18.06.2020

Fındık ve paydaşları

Fındıkta 2020 sezonu öncesinde her yeni sezon öncesi olduğu gibi gündem yine sıcak seyrediyor.

Fındıkta 2020 sezonu öncesinde her yeni sezon öncesi olduğu gibi gündem yine sıcak seyrediyor. Bu gündeme geçmeden önce iki önemli konunun altını özenle çizmek isterim. Türkiye fındık piyasası için lisanslı depoculuğun ne kadar gerekli olduğu ortadayken ayrıca bu konuda en çok destek yazısı yazan biri olarak Giresun Borsası’nın lisanslı depoculuk çalışmasının bütün Türkiye için örnek bir proje olduğunu hep söyleyegelen bir gazeteci kimliği ile emeği geçen herkese her zaman teşekkür ettik. Giresun Ticaret Borsası başkanı değerli insan Hamza Bölük ve yönetimi de bu teşekkürü hak edenlerdendir.

Ancak son gelen haberler lisanslı depoculuğa inanan ve destek veren herkesi hayal kırıklığına uğratmıştır. Diğer Ticaret Borsalarının lisanslı depoculuk iştahlarına da açıkçası darbe vurulmuştur. Ve fındık sektöründen tekrar gereksiz yere bir tartışma daha açılmıştır. Giresun Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Bölük, geçtiğimiz günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi ile yapılan işbirliğinin ardından Fiskobirlik ile de fındık lisanslı deposunun kullanımına ilişkin ortak bir çalışma içinde olacaklarını ifade etti. Bölük yaptığı açıklamada, TMO'nun Giresun'da fındık alım merkezlerinden biri olarak GTB bünyesindeki Giresun Fındık Lisanslı Deposu'nu kullandığını belirtti.

Fiskobirlik'ten de gelecek sezon deponun kullanımı konusunda talep geldiğini ifade eden Bölük, "birlik, yeni mahsul döneminde lisanslı depomuzu kullanmak istiyor. Yöneticileri ile ilk görüşmemizi gerçekleştirdik. Süreç devam ediyor. TMO'nun ardından Fiskobirlik ile de bu yönde ortak çalışma içerisinde olacağız" dedi. Ben bu noktada farklı düşünüyorum. Dost acı söyler derler… Giresun borsa başkanı Hamza Bölük da Fiskobirlik başkanı da bizim dostlarımız… Ancak bu olmaz sayın başkan.  Giresun borsa başkanı olarak siz 10 milyon euro maliyetli lisanslı depoları Fiskobirlik’e depo yapmak için mi kurdunuz? Sizce, bu saatten sonra borsalar lisanslı depoculuk kurar mı? Diğer yandan sevgili dostumuz Fiskobirlik Başkanı sayın Lütfü Bayraktar da her sezon öncesi fındığın tamamına talip oldukları açıklamaları yapar. Şimdi buradan sormak isterim. Geçen sezon 800 bin tona yakın fındık rekoltesi oldu? Fiskobirlik olarak ne kadar fındık aldınız ve özel sektörden farkınız ne oldu? Eğer gerçeklere göre hareket edeceksek bu sorular cevap bulmalıdır. Yok, popülist politikalara devam edilecekse istediğiniz açıklamayı zaten yapıyorsunuz.

Bu hafta fındık bölgesini gezdim. 24 liraya TMO’dan fındık alanların mutsuzluğunun özel sektör temsilcilerinin yüzlerine yansımış olduğunu gördüm. Bu ziyaretler sırasında tesadüfen TMO satışlarında ön plana çıkan bir isime de rastladık. Sektör temsilcilerinden İsa Bacasız, bizlere “TMO bu fındık satışlarından karlı çıktı. 24 liradan fındık alanlar ise mutsuz oldu. Anlaşılan o ki yeni sezon çok şeylere gebe” açıklaması yaptı.

Bugüne kadar biz hep şunu savunduk. Fındıkta şu anda konuşulan fiyatın 50 lira bile olmasının üreticiye hiçbir faydası yok. Çünkü fakir üretici fındığını satalı aylar oldu. Dolayısıyla bu durumun ticaret grubunun kendi arasındaki bir olay olduğu ortadadır. Zaten, 2020 sezonu öncesi fiyatını enflasyon oranına göre açıklayacağını aylar önce TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal duyurmuştu. Ancak fındık üzerinden siyaset ve reklam yapmak hep dünden bugüne kolay olmuştur. Rekolte tartışmaları erken başladı. Eğer olaylar reel gerçeklikler üzerine kurulmaz ise hayal kırıklıkları yaşanacaktır.

Peki, şimdi 24 liradan fındık alanların zararını kim karşılayacak? sorusu ortaya atılıyor. Özel sektörün kendi tasarrufudur. Kar ve zarar ticarette kardeştir. Ancak kazanırken güzel, kaybedince kötü olmamalı ve sağı solu suçlamaktan vazgeçilmeli ve belgelerle konuşulmalıdır.

Bölge milletvekilleri en büyük alıcıyı defalarca Rekabet Kurulu’na şikâyet ettiler. Kurul da her defasında yaptığı araştırmalarda her şeyin yasalara uygun olduğu açıkladı. Geçmiş sezonlarda borsalar da Rekabet Kurulu’na şikâyet edildi. Kurul yine aynı karşılıkları verdi. Bana kalırsa Türk fındık sektörünün fındık fiyatlarını artırma veya eksiltme gibi bir gücü yoktur. Bu nedenle Türk fındık sanayicisini hedef göstermekten vazgeçilmelidir. Peki devletin istatistik kurumu (TÜİK) de en düşük rekolte tahminini açıkladı. Ona da tepki geldi. TÜİK demek devlet demek. O nedenle artık pozisyonlarımıza göre açıklama yapmak, ayrıştırma ve hedef göstermek yerine verimi ve kaliteyi artırmaya kafa yoralım. Üreticimizi güçlü tutmak için destekleme primlerini artıralım. Üretmekten korkmayalım. Fındıkta rekolte ve fiyat istikrarını yakalayıp  kazanımlarımızı koruyalım.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar