Düşün dolar, KKM gibi uygulamalara rağmen 20 lirayı aşmış. Kuru soğan 30 lirayı gömüş. Dana kıyma 350 liraya ulaşmış.

Deprem olmuş.

11 şehri etkileyen felakette başta Hatay olmak üzere, şehirlerimiz yerle bir olmuş.

Resmi rakamlara göre 50 bin kişi ölmüş.

Ama depremden 3 ay sonra yapılan seçimi yine Erdoğan kazanmış.

Tamam.

Hiç adil bir seçim süreci yaşamadık.

Erdoğan ve AK Parti, devlet olanaklarını sonuna kadar kullandı.

Devletin televizyonu TRT başta olmak üzere  'Merkez Medya' olarak tanımlanan medya araçlarında iki lidere eşit davranılmadı.

Adaylardan biri, medyada propaganda süresi bakımından diğerinin ancak 10'da biri kadar yer alabildi.

Kılıçdaroğlu'nun seçmene göndereceği vaatleriyle ilgili mesajlarına bile engel olundu.

Buna karşın yine Recep Tayyip Erdoğan yine kazandı.

Hafızam beni yanıltmıyorsa 2002 yılından bu yana referandumlar, genel ve yerel seçimler dahil olmak üzere sanırım 13. defa balkon konuşması yaptı.

İtiraf etmeliyim ki, ''Bu defa yenilecek galiba.'' diye düşünmüştüm.

Ki;

Birçok AK Parti'li bile kaybedeceklerini düşünüyordu.

Bir tek Erdoğan, kaybedeceğini düşünmüyor olmalıydı.

Ki;

Bu seçim zaferi belki de bu nedenle kazandığı diğer tüm zaferlerinden farklıdır ve Erdoğan için çok daha değerlidir diye düşünüyorum.

Buna karşın, Kılıçdaroğlu'nun seçim sonrası açıklamasında "Mücadele devam edeceğim." Şeklinde bir ifade kullanmış.

Kılıçdaroğlu aslında kısaca, ''Kazanamadım ama başarısız da sayılmam.'' demiş yani.

Kabul ediyorum.

Hiç adil bir seçim süreci yaşanmadı.

Amenna.

Ve fakat.

Ülke en ağır ekonomik bunalımı varken ve de üstüne üstlük seçimden üç ay önce deprem gibi büyük bir felaket yaşanmışken, bu seçimin kaybedilmesi hiç bir şekilde izah edilecek bir durum gibi görünmüyor.

*Emeklilere 15 milyon.

*Maçlar şifresiz yayınlanacak.

*En düşük memur maaşı 21 bin 265 lira.

*Kredi kartlarında faizler silinecek

*EYT'de çifte standart son bulacak.

En önemlisi de deprem konutları bedava olacak gibi vaatleri vardı Kılıçdaroğlu'nun biliyorsunuz.

Buna rağmen Kılıçdaroğlu bu seçimi yine de kazanamadı.

Kabul ediyorum.

Herkesten fazla o çalıştı.

Kazanmak adına elinden gelenin fazlasını yaptı,

Hakkı yenmez elbette ama ortada tek bir somut gerçek var.

Kılıçdaroğlu kaybetti.

Erdoğan kazandı.

Görece oylarını da artırmış Kılıçdaroğlu.

İlk turda aldığı 24 milyon 595 bin oyu, 838 bin artırarak, 25 milyon 432 bine çıkarmış ama rakibi Erdoğan da, ilk turda aldığı 27 milyon 134 bin dolayındaki oyunu,  600 bin dolayında artırarak 27 milyon 725 bine çıkarmış.

14 Mayıs'ta 8 milyon 352 bin 496 seçmen oy kullanmamıştı.

Bu sayı 28 Mayıs'ta 10 milyon 350 bine ulaştı.

Aralarında mücbir sebebi olanlarda vardır ama 90 yaşındaki babamın Tayyip Erdoğan'a oy vermek için 10 Km. uzaktaki sandığa gitmek için sarf ettiği çabayı biliyorken, sandığa gitmeyenlerin daha çok muhaliflerden oluştuğunu düşünüyorum.

Protestocu seçmenleri ikna etmesi gereken Kılıçdaroğlu idi yani.

Ama başaramadı.

CHP seçmenin, seçim sürecindeki gayreti nedeniyle Kılıçdaroğlu'na şimdilik minnet duygusu besledikleri anlaşılıyor ama önümüzdeki süreçte bu seçim sonucu üzerinde uzun tartışmalar da yaşanacaktır.

Bu durum bir başarısızlıksa ki, öyledir.

Bunun bir bedeli olmalı diye düşünülecektir.

Böyle olacağını ilk tur seçim sonrasında görmüş ve bu köşede şu görüşleri serdetmişim.

Şöyle ki:

''Bu seçimi CHP’nin elinde bulundurduğu büyükşehirler özelinden değerlendirecek olursak, seçmen belediye başkanların performansından memnun olduğunu söylemiş ama CHP'ye ise 'Sen de değiş biraz' demiştir.

CHP, bu mesajı değerlendirecektir elbette ama o değerlendirme 28 Mayıs sonrasında yapılacaktır.

CHP, bir değişime gebedir artık.

Başka çaresi de yok gibidir.''