30.05.2025

Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunu kapsayan son liste, reel sektörün içinde bulunduğu zorlayıcı ekonomik tabloyu net şekilde gözler önüne serdi.
Açıklanan verilere göre 152 firma zarar açıkladı. Bu durum, sadece şirket bilançolarını değil, aynı zamanda makroekonomik gidişatın sektörlere nasıl yansıdığını da açıkça ortaya koyuyor.
Finansman Giderleri Gelirleri Eritti
Firmaların büyük çoğunluğu artan döviz kuru oynaklığı ve yüksek faiz oranları nedeniyle finansman maliyetlerini kontrol altında tutmakta zorlanıyor. Gelirlerin büyük bir kısmı üretim ve yatırım yerine faiz giderlerine yönelmiş durumda. Bu durum, sanayi yatırımlarında beklenen ivmelenmenin aksine yavaşlama eğilimini beraberinde getiriyor.
Enflasyon ve Kur Baskısı
Yüksek enflasyonun üretim maliyetleri üzerindeki etkisi, özellikle enerji ve hammadde ithalatına bağımlı sektörlerde çok daha belirgin hissediliyor. TL’nin reel değer kaybı, ithal girdilere bağımlı üretimi baskı altına alırken, firmaların fiyatlama davranışlarını da bozarak belirsizliği artırıyor.
Sermaye Yetersizliği ve Yatırım Gerilemesi
Zarar açıklayan firma sayısının artması, öz kaynakların zayıfladığını gösteriyor. Bu da hem büyüme planlarını erteliyor hem de krediye erişimi zorlaştırıyor. Nitekim, “Yatırımlar durdu” ifadesi artık sadece bir öngörü değil, reel sektörün güncel bir özeti.
Sanayide Yavaşlama Alarm Veriyor
Sanayi üretim endekslerinde yaşanan düşüş, özellikle ara malı üreticileri ve ihracat odaklı firmalarda daha sert hissediliyor. Siparişlerde daralma, kapasite kullanım oranlarında gerileme ve stok maliyetlerinde artış; sanayide çarkların yavaşladığını ortaya koyuyor.
İflas ve Tasfiye Süreçleri Hızlandı
Yılın ilk çeyreğinde iflas erteleme ve konkordato başvurularında gözlenen artış, firma dayanıklılığının zayıfladığına işaret ediyor. Kredi musluklarının kısılması ve nakit akışındaki bozulmalar, birçok işletmenin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
Sonuç: Ekonomik Politikalarda Yeniden Kalibrasyon Şart
Yeni ekonomik modelin getirdiği yüksek faizli ve sıkı para politikası çerçevesinde firmaların ayakta kalabilmesi için destekleyici mekanizmaların güçlendirilmesi gerekiyor. Uzun vadeli, düşük maliyetli finansman kaynaklarının artırılması, üretim teşviklerinin revize edilmesi ve özellikle KOBİ'ler için nefes aldıracak yapıların inşa edilmesi kaçınılmaz görünüyor.