7.01.2023

2023 ekonomik görünüm

2023 yılı ekonomisinin belirleyici temel unsurları, küresel gelişmelerle birlikte ülke içindeki ekonomik ve siyasi gündem olacaktır.

Ülke içi gündem küresel gelişmelerden etkilenerek şekillenecektir. Bu sebeple, 2023 yılı için küresel ekonomik beklentiler göz önünde tutulmak suretiyle ülkemiz ekonomik görünümüne ilişkin bazı projeksiyonların yapılması gerekmektedir.

Daralma ve yüksek enflasyon bileşenleri ekseninde görülen gelişmeler önümüzdeki yıl için küresel ekonomik gündeme yön verecektir. Pandemi ile başlayan süreçte küresel ekonomi, uçlar ile test edilmiştir. Pandemi ile küresel ölçekte yaşanan daralma ve sonrasında görülen büyüme, II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan daralma ve savaş sonrası tecrübe edilen büyüme ile kıyaslanabilir düzeydedir.

Küresel ölçekte yaşanan üretim aksaklıkları ve tedarik zinciri sorunlarına ek olarak 2022 yılında başlayan ve hala sonlanmayan Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel olarak yaşanan daralmayı ve enflasyonu derinleştirmektedir.

Bu uçlardan kötüsü olan daralma ve yüksek enflasyon ikilisinin damga vurması beklenen 2023 yılı ekonomisinin bu gelişmelerden bağımsız olarak ele alınmaması gerekir.

Ülkemiz, enflasyon çerçevesinden, özellikle son iki yılda benzerlerinden belirgin bir şekilde negatif yönde ayrışmış olup, halihazırda en yüksek enflasyonlu ülkelerden biridir. Bu süreçte, büyüme-enflasyon paradoksu kapsamında genişletici para ve maliye politikaları tercih edilerek enflasyon tedbirleri ve enflasyonla mücadele ikincil plana bırakılmıştır. Ancak, 2023 yılı itibarıyla küresel ekonomide derinleşmesi beklenen durgunluğun, yüksek küreselleşmeden kaynaklı karşılıklı bağımlılık perspektifinden, ülkemizi de etkilemesi beklenmektedir.

Küresel ölçekte hızla yayılan ve büyük bir sorun haline gelen enflasyonun da üretimde (özellikle de enerji ve hammaddede) dışa bağımlılığı yüksek olan ülkemize enflasyonun ithalat şeklinde etki etmesi, beklenen bir sonuçtur. Dolayısıyla 2023 yılı, ülkemiz için düşük büyümenin ve enflasyonist baskıların yüksek olduğu bir dönem olarak karşımıza çıkacaktır.

2023 yılında ülkemizde gerçekleşecek olan seçimler, seçim ekonomisi kavramını akıllara getirmektedir. Bu bağlamda, seçime kadar (2023 yılının ilk yarısı için) kamu harcamalarının yüksek olduğu ve genişlemeci para politikalarının yaşanacağı bir dönem tecrübe edilmesi muhtemeldir. Bu unsurlar her ne kadar piyasaları canlı tutmayı amaçlasa da enflasyonu körükleyici birer rol oynayacaktır. Dolayısıyla, bu unsurların sürdürülebilir olmamasından dolayı, seçimden sonraki süreçte, -seçim sonuçlarından bağımsız olarak- kamu harcamalarının frenlenmesi ve para politikasında da daraltıcı para politikalarının uygulanması beklenmelidir.

Seçim sonuçlarından bağımsız olarak, seçim sonrasında politik risklerin de azalması ile birlikte ekonomide pozitif bir havanın oluşması muhtemeldir. Ancak, seçim sonrasında yapılması gereken oldukça önemli işler bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Seçimi kazanan ittifak, ivedilikle yapısal reformları gündemine almalı ve enflasyonla mücadele için gerekli adımları atmalıdır. Ayrıca, döviz kuru-enflasyon geçişkenliğinin neredeyse zirveye ulaştığı göz önünde tutulmalı ve döviz kurları tarafında da enflasyonist hareketleri baskılayıcı şekilde tedbirler alınmalıdır. Bunlara ek olarak, gelir dağılımı adaletsizliği en yüksek OECD ülkelerinden biri olmamız da ekonomi yönetiminin gündemine girmeli ve gelir dağılımındaki sorunlara yönelik kalıcı çözümler üretilmelidir.

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar