3.10.2021

Gübre sübvansiyonu konusunda çiftçiler desteklenmeli

Reel sektör doğalgaz ve elektriğe gelen son zamların altında ezilmeye devam ederken bu hafta da ülkemizde tarım gerçeğini konuşmaya devam edeceğiz. Özellikle salgın sonrasında dünyada ve ülkemizde gıda güvenliğinin önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Sanayisi ile büyümek isteyen ülke ekonomisinin tarımsal üretimde de güçlü olması gerektiğini yaşayarak kavramaya devam ediyoruz. Bir yanda böylesi bir stratejik gerçeklik orta yerde dururken yükselen maliyetler de çok önemli bir tehlikeye işaret ediyor. O nedenle üreticimizin yüksek girdi maliyetleri ile ezilmesini izin vermemek gerekiyor. Bu konuda verilecek bir ödün yakın gelecekte her şeyi ithal etmek zorunda kalacağımız gerçeğini de anlatıyor aslında. Tabi ki enerji maliyetleri tarımsal üretime büyük sekte vuruyor. Yanı sıra gübre maliyetleri de… O nedenle devlet, gübre sübvansiyonu konusunda çiftçileri kayıtsız şartsız desteklemek zorunda. Son zamanlarda bu sorun tarımla uğraşanların konusu olmaktan çıktı ve ekonomistler de çok açık bir şekilde bu saptamayı yapıyorlar. Zira büyük bölümü döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanan yurt içi üretici fiyatları endeksindeki (Yİ-ÜFE) artış, talep koşulları nedeniyle tüketici fiyatlarına yansıtılamıyor. Geçişkenliğin yavaş seyretmesi nedeniyle üretici ve tüketici fiyat endeksleri arasındaki fark da rekor seviyelerde seyrediyor. Buğday, çay, fındık, incir, üzüm başta olmak üzere tarım ürünlerinin tamamına baktığımızda girdi maliyetlerinin altında ezilen üreticinin üretmekten vazgeçme noktasına geldiğini gözlemliyoruz. Son bir haftada gübre fiyatında astronomik bir artış olduğunu kaydeden Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Başkanı Metin Güneş, “Bunun en büyük sebebi amonyak tedarikinden kaynaklanıyor. Tüm dünyada doğalgaz ve elektrik girdilerinde fiyatının artmasından dolayı Avrupa’da ve Çin’de bazı fabrikalar üretimini durdurdular, bazıları da kısıtlamaya gittiler” derken beklentilere de dikkat çekti. Devletin gübre sübvansiyonu konusunda çiftçileri kesinlikle desteklemesi gerektiğini dile getiren Güneş, “belirli ürünlerin yasaklanması önemli. Burada en azında gübrelerin iç pazarda kalmasıyla arz talepte bir denge oluşturuyor. Dolaysıyla fiyatların daha yatay şeklinde gitmesini sağlayabilir” açıklamasında bulundu. Gübre fiyatları artışı karşında çiftçinin gübre kullanımını azalmamasının önemli olduğunu ve bunun için önlemler alınması gerektiğini vurgulayan ve herkesin elini taşın altına koymasını isteyen Güneş, “Özel sektör, devlet, gübre satıcıları, gübre bayileri elini taşın altına koymalı. Çünkü biz gerekli miktarda gübreyi kullanmadığımızda ciddi verim kayıpları yaşarız. Bu kayıplar da gıda tedarik zincirinde sorunlar ortaya çıkarır ve bizim için bir dezavantaj oluşturur” uyarısında da bulundu. Doğalgaza olan talebin artmasına bağlı olarak yükselen fiyatlar, hammaddesi doğalgaz olan amonyak üretimini ve gübre üretimini de olumsuz etkiliyor. Amonyak üretim tesisleri doğalgazı hem hammadde olarak hem de üretimde enerji olarak kullanıyor. Bu nedenle doğalgaz maliyetindeki yüksek artış amonyak tesislerinin kapanmasına veya üretimin azalmasına yol açıyor. Amonyak üretiminin azalması ise gübre üretiminin azalmasına ve gübre fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Gübrenin azalması ve fiyatın aşırı yükselmesi tarım ve gıdanın geleceğini tehdit ediyor.

Dünyanın tanıdığı iki Türk

Karadeniz iş dünyasının gururu olan Onur ve İhsan Çetinceviz kardeşler, bayrağımızı yurtdışında başarıyla dalgalandırmaya devam ediyor. Her yıl daha başarılı işlere imza atan ONUR GROUP’un özel başarılarını tescillemek ve okuyucularımızın daha yakında tanıması adına Karadeniz Ekonomi Gazetesi olarak ONUR GROUP ilavesini bugün siz okuyucularımız için çıkardık. Ulaşım sektöründe yaptığı işlerle ülkemiz ekonomisine, kalkınmasına ve gelişmesine katkıda bulunan Onur Group Türkiye dışında, Türkmenistan'da, Umman'da, Ekvator Ginesi'nde, Hırvatistan'da, Moldova'da ve Tunus'ta çok başarılı taahhüt işleri yapmakla birlikte Ukrayna için ayrı bir parantez açmak gerekir. Nispeten daha zor bir coğrafya olan Karadeniz’in karşı kıyısında yaptıkları tüm övgüye değer ki Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin “bırakın Türkler yapsın” sözleri Çetinceviz kardeşler için söylenmiştir.

DESMÜD

Merkezi Ankara’da olan Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği (DESMÜD) ülkemiz genelinde çok önemli sanayicilerden oluşuyor. Sessiz sedasız yaptıkları üretimin yüzde 97’sini ihraç eden sektör son haftalarda dış dünyada kabul ettirdiği varlığını içeride de duyurmaya başladı. Ama yeterli mi? Bence yetmez… Değirmen ve Sektör Makineleri Üreticileri Derneği Başkanı Zeki Demirtaşoğlu ve yönetimi ülkemiz adına güzel çalışmalara imza atıyor. Üç hafta kadar önce Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank’la görüşen ve sektörün önemini anlatan DESMÜD yönetimi şimdi de Ticaret Bakanı ile yapacakları görüşmeye odaklanmışlar. Üretimin olduğu yerde be yazık ki sorunlar da eksik olmuyor. Başkan Demirtaşoğlu’nun, değirmen makinesi üretimi ve ihracat desteklerinde yaşanan sıkıntılar hakkında bilgiler verirken “rakiplerimiz sıfır faizle 20 yıllık kredi buluyor, biz 50 milyonluk fabrikaya 5 milyon lira kredi alamıyoruz” demesi de bundandır. Rekabet ortamında bir adım öne geçmek için finansman desteğinin şart olduğunu söyleyen başarılı başkanı konuşturmaya devam edelim: “Sanayi üretiminin merkezi ülkelere makine satan değirmenciler destek bekliyor. Türkiye’de 1970’li yıllardan itibaren başlayan değirmen makinesi üretiminde, aradan geçen 40 yılda sanayinin kalbi Avrupa ülkelerine bile ürün satacak konuma gelindi. Elek üretimiyle başlayan sektör, ardından makine üretimine geçerken, bugün endüstri 4.0’ı yoğun olarak kullanan Almanya, Japonya, İtalya gibi ülkelere ürün satan konuma geldiler. Gelişmiş ülkelere makine satabilmek ve firmalarıyla rekabet edebilmek için endüstri 4.0 kullanımı şarttır.” 600 ton buğdayı 6 kişinin işleyebileceği makineler ürettiklerini ancak sektörün önünü açmak için ilgili bakanlıklara ulaşmak istediklerini ifade eden Demirtaşoğlu’nun bu açıklamaları sonrasında DESMÜD Genel Sekreteri Kemal Tengilimoğlu ile Ankara’daki dernek binasında bir araya geldik. Değerli genel sekreter Ticaret Bakanı’ndan randevu beklediklerini belirtti Biz de bu randevunun sonuçlarını yakında sizinle paylaşacağız.

 

HAFTANIN SÖZÜ

Zorlayınca olmaz, nasipse olur.

Ama zorlamadan da nasip olmaz.

Çünkü kader gayrete âşıktır.

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar