2004 yılında dört kardeşin kurduğu küçük bir atölyeden doğan HAS-MOB, bugün 15 bin parçalık üretim kapasitesi, e-ticaret ihracatı ve 40 kişilik dijital ekibiyle hem Türkiye hem dünya pazarlarında büyümeye devam ediyor.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çolakoğlu, bu büyüme hikayesinin perde arkasını Karadeniz Sohbetlerinde Murat Gürsoy’a anlattı.

“2004’te aile şirketi olarak yola çıktık”

– Sayın Çolakoğlu, HAS-MOB’un kuruluş hikayesini ve bugünlere nasıl geldiğini bizimle paylaşır mısınız?

2004 yılında dört kardeş olarak Has Mobilya’nın kısaltması olan HAS-MOB Orman Ürünleri’ni kurduk. O yıllarda bir aile şirketi olmaya karar verdik. Ünye Çatalpınar mevkiinde, 3 bin metrekare kapalı alana sahip bir tesisle işe başladık. Bugün hâlâ aynı bölgede üretim yapıyoruz.
Bölgedeki yaklaşık 200 kilometrelik bir alana hitap ediyoruz. Ev ve ofis dekorasyonuna yönelik projelerde mimarlarımız ve mühendislerimizle birlikte çalışıyoruz. Kişiye özel tasarımlar, proje çizimleri ve uygulamalarıyla bölgenin mobilya ihtiyacını karşılayan bir üretim kapasitesine ulaştık.

“Pandemide dönüşüm fırsatını gördük”

– 2021-2023 yılları arasında yüzde 607’lik büyüme yakalayarak Türkiye 100 listesine girdiniz. Bu büyük sıçramayı nasıl başardınız?

Ben işim gereği Almanya, İtalya ve Türkiye’deki fuarları yakından takip eden biriyim. 2018’li yıllarda ticaretin yön değiştirmeye başladığını fark ettim.
Pandemi süreci bu dönüşümü hızlandırdı. Biz de e-ticarette söz sahibi olma hedefiyle strateji geliştirdik. Genç mühendislerimiz ve mimarlarımızla bir araya gelerek detaylı bir dijital altyapı kurduk.
Başlangıçta günde birkaç ürün satarak işe koyulduk. Ardından bu sayı 20’ye, 100’e, 500’e çıktı. Bugün aylık 15 bin parça ürün üretiyoruz ve dünya genelinde 10-12 bin adet ürün satıyoruz.
Bu süreçte, Amazon gibi küresel e-ticaret platformlarında satış yapabilmek için uzun bir izin ve adaptasyon süreci yaşadık. ABD’den İngiltere’ye, Almanya’dan Polonya’ya kadar birçok ülkenin vergi mevzuatına göre şirketler kurduk ve lisanslarımızı aldık.
Bugün artık ürünlerimizi sadece Türkiye’ye değil, Avrupa’nın tamamına ve Amerika’ya gönderiyoruz. Bu hem ihracat geliri hem de bölgemizde ciddi bir istihdam anlamına geliyor.

“Türkiye 100 listesi bize çevikliğin önemini gösteriyor”

– Türkiye 100 listesi size göre iş dünyası açısından neyi ifade ediyor?

Bu liste, Türkiye’nin üretim gücünü ve girişimci ruhunu ortaya koyuyor. Listeye giren firmaların %67’si ihracat yapan şirketler.
Bu da Türkiye’nin geleceği için umut verici bir tablo. Biz Türkler, özellikle Karadeniz insanı olarak, hızlı düşünen ve çabuk karar veren bir yapıya sahibiz. Avrupalılar bir kararı haftalarca tartışırken, biz harekete geçebiliyoruz.
Bu çeviklik, startup ruhu dediğimiz şeyin temeli. Biz de kendimizi bir startup olarak tanımlıyoruz. Çünkü son 5 yılda yakaladığımız hızlı büyüme, klasik sanayi firması mantığından çok, yenilikçi ve dijital odaklı bir girişimcilik anlayışının ürünü.

“Markalaşma, küresel büyümenin anahtarıdır”

– Şirketinizin markalaşma sürecini nasıl yönettiniz?

Markalaşma bizim için sadece bir isim değil, bir strateji. Şu anda 4 markamızın hem Türkiye hem de dünya çapında tescili var.
Marka tescili, özellikle global pazarlarda sizi koruyan bir kimlik. Biz dünyaya açılmadan önce, markamızın İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi dillerde okunabilir ve akılda kalıcı olması için marka danışmanlarından destek aldık.
Her ülke için tescil başvuruları yaptık, birçok ülkede onay aldık. Çünkü markanızı korumazsanız, taklit edilme riskiyle karşılaşıyorsunuz. Amazon’un da büyüme şartlarından biri, markanızın uluslararası tescilli olması. Bu nedenle markamızı global pazarlarda da güvence altına aldık.

“E-ticaret bölümümüzde 40 kişilik istihdam oluşturduk”

– Dijitalleşme ve e-ticaret yatırımı istihdama nasıl yansıdı?

E-ticaret birimimizde şu anda 40 kişilik bir ekip çalışıyor. Bu bölümü iki kişiyle kurmuştuk. Bugün hem yazılım, hem grafik, hem paketleme süreçlerini yöneten genç bir kadromuz var.
Avrupa seyahatlerimde dikkatimi çeken bir çalışma modeli var: part-time sistem. İnsanlar günün belli saatlerinde kısa süreli işler yaparak gelir elde ediyor. Biz de bunu bölgemize uyarlamak istiyoruz. Özellikle kadın istihdamı açısından bu model çok uygun.
Böylece hem kadınların iş gücüne katılımını artırabiliriz hem de göç veren bölgemizde ekonomik dönüşümü içeriden başlatabiliriz.

“Gençleri dinledik, kazandık”

– Şirketin büyüme sürecinde gençlerin rolü ne oldu?

Bence başarımızın en önemli unsuru bu. Biz gençleri dinledik. Geleneksel üretim kültürümüzü onların dijital vizyonuyla birleştirdik.
E-ticaret dünyasında, gençlerin klavye başındaki hızı ve yenilikçi bakış açısı bize bambaşka bir enerji kattı. “Bu iş böyle yürümeyecek” demedik; “nasıl olur” diye sorduk.
Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki, gençleri dinlemek sadece bir tercih değil, büyümenin anahtarı.

“İhracatta ilk 5’teyiz”

– Son olarak, ihracat performansınızdan bahseder misiniz?

Mobilya sektöründe bölgemizde bağımsız bir ihracat birliği olmadığı için Orta Anadolu İhracatçılar Birliği’ne üyeyiz.
2023-2025 döneminde ihracatını en çok artıran ilk 5 firma arasında yer aldık. Bu da gösteriyor ki, doğru stratejiyle Ünye’den dünyaya ihracat yapmak mümkün.
Biz bu başarıyı sadece firma adına değil, Ordu ve Karadeniz bölgesinin üretim gücünün bir göstergesi olarak görüyoruz.

“Gelecek: dijitalleşmiş, markalaşmış bir bölgesel üretim ağı”

– Son olarak, HAS-MOB’un gelecek hedefi nedir?

Bizim hedefimiz sadece üretimi büyütmek değil, bölgesel dönüşümün öncüsü olmak.
E-ticaretin gücünü tüm Karadeniz’e yaymak istiyoruz. Üretimi dijitalle birleştiren, gençleri sisteme dahil eden, kadın istihdamına yer veren bir iş modeli oluşturduk.
Bundan sonraki süreçte markamızı daha fazla globalleştirmek, farklı ülkelerde depolama ve dağıtım ağları kurmak ve Ünye’yi bir dijital üretim merkezi haline getirmek istiyoruz.

💬 Hasan Çolakoğlu, HAS-MOB Orman Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı
🟩 “Biz Ünye’den çıktık ama vizyonumuz dünya. Gençleri dinledik, markalaştık, dijitalleştik. Artık dünya pazarının bir parçasıyız.”