40 milyonluk çikolata tadında yatırım

20 yılı aşkın zamandır fındık sektöründe önemli yatırımlar yapan Cüneyt ve Ertaç Öztürk kardeşler, bünyelerine kattıkları Doğancan Fındık fabrikası ile bölge ürünü olan fındıktan önemli kazanımlar sağlamaya devam ediyorlar. Öztürk Kardeşler’in yeni hedefi yatırım maliyeti 40 milyon lirayı bulan entegre bir tesis. Bulancak Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulacak tesis çikolata tadında olacak.

info@karadenizekonomi.com / 12.04.2021

40 milyonluk çikolata tadında yatırım

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’ne konuk olan Öztürk kardeşler, 40 milyon lira maliyetli entegre tesiste fındıktan daha fazla katma değer yaratmak ve ihracatı artırmak için yola koyuldukları ve önümüzdeki yılbaşına kadar projenin hayata geçeceğini söylediler. Ayrıca, sektörün artık yeni şeyler konuşmasını gerektiren dönemde olduğunun altını çizen Öztürk Kardeşler, şirket olarak bu anlamda yeni ürün geliştirerek yeni şeyler kazandırmanın peşinde olduklarını anlatırken daha fazla istihdam ve katma değer vurgusu yapmayı da ihmal etmediler.

-Bildiğimiz kadarıyla ticari hayatınıza Cüneyt ve Ertaç Öztürk kardeşler olarak kurduğunuz bir şahıs şirketi ile başladınız. Kuruluş öykünüzü Cüneyt beyden dinleyelim mi?

-Tabi ki… Sizin de belirttiğiniz gibi 2000 yılında kardeşim Ertaç ile birlikte Bulancak’ta başladığımız ticari faaliyetimiz fındık alım-satımı üzerineydi. İki yıl sonra kömür satışı ve gübre bayiliği gibi iki ayrı sektörle iş hayatımıza yenilikler katmaya başladık. 2007 yılına kadar şahıs işletmesi olarak devam ettik. O yıldan itibaren Öztürk Fındık Gıda Petrol Tarım Ürünleri Turizm Nakliyat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adıyla kendimize yeni bir çatı oluşturduk.

-Birbirinden farklı alanlarda faaliyet gösterirken sanırım zaman içinde fındık sektörü daha ağır basmış olmalı ki bugün içinde bulunduğunuz tesiste hem il hem de ülke ekonomisine katkı sunmaya başladınız.

-Aslında o da ayrı bir hikâye… O yıllarda Giresun’da kurulacak olan ikinci Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yani bir diğer adıyla Bulancak OSB’nin ilk temellerinin atıldığı günlerde 12’nci sırada başvurumuzu yaparak fındık kırma ve entegre tesisi kurma arzusunda olduğumuzu yetkililere bildirdik. O dönem yetkililerin Bulancak OSB’nin kabuklu fındık kırma sanayisine açılmayacağı yönündeki açıklamalarını doğru kabul ederek çok yakınında bulunan bu alanda kendi fındık kırma tesisimizi kurarak faaliyetlerimizi yürütmeye başladık.

-Belli ki fındıkta kendinizce bir stratejik plan geliştirmişsiniz. Doğru mu anladım?

-Tam da öyle oldu. Fındık kırma alanında çok önemli bir misyon üstlenmeyi ve yeni katma değerli fındık ürünlerini tüketicilere sunarak ihracat kapılarını aralamayı vizyon olarak belirledik. Geçen süreç ile birlikte 2019 yılı başı itibariyle ikinci kabuklu fındık kırma fabrikamızı ve entegre tesisimizi de açmış bulunmaktayız. Burada bünyemize daha sonradan kattığımız Doğancan Fındık markası ile üretim yapıyoruz.

-Böyle olunca da Giresun’un işleme hacmi yüksek firmalarından biri olma konumuna geliyorsunuz…

-Yani… Giresun’da kırım ve tedarik kapasitesinde ilk üç firma içerisindeyiz. İç fındık satışlarımızda Sağra, Pro Gıda, Noor Fındık, Poyraz ve Gürsoy firmaları ile partnerliklerimizi geliştirdik. İşletmemizde piyasadaki diğer tüm alıcılara da istenen şartlar dâhilinde ürün hazırlığı yapılmaktadır. Hedefimiz olan entegre, çikolata, bisküvili ürünler ve krema fabrikasını kurup, şu anda 250 kişi olan istihdamımızı iki katına yani 500 kişiye çıkarmak. Bunun planlaması için uğraş vermekteyiz. Böylelikle hem bölgemiz hem de ülkemizin gelişmişlik düzeyine daha fazla katkı sağlamak ve fındık değer zincirini artırarak yükseltmeyi amaçlıyoruz.

Size göre ticaret hayatında başarının sırrı nedir? Ve siz başarılı olmak için hangi konulara daha çok dikkat ediyorsunuz?

-Bizce başarının sırrı bana göre risk almak, korkmadan denemektir. Ama her zaman B planı olmak şartı ile. İşletmenin kendi iç dinamikleri her ne kadar yeterli gibi gözükse de günümüzün rekabet ortamında idol olabilecek kişi ya da kuruluşların iyi yanları da yol gösterici olabiliyor. Onları kendimize örnek olarak alıyoruz. Ayrıca dürüstlük ve müşteri memnuniyeti en önem verdiğimiz değerler arasında. Ve tabi ki yeniliklere açık olmak.

-Firma olarak önünüze koyduğunuz hedefler nelerdir? Hangi alanlarda büyümeyi planlıyorsunuz?

Fındık kırma tesisimizin akabinde hedefimiz entegre bir tesis kurmak idi. Yani natürel fındıkları ileri seviyede işleyebileceğimiz bir tesisin kurulmasına hedefliyorduk. 2019 yılı başlarında bünyemize kattığımız bölgemizin önemli tesislerinden ve markalarından biri olan Doğancan Fındık ile yolumuza devam etme yönünde bir karar aldık. Şu anda çok iyi gidiyor. Ürün çeşitliliğini ve pazar payımızı artırmayı ilerleyen dönemlerde ihracatımızı da artırarak bölgemizde fındığa özellikle de Giresun fındığına değer katacak bir firma olma yolunda emin adımlarla ilerlemeyi arzu ediyoruz. Katma değerli ürün üretmek en önemli hedefimiz. Çikolata sanayisinde marka bir firma olmak ve fındıklı ürün gamını artırmak başlıca hedeflerimizden diyebilirim.

-Biraz da sektörün sorunlarını konuşalım. Sorunlar ve sizce alınması gereken önlemler nelerdir?

-Türkiye’de fındık üretimi nedense her zaman için karmaşık bir durum olarak nitelendiriliyor. Ve bence bu bilinçli olarak yapıyorlar. Türkiye’nin üretimden düşürülmesi gibi… Oysa üretici ne kadar güçlü olur ise ürününe o kadar sahip çıkar. Özellikle Doğu Karadeniz bölgesi için söylüyorum. Bir tonun bile altında ürün elde ediyor üretici. Sebebi de arazilerin kuşaklar geçtikçe bölünmesi. Onun için ilk önce arazileri birleştirecek yöntem ve metotları üreticilerin kendileri geliştirmeleri lazım. Ayrıca üretim büyüklükleri rantabl ve makineli tarıma hazır hale getirilmeli. Fındıkta yakalanması gereken en önemli ivme bizce bu olmalı ki böylece üretimi artıralım.

-Bu noktada devletten beklentileriniz peki?

-Sürdürülebilir ve maliyetleri düşürücü bir fındık üretimini planlamamız lazım. Bunun için hepimize görevler düşüyor. Tabii ki devlete de. Onun için üretimini artırmayan fındık üretenlere alan bazlı gelir desteğinin kaldırılması lazım. İstanbul’da yaşayıp Giresun’daki fındık bahçesi için devletten destek alınıyor. Bu böyle olmaz. En kısa zamanda bunun terk edilerek ürüne destek modeline geçilmesi lazım. Bunun içinde ticaret borsalarının alanlarında alım satımın teşvik edilmesi lazım.

-Sermaye ve finansmana erişim konularında da kat edilmesi gereken mesafeler yok mu sizce de?

-Olmaz mı? İşin ticaret kısmına baktığımızda en önemli sorun finansmana erişim hatta. Çünkü firmalarımızın büyük çoğunluğunun sermaye birikimi yok. Öncelikle sektörü rekabet edici hale getirmemiz gerekiyor. Karşınızda büyük sermaye grupları var ve bu gruplara karşı adeta Türk fındığına kıymet vermeye uğraşıyorsunuz. Gerçi devletimiz sağ olsun bu konuda büyük destekler veriyor ama öncelikle sektörün bir araya gelmesi lazım. Rekabet edeyim derken kendi kendimizi yiyoruz. Güçlü bir Türk sektörünün hepimize faydası var oysaki.  Piyasada yabancıların at koşturacağı bir alana hep birlikte izin vermememiz lazım. Fındık ihracatçısına sağlanan döviz kredilerinin limitlerinin artırılması, fındık ihracatında rekabet gücümüzün ve potansiyelimizin artırılması için katma değerli ürün üretiminin de teşvikinin de devlet politikası haline getirilmesi gerekmektedir. Aslında tam da sektörün artık yeni şeyler konuşmasını gerektiren dönemdeyiz. Bizler şirket olarak bu anlamda yeni ürün geliştirerek yeni şeyler kazandırmanın peşindeyiz. Daha fazla istihdam ve katma değer. Artık fındığı hammadde olarak ihraç ediyor olmaktan kurtulmalıyız. Üreticimizin ve fındık sektörünün bu vizyonu yakalaması ve bu doğrultuda politika izlemesini önemsiyoruz. Bunun için de teşviklerin etkin hale getirilmesi ve sektörün üzerindeki vergi yüklerinin hafifletilmesi ve finansmana erişiminin rantabl hale getirilmesi lazım.

-Türkiye’nin fındık üretimindeki hâkimiyetinin geleceğine ilişkin neler söylemek istersiniz?

-Daha fazla üretim başta geliyor. Eskiden arz fazlası deniliyordu şimdi bunun bir şehir efsanesi olduğu anlaşıldı. Dünya nüfusu arttıkça fındıklı ürünlere talep de bir o kadar artıyor. Ve fındık şu anda kendi alanında ikame edilecek ürünler içerisinde en ucuz ürün diyebilirim. Ayrıca sağlıklı bir ürün. En son araştırmalarda obeziteye olan olumlu etkileri bile kanıtlandı. Bu konuya ilişkin Giresun Ticaret Borsası, Karadeniz İhracatçı Birlikleri ve TÜBİTAK-MAM birlikteliğinde yapılan bir araştırma bu gerçeği ortaya çıkardı. Eğer Türkiye’de fındık üretimi artarsa diğer ülkeler üretimden vaz geçecektir.

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar