15.12.2025
Mizahın büyük ismi Ramiz (Gökçe) karikatür için ‘’Bir işin foyasını ortaya çıkarmaktır ‘’demiş. Latince caricare mizahı ‘’sorumlu tutmak’’ olarak tanımlar.
Sanatçı Behiç Ak‘ın karikatürlerini yorumlarken bu sanatın çok daha öte bir işlevi olduğunu anladım. Bu sanat ‘’sıradanlaşan / kanıksanan‘’ olayı da deşiyor, ‘’ Hey insanoğlu... ‘’ diyor.
Behiç Ak ile birlikte açtığımız ‘’ Ekonomi Karikatürleri § Yorumu’’ sergisi için yazdıklarımızı okumaya davet edeyim:
‘’Her şey Prof.Dr.Ali İhsan Karacan’ın ‘Behiç Ak’ın karikatürleri ekonomi konusunda o kadar çok şey anlatıyor ki...’sözleriyle başladı.
Bu projenin isim babası sevgili Karacan’dır...
Behiç Ak’ı arayıp bu konuda birlikte çalışma zeminimiz olacağı konusunu sordum. Cevabı olumluydu, dünyada örneği varsa da, çok azdı.
’Kim Kime Dum Duma’ başlığıyla son 43 yılda binlerce karikatür çizmiş olan Behiç Ak zaman ayırdı, ekonomi odaklı 150 çizgi-band seçti. Çizgi-band, 1960’lardan sonra kendine yer açmış ve 9. Sanat olarak nitelenen yeni bir sanatsal dil. ‘Bande dessinee’(BD) deniyor.
Bunları yeniden ‘’anlamlandırma’’ zor bir iş, çünkü anlamı zaten kendi çizgilerinde/sözlerinde saklı. Albert Camus belki de bu yaptığımıza ‘’anlamsız olduğu için anlamlı’’ diyecekti, kim bilir?
Biz, bu her şeyi anlatan çizgi-band’lara deyişler / yorumlar / alıntılar kullandık. İçlerinden 50 ürün seçtik.
Bu ürünlerde, deprem gerçeğinden rant hırsına, yap-sat’çılıktan yeni işsizlere, ekonomik gidişattan ekonomik yokoluşa uzanan konular sizi selamlayacak. Kedimiz Mestan’ı da kuşkusuz unutmadık...
Ürünlerin hepsi, yaşamdaki insanı eksen alıyor. Karikatürün isim babası olarak anılan Leonardo da Vinci bu sanat dalı için ‘’Bir portreden daha vurucu’’ ifadesini kullanmıyor mu?‘’
Serginin açılışı geçen Cuma oldu, her kesimden mizahın gücüne inanan insanlar oradaydı...
Sonrasında, ev sahibimiz İzmir Mimarlar Odası’nın güzel oditoryumunda söyleştik. Burada Behiç Ak mizahın yeni işlevine bir tanım getirdi:
-Mizah, şifre kırıcıdır...
Gerçekten de öyle!
Deprem felaketini düşünün: 6 Şubat Depremi üstünden daha henüz 2 yıl geçmişken, ‘’unutuldu / unutturuldu’’, daha önemlisi ‘’kanıksandı’’.
‘’Felaket Ekonomisi‘’ diyerek, işte burada mizah, özellikle Behiç Ak çizgileri, yepyeni bir bakış getiriyor. Bizi gerçekle ‘’yüzleşmeye’’ davet ediyor.
Tabii ‘’şifre kırıcı ‘’ olmak için yel değirmenlerine
karşı koymayı bilmek ve topu ortada dolaştırmamak gerek. Behiç Ak ‘’Neo-liberalizm her şeyin sorumlusu ‘’ diyor. Sonra ekliyor: ‘’İktisat iyice çuvallamadı mı?’’.
Ona ne diyebilirdim ki?
Evet, iktisat denilen sosyal bilim bileşkesi ‘’ekonomi-politik‘’ özelliğini yitirdiğinden bu yana kayıp. ‘’Kriz kronometresi ‘’ olmaktan öte işlevi yok. Behiç Ak çizgileri bunu çok açık-seçik belgeliyor.
Behiç Ak’ın ‘’kamusal alanlar yaratmak‘’, ‘’sorunlara yanlış gözlük kullanmak‘’, ‘’rantı tanımlayamamak ‘’ gibi bir dizi başlığa ‘’aykırı‘’ bakışlar getiren sözleri söyleşimizi 90 dakikaya taşıdı.
Gördüm ki, ‘’içtenlik’’, ‘’yalınlık’’, ‘’doğrucu davutluk’’ günümüz ortamında herkesin umarı...
İzmir Mimarlar Odası yönetimi böylesi bir içtenliğin zeminini oluşturdu, sağolsunlar. Açılışta Melen Şarapları ile ağzımızın ıslanmasını sağlayan Cem Melen beye de teşekkürler.
500 yüzyıldır Anadolu topraklarında ‘’mizah‘’ iyi ki var... Mizahın yeni yüzünü merak edenler için Behiç Ak’ın İstanbul Senin Olacak (Günışığı Kitaplığı) kitabını öneriyorum, çok ama çok keyf verici.
Yaşar Kemal çınarımız diyor ki: Her zaman, kılı kırk yararak özgür düşünmeye çalıştım. Düşüncelerimin tutsağı da olmak istemedim. Her geçen gün, yaşam, dünya, kitaplar, insana bir şeyler katıyor.


