Hazır giyim sektörü, dijitalleşme ve yapay zekâ teknolojileriyle köklü bir dönüşüm yaşıyor. Seri üretim ile kişiye özel tasarımı bir araya getiren sistemler, markalara hem üretim verimliliği sağlıyor hem de tüketiciye daha kişiselleştirilmiş ürün sunma imkânı tanıyor. Online satış ve dijital ihracatın giderek artması, sektörün global rekabette avantaj elde etmesini de kolaylaştırıyor.

Bu gelişmelerin öncülerinden biri olan ORKA Holding, Giresun’daki yeni yatırımıyla yapay zekâ destekli üretim modelini hayata geçiriyor. Şirket, teknolojiyi üretim süreçlerine entegre ederek, kalite ve tasarımda fark yaratmayı ve lüks segmenti daha ulaşılabilir kılmayı hedefliyor.ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda moda sektörünün gelişimine yön veren isimlerden biri. Sivil toplumda ve iş dünyasında üstlendiği görevlerle bilinen Orakçıoğlu, “Bugün geldiğimiz noktada hedefimiz; lüksü ulaşılabilir kılmak ve Türk markalarını dünya arenasında rekabetçi konuma taşımak” diyor.

“Birçok şapkam var, hepsi birbirini tamamlıyor”

Kariyerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Orakçıoğlu, uzun yıllardır sivil toplum örgütlerinde aktif görevler aldığını belirtiyor:
“İhracatçı birliklerinde başkanlık yaptım, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde başkan yardımcılığı görevinde bulundum. Birleşmiş Markalar Derneği’nin kurucu başkanıyım. Şu anda İstanbul Sanayi Odası Meclis üyesiyim ve Avrupa Birliği-Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanlığı’nı yürütüyorum.”

Aynı zamanda girişimcilik alanında da Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil ettiğini hatırlatan Orakçıoğlu, 2004 yılında Monte Carlo’da düzenlenen dünyanın en kapsamlı girişimcilik yarışmasında “Dünya Girişimcilik Akademisi’ne giren ilk Türk” unvanını aldığını belirtiyor. “Bugün birçok üniversitede çalışmalarımız tez konusu oldu” diyor.

“ORKA Holding’in kalbinde inovasyon ve tasarım var”

ORKA Holding çatısı altında Damat Tween, D’S Damat ve TWN markalarının yer aldığını belirten Orakçıoğlu, yeni bir markanın da hazırlık sürecinde olduklarını söylüyor:
“Yeni markamızın adı ADV olacak; Adana, Diyarbakır, Van’ın baş harfleri. Uzak Doğu esintilerini yerel değerlerimizle birleştirip global bir vizyonla dünya pazarlarında konumlandırmayı hedefliyoruz.”

Holdingin başarısının arkasında güçlü bir ekip ruhu olduğuna dikkat çeken Orakçıoğlu, kardeşi Halidun Orakçıoğlu ile birlikte kurdukları yapıyı ikinci kuşakla büyüttüklerini ifade ediyor:
“Onur, Büşra, Orkan, Emir, Hüsna… Hepsi şirkette aktif görev alıyor. En büyük mutluluğumuz, çalışan mutluluğu konusunda global ödül almış olmamız. Bu, iç dengemizin bir yansıması.”

“Giresun’da yapay zekâ destekli üretim”

ORKA Holding son dönemde üretim yatırımlarına da hız verdi. Orakçıoğlu, “Giresun’da iki fabrikamız var, üçüncü fabrikanın yatırımını da yaptık” diyor.
“Bu tesis sadece üretim değil, aynı zamanda teknoloji odaklı bir yapı olacak. Yapay zekâ ile bir beden algoritması geliştirerek seri üretimle özel üretimi birleştiren bir sistem oluşturduk. 3-4 ay içinde faaliyete geçecek. Ayrıca eski gömlek üretim tesisimizi geri dönüşüm odaklı yeni bir yatırıma dönüştürmeyi planlıyoruz.”

Üretimde Türkiye’de kalmaya devam ettiklerinin altını çizen Orakçıoğlu, “Pek çok firma üretimi yurt dışına kaydırırken biz kalite, tasarım ve inovasyona odaklanarak Türkiye’de kalmayı tercih ettik. Çünkü hedefimiz adet değil, fark yaratmak. Bizim ana stratejimiz; lüksü ulaşılabilir hale getirmek” diyor.

“Sektör dönüşümde geç kaldı”

Moda ve hazır giyim sektörünün değişim ve dönüşüme ayak uydurmakta yavaş kaldığını savunan Orakçıoğlu, sektörün geçmişte dijitalleşme ve markalaşma konusunda yeterince hazırlık yapamadığını vurguluyor:
“İhracatçı birlikleri döneminde İstanbul Moda Akademisi’nin kurulması, Fashion Week organizasyonları gibi projelerde öncülük ettik. Ancak o dönemde bu girişimler sektör tarafından yeterince algılanmadı. Bugün geldiğimiz noktada artık adet veya fiyat odaklı üretimle rekabet etmek imkânsız.”

“Online ihracata odaklanmamız şart”

Orakçıoğlu, e-ticaretin sektörün geleceği olduğunu söylüyor ve çarpıcı veriler paylaşıyor:
“Toplam ticarette online satışın payı %22 civarında. Ancak online ihracatın toplam ihracattaki payı sadece %2–2,5. Bizim kendi şirketimizde bu oran %11–12 seviyesine ulaştı. Yani potansiyel çok yüksek. Çin bu konuda büyük bir avantaj yakaladı çünkü hükümet lojistikten reklama kadar tüm süreçleri destekliyor. Biz de kendi markalarımızla global pazarlarda yerimizi güçlendirmeliyiz.”

ORKA Holding, dijital dönüşümün sadece satış kanallarında değil, üretim süreçlerinde de etkili olması gerektiği görüşünde. Bu kapsamda Bilişim Vadisi’nde bir teknoloji şirketi kurduklarını söyleyen Orakçıoğlu, “Artık hazır programlar kullanmıyoruz, kendi süreçlerimize uygun yazılımlar geliştiriyoruz. Stok yönetimi ve beden algoritması alanlarında sektörün çözüm ortağı olacak sistemler geliştiriyoruz” diyor.

“Markanın ruhu olmadan başarı gelmez”

Markalaşmanın uzun soluklu bir yolculuk olduğuna değinen Orakçıoğlu, “Bir ürünü herkese satmak isterseniz, hiç kimseye satamazsınız” diyerek özetliyor.
“Markanın ruhu ve kimliği olmadan başarı mümkün değil. Tasarım tek başına yeterli değil; ürünün ergonomisi, insan vücuduna uyumu en az estetik kadar önemli.”

Ekonomideki mevcut tabloyu da değerlendiren Orakçıoğlu, “Son iki yıldır yüksek faiz, düşük kur dengesi ihracatçılar için zorlayıcıydı. Ancak bu sürecin 2-3 ay içinde dengeye oturacağına inanıyorum” diyor ve ekliyor:“Bugün dünyada da tanım değişti. Artık ‘dengesizlikten çıkan denge’ dönemindeyiz. Her şeyin kusursuz işlediği bir dünya yok; önemli olan bu yeni düzende ayakta kalabilmek.”