“Hedefimiz üretimi artırmak, Bafra'yı marka yapmak''

Bafra GİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Güngör “Bafra GİAD olarak ana hedefimiz bölge içerisindeki ekonomik kalkınmayı sağlamak ve değer oluşturabilecek projelerle ilçemizin ismini tüm ülkede duyurabilmektir.

info@karadenizekonomi.com / 12.03.2019

“Hedefimiz üretimi artırmak, Bafra'yı marka yapmak''

Bafra GİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Güngör. “Bafra GİAD olarak ana hedefimiz bölge içerisindeki ekonomik kalkınmayı sağlamak ve değer oluşturabilecek projelerle ilçemizin ismini tüm ülkede duyurabilmektir. Aynı zamanda Bafra’nın marka değerini artırmaktır.”

Murat Gürsoy’la ekonomi sohbetleri köşemizin bu sayıdaki konuğu Bafra Genç İş Adamları Derneği (Bafra GİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Güngör. Genç başkanla derneğin çalışmaları, tütünü, tarım ve hayvancılık ile Bafra ve bölge ekonomisine ilişkin düşüncelerini konuştuk.

-Sayın Başkan bize kısaca derneği ve faaliyetlerini anlatır mısınız?

-Ben Bafra Genç İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Güngör. Derneğimiz 2011 yılından beri faaliyet göstermektedir. Biz yönetim kurulu olarak üçüncü dönemiz. Üçer yıllık aralarla bizim genel kurulumuz olur. Bundan önceki iki dönemi de Yavuz Selim Muratoğlu diye bir başkanımız vardı. O yürüttü, ondan sonra görevi biz devraldık. Biz 2017 yılından beri görevdeyiz. 

-Dernek mensuplarının genel iş profilleri nedir?

- BafraGİAD 2011 yılından beri faaliyette. Sektörlerinde lider olan 65 üye firmasıyla beraber üreten, katma değer yaratan ithalat ve ihracat yapan bir topluluğuz. Aynı zamanda yaklaşık olarak 2 bin kişiye istihdam ediyoruz. Sonuçta bölge ekonomisine baktığımızda da yaklaşık olarak yüzde 10 katkı sağlamış oluyoruz.

-Ana hedefiniz nedir dernek olarak, belli sektörler var mı?

-Bu noktada iki yıldır ürettiğimiz faaliyetler içerisinde ana hedefimiz şu bölge içerisindeki ekonomik kalkınmayı sağlamak ve değer oluşturabilecek projelerle beraber ilçemizin ismini tüm ülkede duyurabilmektir. Aynı zamanda marka değerini artırmaktır.

-Bölge ekonomisini daha çok hangi sektörler oluşturuyor. Sanayi, tarım, turizm olarak hangisine ağırlık veriyorsunuz?

-Bölgemiz tarımdan, turizme kadar birçok potansiyeli olan bir bölge. 1950-1953 yılları arasında Karadeniz Bölgesi’nden tütün ihracatını yapan ilk bölgedir. Biz aslında tarihimizle gurur duyuyoruz. Bölge olarak gerçekten bu bölgede zamanın ihracatçıları, zamanın üreticileri bununla çok gelir elde etmişler. Bunu ihracatla ülkemize para kazandırmasını sağlamışlar. Ama zamanla bu sürmenaj olmuş, azalmış. Köylerdeki insanlarımız dışarıya göçmüş, hayvancılık da, tarım da yavaş yavaş azalmış. Tabi bulunduğumuz bölge tarım bölgesi. Burada taş ekseniz biter öyle bir mantalitesi var. Kızılırmak akıyor, alüvyonlu topraklarımız var ve son derece verimli topraklara sahibiz.

-İlçeni ve bölge tütün diyarı olarak da biliniyordu. Sonra neler oldu?

-Bafra’nın tarımı vardı. Özellikle tütünle ön plana çıkmış bir memleket. Tütünün merkeziydi. Hatta ismi Tütüncüler olan bir mahallemiz de vardır.  Bafra sigarasını herkes bilir. Bu ekonomiyle güzel şeyler yapılmış. Ama zamanla üretim azaldıkça yavaş yavaş bu alandan uzaklaşmışlar. Tütün olayı hala devam ediyor. Şuanda 100 yıl içerisinde Bafra’nın geliri birinci derecede hala tütünde. Bölgesel olarak ikinci derecede pirincimiz, çeltiğimiz geliyor. Bu bölge yaklaşık 140 bin dönüm arazisi ile Türkiye’nin yüzde 11’ine Karadeniz’in de yüzde 63’üne çeltik sağlıyor. Körfez kenti olduğumuz için yol kenarında olan Terme pirinci bizden alıyor. Yediğiniz pirinç aslında Bafra pirinci. Bunu Ordu’daki iş adamları da biliyor. Ordu’daki bazı iş adamları burada ofis açmış durumda. Hasat zamanı geliyorlar burada hasatları alıyorlar. Kendi memleketlerine götürüp, satıyorlar.

-Peki, kâr ediyor mu çiftçiler bu üretimden?

-Biz üreticimiz kazansın noktasındayız ama şöyle bir şey var afaki söylüyorum rakamları; 2 liraya üretiyorsun, 2 buçuğa satıyorsun 1 lira kârın varken, pirincin kilosu şu anda 7 liradan aşağı değil, farkı siz hesaplayın… Arada ne kadar aracı olursa pirincin fiyatı da o kadar artıyor.

-Üretici kendi birlik olsa, deposu kurup değerlendirse?

-Bununla ilgili şöyle bir sıkıntımız var, bölge olarak yüzde 11 Türkiye pazarına yüzde 63 Karadeniz pazarına hitap ediyoruz. Burada en büyük sıkıntılardan birisi paketleme. Lisanslı depoya ihtiyacımız var. İlçemizdeki ticaret borsası ve odanın lisanslı depo ile ilgili çalışmaları var. Yalnız hem hukuki açıdan hem prosedür açısından bazı sıkıntılar var.

-Üretimde sınırlama var mı?

-Devlet şuanda çeltik üretimine kota koydu. Çiftçi ne kadar çeltik üretmek istese de üretemiyor. Devletin verdiği kotanın dışında üretirse çok ciddi bir cezası var.

-Burada bir Tarım OSB kuruluyordu, süreç devam ediyor mu?

-İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) henüz kurulma aşamasında. Bitme noktasında; hatta bir Japon firmayla anlaşma imzalandı. Sera üretimi ile ilgili olarak devletimizin de çok büyük destekleri var ve buradaki üreticiler metrekare olarak daha küçük alanlardan büyük verim elde edebilecek hale geldiler. Bizim de hazırladığımız projeler üç aşağı beş yukarı buna dönüyor. Çok fazla uğraşmadan, elindeki araziyi değerlendirip daha önceki ürettiğinden daha çok kâr etmek…

-Hayvancılık konusunda da iddialı bir bölgesiniz. Hayvancılıkla ilgili neler anlatabilir misiniz?

-Hayvancılık yapan da var. Özellikle bölgemizde manda yetiştiriciliği ve manda sütüyle, kaymağı ile ilgili çalışmalar var. Öte yandan biz biliyorsunuz tohumu dışarıdan alan bir ülke haline geldik. Kendi tohumumuzu üretmekte hukuki açıdan problem yaşıyoruz. Üreticiler buna mutlaka kimyasal atmak zorunda kalıyor. Bu da yemiş olduğunuz ürünlerin organik olma özelliğini yok ediyor.

-Dernek olarak bir solucan gübresi projeniz var, onu anlatır mısınız?

-Dernek olarak tarımda organik solucan gübresi üretim sürecini başlattık. 7 bin liralık bütçe ile yola çıktık. Biz yaklaşık olarak 200 bin solucan aldığımızda 2 buçuk ay sonra 400 bin oldu, sonra 800 bin oldu, sonra bin 600, 3 bin 200 şeklinde bunlar katlanarak devam etti. Alanımızda büyüdü. Bu sistemle üretimde solucanın gübresi kullanılıyor. Biz solucana mama dediğimiz yiyecekleri sağlıyoruz, sonra kendi gübreleriyle bu gübreleri alıp fidelerimize, bahçelerimizdeki seralarımıza kullandığımızda çeltikte verim artışı oluyor. Dönüme 600-650 kilo verim aldığımız bir çeltik sisteminde verimi 900 kiloya vurdu. Çiftçiler önce kabul edemediler, itiraz ettiler ama sonra ikna oldular. Dedik ki bize bir dönüm arazi verin masrafları bize ait. Biz burayı sadece ekeceğiz, biçeceğiz. Siz sadece sonucuna bakacaksınız.   Birkaç çiftçi ile başladık. İnsanların kendi arazilerinden almış olduğu verim ile bizim bir dönüm araziye ayırmış oldukları verimi gördüler. Ve sonra uygulamayı öğrenmek için talepte bulundular. Bir müteşebbis heyetle başladık, proje ikinci senesinde. İkinci senenin sonundayız. Kayseri’de bir kooperatife ortak olup bununla ilgili lisanslama işlemlerini gerçekleştirdiler ve şu anda Kayseri üzerinden lisanslanmış kendi ürettikleri organik gübreyi hem de sıvı gübreyi satabilecek pozisyondalar ve satıyorlar.

-Çitçiler yeni sistemleri benimseniyor mu, ilgi gösteriyor mu?

-Bafra tarımın merkezi. Bafra tarımız bir adım ilerleyemez. İlçe son zamanlarda turizme de biraz ağırlık verdi. Devlet organik gübre kullananlara destekleme yaparsa bu iş biraz daha yaygınlaşacak. Köylümüzün ekonomisinin iyi olması bizim de iyi olmamız demektir. Bizim yaptığımız her bir proje bölgenin geneline hitap ediyor ki ülkenin kurtuluşu üretimdedir. Bilim insanlarımız da bunu diyor. Elimizdeki değerleri kaybetmeyip, bunlara patentler, lisanslar alabilirsek kendimize bir kazanım sağlamış oluruz.

-Bafra olarak turizm değerleriniz neler?

-Bizim bölgemizin bilinilirliği öncelikle kuş cennetinden geliyor. Bafra’nın arazisinin yüzde 80’inde kuş cenneti var. Dünyada şu an UNESCO’nun miras listesine alınma aşamasında. Leylekler ve daha birçok kuş türü bu sulak alanlarda yaşıyor. Avrupa’dan Amerika’ya kadar birçok ülkeden bunları görmeye gelen turistler var. Biz dernek olarak reklamını yapmaya çalışıyoruz. Dünyada üçüncü ya da dördüncü büyük araziyi ifade ediyor. Bu kazanımlar daha yeni yeni elde edildiği için ekonomik olarak bize çok fazla getirisi yok. Yavaş yavaş hem belediyeler hem de kurumlarımız bilinçleniyor.

-Bir de Bafra Pideniz var.. Anlatır mısınız?

-İkincil olarak yerel ürünlerde Bafra’mızın pidesi çok önemli. Bafra’nın kapalı pidesini yemeden gitmenizi tavsiye etmem. İlçemizde bu işi çok iyi yapan birkaç ustamız var. Niyazi Kesim Restoran bu işi laikiyle yapan bir işletme. Kaşar fabrikamız var. Manda sütü, manda kaymağı sunuyor piyasaya. Özellikle Ankara’da Meclis başta olmak üzere birçok kamu tesisinde manda kaymağı kullanılıyor.

-Teşekkür ederiz…

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar