Üretime daha çok ağırlık vermek zorundayız

“Ekonomi hantal yapıdan bir an önce kurtulmalı ve yapısal reformlar hayata geçmeli. Kısa sürede hiç kimsenin elinde bir sihirli değnek yok elbette. Ama iyi görüyorum geleceğe yönelik olarak. Tek rezervim; sadece inşaat ile kalkınmamalı''.

info@karadenizekonomi.com / 1.08.2018

Üretime daha çok ağırlık vermek zorundayız

Karadeniz Ekonomi gazatesinde Murat Gürsoy'un bu haftaki konuğu Günhan Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Günhan Güney oldu. 2008 yılından beri sektörün içinde olan Güney, babası Nail Esat Güney’in deneyimlerini kendi yenilikçi anlayışıyla birleştirip ortaya koyduğu “düşten gerçeğe projeler''ini ve  hem sektörü hem de  ekonomiye dair sorulara cevap verdi.

-İddianızı “düşten gerçeğe projelere imza atıyoruz” sloganı ile ortaya koyuyorsunuz. Sektörle tanışıklığınız hangi yıllarda başlıyor?

-Ben 2008 yılından itibaren sektörün içindeyim ancak önümde babam Nail Esat Güney gibi bir rol model vardı. Halen yönetim kurulu başkanımız ve kurucumuz olan babam 1992 yılında sektöre girmişti. O günlerde daha çok kamuya taahhüt işleri olarak adlandırabileceğimiz okul ve hastane işleri yaptık. Yıllar sonra daha nitelikli projeler yapmak için kolları sıvadık. Uluslararası Ticaret okudum ve mezun olduktan sonra 2008 yılı itibari ile işin içine tamamen girdim.

-Şirket olarak nasıl bir vizyon belirlemiştiniz?

-Faaliyetlerimize başladığımız 1992 yılından bu yana pek çok prestijli projeyi başarıyla hayata geçirerek sektörde öncü bir kimlik kazandık. Kurucumuz ve ayrıca Yönetim Kurulu başkanımız olan Nail Esat Güney tarafından kurulan şirketimizde ikinci nesil olarak (burada ailenin tek çocuğu olmamı da dikkate alırsak) benim katılımımla genç ve yenilikçi kadrosuyla inşaat sektöründe öne çıkmayı amaçladık.

-Firmanızın sektördeki geçmişi kalıcı olacağınızın da işareti olsa gerek…

-Tam anlamıyla dediğiniz gibi bir projeksiyon geliştirdik. Geleceğe yatırım yaparak yaşam için en ideal koşulları oluşturmayı hedefledik. Çünkü, ürettiğimiz her eserle içinde yaşadığımız topluma kalıcı değerler katmayı amaçlıyoruz. Müşterilerimizle olan iletişime verdiğimiz önemi, teknoloji ile birleştirerek projelerimizde marka kimliğimizi ve marka güvenirliğini vurgulamak adına tüm gücümüzle çalışıyor, her yeni projemizi ilk günkü heyecanımızla inşa ediyoruz.

-Biraz da projelerinizden bahsedelim. Çizdiğiniz vizyon doğrultusunda sadece Ordu ile sınırlı kalmadığınız anlaşılıyor. Hangi projelerde imzanız var?

-Ordu dışında, İstanbul ve Giresun’da değişik projelerimiz oldu. Daha çok müşteri odaklı çalışmayı seviyoruz. Artık, orta gelir düzeyi diye bir kavram kalmadı. Ya alt gelir grubuna ya da üst gelir grubuna hizmet vermelisiniz. Biz de üst gelir grubunu seçtik. İstanbul Bostancı sahilinde çok güzel bir proje geliştirdik. Burada Güzelyalı’da 80 daireli bir projemiz çok ilgi gördü. Bizim için prestij anlamına gelen Karşıyaka Prestij ise bizce de Ordu’nun en önemli işlerinden biri olacak.

-Bu denli önem verdiğiniz projede sizi farklı kılan ne oldu?

-16 bin metrekare alanda çalışıyoruz bu projede. Toplam 6 bloktan oluşuyor. İlk iki blok çıkıyor şimdi. 216 daire ve 8 işyerinin olduğu, havuzu, otoparkı, sosyal donatıları ve yürüyüş alanları ile göz dolduran bir proje. Tanıtım aşamasında 3+1 dairelerin bazılarını 440 bin liradan satışa çıkardık. 4+1 daire için de 540 bin liradan satış yaptık.

-Ülke ekonomisi dikkate alındığında, inşaatın lokomotif sektör olduğu gerçektir. Bir yandan da çıkış arayışları ve değişik açılımlar var. Siz yaşananları nasıl görüyorsunuz?

-Şu anda sektörü en çok etkileyen birim kullanılan girdi fiyatlarındaki artış; özellikle de demir fiyatlarının yüksekliği. Dayanmaya çalışıyoruz ama bir yere kadar. Ayrıca faizlerin düşmesi lazım ki alım gücü artsın ve bize talep gelsin, diye düşünüyorum.

-Satış olmaması stok anlamına geliyor değil mi?

-Doğrudur. Talep olmayınca stok arttı. Sadece Ordu için değil tüm ülkede aynı sorun var. İnsanlar yeni bir konut için hazır hissetmiyor kendini. O nedenle stok üretim yapmak yerine iyi yerde iyi projeler geliştirmeyi seçtik.

-Sektöre yaklaşımları açısından Arapların bölgeye ilgisini nasıl değerlendirirsiniz?

-Adamlar suyu bardakta gördüğü için buraya geliyor. Özellikle Arap turistler maviye ve yeşile geliyor. Bir başka gerçek de büyük şehirlere baktığımızda onları büyük AVM’lerden çıkartamıyorsunuz. Çok para harcıyor çok alışveriş yapıyorlar. Dolayısıyla burada yapımına başlanacak olan AVM tamamlandığında buraya gelecek Arap turist sayısı daha da artacaktır. Şu anda Arapları çekecek pek fazla bir yatırım yok Ordu’da. Ama onları bölgeye çekmek için çalışmalar yapıldığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla bu bizim de işimize yarayacaktır.

-Sanki, yabancılara daha fazla konut satışı için biraz daha süre var gibi…

-Bence evet. Ordu’ya bakıldığında çok fazla yatırım yok ama onları çekmek için çalışmalar yapılıyor. Havalimanı bu anlamda bir ivme kazandırdı. Ulaşım seçenekleri arttığında bizim de işimize yarayacaktır. Trabzon’un bu anlamda çok mesafe kat ettiğini ve yabancılara konut satışında iyi durumda olduğunu biliyorum.

-Bölge için bakıldığında sektördeki en önemli sorunlardan biri de arazi bulunamaması. Bir de kentsel dönüşüm. Bu konuda sizin çözüm öneriniz nedir?

-Bence arazi sorunu kamulaştırma yapılarak sorun çözülebilir. Kentsel dönüşümü biz de denedik ama bizim için cazip değil.

-Müşteri konut alırken neye dikkat etmeli?

-Ordu’da yapılan projeler artık eskisi gibi değil rekabet sektöre kalite getirdi. Çok iyi binalar yapılıyor. O anlamda iyi projelere yönelmeliler. Bitmiş projelere yönelsinler. Topraktan girmesinler ve güvenilir firmalara ulaşsınlar. Zira projelerimizde alan da kazanmalı ve bu mal değerlenmeli.

-2008’de sektöre girdikten sonra geçen 10 yılda ne gibi değişiklikler gördünüz ?

-Yaşam alanları var artık akıllı binalar var. Eskiden düz bina veya dört duvar yapılıyordu. Şimdi farklı farklı yenilikler var.

-Yeni dönem hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

-Ekonomi hantal yapıdan bir an önce kurtulmalı ve yapısal reformlar hayata geçmeli. Kısa sürede hiç kimsenin elinde bir sihirli değnek yok elbette. Ama iyi görüyorum geleceğe yönelik olarak. Tek rezervim; sadece inşaat ile kalkınmamalı. Ülke olarak üretime daha çok ağırlık vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

-Son olarak Ordu ekonomisi hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

-Karadeniz-Akdeniz Çevre Yolu yapıldığında bizim gerçeğimiz turizm olacak ben buna inanıyorum. Ordu’da gözle görülür bir değişim var. Şehrin gelişim ve geleceği oldukça parlak. Çevre yolu, havaalanı, Çambaşı’nda kayak tesisi ve buna benzer pek çok güzel şeyleri sayabiliriz. Ayrıca, bir marina ve liman kentin çehresini çok çabuk değiştirir. Bu yönde çalışmalar yapılmalı. Ve her şeyden önemlisi yukarıda da belirttiğim gibi inşaat ile değil üretimle büyümeyi seçmeliyiz.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar