Ordu ve Alaplı’ya 10 milyonluk yatırım kazandırdı

Dünyanın en büyük fındık üreticisi olan Türkiye’nin, dış pazara çıkarken ağır vergi yükü altında ezildiğinin altını çizen Erçal, ilgili bakanlıklar ve kuruluşların gerekli girişimlerde bulunmalarının önemine vurgu yaptı.

info@karadenizekonomi.com / 30.07.2019

Ordu ve Alaplı’ya 10 milyonluk yatırım kazandırdı

Erçal Fındık Alaplı tesislerinde Erça lGroup Yönetim Kurulu üyesi Sn. İsmet Erçal ile fındık sektörünün 2019 yılı beklentilerini, genel ekonomiyi, sorun ve çözüm önerilerini konuştuk.

- Zonguldak Alaplı’da bizi ağırladığınız için teşekkür ederek sohbetimize başlamak istiyoruz. Ülkemizin önde gelen kuruluşlarından ErçalGroup bünyesinde faaliyet gösteren ErçalFındık’ın tarihsel süreci ile sohbetimize başlayalım istedik. Çıkış noktanız Ordu’nun Kumru İlçesi’ne dayanıyor. Gerisini sizden dinleyelim mi?

-Öncelikle ziyaretiniz için çok teşekkür ediyorum. Erçal ailesinin ticari geçmişi 1940 yılına kadar gider. Başta fındık olmak üzere tarım ürünleri ticareti ile başlayan faaliyetlerimiz 1992 yılında Kumru’da açtığımız ilk fındık kırma makinesi ile başka bir aşamaya evrilmiştir. Naturel iç fındık üretiminde o dönem için geldiğimiz nokta bizi 1998 yılında bizi daha büyük kapasiteli bir fabrika kurmaya yöneltti. Ve ikinci fabrikamız devreye girdi. 2009 yılında ise fındık işleme tesisi ile natürel iç fındığın yanı sıra işlenmiş fındık ürünleri üretimine de geçmiş olduk.

-Bulunduğumuz Alaplı Tesisleri ne zaman açıldı?

-Bu fabrikayı 2006 yılında bünyemize kattık. 13 bin metrekare alan üzerinde 6 bin 500 metrekare kapalı alanı olan tesiste 4 taşlı kırma ünitesi ve sese duyarlı lazer sistemi ile ayıklama yapılmakta ve günde 80 ton kabuklu fındık işlenmektedir. Yıllık 20 bin ton fındık işleme kapasitesine sahibiz. Bugünlerde bu tesiste yeni bir yatırım daha gerçekleştirip kapasiteyi genişletmek için son hazırlıklarımızı yapmaya başladık.

-Erçal Fındık’ın sektörde nasıl bir strateji izleyerek bugünlere geldi?

-Fındık endüstrisinde global firmaların natürel ve işlenmiş fındık ihtiyaçlarını en iyi şekilde yerine getirmek üzere üretim yapmayı, gıda işleme ve kalite yönetimi konusunda uluslararası standartlara bağlı kalmayı strateji olarak belirledik. Global düzendeki ticari gelişmeleri gözlemleyerek ve bu gelişmeleri ürün sistemine ve hizmet kalitesine ekleyerek müşteri portföyümüzü genişlettik.

-Bu strateji sizi iyi bir noktaya taşımış olmalı ki Fortune 500’deki gıda şirketleri sıralamasında yer alıyorsunuz?

-Biliyorsunuz, dünyada 120 ülkede 5 milyonun üzerinde bir okur kitlesine sahip olan Fortune, dünyanın en çok danışılan, en çok alıntı yapılan ve en çok ödül alan iş dünyası dergisi. Fortune, yayınladığı haberlerin doğruluğu, derinliği, analitik yönlerinin öne çıkışıyla tüm dünyada iş, finans ve teknoloji dünyası için bir referans olarak kabul ediliyor. Fortune 500’deki gıda şirketlerinde yer almak bu nedenle gurur verici. Son referans listeye 387. sıradan girdik.

-Az önce Alaplı’da yeni bir yatırımdan söz ettiniz. Biraz da yatırımı anlatır mısınız?

-AB standartlarına uygun seçme makinesi robot ve lazerin olması gerekiyordu. İnsan ne kadar dikkatli olsa da fındık ayıklama işleminde taş veya metal çıkabiliyor. Bunu önlemek için ikisi buraya biri Kumru’ya olmak üzere lazer ünite yatırımı yapıyoruz.

-Bu işçi çıkarmak anlamına gelmiyor mu?

-Tam aksine işçi çıkarmıyoruz. Aynı kadro ile devam edeceğiz. Sadece üretim kalitesini artırmak amacıyla bu yatırımları gerçekleştiriyoruz.

-Yatırımların toplam tutarı ne kadar?

-Ordu ve Alaplı’ya toplamda 10 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik.

-Biraz da çatısı altında olduğunuz Erçal Group’dan bahsedelim. Ordulusunuz, Samsun merkezli bir firmasınız. Önümüzdeki süreçte ne tür planlamanız var?

-Evet… Merkezimiz Samsun’da ama yakın gelecekte İstanbul’a taşımayı düşünüyoruz merkezimiz. Samsun, Ankara,İzmir, Zonguldak ve Kumru… Pek çok yerde kurumsallaşmayı amaçladık ve başardık. Zonguldak Alaplı tesislerinde ben, AliErçal, FurkanErçal ve Mustafa Erçal fındıktan sorumluyuz. Ama kurumsal kimliği ve ortak karar almasıyla her ay toplantılar yapan bir yapı oluşturduk.

-Tekrar fındığa dönecek olursak bu yıl için beklentiniz nedir?

Hava koşulları oldukça güzel geçti, görünen o ki fındıkrekoltesi yüksek ve kaliteli olacak. Batıdakiler olarak doğuya oranla bu anlamda daha şanslıyız. Burada yağış daha az. Ayrıca bu bölgenin fındığının kalitesi Avrupa’da tescillenmiş olmasıyla şanslıyız. Çünkü biz burada fındığı dalda topluyoruz.

-Dünya fındığında kalite olarak yerimiz nedir?

Dünyanın en kaliteli fındığı Türkiye’de. Bakın, İtalya’da fındıkta 45 randıman var. Azerbaycan da aynı. 55- 60 randıman fındık sadece Türkiye’de yetişiyor. Özellikle Ordu yöresinin üretiminde yüzde 30’u çakıldak fındık oldu. Çakıldak fındıktayağ oranı yüzde 45 olduğu için raf ömrü daha uzun. Giresun fındığında bu yağ oranı ise yüzde 65. O nedenle bir an önce harcanması gerekiyor. Giresun fındığı 3 ayda harcanmalı Ordu fındığı ise iki yıl daha bekleyebilir rafta.

-2019 yılının sağlıklı geçmesi için neler söylersiniz?

Devlet ihracatçının önünü açmalı. Kredi ve finansmanda büyük sorunlar oldu. Çoğu sanayici bu nedenle fındık alamadı ve taahhütlerini yerine getiremedi.  Bu sorunun çözümü için teşvikler getirilmeli ve vergiler düşürülmeli diye düşünüyorum. Sektörde ihracatçıya ayrı bir teşvik olmalı.

-İhracatta vergiler ihracatta düşürülmeli dediniz. Bunu biraz daha açar mısınız?

Evet, Ermenistan’da satışa hiç vergi yok. Rusya’dave Avrupa’da bizim fındığa vergi var. Bu vergileri düşürmek için ilgili bakanlıkların çalışmalar yapması gerekiyor. Bu gerçekleştirilebilir ve ihracatçıya olumlu yansıtılırsa tetikleyici etkisi olur. Çünkü fındıkta katma değeri yüksek ürün yaratmalıyız. Ayrıca, fındık dolar bazında sabitlense herkes ona göre gardını alabilir. Fındık üç dolar altında olmasın dediğimiz zaman fındığın az veya çok

-Çin ve Hindistan pazarı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Her iki pazar da oldukça büyük.  O pazarlara ulaştığımızda 1 milyon ton fındık satabiliriz. Baktığımız zaman fındık en ucuz kuruyemiş. Badem ve fıstık fındığın iki üç katı fiyatına satılıyor. Yani, fındık domates fiyatına satılıyor neredeyse. Yıllık 700 ve 800 ton fındık fazla değil aslında. Az önce de söylediğim gibi devlet bu gümrüklerde vergileri çözerse her şey değişir. Örneğin, İran serbest bölgeden fındık alıyor bizim fındığı pazarlayabiliyor. Vergiler düşük olsa biz de bunu yapabiliriz ancak burada devletin bu sorunları çözmesi şarttır.

-Son olarak devlet fındıkta her zaman olmalı mı diyorsunuz?

-Ben size rakamlarla cevap vereyim. Devlet Toprak Mahsulleri Ofisi aracılığıyla bir önceki yıl 10 liradan aldığı fındığı 15 liradan sattı. Geçen yıl da 14 liradan alıp 18 liradan sattı.  Stoksuz bir sezon geçti. Burada lisanslı depoculk da olmalı. İki üç yıldır sezona sıfır fındıkla giriyoruz. Olması gereken tek şey belirsizliğin ortadan kaldırılması ve TMO’nun  net hareket etmesidir.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar