Yorgun sanayici 2026 için temkinli
Faiz, kur ve enflasyon ablukası altında geçen 2025 yılının faturasını üretim ve rekabet gücü kaybı olarak ödeyen sanayiciler, yeni yıl için oldukça temkinli.
info@karadenizekonomi.com / 30.12.2025
Birçok sektörde istihdam çıkışı ve küçülme belirgin şekilde artarken, firmalarını 2026’ya taşıyabilen üreticiler, özellikle kur ve finansman sorunlarında iyileşme olmadığı takdirde kayıpların yeni yılda da artarak devam etmesinden endişeli.
Sanayiciler, faiz, kur ve enflasyon üçgeninde derinleşen sorunların faturasını 2025 yılında üretimde daralma, ihracat kaybı, istihdam çıkışı ve rekabet gücünde zayıflama olarak öderken, yeni yıla ilişkin beklentilerini de oldukça temkinli bir zeminde şekillendiriyor. Artan finansman maliyetleri, öngörülebilirliği giderek azalan kur yapısı ve yüksek enflasyon baskısı iç pazarda talebi sınırlandırırken, ihracatçı firmaların fiyat tutturma ve mevcut pazarlarını koruma kabiliyetini ciddi biçimde zorluyor.
Zorlu faaliyet koşulları altında birçok sektörde firmalar, yeni yatırımlar yerine verimlilik artışı, maliyet kontrolü ve operasyonel sadeleşmeye odaklanarak 2026’ya ayakta ulaşmaya çalışıyor. Ancak finansmana erişimde kalıcı bir rahatlama sağlanamaması halinde, üretim kayıplarının derinleşerek süreceği ve sanayinin rekabet gücündeki aşınmanın hızlanacağı endişesi dile getiriliyor.
Nitekim 2025’in son verileri de bu tabloyu destekliyor. Hatırlatmak gerekirse İstanbul Sanayi Odası İmalat PMI Endeksi kasım ayında 48 puanla eşik değer olan 50’nin altında kalırken, yeni siparişlerdeki zayıflama ve süren maliyet baskılarıyla üretimdeki daralma eğilimi 20’nci aya ulaştı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise kasımda yüzde 74,4 seviyesinde kalarak toparlanma sinyali vermedi.
Yeni yıl için ne dediler?
Yayan: İhtiyatlı iyimserliğimizi koruyoruz
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, 2025 yılına ilişkin olarak “Kötünün iyisi diyebileceğimiz bir çerçevede geçti” değerlendirmesinde bulundu. “Beklentilerimiz ise her ikisinde daha da yüksekti” diyen Yayan, “Özellikle üretimde artış beklentisi yüzde 10 civarındaydı. Ancak yılın ilk aylarında bir duraklama yaşadık. Son çeyrekte ise bir iyileşme sürecine girdik. 2026 yılında şartların daha da iyileşmesini umut ediyoruz” dedi.
Tecdelioğlu: Para kazanmadan ihracat yapıyoruz
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Çetin Tecdelioğlu, sektörün bu yılı yüzde 6 artışla 13,5 milyar dolarlık ihracatla kapatmaya hazırlandığını söylerken, 2025’i “Rekabet gücümüzü kaybettiğimiz, karsız bir yıldı” diyerek özetledi. Tecdelioğlu, “Yüksek faiz nedeniyle birçok firmanın özkaynağı eridi. Yurtdışından gelen siparişleri almakta zorlandık. Çünkü bu faiz oranlarıyla işimizi çevirebilecek kalitede finansmana ulaşamadık” dedi.
Narbay: 2025’te 2,2 milyar dolarlık üretim kaybı yaşadık
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, hazır giyim sektörünün 2025 yılını ciddi kayıplarla kapattığını belirterek, ihracat, ithalat ve istihdamdaki bozulmanın sektör üzerinde ağır bir baskı oluşturduğunu söyledi. Narbay, “Bu yılı 16,7 milyar dolar civarında bir ihracat ile kapatacağız. 1,2 milyar dolarlık bir kayıp var. İthalatta da 4,95 milyar dolar ile kapatacağız. Orada da 1 milyar dolarlık bir artış var. Yani bir yılda 2,2 milyar dolarlık bir üretim kaybı söz konusu” diye konuştu.
Öksüz: İhracattaki artış işler iyi anlamına gelmiyor
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil sektörünün 2025 yılında ihracatını koruduğunu ancak bunun sektörün iyi bir yıl geçirdiği anlamına gelmediğini söyledi. Öksüz, “Tekstil sektörü olarak 2025’te ihracatı koruduk. İhracat tarafında bir düşme olmadı. Sebebi de konfeksiyon sektöründeki daralma oldu diyebiliriz. Konfeksiyon sektöründe fiyat tutturama sorunu olduğu için kumaş yurtdışına yöneldi” dedi.
İçten: Maliyet artışlarını finanse etmek daha da zorlaşacak
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, ayakkabı sektörünün 2025 yılını da gerileme ile kapattığını, son üç yıldır süren maliyet baskısı ve rekabet sorunlarının sektörü savunma pozisyonuna ittiğini söyledi. İçten, “Bizim açımızdan 2025 yılı, 2023 ve 2024’te olduğu gibi gerileme ile kapattığımız bir yıl oldu. 2022’nin son çeyreğinden başlayan, 2023-2024’te de pahalı olduğumuz, maliyetlerimizin yükseldiği, döviz kurlarının stabil gittiği bir ortamda ihracatta ciddi kayıplar yaşadık” ifadelerini kullandı.
Gürcan: İkinci yarıdan sonra düzelme bekliyoruz
Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, emek yoğun sektörlerden biri olan mobilya sektöründe hem iç hem de ihracat pazarlarının adet bazında küçülme ile kapandığını söyledi. Gürcan, “Üstelik iç piyasada durgunluk hala devam ediyor. Ciddi anlamda fiyat farklılıkları var. Özellikle hammadde, genel giderleri, kiralar yüksek oranlarda arttı. İhracat pazarlarında ise fiyat tutturamıyoruz doların baskılanması yüzünden” dedi.
Pelister: Fırsatlar var ama uygun finansman ve öngörülebilirlik gerekiyor
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, zorlu koşullara rağmen sektörün yılı yaklaşık 32 milyar dolar ihracatla tamamlamasını beklediklerini söyledi. Pelister, “Özellikle ihracatçı firmalar açısından maliyetlerin döviz bazında artması, fiyat tutturmayı zorlaştırıyor. Özellikle ABD-Çin arasındaki tarife savaşları yüzünden dünyadaki fiyat aralıkları çok değişken olmaya başladı” şeklinde konuştu.
Güleç: Belirsizliklerin içinde belirli politikalar oluşmaya başladı
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili ve Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, nadasa kaldık benzetmesi yaptığı 2025 yılında ihracatın dolar bazında geçen yıla oranla yüzde 1-2 artış ile kapanacağını söyledi. Güleç, “Ciro bazında geçsek de adet bazında firmaya göre değişmekle birlikte daralma yaşandı. Bu yüzden fiyat artırmak zorunda kaldık. Bu da bizim pazar kaybımız anlamına geliyor” dedi.
Şengül: Temkinli ve rekabetin sertleştiği bir döneme hazırlıklı olmak gerekiyor
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Şengül, 2025’in beyaz eşya sektörü açısından hem iç pazarda hem de ihracatta baskıların yoğunlaştığı bir yıl olduğunu söyledi. Şengül, “İhracattaki düşüşün artık dönemsel değil, süreklilik arz eden bir eğilim haline geldiğini görüyoruz. İç pazarda da benzer şekilde talep zayıf seyrederken, satışlarda belirgin bir yavaşlama gözleniyor” diye konuştu.
Otomotivde asıl risk yeni yatırım döneminde
Sanayicinin 2025’te yaşadığı maliyet şoklarının otomotiv sanayisini de temkinli bir 2026’ya taşıdığını belirten OSD yetkilileri, sektörün uzun vadeli yatırım döngüsü sayesinde bugünü yönetebildiğini ancak asıl riskin yeni proje kararlarında ortaya çıkacağını vurguluyor. OSD cephesinden yapılan değerlendirmede, “Bugünkü üretimi geçmişte alınan kararlar ayakta tutuyor. Ancak 2027–2028 döneminde masaya gelecek yeni yatırımlarda Türkiye’nin rekabetçiliği ciddi bir soru işareti olacak” denildi.
Otomotiv tedarik sanayisinde ise tablo daha kırılgan. TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, artan işçilik ve girdi maliyetlerinin rekabet gücünü hızla aşındırdığını, bunun da gelecek projeleri doğrudan tehdit ettiğini söyledi. Birinci, kapasite kullanım oranlarının yüzde 70’in altına indiğini hatırlatarak bu seviyenin alarm verici olduğunu vurguladı. Maliyet baskısı nedeniyle bazı firmaların yatırımlarını Fas, Romanya ve ABD gibi ülkelere kaydırmaya başladığını belirten Birinci, acil önlem alınmaması hâlinde Türkiye’nin tedarik zincirindeki konumunun zayıflayacağı uyarısında bulundu.
Çok Okunanlar
Fındık Fiyatları
Son Güncelleme : 2025-12-30 08:51
| Şehir | Levant |
|---|---|
| TMO | 200 TL |
| GİRESUN | 283,00 TL |
| ORDU | 283,50 TL |
| DÜZCE | 283,50 TL |


