Dışa bağımlılık azaltılmadığı takdirde kur artışlarından etkilenmelerin önüne geçilemeyeceğini söyleyen Hasan Arslan; “Dışa bağımsızlığı azaltabilirsek, kur artışlarından o kadar az etkilenmiş oluruz. Dolar bu durumdayken dünyadaki en ucuz işçiliğe sahip olan ülkelerden biri konumunda oluyoruz. Bu durum istihdamı ve ihracatı arttırır. Bizlerin daha istikrarlı bir ekonomiye sahip olabilmemiz için ithal etmiş olduğumuz ikame malları kendimizin üretebiliyor olması gerekiyor. Ülkemizin yurt dışından almış olduğumuz ürünleri minimize etmemiz gerekiyor. Üretimi TL maliyetinden yapıp ihracatı dolar ile yapabilirsek o zaman daha ileriye gidebiliriz. Kur artışları ihracata yansıdığı kadar ithalata da yansıyor. Hal böyleyken fayda sağlayamıyoruz. Yurt dışından aldığımız ürünleri kendimizin üreteceği bu ürünleri fabrikalara, tesislere aktarmamız gerekiyor. Devletin sanayicilere destek anlamında krediler sağlaması gerekiyor” dedi.

Üretici ve sanayici arasında yapı kurulmalıdır

Çiftçiyi desteklemenin hayati önem taşıdığını ifade eden Arslan; “Dışardan buğday almamamız gerekiyor. Bunlara ek olarak mazot ve gübre desteklerini arttırmamız lazım. Devletin, çiftçinin ürettiği ürünü sanayiciye satabilecek platform oluşturmalı. Sadece çiftçiye mazot ve gübre yardımı yaparak değil bunların yanında üretici ile bu ürünü emtiaya dönüştürebilen sanayiciler arasında paralel yapı oluşturması gerekiyor. Aracı ve stokçuların ortadan kaldırılmalıdır. Bundan hem çiftçi hem sanayici hem de tüketici mutlu olacaktır. Böyle bir sistem oluşturulması gerekiyor. Çiftçiliğe insanlar dönecek ve yatırım yapacaktır. Anadolu’dan şehirlere göçün azalacak hatta Anadolu’ya geri dönmelerin olacağı bir sistemi acilen kurmalıyız. Çiftçiliği bu şekilde cazip hale getireceğiz. Savunma sanayiinde yapılan yatırımların tarımda da uygulanması gerekiyor” açıklamalarını yaptı.

Modern çiftçiliğe geçiş yapmalıyız

Yanlış tarım uygulamalarından acilen vazgeçmek gerektiğini söyleyen Hasan Arslan; “Atadan-dededen kalma tekniklerle sürdürülebilirlik mümkün değil. Üniversitelerin sürece dahil olarak yeni çiftçilik anlayışının oluşturulması lazım. Çiftçiliğe destek vermemiz gerekiyor. Aksi takdirde kuraklık ve açlığın önüne geçemeyiz. Yeni arazi alanlarına değil, endüstriyel tarım olarak birim alanda daha fazla verim elde edebilecek tarım tekniklerine geçmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

HALİL YILMAZER / KARADENİZ EKONOMİ