Fındık sanayinin teşvik edilmesi şart

Karadeniz Ekonomi'nin bu haftaki konuğu Erçal Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Erçal oldu. Ekonomi ve Finans yazarı Murat Gürsoy'un sorularını cevaplayan Erçal, önemli konulara değindi.

info@karadenizekonomi.com / 18.04.2018

Fındık sanayinin teşvik edilmesi şart


Bu sayımızın sohbet konuğu Ordu’nun Kumru ilçesinde tarımsal ürün ticareti ile başlayıp, fındıkla gelişen, otomotiv sektöründe birçok ünlü markanın bayiliği ile devam eden, inşaattan hizmet sektörüne kadar birçok alanda başarılı girişime imza atan Erçal Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Erçal. Kendisi ile şu anda yüzlerce kişiyi istihdam eden şirketin yükseliş sürecini, kurumsallaşmasını ile fındık sektörünü, ulusal ve bölgesel kalkınmaya yönelik teşvikleri konuştuk. İşte açıklamalar...

-Sayın Erçal, kendinizi tanıtır mısınız?

-1973 yılı Ordu-Kumru doğumluyum. Evliyim. 3 çocuğum var. Erçal Grup yönetim kurulu başkanıyım. İlk-Orta ve Lise öğrenimimi Kumru’da tamamladım. Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkiler bölümünü bitirdim. Daha sonra işletme yüksek lisansını yaptım. 1990 yılından bu yana şirket yönetimindeyim. 1992 yılında Kumru’da açtığımız fındık fabrikasının yöneticiliği ile liseyi bitirdiğim yıllarda iş hayatına atıldım. Yeni kurduğumuz fındık fabrikasının 2 yıl yöneticiliğini yaptım. Daha sonra ağabeyimle Samsun’a geldik. Burada ağır vasıta satışı konusunda ticarete başladık.

-İkinci el ticareti nasıl bir iş, bilgi verir misiniz?

-İkinci el ağır vasıta sektöründe Nevşehir Türkiye'de merkez konumundaydı. Türkiye'de sadece Nevşehir vardı. Biz o pazarı 94 ile 98 yılları arasında kırdık. Samsun’da ağır vasıta sektöründe iyi bir pazar oluşturduk. Bizimle beraber 12 güçlü firma geldi buraya şu anda da Türkiye'de ikinci el ağır vasıta sektöründe grup olarak lider konumundayız. 2. eldeki başarımız 2001 yılında bize Scania bayiliğini getirdi. 17 yıldır Scania’yı temsil ediyoruz. Satış servis ikinci el ile birlikte 17 yılın 10 yılında yine satış liderliğimiz var. Geçen sene 2017 yılında da yine yüzde 27 pazar payıyla lider olarak tamamladık. Bu tabi gurur verici bir olay.

-Erçal Grubun Ordu Kumru bağlantısı nedir?

-Biz Ordu Kumru merkezli bir firmayız. Dedemiz İbrahim Erçal 1930'lu yıllarda ticarete başlamış bireysel işletmesini kurmuş. O dönemde Kumru'da zahirecilik mesleğiyle; yani toprakta tarım olarak ne bitiyorsa 1930’lu 40’lı yıllara kadar alıyorlar. Patates, köy yumurtası, tereyağı, fasulye, mısır… Ve fındık ticareti ile iş hayatını sürdürmüşüz. 8 kardeşiz. 1994’e kadar Ordu Kumru'da sadece ticaretimiz vardı. Biz de zahirecilik işi 1990'lı yıllara kadar devam ederken fındık ağırlıklı çalışmaya başladık. Bunun yanı sıra inşaat malzemesi, manifatura, mobilya işi yaptık. 1987 yılında Kumru’ya ilk ekmek fabrikasını kurmuştuk. İkinci el otomotiv işi yine Kumru'da iken yapıyorduk. Kumru’ da yapılması gereken ticareti maksimum düzeyde temsil ettik.

-Sanırım sonra büyüme aşamasına geçiyorsunuz?

-Ünye'den rahmetli Ferit Ürer vardı. Ürer Lastiklerin sahibi. Ferit Ürer’den1994 yılında şehir merkezinde bir arsa aldık. Buraya 24 daire 10 işyeri yaptıktan sonra oraya ilk işyerimizi açtık. Kumru’da hala fındık işimiz devam ediyor. Entegre üretim ile birlikte naturel üretim devam ediyor. 2006 yılında Zonguldak Alaplı’da bir fındık fabrikasını satın aldık. Bunun yanı sıra 1994'te 2. el satışı ile başladığımız işte 1998 yılında bu Tekkeköy Plaza’yı açtık. Scania ve DOD satış ve Mercedes ağır vasıta servisini burada yürütüyoruz. Şirketin Merkezi konumda burası ve idari kısımda burada. Ağır vasıta ikinci elin şubesini açtık. Aynı zamanda 2002 yılında İstanbul'a da şube açtık. Yine ağır vasıta sektöründe gittik İstanbul'a…

-Otomotiv, fındık, inşaat hepsi bir arada?

-Şu anda biz fındık otomotiv aynı zamanda inşaat sektörüne de girdik. Aslında biz ilk 1994 yılında Samsun'a geldiğimizde arsaya yaptığımız inşaatı kendimiz yapmıştık. Biz 2011 yılında önce 2005 yılında bu plazanın inşaatını sonra Fatsa’ da katlı otopark, Mado Cafe ve işyerinden oluşan yapıyı inşa ettik. 2011 yılında Atakum sahilde 68 daire ve 7 dükkânlı lüks bir site inşaatımız bitti. Aynı zamanda İstanbul'da Çekmeköy'de 119 dairelik projemizi yaptık ve bitirdik. Şu anda inşaat yapmak için arayışımız devam ediyor.

-Erçal Grubun bundan sonraki hedefleri neler?

-Fındık Otomotiv ve inşaat sektöründe 3 alanda hedef seçtik kendimize. Bu sektörlerde büyümeyi hedefliyoruz. Fındıkta yıllık ihracatımız 6-7 milyon dolara ulaştı. 2018 ve 2019 senesinde de yıllık 10 milyon doları hedefliyoruz. Yıllık 2 fabrikada da 15- 20 bin ton kadar kabuklu fındık alımımız var. Entegremiz Kumru da faal durumda. Seneye bu kapasiteyi 3 katına çıkarmak gibi bir hedefimiz var. Fındık bizim hayatımız ve yaşam tarzımız. Biz fındıkta hem üreticiyiz, hem manavız ve aynı zamanda işletmecisi ve aynı zamanda da ihracatçısıyız. Otomotiv sektöründe de Scania satış servis, Mercedes yetkili servis bir de 2. el DOD servisimizde 65 bayimiz var. Türkiye'de şu anda ilk 4 içinde yer aldık. Bu da yeni ekibimizin kurduğu bir başarı diyebiliriz. Erçal Grup bünyesinde Fındık, Otomotiv ve inşaat sektöründe 400 ile 500 arasında iş istihdamına sahibiz Tabii bu çalışma 4 ayrı ilde 8 ayrı lokasyon ile böyle bir istihdam gücümüz var.

-Aile şirketisiniz ve bir yandan kurumsallaşıyordunuz? Nasıl bir süreç?

-Aile şirketiyiz ve aileden yetişmiş bir ekibimiz var. Aynı zamanda profesyonellerle çalışıyoruz. Aile şirketlerinde kurumsallaşma süreci çok önemlidir. Biz bunu 2011 yılında başlattık. Şükür bizim aile şirketimiz dördüncü nesle geçti. Aile şirketimize şu anda 6 yeğenimiz de katıldı. Bu süreçte kurumsallaşmaya da ağırlık verince daha da başarılı bir ivme yakaladık. Türkiye'de 4. nesile gelen şirket sayısı yüzde 3’leri bulmuyor. İstanbul'da bir danışmanlık şirketi ile çalışıyoruz. Kurumsallaşma sürecinde oldukça iyi mesafe aldık ve daha yolun başındayız, diyoruz. Geçmişi ve anayasası olan bir şirketiz, köklü bir firmayız. Türkiye'de bir şirkete toplam 30 yıl ömür biçiliyor. Kurumsallaşma açısından danışmanlık şirketimizle birlikte önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyoruz.

-Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı teşvik paketi hakkında ne düşünüyorsunuz. Ülke ve ordu ekonomisi hakkında neler söylemek istersiniz?

-Ülkemizde özellikle ithalatı azaltıcı, ihracatı arttırıcı, ticareti geliştirici, istihdam arttırıcı tedbirler ve önlemler sürekli gündemde. Tabii ki zor bir coğrafyada yaşıyoruz, ekonomi muhakkak istikrara bağlı gelişen bir unsur. Yani bugün biz Türkiye olarak gelişmekte olan bir ülke konumundayız. Birçok sektörde aslında iyiyiz. Otomotivde devlerle yarışacak bir durumumuz var. Yerli otomotiv konusunda işin başındayız ama bir markanın üretimi Türkiye'de yapılıyor ve sıfır hatayla mühendislerimiz ve çalışmalarımızla bu sektörü en iyi kullanan ülkelerden biriyiz. Yerli üretimde Hundai, Ford, Fiat gibi birçok markanın Türkiye'de yerli otomotivcisi var. Şu anda doğru bir çalışma yapıldığına inanıyorum. Yerli otomobil üretiminde geç kalındığı düşünülüyor ama teknoloji neredeyse üç ayda bir yenileniyor. Artık dizel otomobillerin bile üretimden kalkması düşünülüyor. Hibritden sonra elektrikli ve insansız araçlar gibi önemli projeler var. Vakti geçmiş hiçbir şey yok. Asıl önemli olan bugünün şartları değil 20-30 yıl sonrası için önemli planların yapılması gerekir. Zaten mevcut grup bu tür çalışmaları yapıyor ve yapabilecek durumdalar. Önce kendimize güvenmemiz gerekiyor. Kendimize güven unsuru oluşmaya başladı. Bu sinerjinin daha da artarak devam edeceğine inanıyorum. Bu tür geleceğe yönelik hamlelerin önemli olacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra Savunma Sanayi'nde ciddi mesafeler alındı. Arka plânlı olan çok ciddi çalışmalar tabii ki vardır. Son operasyonlarda da ülkemizin ne türlü güçlü bir durumda olduğunu görüyoruz. Geçen sene fuarda gördüğüm askeri donanımımıza ve üretimimize hayran kaldım. Fuarda bizim ürettiğimiz, roketler, cirit füzeleri, güdümlü füzeler, tanklar askeri hafif silahlı zırhlı araçları görünce gözüm yaşardı. Bu millet her şeyin üstesinden gelebilir ama önce kendimize güvenmemiz gerek. Bunu da şu anda hükümetimiz de destekliyor. Ben Türkiye'nin hem Otomotiv, hem de Savunma Sanayi ile ilgili geleceğinden çok umutluyum.

-Bölgesel ölçekli yatırımları nasıl düşünüyorsunuz?

-Samsun Karadeniz'in en büyük şehri. Geçmişe baktığımızda hizmet sektöründe de tarım sektöründe de iyi bir konumda. Nüfus olarak da iyi bir konumda. Özellikle geçmişteki kamu yatırımları Gübre fabrikası, bakır sanayi burayı bir adım daha öne taşımış. Şimdi de büyüklüğü devam ediyor ama eskisi kadar güçlü değil. Buna rağmen Samsun'un geçmişten bu yana potansiyel bir gücü var. Çünkü hem ulaşım açısından bakıldığında hem de stratejik açıdan Karadeniz'de önemli bir şehir. Türkiye'nin en önemli iki tane ovası var. Bu ovaların değerlendirilmesi açısından belki eksiklerimiz olabilir. Samsun’u ve Ordu'yu büyük bir atılım içerisinde görüyorum.

-Fındık kullanan sanayi sektörüne özel teşvik uygulanabilir mi?

-Sonuçta fındık bizim her şeyimiz. Fındık Sanayi kesinlikle desteklenmeli. Ordu'da sadece tarım değil tarıma yönelik sanayinin mutlaka desteklenmesi gerekir. Fındık sanayine hiç teşvik gelmedi bugüne kadar. Gerçekten büyük yatırımlar gerekiyor. Ordu marka olamayacak bir şehir değil. Fındık denilince akla tabi çikolatada geliyor. Bunları değerlendirilmesi gerekir. Dediğim gibi kendinize güvenmeniz gerekiyor. Fındık sanayinin teşvik edilmesi şarttır. Ordu'da bir Sagra marka ama olması gereken konumda değil. Uluslararası konuma taşınamamış ama taşınabilir. Ferrero’ya bakıyorsunuz sattığı ürünler pazarda 30-40 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış. Ordu, Samsun ve Giresun’un ortak yaratacağı bir markanın ulusal ve uluslararası bir marka olamaması için hiçbir neden yok. Küçük ölçekli düşündüğümüzde ne yazık ki yerelden yukarıya çıkamıyoruz.”

-Böyle bir gündem oluşturulursa paydaşlar kim olabilir?

-Bölgemizde fındığa yönelik yatırımları olan firmalar var. Ordu- Ünye-Fatsa- Çarşamba -Terme gibi yerlerimizde faaliyet gösteren önemli firmalarımız mevcut. Üniversiteler, Sanayi Bakanlığı, İhracatçı birlikleri, üretici birlikleri yani burada en az 5-6 paydaşın bir araya gelip sinerji oluşturması lazım. Bir kamuoyu oluşturulması lazım. Ben hiçbir zaman fındığın alternatifi olduğunu düşünmüyorum. Kakao ile fındık lezzet olarak birbirine uyuştu. Her zaman dünyada söylenen ve bilinen bir şeydir. Fındık ile kakaolu birlikteliği hiçbir zaman alternatif ürünlerle aynı sonucu vermez. Özellikle son dönemde fındık üzerinde kopartılan fırtınanın bizim hem ihracatçı dediklerimiz önder borsacılarımızın bu konuda taraf olması gerektiğini düşünüyorum. Tekel konumunda olan ürünümüzü sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum.

-İş dünyasında son zamanda döviz ile borçlanma yasaklandı. Sanayi kuruluşlarının böyle bir yasak olmamalı tepkisine ne dersiniz

-Bence çok doğru bir yasak bu. Bir kuruluşun döviz geliri yok ise böyle korumasız durumda olmaları zaten kendilerini koruma amaçlı yapılmış bir çalışma. Geçmişte 2000den 2010 a kadar dövizden borçlananlar kar etti. Ama 2013 ten sonraki süreçte son derece kur artışları dövizle borçlananlara zor anlar yaşattı. Sermayeyi bile tüketme riski var. Bu karar bence herkesin lehine bir durum.

-Başbakan ve Cumhurbaşkanı iş dünyasını ayakta tutmak için sürekli teşvik açıklıyorlar ve faizleri indirin çağrısı var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz

-Faiz bizim ve ekonomin en büyük belası. Faizin yükselmesi enflasyonu, enflasyonun yükselmesi kur artışını tetikliyor. Artık ekonomi öyle bir durumdaki artık ekonomi kuramları işe yaramıyor. Manipülasyonlar ortada. Parası çok olup da kötü niyetli insanların ekonomiye çok etkileri oldu. Büyük sermaye sahiplerinin manipülesi yeri geliyor ülkeleri bile etkiliyor. Faiz berbat bir şey. Bugün sanayici için de küçük esnaf içinde bankalar ortak noktası oluyor. Bugün yüzde 18-20’leri bulmuş durumda faiz… Faizin düşmesinden yanayız. Konuşmamızda tarımsal, otomotiv veya fındık sanayinden bahsettik. Eğer yatırım yapacak isek mutlaka düşük faizli krediyle bunu yapabileceğimize inanıyorum. Kâr marjları da düştü ve giderler artıyor. Bununla ilgili hükümetin aldığı kararlar mutlaka etkili olacaktır.

-Kumru için ne düşünüyorsunuz.

-Biz kumru ile bağlarımızı hiç koparmadık. Aileyi bir arada tutmak için bir konak yapıyoruz. Bir konağın içinde 5 kardeş için yatırıma gittik. Fındıkla ilgili 2. fabrikayı yaptık. Entegreyi ilave ettik. Entegreyi 3 katına çıkartmayı hedefliyoruz. Seneye orada robot teknolojisiyle kapasiteyi arttıracağız. Sadece Kumru değil Ordu’nun tamamında turizm alanında yatırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çok güzel yaylalarımız var. Burada tabi teşvik olmazsa olmuyor. Açıkçası kumru dahil olmak üzere tüm Ordu’da turizm yatırımlarının çoğalması lazım. İleriye dönük bizim yaylalarımızda turizm yatırımları yapmayı düşünüyoruz. Sahilde olanlar için balıkçılık yapılması önemli. Perşembe bu konuda öncü ve balık ihracatta da önemli bir yer tutuyor.

Erçal Grup hizmette öncü

Erçal ailesi olarak 1940’lı yıllarda başlattığımız ticari ve sınai faaliyetlerimizi Erçal Group çatısı altında ikinci el ağır vasıta ticareti, ağır vasıta satış sonrası hizmetler, binek araç ticareti, sigortacılık, inşaat ve gıda sektöründe fındık, meyvecilik ve kafe işletmeciliği faaliyetleriyle başarılı bir şekilde yürütmekteyiz.

1992 yılından bu yana faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz fındık sektöründe, yüksek kapasiteli ilk tesisimiz 1998 yılında Ordu ili, Kumru ilçesinde kuruldu. Bu tesisimiz, sahilden 35 km. içeride ve 500 rakımda bulunuyor olmasından dolayı; fındıkta rutubet, gizli çürük ve aflatoksin oluşumuna izin vermeyen özelliği ile Orta ve Doğu Karadeniz’deki fındık tesisleri içerisinde tektir.

İkinci el ağır vasıta sektöründe Samsun’da bir galeride başlayan ve Türkiye liderliğine giden yolda, 2001 yılında Maltepe / İstanbul’da, 2005 yılında Ferhatpaşa / İstanbul’da kurulan ticari işletmelerimiz ile pazar payımız ciddi oranda artmış, bu iki ticari işletmenin 2011 yılında Samandıra’daki mevcut işletmemizde birleşmesi ile etki alanımız genişlemiştir.

Diğer yanda, 2001 yılında Doğuş Otomotiv’in distribütörlüğünde bulunan Scania markasının satış, servis ve yedek parça ve DOD markasının satış bayiliği alındı. 2011 yılında Meiller marka kamyon üstü damper ve yarı romörk damper ürünlerinin, 2014 yılında ise Thermo King marka soğutma sistemlerinin bayiliği de alındı. 2013 yılında Mercedes-Benz Türk A.Ş. ile yapılan bayilik sözleşmesi ile Mercedes-Benz marka ağır ticari araçların satış sonrası hizmetlerinin bayiliği alındı. Samsun ilindeki Erçal Plaza’da servis bölümümüzde müşterilerimize hızlı, güvenilir ve kaliteli çözümler sunmaktayız. Bu plazada uzman satış kadromuzla ve müşterilerimize sunduğumuz birçok alternatif hizmetlerle faaliyet göstermekteyiz. Profesyonel yaklaşım ve bunun yanı sıra dünya standartlarında en son teknoloji ile donatılmış olarak hizmet veren bir satış sonrası hizmetler organizasyonumuz ile hizmet etkinliğini sürekli arttırmayı amaçlıyoruz.

Markamız Erçal Otomotiv, Scania markası satışlarında Türkiye genelinde 2011 yılında 4ncü, 2012 yılında 3ncü, 2013 yılında 4ncü, 2014 yılında 2nci ve son olarak 2015 yılında 16 bayi arasından Türkiye 3ncüsü olmuştur.

İnşaat faaliyetlerinde, Samsun’da “Atakent Sahil Konakları” projesi ve %40 iştirak edilen Hisar Yapı Taah. İnş. Tur. San. ve Dış Tic. A.Ş.’nin İstanbul’da “SOM Gardenia” projesi hayata geçirilmiştir. Erçal Group, inşaat sektöründe yeni projeleri ile sektöründe büyüme hedefindedir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar