Ekonomide yeni bir döneme girildi ve değişen ekonomi yönetimi, Mehmet Şimşek liderliğinde yabancı sermayeye güven veren bir ortamın yeniden oluşturulmasını hedefliyor. Ancak içeride istihdam sağlayan sanayiciler, finansmana erişim sorunuyla uzun süredir mücadele ederken, piyasaların ateşi döviz kuru ve yüksek enflasyon nedeniyle endişelerini sürdürüyor. Memur ve emekliler zam beklerken, yeni açıklanacak asgari ücret ise sanayicileri ve iş insanlarını düşündürüyor. İşverenler, devletten bu maliyetlerle başa çıkmak için teşvik ve destek talep ediyor.

İş dünyası moral bozuk ve endişeli durumda. Enflasyonun yarattığı erozyon ve hızlı döviz kurundaki artış nedeniyle, gözler yeni asgari ücrete çevrildi. Seçim öncesinde hükümet tarafından yapılan açıklamada, asgari ücret için "500 dolarlık" bir sınır konuşulmuştu. Ancak uzun süredir baskı altında tutulan dolar kurunun 23 lirayı aşması, olası 500 dolar seviyesindeki asgari ücret konusunda çalışanlarda heyecanı, işverenlerde ise endişeyi artırdı.

Döviz kurlarındaki artış devam ederse, ekonomide İthalat fiyatları artacak, ithalat azalacak. İhracat fiyatları ucuzlayacak, ihracat artacak. Turizme yurtdışından ilgi artacak, cazip hale gelecek. Sıcak para yüksek kurdan dolayı dövize dönecek. İhracatçıların savunduğu tez zaten budur. Özellikle AB pazarlarında, Uzak Doğulu rakiplerine göre %50 daha pahalı hale gelmeleri nedeniyle sipariş ve pazar kaybı azalacak.Döviz kurundaki artış maliyetleri yükseltecek, şirketlerin finansman yükünü artıracak ve enflasyonu tetikleyecek. Kur geçişkenliği olarak adlandırılan bir olgu etiket fiyatlarındaki artışları hızlandıracak.

Türkiye yeni yüzyıla adım atmış olsa da, beklenteler verilen sözlerin gerçekleşmesiyle büyük ölçüde belirlenecek. Ülkemizin insanlarının yüzünün güldüğü bir ekonomi için, Ekonomiden Sorumlu Bakan Mehmet Şimşek ve ekibine büyük bir sınavda başarılar diliyoruz. Sonuçta, başka bir Türkiye yok.

Ferrero İyi Tarım Uygulamaları:

Hafta içinde, Türk fındığının en büyük alıcısı olan Ferrero'nun kurumsal ilişkiler ve iletişim müdürü Sera Üner, Trabzon, Giresun ve Ordu basınının karşısına çıkarak Ferrero'nun ülke genelinde ve Trabzon, Samsun, Ordu gibi illerdeki iyi tarım uygulamalarıyla ilgili bir sunum yaptı.

Basının aklında ise fındık fiyatlarının Ferrero tarafından hangi kriterlere göre açıklandığı sorusu vardı. Yaklaşık 30 yıldır ekonomi basınında fındıkla ilgili en çok yazan bir gazeteci olarak artık fındıkta günü kurtarma veya seneyi kurtarma politikalarının sona erdiğini söyleyebilirim. Fındıkta artık dünya gerçeklerini gören yeni bir politikaya ihtiyaç var. Eğer bunun yapılmaması durumunda, ülkemizin sanayicisi, ticaret grubu ve üreticisi fındıkta mutlu olamayacak.

Fındıkta gerçek potansiyelimizi kullanamadığımızı, ticaret grubunun ve üreticinin mutsuz olduğunu görüyoruz. Ülkemizde 8 yıldır aynı düzeyde verilen alan bazlı destekler, fındık her yıl "yandı, dondu, kurudu" şeklinde yorumlanıyor. Diğer bir kesime göre ise fındık rekoltesi her seferinde rekor seviyede. Bu tablo, ülkemizin fındık politikalarının değişmesi gerektiğinin en büyük kanıtıdır. Eğer her yıl fındık yansın, donsun, rekolte az olsun diye dua eden bir kesim varsa, fındıkta geleceği kurtaracak yeni bir dünya gerçeklerini gören politikalara ihtiyaç vardır.

Haftanın Sözü

Başarı, ara sıra yaptıklarınızla değil, sürekli olarak yaptıklarınızdan  gelir.