12.07.2020

DOKAP D.Karadeniz'e damgasını vurdu

Merkezi Giresun olan DOKAP, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon illerinin kalkınmasına hız vermek amacıyla kurulmuş ve 2012 Nisan ayında faaliyetlerine başlamıştı.

Merkezi Giresun olan DOKAP, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Samsun ve Trabzon illerinin kalkınmasına hız vermek amacıyla kurulmuş ve 2012 Nisan ayında faaliyetlerine başlamıştı. O tarihten bu yana başta tarım ve turizm olmak üzere pek çok alanda önemli başarılı projelere imza atarak bölge illerinin gelişiminde öncü rol oynamaya devam eden kuruluş geçen yıllarla birlikte görev alanına önce Tokat, Amasya ve Çorum’u dâhil etmişti. Pandemi sürecinde tarım ve gıda güvenliğinin önemi ortaya çıkınca bu kapsamda yaptığı başarılı çalışmalarla DOKAP önemini bir kez daha kendini ispatladı adeta.

DOKAP İdaresi’nin başarılı başkanı Yusuf Mengi ekibiyle beraber Doğu Karadeniz bölgesinde uygulamaya koyduğu başarılı projeler öncesinde ilgi alanındaki illerin valileri, belediye başkanları ve iş insanlarıyla bir araya gelerek tarım ve turizm alanında çok önemli adımlara öncülük etti ve devam da ediyor. Başarılı başkanın anlattıklarından yola çıkarak hissettiğimiz o ki özellikle ‘tıbbi ve aromatik bitkiler’ bölgenin geleceğine ipotek koyacak. DOKAP Başkanı Yusuf Mengi ile Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak yaptığımız röportajda sayın başkan, tıbbi ve aromatik bitkilerin özellikle D. Karadeniz Bölgesi’nde potansiyelinin çok yüksek olduğunu, İkinci Eylem Planı’nda da özel bir başlıkla bu konuyu ele aldıklarını vurgulayarak, “biz bu bitkilerin Doğu Karadeniz’in geleceğine ipotek koyacağını düşünüyoruz” dedi

Hazırladığı eylem planları ile bölgenin gelişmişliğine önemli katkılar sunan Doğu Karadeniz Projesi Bölgesel Kalkınma İdaresi (DOKAP), pandemi sürecinde de çalışmalarına ara vermedi. Bu çalışmalara ilişkin ayrıntıları gazetemizde okuyabilirsiniz. Bölgenin kalkınmasında ve gelişmesinde önemli projeleri hayata geçiren başkan Yusuf Mengi’yi ve ekibini yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle kutluyor ve yeni projeleri heyecanla bekliyoruz.

YİNE YEŞERDİ FINDIK DALLARI

2020 sezonu öncesi fındık sohbetlerinde doğusundan batısına tüm Karadeniz’de üreticisinden, fındık manavına, fabrikacısına, sanayicisine ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’ya kadar her kesimle görüşüyor ve fındıkta neler yaşandığını gözlemliyoruz. Gözler TMO’nun açıklayacağı yeni sezon fiyatlarındayken biz yaşanan sorunlara değinelim ve bakalım fındık sektöründe neler konuşuluyor?

Gördüğümüz kadarıyla üretici herkesin kırmızı çizgisidir. Bu sektör adına önemli bir durum. 2019 yılında fındık ihracatında tarihi başarılara imza atıldı. 2012 yılında erişilen de 300 bin ton iç fındık ihracat rekoru, 2109 yılında kırıldı ve yeni rekorun 330-340 bin ton iç fındık olması bekleniyor. Peki, üretici iyi bir fiyat beklerken Türk fındık sanayicisi ve ihracatçısı neden rahatsızlar? Onlar da oluşan fiyatların yıkılmasından, istikrarsızlıktan özellikle de büyük alıcının kabuklu fındık piyasasında izlediği politikalardan, Avrupa’da Türk fındık ihracatçısının çalıştığı pazarlara fındık satmasından ve dolayısıyla pazar kayıp etmelerinden rahatsızlar. Bu rahatsızlıklarını büyük alıcıya bildirmelerine rağmen düzelen bir şey olmadığını sanayicilerden duyuyoruz. İddialar o ki Türk fındık sanayicisinin 2021 yılının sonuna kadar Avrupa’da fındık füresi sattığı yerlere büyük alıcı da mal vermeye başlamış. Dolayısıyla Türk fındık sanayicisi en büyük yabancı alıcının fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini, bu politikaların sürdürülebilir olmadığını, böyle devam ederse ortada bir elin parmakları dışında Türk sanayicisinin kalmayacağını, bu durumun da haksız rekabeti ortaya çıkaracağını yüksek sesle dillendirmeye başladığını gözlemledik. Yerli fındık sanayicisi ve paydaşları taşeron durumuna düşürülmekten rahatsızlar. Devletin izleyeceği politikalarla ülkemizde 50 bine yakın kişiye istihdam sağlayan Türk firmalarını korumasının büyük önem arz etiği de ortadadır. Yani, 5-6 firma dışında Türk fındık sanayicisinin yok olma tehlikesini ortadan kaldıracak uzun vadeli politikalara ihtiyaç olduğunun altını önemle çizmek gerekiyor. Belli ki, önümüzdeki günlerde Türkiye olarak fındıktaki kazanımlarımızı artırmak için üreticimizi ve Türk sanayicimizi koruyacak fındık politikalarına ihtiyaç olacaktır.

Ve yeni yol hikâyeleri

Hafta ortasında Trabzon, Gümüşhane ve Sivas üçgeninden oluşan yeni yol hikâyelerinin peşinde koştuk. Kedi kumunda dünyanın önde gelen ilk üç firması arasında yer alan ve bu yıl ilk 500 listesine girmeye hazırlanan Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür ile yaptığımız röportajı önümüzdeki hafta sayfalarımıza taşıyacağız. Trabzon’dan sonra Maçka üzerinden Gümüşhane’ye uzanan yolculuğumuzda ilk durağımız hemen her ilde evimiz olarak gördüğümüz Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretlerinden birini gerçekleştirdik. Yaklaşık bir saat süren yolculuğumuzda Zigana Dağları’nda onlarca tünelden geçtiğimizde ülkemizin yol ve tünel konusunda kat ettiği mesafeyi bir kez daha alkışladık. Her ne kadar Gümüşhane TSO başkanı İsmail Akçay’ın valilikteki toplantısının uzaması nedeniyle kendisiyle görüşemesek de genel sekreter Lütfi Kılıç’la Gümüşhane’yi konuştuk. Oradan bölgenin en büyük pestil ve köme işletmecilerinden Sultan Pestil Köme’nin yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda Gümüşhane MÜSİAD Başkanı olan Abdülbaki Kara ile Şiran’da buluştuk. Son durağımız Sivas’a gecenin geç saatlerinde ulaşmakla birlikte Makam Çorbacısı’nda içtiğimiz işkembe çıorbasının tadının damağımızda kalmasından, kentin en büyük yatırımlarından Sivas Termal’de konaklamakla ne kadar doğru bir tercihte bulunduğumuzdan bahsetmeden geçemeyeceğim. Ve dönüş yolculuğunda Hafik-Zara-Suşehri üzerinden asırlık rüyayı test ettik. … Osmanlı döneminde ilk kez “dereyolu” projesi olarak dile getirilen “145 yıllık rüya olarak” adlandırılan Karadeniz- Akdeniz Otoyolu Projesi'nin yılsonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Yol kullanıma açıldığında Karadeniz ile Akdeniz kara yolu bağlantısının 6 saate kadar inmesi bekleniyor. Bu satırları yazarken aklımıza hemen Ordu TSO başkanı Servet Şahin geldi. Bu yolun açılmasının onun için de bir sevda olduğunu bilenlerdeniz. Mesudiye’ye kadar her şey yolundaydı. Tıpkı, Zigana Dağları’nda içinden geçtiğimiz onlarca tünel gibi bu yolda da Karadeniz’in ulu dağlarında onlarca tünelden geçtik. İlçeden Ordu’ya inerken bir türlü bitirilemeyen o kısa mesafeyi de deneyimledik. Aslında bizden bir gün önce de Ordu Valisi sayın Tuncay Sonel’in bölgede olduğunu bildiğimiz için bölge ekonomisinin gelişimine sağlayacağı büyük katkıyı göz önüne alarak sayın validen bu yolu ilin öncelikleri arasında görmesini diliyorum.

 

 

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar