Giresun’da ihracat rüzgârları

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin koordinasyonunda Karadeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği tarafından düzenlenen ‘Kobi İhracat Seferberliği Eğitim Programı’nın Giresun ayağında iki gün boyunca adeta ihracat rüzgârları esti. Samsun, Ordu ve çevre illerden gelen katılımcılara etkinlik süresince ihracat ve pazarlama stratejileri, inovasyon, kobi destekleri, ihracatta dijitalleşme ve finansmana erişim konularında bilgiler aktarıldı.

info@karadenizekonomi.com / 9.03.2020

Giresun’da ihracat rüzgârları

Bir ülkenin ekonomik anlamda büyümesinin en önemli göstergelerinin başında ihracatta yukarıya doğru kaydedilen ivme gelir. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) de bu anlamda yaptığı başarılı çalışmalarla çıtayı her yıl biraz daha yukarıya taşımayı ilke edinmiştir. Yanı sıra ilgili pek çok kuruluşla da işbirliğine giderek potansiyel şehirlerde ihracatta yeni açılımları hedefleyerek küçük ve orta ölçekli işletmelerle uzun soluklu bir yolculuğa çıkmıştır. Bu yolculukta son durak geçen hafta Giresun’du. Karadeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği ev sahipliğinde TİM KOBİ İhracat Seferberliği başlıklı Giresun etkinliği 2-3 Mart tarihlerinde yapıldı. Samsun, Ordu ve çevre illerden gelen katılımcılara etkinlik süresince ihracat ve pazarlama stratejileri, inovasyon, kobi destekleri, ihracatta dijitalleşme ve finansmana erişim konularında bilgiler aktarıldı. İnteraktif katılımla soru-cevap kısmında pek çok bölge ihracatçısı mevzuattaki yeni gelişmeler ve desteklere açıklık getirildi.

TİM’in inovatif yaklaşımları ve yol göstericiliği

Karadeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Bülent Cebeci’nin açış konuşmasının ardından kürsüye gelen TİM Strateji, İnovasyon ve Girişimcilik Şube Müdürü Dr. Kübra Ulutaş’ın sunumuyla başlayan ilk gün programında Ulutaş, geçtiğimiz yıl Mart ayında KOBİ İhracat Seferberliği kapsamında Erzurum’dan başlattıkları yolculukta bugün Giresun’da olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Ulutaş, geçmişten bugüne gelinen noktayı şu sözlerle özetledi: “ 1920 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile ihracatın kayıtsız şartsız serbest kalması ile bundan 100 yıl önce nüvesi oluşturulan ihracatçı birlikleri 1940’lı yıllardan itibaren daha etkin konuma gelmiştir. 1980 sonrasında daha da hızlanan bu süreçte bir çatı kuruluşu olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bugün 27 yaşındadır. Bu süreçte hem mal hem de hizmet üreten 95 bin ihracatçının üyesi olduğu büyük bir aile olmayı başardık. Ülke genelinde 61 ihracatçı birliğimiz ve 13 de genel sekreterliğimiz bulunmaktadır. Giresun’daki Karadeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği de bunlardan biridir. Bizler TİM olarak ihracatçılarımızın ulusal ve uluslararası alanda aktive edilmesinde yol gösterici konumda olmaktan oldukça memnunuz. Bu anlamda yaptığımız çeşitli etkinliklerin yanı sıra Türkiye Tasarım Haftası ve Türkiye İnovasyon Haftası gibi organizasyonlarla da firmalarımıza bire bir dokunmayı ilke edindik. Örneğin uluslararası ölçekte ilk projemiz olan İnovalid ile 6 yıldır firmaların inovasyon yetkinliğini ölçmeye yönelik kıyas analiz raporlarını oluşturduk. Böylelikle firmalarımızın inovasyon yol haritasını çıkarmaya katkı sağlamış olduk. Aynı zamanda Ticaret Bakanlığı öncülüğünde oluşturulan ve bünyemizde barındırdığımız Türkiye Tanıtım Grubu ile de Türk ihraç ürünlerinin algısını ve bilinirliğini artırmayı hedefleyen çalışmalara imza atmaktayız. Bu ve benzeri geleneksel etkinliklerin yanı sıra TİM başkanımız İsmail Gülle’nin açtığı vizyon ile yeni nesil ticaret heyetlerine öncülük ettik. Kobi odaklıolarak da Erzurum’dan başlayan seferberlik uygulamaları ile de geçen yıl 750’yi aşkın ihracatçı ve girişimciye ulaştık. Bu noktada ihracatçı firmaların dışsatım düzeyini artırırken dış pazara ilk defa açılacak firmaların da girişimlerini destekledik.”

KOSGEB’in ihracat odaklı destekleri

İlk gün programının konuşmacılarından olan Giresun KOSGEB İl Müdürü Yasin Sefer ihracat odaklı destek programları hakkında bilgi verdi. Sefer, ekonomik anlamda ülkemize katma değer yaratacak üretimleri desteklemek için büyük bir özveriyle çalıştıklarını belirterek başladığı konuşmasında öncelikle geçen yıl yürürlüğe soktukları yurtdışı pazar destek programına ilişkin bilgiler verdi. Hedef kitlelerinin KOBİ diye adlandırılan küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu altını çizerken 2005 yılından bu yana değişen KOBİ tanımının zaman içinde AB standartlarına uygun hale getirildiğini belirtti ve konuşmasına şöyle devam etti. “2018 yılından itibaren ülkemizdeki pek çok kuruluş gibi KOSGEB de de bir dönüşüme ve misyon değişikliğine gidildi. Cari açığa etki eden ürünlerin yenileştirilmesi anlamında temel bir hedef ortaya konuldu. Yüksek teknolojili ürünlerin milli ve yerli KOBİ’ler aracılığıyla üretilmesinin yaygınlaştırılması, sektörel, işletme ve bölgesel ölçekli destek programlarının planlanması da yeni hedefler olarak belirlendi. KOBİ rehberliği ve danışmanlığı yönetmeliği ile işletmelerin doğru yönlendirilmesine sağladıkları katkının yanında yetkinlik ve değerlendirme süreçlerini de izlemek görev alanlarımız içine girmiştir. Verdikleri değerlendirme raporları ile bağlı işletmelerin kendi eksikliklerini görmelerine yardımcı olmanın dışında ulusal ve uluslararası pazarlara açılmayı amaçlayan işletmelere yönelik çizdiğimiz vizyon haritası çizilmiştir.”

Kredi faiz desteği uygulaması

Konuşmasında, kobilerin finansmana erişimi konusunda düşük maliyetli kredilerle desteklemelerde bulunduklarının altını da çizen Sefer, 2019 yılı sonu itibariyle verilen destekleri ana hatlarıyla şöyle özetledi: “ KOSGEB desteği kapsamında işini kurmuş olan girişimcilere ve Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürürlüğe almış olduğu hamle programı kapsamındaki işletmelere kredi faiz desteği uygulaması devreye alınmıştır. Bu kapsamda girişimcilere 50 bin liraya kadar 10 puan faiz desteği uygulanmaktadır. Burada gittiğimiz pozitif ayrımcılıkla bu destek miktarı kadınlar, genç girişimciler, şehit ve gazi yakınları için 70 bin liraya kadardır.”

Yurtdışı pazar destekleri

Giresun KOSGEB İl Müdürü Sefer, kurum olarak pek çok farklı destek uygulamasını hayata geçirmekle beraber etkinlikte özellikle “yurtdışı pazar destek programı” uygulamasına vurgu yaptı ve ekledi: “KOSGEB veri tabanına kayıtlı tüm işletmeler bu destek programından yararlanabiliyor. Bu noktada sadece bir bilgi güncellemesine ihtiyaç vardır. Bilanço esasına göre defter tutması, yurt dışı marka tescil belgesinin olması ve hazırlanacak bütçenin son yıl net satış hasılatını geçmemiş olması gibi koşullar dikkate alınmaktadır. Ayrıca son mali yılda ihracat yapmış olması gerekmektedir. İşletmelerin belirlemiş olduğu hedefler doğrultusunda 8 ay ve 24 ay arasında hazırlayacakları projelerde projelere yüzde yüz oranında 300 bin liraya varan destek vermekteyiz. Bu desteklerin yüzde 70’i hibe yüzde 30’u geri ödemeli şeklinde olacaktır. Burada iki faaliyet gideri esas alınacaktır. Daha önce proje giderleri üç kısımdan oluşmaktaydı. Ancak işletmelerden gelen geri beslemelerle şimdi iki gider grubuna indirildi. İşletmeler bu destek programından bir defaya mahsus olarak yararlanabileceklerdir. Personel giderleri yüzde yüz oranında desteklenmektedir. Burada toplam üst limit 90 bin liradır ve iki personel desteklenebilmektedir. ”

Proje hazırlama aşaması

KOSGEB adına Kobi uzmanı Utku Arslan’ın sunumunu yaptığı “proje hazırlama kılavuz eğitimi”nde ise işin “ince işçilik” kısmına ilişkin bilgilendirmeler yapıldı. Yurtdışı Pazar Desteği’nin amacını, “ülkemizin uluslararası hedefleri doğrultusunda küçük ve orta ölçekli işletmelerin ihracata başlaması veya ihracatını artırması” olarak tanımlayan Arslan bu durumun uluslararası rekabetin olmazsa olmazı olduğunu altını çizdi. Uygulamanın proje esaslı olduğunu söyleyen Arslan, “işletmenin kendi projesini yazdıktan sonra uzmanlarca yapılan inceleme sonrasında kurul aşamasına gelindiğini ifade etti. Arslan’ın verdiği bilgiye göre proje hazırlanırken dikkat edilmesi gerekenler şunlar:

-Bir amacı olmalı ve her okuyan tarafından aynı şekilde anlaşılır olmalı.

-Ölçülebilir ve somut verilere dayalı bu amaca yönelik hedefler, hedeflere yönelik faaliyetler ve faaliyetlere yönelik ilişkili giderleri içermeli.

-İş zaman planında öncelikler planlanmalı ve bütçe çalışmalarına yönelik fiyat teklifleri alınıp en uygun olanı belirlenmeli.

-Başvuru formundaki tüm sorulara net yanıtlar verilmeli.

Giresun’un sektörel rekabet gücü

Söz konusu Kobi İhracat Seferberliği Eğitim Programı Giresun’da yapılınca bu ilin sektörel rekabet gücünü de masaya yatırmak gerekirdi ki öyle de oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi ekonomisti Dr. Metin Gürler etkinlikte Giresun’un sektörel rekabet gücü hakkında değerlendirmelerde bulundu. Gürler, “Ağırlıklı olarak fındık ve fındığın sanayileşmiş ürünleri ihracatında lider ülke konumunda olan Türkiye’de ve Giresun için önemli olan yeni hedef ülkeler bulmaktır. Katma değer yaratmalıyız. Ürün çeşitliliğine gidilmesi lazım, inovasyonla ya yeni bir ürün ya da var olanda değişikliğe gitmek gerekir. Ayrıca, burada gördük ki fındığın dışında asansör imalatında iyiye giden bir Giresun varsayalımbir ülkeye ihracatı gerçekleştirdikten sonra bununla yetinmemesi gerekir” diye başladığı konuşmasında şu değerlendirmelerde bulundu. “Asansörü sattık bitti diye düşünmemeliyiz. Çünkü daha sonraki aşamada bakım anlaşması yapılmalı, yedek parça anlaşması yapılmalı. Bir süre sonra o ülke kendi asansörünü yapmaya karar verince o ülkeye teknolojiyi satma olanaklarını da araştırmalıyız. Patenti sizde olan her işte yapılan her satıştan pay almanız olasıdır. Planlamalar bu şekilde yapılmalıdır.”

İhracatta Küresel Pazarlama ve Marka Yönetimi

Programın ilk gününde öğleden sonraki oturum ihracatın temelleri ve pazarlama stratejileri ile Kobi destekleri ve ihracatta dijitalleşmeye ayrılmıştı. Ülkemizde bu alanda en yetkin isimlerin başında gelen İstanbul Ticaret Üniversitesi Küresel Pazarlama ve Marka Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım da bu konuda bilgilendirmeler yaptı. Uluslararası pazarlamanın kalbi olduğu için ihracat pazarlaması bu yönüyle uluslararası pazarlamadan daha farklıdır diye söze başlayan Yıldırım, “yatırım planlayan her kişi sonuç odaklı düşündüğü için sonuç da dolayısıyla dövizin dengesiyle doğrudan ilintilidir. Diğer taraftan ekonomi değiştikçe pazarlamanın bakış açısı da değişir. Biz bu yeni ekonomi düzeninde neler karşılaşıyoruz ona bakmak lazım. Pazarlama literatürü yapılmayanı yapmayı da öne sürer. Tüm dünyada satın alma gücünde bir artış oldu. Daha fazla ürün tüketme daha fazla çeşit ve daha fazla hizmet edinme gibi bir dünya ile karşı karşıyayız. Seçeneklerin çoğalması ve bilgi çağında olmamız nedeniyle bugün internetten bir ürünü Almanya’dan veya İtalya’dan farklı koşullarda alabilmekteyiz. Günümüz teknolojisinde gitmeden görmeden veri tabanlarına erişilebiliyor. Bu da bize her türlü rekabet yapısını anlatmaya yetiyor. Biz şu anda ürettiğimiz fındığı bir buçuk katına nasıl çıkartabiliriz bunu araştırmalıyız ama istenilen kalitede ve istenen fiyatla olmalı. Bir başka soru da; fındığın bir yıl düşük bir sonraki yıl yüksek rekoltede olmasını çözerek mi? işe başlamak gerekir. Bu durumda maliyetler artacak ve azalacaktır. Burada bir taraftan da nihai tüketiciyi iyi izlemek gerekmektedir. Acaba sizden alınan fındıkla nerede hangi amaçla katma değer yaratılıyor? Burada farklılığı ortaya koyabiliyorsak yaratıcı çözüm bu noktada ortaya çıkacaktır.

İhracatta Dijitalleşme

İlk günün son konuşmacısı olan Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Meslek Mensupları ve Yöneticileri Derneği (TOSYÖV) Eğitmeni Cüneyt Örkmez de ihracatta dijitalleşmenin önemine değindi. Üretimin ve yaratılan katma değerin ya da bir hizmetin doğru pazarlara ulaşmasını sağlamakla ekonomiye katkı sağlanacağını belirten Örkmez, “birçok sektörde birçok ürünün yeterince değer kazanamadığını görmekteyiz. Burada en büyük eksiğimiz girişimcilik ruhuna yeterince sahip olamayışımızdır. İşgücüne katacağımız çok genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen maalesef bu enerjiyi üretime kanalize edemiyoruz. TOSYÖV olarak 1990’lardan bu yana ülkemizde özellikle girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasına ve sürdürülebilir olmasına çabalıyoruz. Devlet bugün en çok girişimciyi destekliyor kaynaklarını kobiler için kullanıyor. Ülkenin gelişimi ve kalkınması için bu bir gerekliliktir. Bu noktada Karadeniz Bölgesi’nin potansiyelini yeterince kullanamadığını düşünüyorum. Giresun’dan çıkan ihracatçı sayısı 54 ve bu bence çok az. Gelelim işin dijitalleşme kısmına. Yaptığımız analizlerden ortaya çıkarak şu bilgileri sizlerle paylaşmak isterim. İş dünyasının yüzde 86’sı dijitalleşme ile şirketlerin esnek hale gelmesi ve piyasaya hızlı uyum sağlayabilmesinin sağlanabileceğine inanıyor. Yüzde 70’lik kesim dijitalleşme ile teknoloji standartlarının artmasının sağlanacağını ve bundan dolayı şirketin daha sağlıklı büyümeyeceğini düşünüyor. Yine işletmelerin yüzde 64’ü dijitalleşme ile üretilen bilgileri analiz ederek yeni piyasalar açılmaktan yana. Yüzde 62’lik kesim ise dijitalleşmeden çalışanların olumlu etkilendiğinde hem fikir ve yüzde 82’lik kesim de şirketlerin dijitalleşmeye beş yıl içinde yatırımyapılmadığı takdirde bulundukları piyasalarda tutunamayacaklarını ifade ettiler. Dolayısıyla bu veriler de gösteriyor ki günümüzün acımasız rekabetçi koşullarında dijitalleşmeye gereken önemin verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

TİM İhracat Seferberliği Eğitim Programı’nın ikinci günü ise finansmana erişime ayrılmıştı. İlk olarak kürsüye çıkan Türk Eximbank Trabzon şube yetkilisi Gökhan Eroğlu, ihracatın finansmanı ve ihracat kredilerini anlattı. Son olarak ihracata yönelik kredi, garanti ve sigorta programları ve ihracat finansmanına KGF destekleri Murat Gökçe tarafından anlatıldı. REŞAT GÜNGÖR / KARADENİZ EKONOMİ

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar