Fırtına da koptu haliyle.

Yazıya başlarken belirtmek isterim ki, Bafra’da fakülte olmasına karşı değilim.

Her ile bir üniversite, her ilçeye bir fakülte kuruluyorken; Bafra gibi birçok ilden daha büyük ve gelişmiş bir ilçede de fakülte gibi bir eğitim kurumu olsun isterim elbette.

Ve fakat.

Her şeyin bir yolu yordamı var, değil mi?
Fakülte gibi bir okulu taşımanın da belirli bir programı olmalı yani.

Bir akademisyen değilim elbette. Bu nedenle Bafra’da eczacılık eğitiminin verilip verilmeyeceğine dair bir tartışmaya da girmeyeceğim.

Kişisel görüşüm, Bafra’da Eczacılık Fakültesi olacağı şeklindedir.

Ve fakat.

OMÜ yönetimi veya bunun olması için diretenler, bu kararı üniversite sınavları öncesinde, en azından tercihler yapılmadan önce almalıydılar.

OMÜ Eczacılık Fakültesi için tercih yapan öğrenciler, bu kararlarını Türkiye’nin en güzel yerleşkelerinden birinde eğitim görecekleri inancıyla yaptılar.

OMÜ, tercihler yapılmadan önce Eczacılık Fakültesi’nin 2025-2026 yılından itibaren Bafra’da derme çatma binalarda eğitim vermeye başlayacağını duyurmuş olsaydı, aynı öğrenciler aynı tercihi yaparlar mıydı acaba?

Sanmıyorum.

Zira, önceki gün gazetede Yener Cabbar’ı ziyaret eden bir grup öğrenci, bu karar nedeniyle üniversite yönetiminden davacı olmuşlar.

Taşınma kararı mahkemelik olmuş yani.

Bu karar doğru karar değil.

Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın bu kararı nasıl ve hangi koşullar altında verdi, anlayamadım.
Anlamakta da zorlanıyorum.

Yineliyorum:
OMÜ’nün Bafra’da fakülte açma kararını eleştirmiyorum.

Rektör Fatma Aydın’ın Bafra’yı OMÜ ile tanıştırmasını destekliyorum ayrıca.

Ve fakat.

Apar topar alındığı anlaşılan bu kararı herkes gibi ben de kabullenemiyorum.

Oysa, “Kadından rektör mü olur yahu” gibi eleştirilerin AK Parti il ve ilçe yöneticilerince bile eleştirildiği bir ortamda, “OMÜ’ye kadın eli değecek” diyerek Prof. Dr. Fatma Aydın’ın şehrimin gözbebeği OMÜ’ye rektör olarak atanmasına çok sevinmiştim.

Hatta, dostum Prof. Dr. Osman Zümrüt’ün çağrısıyla bir grup arkadaşımızla birlikte Fatma Hoca’yı ziyarete gitmiş, “Hayırlı olsun” dileklerimizi iletmiştik.

Ve fakat.

Eczacılık Fakültesi’nin ani bir kararla Bafra’ya taşınması nedeniyle sükut-u hayale uğradığımı da belirtmek isterim.

İşitiyorum ki; bir grup Bafralı hemşerimiz, başta Sadi Subaşı olmak üzere, bu kararı eleştirenlere ateş püskürüyormuş.

Eleştirilerden gazetemiz de nasibini almış.

Bafralı hemşerilerimiz şunu anlamalı bence:
Eleştiri, Bafra’ya fakülte açılmasına değil, asla!

Ki; Hüseyin Dündar, Çarşamba’ya fakülteler kazandırdığında kendisini nasıl alkışladığımız unutulmasın.

Ancak, Çarşamba’daki fakülteler; bir hayırsever olan Mustafa Güneşdoğdu’nun ilçesine fakülteler kurulması için bağışladığı arsalar üzerinde, bütün altyapıları Hüseyin Dündar tarafından hazırlandıktan sonra kurulmuştu.

Gerek İletişim Fakültesi gerekse Hukuk Fakültesi’nin Çarşamba’da eğitim vereceği çok önceden duyurulmuş, öğrenciler de tercihlerini buna göre yapmışlardı.

Bafra’da ise durum farklı!

Karar aniden alındığı için öğrenciler, tercihlerini OMÜ’nün Kurupelit yerleşkesinde eğitim alacaklarını düşünerek yapmışlardı.

Şimdi o çocukları, Bafra’da henüz hazır olmayan binalara göndermek neyin aklıdır?