16.11.2020

Gerekirse acı reçete

Ülke ekonomisinde pandemiden önce başlayan dalgalanmalar, Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması, yerine yenisinin atanması, döviz kurlarının önlenemez yükselişi derken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla anlık değişikliklerle kend

Ülke ekonomisinde pandemiden önce başlayan dalgalanmalar, Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması, yerine yenisinin atanması, döviz kurlarının önlenemez yükselişi derken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla anlık değişikliklerle kendini gösterdi hafta boyunca. Ekonomide istikrar arayan iç ve dış yatırımcıların, TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu aracılığıyla hükümetten beklentilerini kısa aralıklarla ilettiklerinden eminim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre “görevden affını” isteyen Albayrak sonrasında yerine getirilen Lütfi Elvan ve Merkez Bankası’nın yeni başkanı Naci Ağbal ile ekonomide yeni bir pencere açılarak düzlüğe çıkmak için gerekirse “acı reçete uygularız” mesajı verilmeye başlandı. Bu noktada iç ve dış yatırımcıya gerekli kolaylıklar “yasalar çerçevesinde” sunulacak ve özellikle yabancı yatırımcıyı ülkemize çekme çabası artacak. İçerdeki yatırımcıya da uygun yatırım ortamı için zemin hazırlanacak. Son iki günde gelen mesajlar ve verilmek istenen algı hep bu yönde oldu. Tabi ki sorunlar çok fazla. Meclis’ten henüz geçen yeni torba yasa ile gündeme gelen yapılandırma paketi Cumhurbaşkanı’nın onayında. Yeni nefes kredisi ve KGF beklentisi de iş dünyasının yakından izlediği diğer seçenekler. Kadro değişikliği sonrasında piyasalarda olumlu rüzgârlar esmeye başladı. Şimdi sırada sonuçların kalıcı olması için atılacak adımlarda.

Ekonomide beklenen atılımlar

TİM Başkanı İsmail Gülle’nin “döviz kurlarındaki ve makroekonomik göstergelerdeki istikrar, ihracata ve yatırımlara artış olarak yansıyor. Özellikle Cumhurbaşkanımızın düşük risk ve istikrar vurgusu, yatırımlar ve üretim açısından çok daha verimli bir döneme geçiş yapacağımızı ortaya koyuyor. Ayrıca, serbest piyasanın korunacağına yönelik yapılan vurgu, ülkemizin gerek yatırımlarda gerekse tedarikte güvenilir bir liman olduğunu gözler önüne seriyor. Diğer taraftan, açıklamaların temelinde hukuk, maliye ve yatırım ortamı gibi konularda reformlar yer alıyor. Belirtmek gerekir ki, bu alanların hepsi birbirine bağlı. Hukuki öngörülebilirliğin ve hukuk bağımsızlığının sağlanması yatırım ortamını iyileştirdiği gibi, elverişli bir yatırım ortamı makroekonomik dengelere de olumlu yansıyor” açıklamalarını önemsiyorum. Benzer bir başka açıklama da İTO Başkanı Şekib Avdagiç’den geldi hafta içinde. Avdagiç, “Cumhurbaşkanımızın verdiği mesajlar, Türkiye ekonomisine ilişkin hem yurt dışında hem yurt içinde bakışın kısa vadeden orta vadeye kaymasının da teminatı oldu. 2021 yılı için bir yandan aşı ile ilgili olumlu haberler umutları güçlendirirken, Cumhurbaşkanımızın açıklamaları da bundan sonrası için Türkiye ekonomisinin önünü açtı. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, reformların devam edeceği vurgusu, enflasyonla mücadeleye ilişkin verdiği mesajlar, ekonomide beklenen atılımın köşe taşlarını oluşturacaktır” ifadelerini kullandı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da “Merkez Bankası” güçlendirilmelidir mesajı verdi. Bahçıvan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni döneme ilişkin yaptığı açıklamaların umut verici olduğunu belirtmek istiyorum. Özellikle piyasa dostu ve piyasaya güven veren bir yaklaşımın benimseneceğinin altının çizilmesi önümüzdeki günlerde inanıyoruz ki ekonomimizin yakından test edeceği bir konu olacaktır. Bu çerçevede İSO olarak bugüne kadar her dönem, MB ile ilgili de her zaman temel ve tartışılmaz bulduğumuz ve sürekli vurguladığımız düşüncemiz şu olmuştur: MB, ülkemizin, itibarı en yüksek hassasiyetle korunması gereken kurumudur ve bu gerçek asla unutulmamalıdır. Çünkü ülke ekonomimizin finansal istikrarı ve finansal kredibilitenin uzun vadeli korunmasında Merkez Bankası’nın güçlü duruşu her zaman çok önemli. MB’ni eli güçlü olmalıdır. Son dönemlerde ne yazık ki bu konuda yıpratılmış olan yönetim anlayışının, yeni Başkan’ın görev döneminde tekrar bağımsızlığın ön plana alınarak, güçlendirileceğini ve ihtiyacımız olan güçlü MB yönetim anlayışına dönüştürülmesini ümit ediyoruz.”

FINDIK SOHBETLERİ

Fındıkta büyük alıcının fiyatları rezerve etmesiyle özel sektör alımları 23,5-24 lira bandında devam ediyor. Gözüküyor ki fındık ihracatımız yılbaşından sonra artacak. İç fındık ihracatımız 270 bin ton olacak. Zaten iç piyasa ile beraber eldeki rekolte tükenmiş durumda. 2021 yılına çok az bir stokla gireceğimizi düşünüyorum. Hafta içi Dursun Oğuz Gürsoy’u Karadeniz Ekonomi sohbetlerine konuk aldım. Doların yükselişinin, içerideki sanayiciden çok alım gücü yüksek dış alıcılara yaradığını, devlet teşviklerinin de artık güçleri birleştirmede kümelenmeler oluşturmak için verilmesi gerektiğini ifade etti. Gürsoy, global firmalar aracılığıyla yabancı sermayeden beklentilerinin Türkiye’ye girecek dövizi yapacakları katma değerli yatırımlarla 5-10 milyar dolarlara çıkarmaları olduğunu sözlerine eklerken “yoksa geçmişten bugüne Türk sanayicisi ülkemize 2,5 milyar döviz girişini zaten sağlıyor” dedi.

Haftanın Sözü

İnandığı şeyi yapan insanların, enerjileri asla tükenmez.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar