PLASFED ve TÜRKONFED çatısı altındaki iş dünyası temsilcilerinin “Artık nefesimiz yetmiyor” çağrısı, aslında sadece büyük şehirlerin değil, Türkiye’nin üretim ve ihracat omurgasını taşıyan Karadeniz gibi bölgelerin gerçek sorunlarına işaret ediyor.

Bugün içinde bulunduğumuz tablo, bölgesel kalkınmanın ve güven ekonomisinin aciliyetini daha net gösteriyor. Türķkonfet başkanının ekonomik açıklamasına ekonomi yönetimi kulak vermelidir.

***

Karadeniz’in Stratejik Gücü ve Kırılgan Alanları

Karadeniz Bölgesi; tarım, sanayi, ihracat ve lojistik kapasitesiyle Türkiye için stratejik bir üretim kuşağıdır. Fındık, Bal,Kivi,bentonit,çelik, su ürünleri, inşaat, lojistik ve makine imalatı gibi pek çok alanda ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlar.

Ancak buna rağmen bölgenin en temel sorunları giderek derinleşmektedir:

Finansmana erişim güçlüğü işletmeleri yatırım yapamaz hâle getiriyor. Kobiler finansmana erişemiyor.

Kur ve fiyat istikrarsızlığı, maliyet hesaplarını bozan en kritik başlıklardan biri.

Regülasyonların sık değişmesi, uzun vadeli plan yapmayı imkânsız kılıyor.

Uluslararası alıcıların politika değişiklikleri, özellikle tarım ve gıda sektörlerinde ihracatçıyı zor durumda bırakıyor.

Bu tablo, bölgenin sahip olduğu üretim dokusuna rağmen kırılganlığının arttığını gösteriyor.

***

Neden Güven ve Öngörülebilirlik Ekonomisi?

TÜRKONFED tarafından altı çizildiği gibi, bir ekonominin hızlanabilmesi için önce “güven ortamı” gereklidir. Özellikle Karadeniz gibi KOBİ ağırlıklı bölgelerde iş insanlarının tek beklentisi, öngörülebilir bir gelecek ve istikrarlı bir ekonomik zemindir.

İşletmeler finansman bulamazsa büyüyemez, istihdam artmaz.

Sık değişen kararlar karşısında yatırım planları askıya alınır.

Belirsizlik, girişimciliği zayıflatır ve üretim motivasyonunu düşürür.

Bugün iş dünyasının nefesinin daralmasının temel nedeni tam olarak budur:

Belirsizlik, yüksek maliyetler ve güven eksikliği.

***

Karadeniz’e Özel Bölgesel Politikalar Zorunlu

Türkiye’nin bütün bölgelerine aynı reçetenin uygulanması artık sonuç vermiyor. Çünkü coğrafi, ekonomik ve üretim gerçeklikleri birbirinden çok farklı. Karadeniz’in yapısı; yüksek yağış, sınırlı tarım alanı, pahalı lojistik ve dağınık sanayi yapısı nedeniyle özel çözümler gerektiriyor.

Bu noktada atılması gereken adımlar şunlardır:

1. KOBİ’lere Özel

Finansman Mekanizmaları

Teminat kolaylığı, daha düşük faizli yatırım kredileri, uzun vadeli geri ödeme planları ve bölgeye özel kredi limitleri hayata geçirilmelidir.

2. Bölgesel Teşvik Paketi Zorunlu

Karadeniz'in üretim yapısına uygun vergi indirimleri, yatırım destekleri, liman altyapısı güçlendirmeleri kritik önemdedir.

3. Sanayi–Tarım–İhracat

İşbirliği Ağları

Fındık, su ürünleri, ahşap, metal ve lojistik alanında kümelenme modelleri oluşturulmalı; ortak pazar ve ihracat organizasyonları desteklenmelidir.

4. Güven ve Şeffaflık

Temelli Ekonomi Yönetimi

Regülasyonların öngörülebilirliği ve yatırımcının önünü görebildiği bir döneme geçilmelidir.

***

Karadeniz’in Nefesi Açılırsa Türkiye Rahatlar

Bugün Karadeniz Bölgesi’nde üretim, işsizlik, yatırımlar ve ihracat potansiyeli Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Ancak bu potansiyelin önündeki güven-ekonomisi eksikliği, bölgenin ilerlemesini yavaşlatıyor.

Eğer:

İş dünyasının finansmana erişimi kolaylaşır,

Bölgesel kalkınma politikaları hayata geçirilir,

Ekonomi yönetiminde tutarlılık ve öngörülebilirlik sağlanır,

Yerel dayanışma ağları güçlenirse;

Karadeniz sadece nefes almakla kalmaz, Türkiye ekonomisine ivme kazandıran bir lokomotif bölgeye dönüşür.

***

Sonuç: Birlikte Üretirsek, Birlikte Güçleniriz

Karadeniz Ekonomi olarak yıllardır savunduğumuz gibi; bu bölgenin geleceği, yalnızca Ankara’dan gelen genel politikalara değil, yerelde kurulan güçlü işbirliklerine bağlıdır.

Bugün iş dünyasının sesine kulak vermek; ekonomimizin nefes borularını açmak ve üretimin, ihracatın, girişimciliğin önünü açmak zorundayız.

Çünkü Karadeniz güçlenirse Türkiye kazanır.

 

HAFTANIN SÖZÜ

“Belirsizlikte en büyük güç, kararlılıkla atılan küçük adımlardır.”