21.11.2016

Ekonomi ve Yatırımlar

Bugünlerde mevduat faizi ve kredi faizi önemli gündem...

Kredi faizinin ucuzlamasıyla, yatırımların artması, piyasanın canlanması bekleniyor. Ne var ki kredi faizinin ucuzlaması, mevduat faizinin aşağıya çekilmesine bağlı. Vatandaşın bankada üç kuruş mevduatı var. Onun için huzursuz.

Soruyor: “Neden iş dönüp dolaşıp benim mevduat faizimin aşağıya çekilmesine geliyor? Kredi faizini artıran benim 3 kuruşluk faiz gelirim mi?” diyor.

Vatandaş yüzde 9 faiz oranıyla bankaya TL mevduat yatırdığında, bunun üzerine 6 puan kadar devlete ödenmesi gereken vergi, harç ve diğer maliyetler ekleniyor. Bankanın işletme giderleri için 4 puan ve bankanın sermaye maliyeti olarak da 2 puan daha buna ekleniyor. Böylece vatandaşın yüzde 9 faiz ile yatırdığı mevduat, kredi olarak kullandırılmaya hazır hale geldiğinde bankaya maliyeti yüzde 20’ye ulaşıyor. Mevduat faizi yüzde 11 olduğunda ise, kredinin maliyeti yüzde 23’e kadar yükseliyor.

Bankalar sadece mevduat kaynağından kredi vermiyor. Yurtdışından dövizle borçlanıyorlar.


Not: İndirimleri maliyetinin artmasına neden oldu. Borçlanmalarda faizler uluslararası piyasalardaki referans faiz olan LİBOR’un 1-1.2 puan üstünde oluştu. Yani kur riskini dahil etmediğimizde döviz faizi olarak yüzde 2.5-3’ten bahsediyoruz.

Bu da ek maliyet unsuru. Zorunlu karşılıklar bankaların vadeli mevduatlar için ayırmak zorunda olduğu karşılığı ifade ediyor.. Bankacılık sisteminin ortalama karşılık oranı yüzde 10. Yani, bankalar topladıkları her 100 TL mevduat için 10 TL karşılık ayırıyor.
Eylül itibarıyla maliyetlere zorunlu karşılıklara ödenen faizlerin etkisi düşüldüğünde 0.5 puanlık bir katkı oluşuyor. Bu da kamusal yüklerin getirdiği maliyetin bir parçası.

Bankalar için kredi olarak kullandırılan kaynakların tek maliyet unsuru mevduata ödenen faizlerden oluşmuyor.
Mevduat faizine ek olarak bankaların aracılık faaliyetlerini gerçekleştirirken başta personel masrafları olmak üzere işletme giderleri var. Amortisman Giderleri ve giderlerin de yer aldığı işletme giderleri, paranın maliyetinin üzerine 2.5 puanın dolayında ek getiriyor. Genel ve özel karşılıklar da bir başka maliyet unsuru. Bu karşılıkların kredi maliyetine yükü 1.1 puan.

*

Bankacılık sektörü birçok düzenlemeye tabi. Bu düzenlemeler ek maliyet unsuru olabiliyor. Tüketici kredilerinde nihai faizin yüzde 15‘i KKDF (Fon) kesintisi yapılıyor. Ticari kredilerde bu kesinti yok. Tüketici kredileri nihai faizine etkisi 2.4 puan. Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV), bankanın müşteriden kredinin faizinin %5’i tutarındaki alınarak devlete yatırılan vergi. Kredi nihai faizine etkisi 0.8 puan. Finansal faaliyet harçları ve stopaj, kredi işlemleri için bankaların vergi olarak almak zorunda olduğu yükümlülükler. Kredi faizine etkisi 1.7 puan olarak hesaplanıyor. Bütün bunlar birbirine ekleniyor ve neticede kredi faizi oluşurken vergi ve fon gibi kamu emriyle faize bindirilen yüklerin toplamı maliyetleri 6 puan artırıyor.

Bu anlatılanlara göre, kredi faizini belirleyen, artıran bankaların benim mevduatıma ödedikleri yüzde 9, yüzde 11 faiz değil. Bankaların bana ödedikleri faizin üzerine daha başka nedenlerle, o kadar yük biniyor ki bu yükler yetmiyormuş gibi kamu da o kadar vergi ve fon yükü bindiriyor ki mevduatın maliyeti yükseliyor. Bunlar unutuluyor. Sonunda kredi faizinin yüksek olmasının suçlusu benim üç kuruş mevduatıma ödenen faiz oluyor.

Bankalar kredi faizlerini indirmeli gündem istihdam ve yatırım olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar