Yaşar Group rotasını Hindistan’a çevirdi

Latin Amerika, Peru, Kolombiya, Ekvador,  Rusya ve İtalya gibi ülkelerin yanı sıra yeni pazar araşışını sürdüren Yaşar Group ihracat için Hindistan’ı mercek altına aldı.

info@karadenizekonomi.com / 8.07.2019

Yaşar Group rotasını Hindistan’a çevirdi

Hindistan pazarı Türk ihracatçılarını iştahlandırıyor

Aynı zamanda Türkiye Hindistan İş Adamları Derneği Başkanı olan Yaşar Group CEO’su Polatcan,” İki yıl önce dış ticaretteki açığı gidermek için bu ülkeye ihracat amaçladık.  Ankara’daki Hindistan Büyükelçiliği ile olumlu görüşmelerimiz var. Yatırım yapabilecek iş adamları ile görüşüyoruz.” dedi.

 

Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’ olarak bu hafta dünyanın lider makine üreticilerinden biri olan Yaşar Makine’yi de bünyesinde barındıran Yaşar Group CEO’su Mustafa Polatcan’ı ziyaret ettik.  Makine imalatından enerji sektörüne, turizmden gıda, inşaat ve dış ticarete pek çok alanda faaliyet gösteren grubun tepe ismi, ekonomik gelişmeleri en iyi değerlendirecek isimlerden biri olarak karşımızdaydı. Biz sorduk o anlattı.

-Sizi ve Yaşar Group’u okurlarımıza tanıtmadan önce genç ve deneyimli bir işadamı olarak kriz zamanlarında ne yapılması gerektiğini bir cümle ile özetlemenizi istesek ne söylerdiniz?

-Hoşunuza gidecek bir cevap vereyim… Genel ekonomide işler kötüye gittiğinde reklama olan ihtiyaç daha da artacaktır.

-Öncelikle “dünyanın lider makine üreticisi” olarak bilinen Yaşar Makine ile sohbetimize başlayalım. Dünü bugünü ve geleceği için neler söylersiniz?

1969 yılında girişimci hizmet politikasını kendisine ilke edinerek imalat sektöründe faaliyetlerine başlayan fabrikamız, 60 bin metrekare kapalı alan ve 90 bin metrekare açık alanda kurulu üretim tesislerinde, 150’yi aşkın deneyimli kadrosuyla, çeltik ve pirinç işleme makineleri, fındık işleme makineleri, beton taşıyan transmikser araç üstü ekipmanları ve tahıl taşıma ekipmanları imalatı alanında faaliyet göstermektedir.

-Yaklaşık 50 yıllık deneyimde hep üzerine koyarak büyümeyi başarmak nasıl bir duygudur?

Kurulduğu yıllardan itibaren sürekli kendini yenileyen bir işletme olduk. Günün değişen koşullarında makine parkurunu bilgisayar kontrollü tezgâhlarıyla zenginleştirdik. İşlenecek ürün kalitesini test ederek, standart prosesler veya ürüne dayalı özel prosesler oluşturup nihai ürünün en verimli bir şekilde işlenebilmesi sağladık. Biz bunları yapınca başarı da kendiliğinden geldi ve yaptığımız işten büyük mutluluk duyduk.

-Belli ki işiniz gereği teknolojiyi yakın takip ediyorsunuz. Buna yönelik yatırımlar ve çalışmalar yapıyorsunuz…

Tabi ki… AR-GE çalışmalarına yapılan yatırımlar ile yeni projelere aralıksız devam ediyoruz. Örneğin, pirincin en kaliteli bir şekilde işlenebilmesi için Edirne’nin İpsala ilçesinde kurmuş olduğumuz çeltik ve pirinç işleme tesisinde makinaların performansını, kapasitesini, verimliliğini ve ömür testini, gerçek bir ürün akış prosesi içerisinde kontrollerden geçirmekte ve seri üretim hattına alarak üretim yapmaktayız. Üretmiş olduğumuz makinelerin sağlam gövde yapısı, sorunsuz ve seri çalışma özellikleri, ileri teknolojiye sahip makine parkımızda her biri alanında uzman kadrosu ve sağladığı teknik servis ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmayı amaçladık.

-Bir aile şirketisiniz bildiğimiz kadarıyla… İşleri nasıl yönetiyorsunuz?

Evet… Üç kardeşiz. İkinci kuşak olarak işin başındayız. Üçüncü kuşak da arkamızdan geliyor. Her şeyi ben yapacağım her şeyi bana sorun doğru bir mantık değil. Önce bunu kurguladık kendi bünyemizde. Biz işadamıyız. Bakışımız stratejimiz ihtiyaca cevap vermektir.

-Hep müşteri memnuniyetini önde tutmak başarının bir göstergesi midir?

Öyle bir iş yapmalısınız ki teşekkür edilmeli size. O iş esnasında birinin işini görüp memnuniyetini aldığımızda çok mutlu oluyoruz.

-Fındık patozu örneğinde olduğu gibi mi?

Tabi ki… Bundan yıllar önce fındık işlemek insanların çilesiydi. 70’lerden önce Mayıs ayına kadar fındık elle ayıklanırdı. Neredeyse bir yıl boyunca. Türkiye’nin ilk fındık patozunda rahmetli babamın emeği var. Bu alanda biz Türkiye’nin en iyi ihracatçısıyız. Bunu İtalya’ya ihraç ettik. 

-İhracatta hangi daha pazarda daha aktifsiniz?

En iyi pazarımız Latin Amerika. Peru, Kolombiya, Ekvador pirinç üretiminde oldukça iyi. Rusya’ya ciddi bir ihracatımız var. Az önce belirttiğim gibi fındıkta da İtalya’ya makine ihracatı yapıyoruz.

-Yaşar Group altında çok farklı sektörde iş yapan firmalar var ve Yaşar Makine bunlardan bir tanesi. Diğerleri nelerdir?

10 farklı sektörde faaliyetimiz var. Akaryakıt, otel, pirinç fabrikası, rüzgârenerji üretim santralleri var. Toplam 500 çalışanı ve 6 ayrı ülkede şirketi olan bir grup şirketiyiz.

-Sizce büyümek nasıl bir kavramdır?

Ortada bir büyüme ihtiyacı varsa iş yapıyorsunuz demektir. İş yapıyorsanız da para kazanıyorsunuz anlamına gelir. Para kazanılırsa sorun çözülür.

-Burada da bir strateji vardır mutlaka.

Tek alanda büyümenin sakıncaları olabilir. O nedenle birkaç alanda farklı lokasyonlarda büyümeyi tercih ettik. Birbirini destekleyen yük olmayacak yatay geçişlerle. Turizm sektöründe Samsun Atakum’da B&C Hotel, 4 yıldızlı 40 odalı… Bir de inşaat halinde Keşan’da 100 odalı iki blok halinde. Bir blok otel odası diğer blok studio daire şeklinde projelendirdik.Restoran işinde Hatır Kahvesi ile franchise anlaşması yaptık. Gıda sektöründe İpsala’daki pirinç fabrikamız Türkiye’nin pirinç fabrikası yapan tek firması. Dünyada ise ilk 10 içinde yer alıyoruz.

-Bir yandan dünyanın işini yaparken diğer yandan da ülke koşullarını göz ardı edemeyiz. 2018’in ikinci yarısındaki dalgalanma sonrası yaşanan krizden çıkış konusunda ülke ekonomisi hakkındaki görüşlerinizi önemsiyoruz. Çıkış yolu olarak neler söylersiniz?

Şu anda adeta kumda giden bir araç gibiyiz. Az yol alıp çok yakıt kullanıyoruz ve durmaktan korkuyoruz. Durmayacağız. Belki yavaş gidip çok enerji harcayacağız ama bu kumdan çıkacağız. Daha çok çalışıp, giderleri biraz kısıp lüks tüketimden kaçınarak daha çok pazar araştırması yaparak, fuarlara katılarak ve her zaman bir reklam bütçesi ayırarak krizden çıkabiliriz. Bu noktada biz umutluyuz. Dış güçlerin uyguladığı baskıyı ve krizleri görüyoruz. Güç birlikleri yaparak aşacağız.Ülke ekonomisinin ihracata yönelik olması gerekiyor.Kendi içimizde alıp satarak bir şey kazanamayız. 2000’lerin başında bu kararı aldık ve 20 yıldır buna yönelik çalışıyoruz. Yaşar Group olarak beş ekibimiz şu anda dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış durumda. Pazar araştırması için ne alıp satabiliriz makinelerimizi nasıl geliştiririz. Fiyat ve teknoloji araştırmaları yapıyoruz.

-Güçbirlikleri oluşturmada ne tür projeler geliştirdiniz?

Kesinlikle birlikte olmalıyız. Bu konuda başarılı ortaklıklar da kurdum. Ayrıca kısa adı TURINDO olan Türkiye-Hindistan İşadamları Derneği başkanıyım. 

s-Türkiye-Hindistan İşadamları Derneği’nde kimler var?

Birbirinden değerli 25 firma var. Çorum’dan un fabrikası imalatı yapan Uğur Makine üyelerimiz arasında. Türkiye’nin en iyi gümrük ve mali müşavirleri de. Türkiye’deki imalatçıların ürünlerini oraya uygun üretmek ve o pazarı kazanmak istiyoruz. 20 yıllık ihracatçı olarak ben çok geç keşfettim, iki yıldır ihracat yapıyorum. Orada dünya nüfusunun dörtte biri yaşıyor. Turizm acentaları var üyelerimiz arasında. Bir araya geldiğimizde ciddi know-how elde ediyoruz. Tam anlamıyla business bir dernek oluşturduk o çatı altında. İstanbul’dan dış dünyaya açılıyoruz. TURİNDO üyelerimizin tamamının toplamda 3 bine yakın çalışanı var. Ortak noktamız daha iyiye gitmek ülke ihracatını artırmak.

-Bu bağı nasıl oluşturdunuz?

Hindistan’la bir bağım yoktu. Ekonomik büyümesi ve bizim pazara uygun üretim ve tüketimleri olması ayrıca bu ülkeye yapılan dış ticarette aleyhimize oluşan açığı gidermek için o ülkeye daha çok ihracat amaçladık. O nedenle bu ülkeye ihracat yapması olası insanlarla bir araya geldik. Ankara’daki Hindistan büyükelçiliği ile olumlu görüşmelerimiz var. Hindistanlı iş adamlarından burada yatırım yapabilecek işadamlarıyla görüşüyoruz. Ortak bir yapı nasıl oluşturabiliriz bu konuya kafa yoruyoruz.

-Aslında nüfus olarak baktığımızda büyük bir pazar değil mi Hindistan?

Bir milyar 250 milyon kişilik bir pazardan bahsediyoruz. Ve o ülkenin yüzde 5’u çok ama çok zengin. Bu oran bizim ülke nüfusumuz kadar tüketim de üretim de var. İşimize yarayanları alıp onlarında ihtiyaçlarını giderecek ürünleri bizden almasını sağlayabiliriz ki oraya ihracatı artırmanın yöntemlerini araştırmalıyız.

-Son olarak sürdürülebilir başarı için önerileriniz ne olur? diye soralım.

Ben değil biz demeyi öğrenmeliyiz. Önce doğru partner bulup onunla devam etmek isteriz. Yapılacak o kadar çok iş var ki. Gümrüğe gidip oturup bakın. Binlerce ürün giriyor ülkeye. Biz de kendi başarı hikâyelerimizi kendimiz yaratmalıyız. İşveren aslında her şeyi bilemez. Benim işletmemde benden daha akıllı, daha bilen olmalı. Benim eğitimim makine. Dolayısıyla hidrolik ve elektrikte iddialı olamamam ama o alanın en iyi isimleriyle çalışmalıyım.

Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar