu yönelimin kalıcı hale gelme ihtimali yüksek. Çünkü bu ülkeler (ABD, Şili, İtalya) bizim üretim maliyetlerimizin çok altında üretim yapabiliyor. Biz ise yalnızca “fiyat” eksenli bir bakışla sektörü yönetiyoruz.

INC’de gördüğüm bir diğer kritik detay ise şu: biz Türk fındığının lezzet üstünlüğüne fazla güveniyoruz. Ancak sanayi tipi üretim söz konusu olduğunda, çikolata içindeki fındık oranı %13’ü geçmiyor. Bu kadar düşük oranlı bir içerikte, Türk fındığının lezzet farkını ayırt etmek mümkün değil. Dolayısıyla “aroması yüksek” argümanı büyük üreticiler için artık yeterince cazip değil.

Bu tablo, sadece üretim değil, pazarlama stratejilerimizi de gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Fındık sektöründe fiyat odaklı bakış açısını aşmak, verimlilik, üretim maliyeti ve uzun vadeli ihracat stratejilerine yönelmek zorundayız.

Fiyat rekabetinde Türkiye avantaj mı kaybediyor?

Kesinlikle. Şili, İtalya ve ABD gibi ülkelerde üretim maliyetleri daha düşük. Biz her şeyi fiyatla çözmeye çalışıyoruz. Ancak bu sürdürülebilir değil. Fiyatlarımız 4 dolar ve üzerindeyken, bu ülkeleri üretim konusunda motive ediyoruz. Bu durum önümüzdeki 10 yıl içinde üretici olarak ağırlığımızın %50’lere kadar düşmesine yol açabilir.

Sektörde sıkça gündeme gelen kokarca zararlısıyla mücadele yeterli mi?

Ne yazık ki değil. Sahada yeterli mücadele yürütülmüyor. Bu istilacı tür sadece fındık değil; cevizden kiraza, üzümden elmaya kadar birçok ürünü tehdit ediyor. Üstelik çok hızlı ürüyor ve kısa sürede geniş alanlara yayılıyor. Temmuz geldiğinde etkisini daha net göreceğiz.

Fındığın geleneksel pazarlar dışındaki performansı nasıl?

Özellikle Hindistan ve Çin pazarlarında istediğimiz seviyeye ulaşamadık. Bunun temel nedeni, fiyatların çok yüksek olması ve alternatif üreticilerin giderek cazip hale gelmesi. Bugün ABD, badem üretimini 300 milyon kilodan 1,5 milyar kiloya çıkardıysa, fındıkta da benzer bir büyüme mümkün. Araziler ucuz, teknoloji var, üretimi desteklerseniz bunu yapabilirler.

“Türk fındığı çok lezzetli” söylemi sizce geçerli mi?

Türk fındığı gerçekten aromatik olarak üstün. Ancak çikolata ürünlerinde fındığın oranı %13. Bu kadar düşük bir oranda kullanılan bir hammaddenin hangi ülkeden geldiğini kimse ayırt edemez. Bu yüzden lezzet avantajımız sanayi tarafında etkisini kaybediyor.

“TMO’nun müdahale alımları, piyasada denge unsuru oldu ama artık yeni bir modele ihtiyaç var”

TMO’nun piyasadaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) son 7-8 yıldır fındık piyasasına yönelik müdahaleleri, genel anlamda piyasada istikrar sağlama yönünde olumlu işledi. 2018 yılından itibaren uygulanan alım politikaları sayesinde üretici belirli bir taban fiyat güvencesine kavuştu. Devlet, bu süreçte ticari bir kazanç amacı gütmeden, fındık piyasasında regülasyon rolünü üstlendi.

TMO, bugüne kadar yaptığı müdahale alımlarında ciddi bir zarar etmedi. Hatta zaman zaman doğru fiyatlama ve doğa koşullarının desteğiyle kar ettiğini bile söyleyebiliriz. Ancak geldiğimiz noktada TMO’nun elinde 41 milyon kilo daha satılmayı bekleyen fındık var. Bu ürünün piyasaya hangi stratejiyle sunulacağı büyük önem taşıyor. Çünkü bugünkü koşullarda sanayicinin en büyük problemi finansmana erişim. Özel sektör Eylül ayına kadar ciddi bir nakit sıkışıklığı yaşarsa, TMO’nun piyasaya kontrollü şekilde ürün sürmesi gerekebilir.

Devletin asıl görevi piyasayı dengelemek. Aşırı düşük fiyatları engellemek kadar, üretici maliyetlerinin ve sanayici rekabetçiliğinin üstüne çıkan fiyatları da dizginlemek gerekiyor. Türk fındığı bugün sanayide en pahalı kuruyemiş konumunda. Bu durumun hem iç pazarda hem ihracatta sanayiciye ciddi baskı yarattığını görüyoruz. Fındık politikalarının sadece müdahale alımıyla değil, üretim planlaması ve ihracat stratejisiyle birlikte ele alınması gerekiyor.

Türk fındık sanayisinin yapısal sorunları neler?

En büyük üç sorunumuz; yüksek maliyetler, düşük verimlilik ve arazilerin aşırı bölünmesi. Bu üç başlığı çözmeden, fındıkta küresel rekabet gücümüzü koruyamayız. Verimi artırmak, bahçeleri modernize etmek, üreticiyi eğitmek zorundayız. Bugün bir üretici bir ton fındık topluyorsa bahçesini önemsemiyor. Ama on ton toplasa profesyonel üretim yapacak. Bu dönüşümü teşvik etmemiz şart.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.

Fındık Fiyatları

Son Güncelleme : 2025-05-16 15:23

Şehir En Düşük En Yüksek
TMO Fiyatı 0 TL 0 TL
AKÇAKOCA 0 TL 0 TL
ÇARŞAMBA 0 TL 0 TL
DÜZCE 0 TL 0 TL
FATSA 0 TL 0 TL
GİRESUN 0 TL 0 TL
KOCAELİ 0 TL 0 TL
ORDU 0 TL 0 TL
SAKARYA 0 TL 0 TL
SAMSUN 0 TL 0 TL
TRABZON 0 TL 0 TL
TERME 0 TL 0 TL
ÜNYE 0 TL 0 TL
ZONGULDAK 0 TL 0 TL
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar