Şenocak, “Ferrero kendi ihtiyacı olan fındığı alsın, işlesin, ihraç etsin. Ancak fındık ticaretini gözden geçirip bazı değişiklikler yaparsa hem kendisi hem de üretici zarar görmez” ifadelerini kullandı. Ferrero’nun katma değerli mamul ürün üretimine yönelmesi, sadece kendisi için değil, ülke ekonomisi ve tüm sektör paydaşları açısından daha faydalı olacaktır. Bu doğrultuda, mamul ürünler üretmesi yönünde Ferrero’nun devlet tarafından ve fındık sektörünün tüm paydaşları tarafından desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.

“Deve ile Karıncalar Yarıştırılıyor”

Fındık sektörünün en büyük oyuncularından biri olan Ferrero’nun, üreticiden ve tüccardan doğrudan fındık alarak ticaret yapmasının sektörde ciddi yapısal sorunlara yol açtığını vurgulayan Şenocak şunları kaydetti:

“Bu durum, deveyle karıncaları yarıştırmaktan farksız. Ferrero ile çalışan firmalar ellerini ovuştururken, bu zincirin dışında kalanlar ayakta durmakta zorlanıyor. Rekabet Kurumu’na yapılan şikayetler ve açılan davalar da aslında üreticiden sanayiciye kadar pek çok paydaşın yaşadığı sorunları gözler önüne seriyor. Mevcut sistem mutlaka gözden geçirilmeli; rekabetin ruhuna uygun, adil ve sürdürülebilir yeni bir yapı kurulmalıdır.”

“Açık ve Şeffaf İhale Sistemi Kurulsun”

Ferrero’nun iç fındık ihtiyacını kalite, vade ve fiyat kriterlerine göre açık ihalelerle karşılamasının sektörde standart oluşturacağına inandıklarını belirten Şenocak, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Tüm alımlar açık, şeffaf ve ihaleyle yapılmalı. Kalite bazlı fiyatlandırma (örneğin A/B/C sınıfı) sektöre düzen getirir. Bu sistem hem Ferrero’ya avantaj sağlar hem de sektördeki haksız rekabeti ortadan kaldırır.”

Fındık Ticaretini Gözden Geçirip Mamul Üretimine Odaklansın

Ferrero’nun esas kazancını kabuklu fındık ticaretinden değil, işlenmiş ve katma değerli mamul ürünlerden elde ettiğini hatırlatan Şenocak, şirketin doğrudan fındık ticaretinden çekilmesinin hem sektörün sağlığı hem de kendi kârlılığı açısından daha doğru olabileceğini söyledi:

 “Ticaret yaptıkça, kendisiyle çalışan-çalışmayan ayrımı derinleşiyor. Bu da üreticiden sanayiciye kadar tüm kesimlerin zarar görmesine neden oluyor. Üretici kârlılığını kaybetmiş durumda. Ayrıca düz arazilerde fındık dikiminin artması sebze ve meyve üretimini tehdit eder hale geldi. Bu durum, gıda enflasyonunu da tetikliyor. Meyilli arazilerdeki fındık üreticileri ise günden güne kan kaybediyor, bahçesine küsüyor.”

 “Fındık Altınken Gümüşe, Oradan Tenekeye Dönmesin”

Türkiye’nin en değerli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan fındığın dünyada itibar kaybettiğini belirten Şenocak, bu gidişatın döviz kaybına ve uzun vadede büyük ekonomik zararlara yol açabileceğini söyledi:

 “Altın gibi değerli bir ürünü gümüşe çevirmeyelim. Sonra tenekeye döner. Bu tehlikenin farkında olmalı, üreticiyle birlikte hareket etmeliyiz. Ulusal Fındık Konseyi olarak tüm paydaşlar adına bu süreci yakından takip ettiğimizi ve etmeye devam edeceğimizi kamuoyunun bilmesini isteriz.”