Ancak, dünyanın birçok yerinde meydana gelen kimi depremlerin bizim depremlerden daha şiddetli olduğu da biliniyor.
Mesela Şili'de 2010'da meydana gelen 9.2 ölçekli  depremin bizim depremlerden 40 kat daha şiddetli hissedilmesinin yanı sıra,  500 kilometrelik alanda da etkili olduğu biliniyor.
Ve fakat.
Bizim depremlerden daha yıkıcı bir etkiye sahip olmasına rağmen Şili depremindeki can kaybı sadece 500'de kalmış.
Bizim 11 ilimizi etkileyen depremlerdeki can kaybımız ise daha yeni 46 bin 104 olarak açıklandı.
Başta Hatay, Maraş, Adıyaman ve Gaziantep olmak üzere 10 binlerce bina da yerle bir oldu.
Büyük felaketti elbette.
Ve fakat.
Felaket depremin kendisi değildi asla.
Sebep olduğu yıkımdır aslında felaket olan.
Ki;
Daha şiddetli depremlerde yaşanan can kayıpları, bizim kayıplarımızın yanında devede kulak kaldığına göre, yıkımların ve sebep olduğu can ve mal kayıplarının pekala önüne geçilebilir olduğu da anlaşılıyor bir anlamda.
Müdahalede geç kalındığı ve kayıpların da bu sebeple arttığına dair iddiaların da ardı arakası kesilmiyor.
Bu devirde hiç bir şey gizli kalmıyor biliyorsunuz.
Gerçekler er ya da geç ortaya çıkıyor.
İktidar kanadı tarafından inkar edilse de bölgede hala çadır bekleyenlerin olduğuna dair haberleri izliyor olmakta canımızı sıkan bir başka konu oluyor.
Üzülüyoruz haliyle.
Kahramanmaraş'ta çadır kentlerde elektrik sayaçları bağlandığına dair haberleri  okumak da canımı sıkan bir başka konu oldu.
Halk bu duruma tepki gösterince ''Şimdi değil, üç ay sonra ödeyeceksiniz'' denmiş.
Buna şimdi ''Özrü kabahatlerinden büyük'' demeyelim de ne diyelim.
Büyük saçmalık yani!

PROMOSYON ALAMAYAN EMEKLİLER DE VAR

Gelelim bir başka saçmalığa.
Bankalar çalışanların yanı sıra, emeklilere de promosyon ödüyor biliyorsunuz.
Özel sektörü bağlamıyor bu durum.
Meclise özel sektör çalışanlarının da promosyon almalarını sağlamak amacıyla yasa teklifi verilmişti geçen gün.
Kabul edilir mi, edilmez mi bilemem ama özel sektör çalışanlarının gözü ve kulağı bugünlerde meclisten çıkacak karara çevrilmiş durumda.
Emekliler promosyonlardan gelen paralarla bir nefes almış oldular.
Bankalar promosyon yarışına girdi biliyorsunuz.
Ve fakat.
Ya PTT'den maaş alanlar!
PTT'den maaşlarını alan emeklilere promosyon ödenmediğini bu ülkede kaç kişi biliyor acaba.
Buna karşın ''Maaşlarını bankalara taşısınlar'' diyenler olacaktır.
Ve fakat.
Kredi kullandıkları için hala maaşlarını PTT'den almak zorunda bazı emekliler.
''Hak-Hukuk-Adalet'' diyoruz ya.
PTT'nin maaş ödediği emeklilerin de promosyon, analarının ak sütü gibi helaldir.
Maaş ödeme yetkisi tanınmış olan PTT, emeklisine kredi falan verdiğine göre bir anlamda bankacılık yapmaktadır.
''Promosyondan ne haber?'' diye sorarım o vakit.
Haksız mıyım?