Tutam Çay’dan öncü hareket Doğa dostu ambalaj: Plastik Yerine Patates

Tutam Çay YKB Yıldırım, “Ambalajlarımız patatesten üretilmiş bir malzeme olduğu için doğaya zarar vermediği gibi kısa sürede de  çözünüyor.”

info@karadenizekonomi.com / 24.12.2019

Tutam Çay’dan öncü hareket Doğa dostu ambalaj: Plastik Yerine Patates

Patentli ürünleri ‘Tea Stir’ adlı kalem çayla sektöre yenilik getiren ve Avrupa, Uzak doğu, Kuzey Amerika gibi pazarlarda geniş bir paya sahip olan Tutam Çay’ın Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Yıldırım çay sektörüne getirdiği yeniliğin ortaya çıkışını şöyle aktarıyor; “2005 yılında klasik kiloluk paketteki çayla bir imalat başlatmıştık. Ama bu pazar geniş olduğu kadar da zordu. Biz de bir yenilik yapalım düşüncesiyle uğraşırken Amerika’da üretilen kalem çay modelinden yola çıktık ve Türkiye’de tasarım tescil patentini aldık. O yılımızı denemelerle  geçirerek 2008 yılında ürünü piyasaya sunduk. Türkiye’de insanların alışkanlıklarını değiştirmek çok zor. Bu nedenle bizim planımız ilk önce ihracat yapmaktı ve öyle de oldu. İlk ihracatımızı Kanada’ya yaptık. Daha sonra ürün çeşitliliğimizi artırdık. Çünkü yurtdışında Türkiye’deki kadar siyah çay tüketimi yok. Bitki ve meyve çayları ile aromalı çayları seviyorlar. Haliyle bizim de yönümüz bu alana doğru kaydı. Şu an da 16 çeşit ürünümüz var. Bugünkü üretimin yüzde 95’i bitki ve meyve çayları yüzde 5’lik bir kısmı siyah çaydan oluşuyor.”

Hedefimiz mevcut pazarları güçlendirmek

Ağırlıklı olarak Avrupa, Meksika, Uzak Doğu ve Körfez ülkelerine ihracat yaptıklarını belirten Yıldırım şimdi hedeflerinin yeni pazarlar yerine mevcut pazarlarda güçlenmek olduğunu belirtti. Yıldırım,“2008’de başlattığımız ilk ihracatımızı sonraki yıllara artırarak bugün 52 ülkeye ihracat yapar hale geldik. Şimdi ise ülke sayısını daha fazla artırmaktan ziyade mevcut konumdaki pazarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Mesela Almanya’ya mal satıyoruz dediğinizde Almanya’da yaşayan 90 milyon insana ulaşmış durumda olmuyorsunuz. Belirli bölgelerde adım adım ilerleniyor ve biz şu an da anlaşma yaptığımız Avrupalı market zincirlerin belki de daha yüzde 5’lik kısımlarına ulaşabildik ama bizim amacımız ürünlerimizi tüm şubelerine yaymak.” dedi.

Fındıkta yaşanan durumu tersine çevirdik

Fındıktan sağlanamayan katma değeri çayla sağladıklarını da vurgulayan Yıldırım, “Yıllardır ülkemizde fındıkta yaşadığımız durumu biz tersine çevirdik. Hammadde olarak Avrupa’dan veya Almanya’dan ithal ettiğimiz çayı burada işledikten sonra daha iyi fiyatlarla onlara geri satıyoruz. İnşallah bu durum diğer sektörlerde de gerçekleşebilir.” dedi

Kazancın yüzde 40’ı AR-GE’ye harcanıyor

Son bir buçuk yıldır kazançlarının yüzde 40’ını AR-GE’ye ayırdıklarını belirten Yıldırım, tüm sektörler için AR-GE’nin olmazsa olmazlığına vurgu yaparak şunları söyledi; “Her ne kadar AR-GE ciddi maliyetler gerektiriyor olsa da buna gücümüzün yettiğince vakit ve maliyet ayırdık.  Son 1 buçuk yıldır kazancımızın yüzde 40’ını AR-GE’ye harcadık. Trendler değişti Avrupa’da özellikle plastiğe, alüminyuma yani doğaya zarar veren ambalaj tiplerine bir savaş açıldı. Hatta 2021 yılında Avrupa’da plastikler petlerin kaldırılacağı konuşuluyor. Bizde bu nedenle yeni bir ambalaj geliştirdik. Ürünlerimizde kullandığımız malzemeleri doğada çözünebilir olması için çalışmaya başladık ve şu an da yüzde 80 oranında bitti. Ürünlerimizde patates nişastasından üretilen ambalaj kullanmaya başladık. Hem doğaya zarar vermiyor hem de doğada kısa sürede çözünüyor.Bu konuda öncülük yapmış olduk. Ürettiğimiz üründe dünyada elbette başka rakiplerimiz var ama kullandığımız ambalaj bakımından biz tekiz.”

Sektör pazarlama tekniklerine hakim değil

Yıldırım sektörde pazarlama tekniklerinin yeterince iyi bilinmediği için ihracatta başarısız olunduğunun altını çizerek, “Türkiye çay üretiminde ve tüketiminde dünyada oldukça hatırı sayılır yerlerde. Üretim anlamında dünyada 5’nci sıradayken tüketim anlamında kişi başına düşen 3,5 kilo ile birinci durumdayız. Türk çayı kar gören bir çay ve bu onu diğer ülkelerden ayırıyor. Daha doğal bir ürün üretiyoruz ama yeterli pazarlama tekniklerimiz olmadığı için ihracatta başarılı olamıyoruz. Üretimde 5’nci sıradayken satış konusunda belki de en son sıralardayız. Devletin bu konuya biraz daha ağırlık vermesi gerekiyor.” diye konuştu.

OSB’nin kullanım şartlarında değişiklik yapılmalı

Ordu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yer sorununa da dikkat çeken Yıldırım, “ Biz firmamızı genişletmek istiyoruz fakat şu an OSB dolmuş durumda Maalesef mevcut OSB’de imalatçı dışında da birçok firma var. Şahıslar üzerine olan işletmeler kiraya verilmiş durumda. Ben yurtdışında da gördüğüm kadarıyla OSB’lerin mülkleri satılmamalı. Kullanım hakkı verilmeli. Bazı şartlarda değişiklik yapılmalı mesela üst üste 2 yıl işletmeyi kullanmayanın sözleşmesi iptal edilmeli. Tabi isteriz ki kurulu firma onlarca yıl çalışsın, yaşasın ama çalışmıyorsa da yeni gelenlere yer verilsin. Burada yatırım için yer arayan birçok tanıdığım oldu ama maalesef uygun yer bulamadılar. Var olan yerlerde şahıslar üzerinde olduğu için ciddi kira bedelleri istendiği için yatırımdan vazgeçtiler.

Yeni yıla planlı, programlı bir şekilde gireceklerini de belirten Yıldırım, ülke adına güzel gelişmelerin yaşandığı bir yıl olur temennisiyle sözlerini noktaladı. NAZAN BEDİR/KARADENİZ EKONOMİ

 

 

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar