Bu sayımızın konuğu Ak Parti Eski Kabadüz İlçe Başkanı İşadamı Abdurrahman Baş. Baş kendi firması adına kamuya ait tarihi dokusu bulunan mekanların, eserlerin restorasyon işlerini başarı ile yapıyor.

Ben şu anda Ordu için hayal kuran, proje üreten ve beklenti oluşturan bir birim göremiyorum, diyenAbdurrahman Baş’a Ordu ekonomisi, iş ve üretim dünyasının sorunları, yeni yatırımlar ve Ordu’nun geleceğine yönelik vizyon geliştirecek oluşumlara dair sorular sorduk.

-Ordu son yıllarda hızlı bir değişim yaşadı. Bu arada büyükşehir statüsü kazandı. Bir kıyaslama yapar mısınız?

-Öncelikle büyükşehir öncesinde ki Ordu ile bugünkü Ordu çok farklı. Çok şükür bu günleri gördük ve nasip oldu bu günleri de birlikte yaşıyoruz. Karadeniz 

sahil yolunun yapılmış olması, havaalanının yapılmış olması, üniversitenin olması ciddi bir kazanım ve değer artışıdır. Bundan hepimiz faydalanıyoruz. Tabi ki bundan sonrası için hayatta herşeyimiz tam olmayacaktır hep bir eksiğimiz olacaktır ama bu değişim dediğimiz şeyler peyderpey yerine gelecektir. Biz inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğimiz için bizim maliyetlerimizi etkilen nakliye çok önemli ve ancak karayolu ile yapabiliyoruz. Buna alternatif olarak demiryolunu geliştirebilirsek bizim maliyetlerimize ciddi oranda etki edecektir. Bildiğiniz üzere liman eksiğimiz var ama bize göre sıralamaya koyarsak demir yolunu arzu ederiz. Demir yolunun buraya cok ciddi katkısı olacağına inanıyorum. Dünya ile entagrasyonumuz ve ulusal anlamda ulaşımımıza önemli bir değer katacaktır. Bunun dışında deniz yolundan da faydalanmak isteriz tabi ki.

-Araziler çok pahalı olduğu için yatırım maliyetleri katlanıyor. Yeni yatırımlar için Osb’lerin hayata geçmesi gerekiyor. Geleceğimizi turizmde görülüyoruz fakat şu anda karma bir ekonomiye sahibiz. Neler söylemek istersiniz.

-Diğer illerle mukayesemizde eksiklik yapıyoruz. Bizim kaderimizi belirleyen coğrafyamızdır. Ordu bu coğrafyanın içerisinde arsa üretiminde ciddi sorunları olan ve Milli Emlak’a ait arsası oldukça sınırlı olan bir il. Doğal olarak arsa sıkıntısından dolayı yatırımcıyı çekememiş olabiliriz fakat çevreyoluna bir osb kurulma aşamasında, Fatsa güzel yol kat etti, Ünye için de projeler onaylandı ve yol katedecektir. Devletimiz isterse farklı bir seçenek sunabilir ama henüz mevcut olan yerlerde fazla bir talep söz konusu değil.

-Ordu’nun artık göç veren değil göç alan bir il olması gerekiyor. Yerel yönetimler bölgenin yetiştirdiği iş adamlarının bölgelerine yatırım yapmalarını sağlarlarsa fındığa dayalı bir göç etme yaşanmaz. İlçelerde ki gelişmişliğin dününü ve bugününü gördünüz neler düşünüyorsunuz?

-Kırsal yaşam kentsel yaşama evrildi. İnsanlar teknolojinin, rahatın ve konforun olduğu yerde yaşamayı seviyor. İlçelerde bir çaba görülüyor fakat bunlar yeterli değil ama cazibeyi arttıracak altyapımız henüz bitmedi. Bu da ciddi anlamda zaman alıyor. Mesudiye, Gölköy, Akkuş gibi uzak ilçelerimize yapılan yatırımlar ve milli ekonomiden alınan pay oraların çehresini değiştiriyor. Doğal olarak altyapısı, eğitimi, sosyal yaşamı insanımızın yaşam kalitesini arttıran değerlerdir. Şuan için her ilçemizde bir yatırım var ve bu çabayı görüyoruz. Bunlar zamanla ulaşımla gelişecektir. Havaalanından öncesi ve sonrasına baktığımızda Ordu’da nelerin değiştiğini görüyoruz. Havalanının 25. Sıraya yükselmesi bize gurur veriyor.

-Yıllardır süren Çambaşı yolunda ciddi bir sıkıntımız var ve yaz kış kullanabileceğimiz bir çambaşı yoluna ihtiyacımız var.

-Bizim zor bir coğrafyamız var. İç Anadolu’da bir yol yapmakla Karadeniz’de yol yapmanın maliyeti aynı değil. Yaylalarımız için sayın valimizin ve belediye başkanlarımızın çabalarını takdir ediyoruz. Bu çalışmalar elbette karşılığını alacaktır. Şuan da misafir ağırlayacak bir altyapıya sahip değiliz ama bu işin reklam ve tartışma boyutundayız. Bu bölgeyle ilgili yol çalışmaları devam etmektedir. Maalesef bazı bürokratik engeller ve prosedürler bitirilemediği için yatırımları göremiyoruz. Ayrıca şuan da orada bir kayak merkezi yapıldı ve yol bekliyor. Bu konuda çalışmalar devam ediyor ve ciddi bir mesafe katlediliyor. Çambaşı Ordu’nun vitrinidir ve tarihte ticari bir merkezdir. Sayın valimizin Araplarla ilgili bir çalışması oldu ve ciddi anlamda gelip gidenler oldu. Bu çalışmalar mutlaka karşılığını bulacaktır.

-Bu bürokratik engeller geçmişte daha fazlaydı peki şimdi nasıl. Siz nasıl gözlemliyorsunuz.

-Kurumlar arası ilişkilerde bir entegrasyon eksikliği yaşanabiliyor. Özel bir set çekme yok. Turizm bakanlığının, ulaştırma bakanlığının, tapu kadastro müdürlüğünün yaptığı işler yavaş yavaş halledilmesi gereken şeyler.

-Başkanlık sistemine geçtiğimizde bu bürokratik engellerin ortadan kalkacağını düşünüyor musunuz?

-Kesinlikle düşünüyorum. Onunla ilgili bir performans ve ödül-ceza sisteminin geliştiğiyle ilgili çalışmaların olduğunu biliyoruz ve bu çok önemli bir şey. Bürokrasinin yavaşlaması, bugün git yarın gel mantığı çok üzücü bir şey. Türkiye’nin önündeki en büyük engellerden bir tanesi bürokratik engellerdir. Eskiye oranla daha iyiyiz daha da iyi olacağız.

-Bu şehrin çok önemli kazanımları var. Mevsimsel olarak yağışlı bir bölge olduğumuz için yaz kış turizminde istenilen noktaya gelemiyoruz fakat yine de turizme elverişli noktaları da tanıtamıyoruz.

-Büyükşehir belediyesi yeni kurulduğu için çok çalışma içinde olduğunu hem kırsalda hem merkezde görüyoruz. Ayrıca bizim de içerisinde olacağımız bir platformun kurulması gerekiyor. Bu konuda en önemli görev üniversiteye düşer. Üniversitenin ve şehrimizin ileri gelenlerinin kuracağı ortaklıkla Ordu’nun vizyonunun oluşturulması lazım. Hem siyaseti, sivili, sanayiciyi, bürokrasiyi içerisine alacak bir çalışma olması lazım. Ben Ordu için hayal kuran, proje üreten ve beklenti oluşturan bir birim göremiyorum. Şehirlerin kendi dinamiklerini oluşturan, kendi havuzunu oluşturan, beyin fırtınasını yapan bir yapının içinde olmasını istiyorum. Bunun için de herşeyi yöneticilerden beklemek doğru değildir. Bunun için onların işini kolaylaştıracak kendi önceliğimizi belirleyen bir yapının olmasını istiyorum. Biz bir cennette yaşıyoruz. Ordu için yapılabilecek çok güzel projeler var. Fakat üzerimize düşeni yapamıyoruz.

-Yeni yatırımlar yapılması noktasında arsaların bulunamaması ve istenilen limanın yapılamaması sanayicileri gitmek için düşündürüyor.

-Onlar politik bir duruştur. İstihdam sağlayan yatırımcılar benim için çok saygıdeğer, çok kutsal insanlardır. Onların kıymetini bilmemiz lazım. Bir yatırımın Ordu’dan gitmesinden hem zarar ederiz hem üzüntü duyarız.

-Ekonomimize ciddi katkı sağlayan fındık, bal ve kivi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

-Bal konusunda arıcılar birliğini tebrik ediyorum. Balımızın kalitesini ciddi anlamda arttırdıklarını düşünüyorum. Ordu’nun bal da öncü olması ayrıca bir gurur kaynağımız. Tam değerinde ve ağız tadıyla bal tüketebiliyoruz. Ordu ekonomisine de ciddi bir katkı sunuyorlar. Üreticilerimizi de ayrıca tebrik ediyorum. Kivi noktasında üretici cazibeyle ve çok güzel başladı fakat sonrasında hayal kırıklığına uğradı. Mevcut olan soğuk hava depoları ise yeterli kapasitede çalıştırılamadı. Kivi’de beklenen emeğin karşılığı biraz hayal kırıklığı oldu. Ordu kivisinin oluşması aromasının farklı olması bize biraz çeşitlilik sağlamıştır. Fakat fındık ve bal ciddi anlamda lokomotif görevi yapmaktadır.

-Restorasyon çalışmalarınız nasıl gidiyor

-Restorasyon ve inşaat birbirinden farklıdır. Ben inşaata ve betona çok soğuk bakıyorum fakat tabi ki toplumun konut ihtiyacı karşılanacaktır. Ev ve işyeri sahibi olacaklardır. Bununla birlikte milli ekonomimize doğru orantılı bir yapılaşmayı hep beraber müşahede ediyoruz. Artık köylerimizde de yapılar tamamen değişti yaşam kalitesinin arttığını görüyoruz. Buradaki kentsel yaşam bir nevi köylere de taşındı ve bu bize mutluluk veriyor. Yolların düzelmesiyle ulaşım kolaylaştıkça refahın kırsala da nasıl yansıdığını görmüş olmak oldukça keyifli bir şey.

Restorasyon konusunda, firmamızın kuruluş amacında da olduğu gibi tarihe ve kültüre karşı bir merakım var. Bununla birlikte ordu da çok güzel işler yaptık. Örnek verecek olursak, kurul kalesinin merdivenlerini ilk bizim firmamız yaptı. Daha önemlisi ordu etnografya müzesinin restorasyon çalışmalarını yaptık ve bizden sonra zorunlu restorasyon ihtiyacı duyulmadı. Sanat düşkünü birisi olduğum için sanatla iç içe olmak aslını korumak ve onarabilmekten onur duyuyoruz. Özellikle bu işi şehrimizde yapabilmek adına çok çaba sarf ettik ama maalesef bu anlamda burada beslenemiyoruz.

Öyle gelecekte bu işlerin çok daha artacağını ve çok güzel işler olacağını biliyorum. Biz restorasyon işi yapmaktan çok mutluyuz ve onur duyuyoruz.

-Son olarak birlik ve beraberlik adına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

-Bu şehrin bir bütünlük içerisinde yaşamasını isteyen birisiyim. Fakat kendimi tavsiye noktasında görmüyorum. Bir makinenin dişlisi gibi uyum içinde çalışmanın sonucunda çıkabilecek verimliliğin sonucunu hepimiz gözlemleyebiliriz. Zaman zaman bizi üzen şeyler maalesef oluyor. Keşke bizi yöneten insanların bize örnek olabilecek şekilde uyum içinde olmasını talep ve arzu ediyoruz.

-Sayın Baş; teşekkür ediyoruz…