16.12.2022

Yüksek enflasyon alım gücünü düşürüyor

Türkiye ekonomisinde gerçek gündemin ekonomi olması gerekirken, her gün farklı gündemlere ülke olarak uyanmaktayız. Ekonomi uzun zamandır ülkemizde halkımızın mutfağına girmiş durumdadır.

Ülkemizde oluşan yüksek enflasyon alım gücünü düşürürken yapılacak ücret artışlarında da beklentilerin artmasına neden oluyor. Uzun zamandır baskılanan döviz kurlarındaki sakin seyri ve güçlü baz etkisinin olumlu katkısıyla enflasyon, yılbaşından sonra düşüşe geçecek söylemleri ekonomi yönetiminde arttı. İş dünyasının beklentisi  bu düşüşün kalıcı hale getirecek ekonomik adımların atılması ve enflasyona karşı bir mücadele fırsatına çevirmek.

İş dünyasına göre Türkiye’de 2023 yılında çözüm bekleyen iki temel konu birinci önceliğin yüksek enflasyonun hızla kontrol altına alınması. “Asıl hedef, kalıcı olarak tek haneye indirilmesi. Bunun için de birbiri ile uyumlu para ve maliye politikalarının etkin olarak uygulanması gerekiyor. Üretim açığını kapatacak kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programların da uygulamaya konulması lazım” ekonomi yönetiminde gerekli adımların atılması bekleniyor..

Bununla birlikte tarımsal girdi ve üretici fiyatlarındaki artışlar hâlâ yüksek. Gıda enflasyonunda ortalamanın üzerinde seyreden fiyatların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Dünyanın önde gelen tarım üreticilerinden biri olan ve büyük bir tarım potansiyeline sahip ülkemizin bu alandaki avantajlarını ortaya çıkarmalıyız.

Türkiye, satın alma gücünde AB’nin yüzde 37 gerisinde kaldı

Satınalma Gücü Paritesi’ne (SGP) göre, Türkiye’nin kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeks değeri, 2021’de 63 oldu. Söz konusu değerle Türkiye, ortalaması 100 olan 27 Avrupa Birliği ülkesinin yüzde 37 gerisinde kaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılına ilişkin Satınalma Gücü Paritesi (SGP) verilerini açıkladı.

Satınalma gücü paritesi (SGP) ayrıntılı olarak tanımlanmış standart bir mal ve hizmet sepetinin farklı ülkelerdeki fiyat oranı olarak tanımlanıyor. Böylece ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıkları giderilmekte ve uluslararası anlamda gerçek fiyat ve hacim karşılaştırmaları yapılabiliyor.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan SGP'ye göre, kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2021 yılı sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 63 oldu ve Türkiye, AB ortalamasının yüzde 37 altında kaldı.

Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk), 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) kapsandı.

KMH kullanımı rekora koşuyor

Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, faizi yüzde 1,36’ya kadar inen kredili mevduat hesabında ekim sonunda rekor kullanım gerçekleşti. Kişi başı ortalama kredili mevduat hesabı riski 2 bin 309 lira ile zirveye çıktı.

Vatandaş, yüksek enflasyonun alım gücünde yarattığı hasarı kısa vadeli yöntemlerle çözmeye çalışıyor. Kredili mevduat hesabı da bu yöntemlerin başında geliyor.

Özellikle Merkez Bankası’nın politika faizinde yaptığı indirimler sonrasında Aralık itibariyle faizi yüzde 1,36’ya kadar inen kredili mevduat hesabında Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre ekim sonunda rekor kullanım gerçekleşti.

TBB verilerine göre KMH hesabı 61.7 milyar liraya yükselirken kişi başı ortalama kredili mevduat hesabı riski ise 2 bin 309 lira ile zirveye çıktı. KMH kullanan kişi sayısı ise 26.7 milyon olarak hesaplandı. Veriler toplam bireysel kredi bakiyesinin yüzde 4’ünü ise kredili mevduat hesabının oluşturduğunu ortaya koydu. Tüketicilerin kredi kartı limitlerinin dolmasının da kredili mevduat hesaplarına yönelimi arttırdığı belirtiliyor.

ŞEHİRLER DİNAMİKLERİYLE KALKINIR

İleri gitmiş illerin hikayesine baktığınız zaman o illerin dinamiklerinin birlik ve beraberlik içinde olan, Ankara'ya ayrı ayrı rapor sunan değil; birlikte hareket eden illerin daha fazla gelişmiş iller arasında olduğunu çok net görmekteyiz. Özellike illerin diinamiklerinin üretmek, istihdam yaratmak için iş dünyasının önündeki sorunları kaldırmaları o illerin potansiyellerini daha iyi kullandığını çok net görmekteyiz. Özellikle Ticaret ve Sanayi Odası başkanlarının çok iyi olması o illerin dinamiklerinin çok çalışmasını sağladığı gerçeğini gözden kaçırmamalıyız.

HAFTANIN SÖZÜ

Zayıf şirketlerde siyaset kazanır. Güçlü şirketlerde ise en iyi fikirler.

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar