12.09.2025

Türkiye ekonomisinin önümüzdeki üç yılına yön verecek olan 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) iş dünyası tarafından dikkatle takip ediliyor.
Açıklanan hedefler, genel çerçevede olumlu karşılanırken; sanayicilerden ihracatçılara, KOBİ’lerden finans dünyasına kadar tüm kesimler, programın hayata geçirilmesinde kararlılık ve güven ortamının belirleyici olacağını vurguluyor.
Olumlu Karşılanan Noktalar
İş dünyası, OVP’de yer alan enflasyonun tek haneye indirilmesi, mali disiplinin korunması, yüksek katma değerli üretime yönelim, yeşil ve dijital dönüşüm gibi başlıkları memnuniyetle karşıladı.
Sanayi temsilcileri özellikle teknoloji, AR-GE ve ihracat odaklı büyüme hedeflerinin uzun vadede Türkiye’nin rekabetçiliğini artıracağına dikkat çekiyor. Tarım ve gıda sektöründe sözleşmeli üretim, depolama altyapısı ve gıda güvenliği vurguları da sektör açısından önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Yapısal Reform Beklentisi
Ancak iş dünyasına göre başarı, yalnızca hedeflerin yazılmasıyla değil; uygulamadaki istikrar ve şeffaflıkla mümkün olacak. Bu noktada en güçlü beklenti, yapısal sorunlara yönelik reformların kesintisiz şekilde hayata geçirilmesi.
Eğitim ve iş gücü reformu: Nitelikli insan kaynağı olmadan teknoloji ve katma değerli üretim mümkün değil.
KOBİ’lere destek: Finansmana erişimin kolaylaşması ve kredi maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi iş dünyasının öncelikli talebi.
Kurumsal kapasite ve koordinasyon: Her kurumun sorumluluk alması, programın sahada uygulanabilirliğini artıracak.
Hukukun Üstünlüğü Güvenin Temeli
İş dünyasının altını çizdiği en kritik konu ise hukukun üstünlüğü. Yatırımcı güveni için öngörülebilir ve tarafsız bir hukuk sistemi olmazsa olmaz görülüyor. Mülkiyet haklarının, ticari anlaşmazlıkların ve yatırım ortamının güçlü bir yargı bağımsızlığıyla güvence altına alınması, OVP’nin başarı şansını katlayacak.
***
Karadeniz İş Dünyasının OVP’den Beklentileri
OVP’nin Karadeniz Bölgesi için taşıdığı önem, hem tarım hem sanayi hem de lojistikte öne çıkıyor:
Fındık ve Tarım Sektörü: Bölgenin lokomotif ürünü olan fındıkta sözleşmeli üretim modeli, lisanslı depoculuk ve ihracat destekleri büyük önem taşıyor. Üreticiler, OVP’nin tarımsal girdi maliyetlerini azaltacak adımları hızla devreye almasını bekliyor.
Lojistik ve Ulaştırma: Karadeniz limanlarının bölgesel ticaretteki önemi artarken, demiryolu ve karayolu yatırımlarının hızlandırılması ihracatçılar için kritik. OVP’nin ulaştırma projelerine ayıracağı kaynak bölge iş dünyası tarafından yakından takip ediliyor.
Sanayi ve Organize Sanayi Bölgeleri: Ordu, Samsun, Trabzon ve Giresun’daki OSB’ler, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme yatırımlarına erişim konusunda devlet desteğini talep ediyor.
Turizm ve Hizmetler: Karadeniz’in turizm potansiyelini artırmak için sürdürülebilirlik projeleri, bölgesel markalaşma ve tanıtım faaliyetleri iş insanlarının öncelikli beklentileri arasında yer alıyor.
***
Sonuç: Hedefler Kağıtta Kalmasın
OVP, Türkiye’nin ekonomik istikrarı ve sürdürülebilir büyümesi için önemli bir yol haritası ortaya koyuyor. Ancak iş dünyasının mesajı net: “Hedefler kağıtta kalmamalı, icraatla hayat bulmalı.”
Reformların kararlılıkla uygulanması, hukukun üstünlüğünün tüm kesimlere güven vermesi ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla desteklenmesi halinde OVP, yalnızca bir program değil; Türkiye’nin ve Karadeniz Bölgesi’nin geleceğine dair güven tazeleyen bir dönüşüm belgesi olacaktır.
HAFTANIN SÖZÜ
“Güven, ekonominin en güçlü sermayesidir.”