28.05.2025

Son dönemde Dahilde İşleme Rejimi kapsamında iş dünyasından olumlu/ olumsuz sesler yükselmeye başlayınca bende bir özet yazmak istedim.
1. Dahilde İşleme Rejimi nedir?
DİR, Türkiye gibi ülkelerde bir firmanın ithal ettiği girdileri (ham madde, ara mal) gümrük vergisi ve KDV ödemeden işleyip tekrar ihraç etmesine olanak tanır. Amaç ihracatı artırmak, yerli üreticiyi global tedarik zincirlerine entegre etmektir.
2. DİR ülkeler için vergi kaybı mıdır?
Kısa vadede evet, çünkü ithalat aşamasında alınması gereken KDV, ÖTV, gümrük vergisi gibi gelirler alınmaz.
Ancak uzun vadede:
• Üretim artar, istihdam sağlanır.
• Katma değerli ihracat oluşursa döviz geliri artar.
• Dolaylı vergiler (SGK, gelir vergisi, kurumlar vergisi) üzerinden vergi kaybı telafi edilebilir.
Dolayısıyla vergi kaybı vardır ama bu kaybın amacı, daha büyük ekonomik getiriler sağlamaktır.
3. İç pazara zarar verir mi?
Bu konuda sıkça eleştiriler gelir:
• DİR kapsamında ithal edilen ürünler iç piyasaya sızarsa, yerli üretici haksız rekabetle karşılaşır.
• Bu sızma “fiili kaçakçılık” benzeri durumlara neden olur.
• Özellikle düşük gözetim fiyatıyla ithal edilen ürünler yerli sanayiyi çökertici etki yapabilir.
Örnek: Çin’den çok ucuza iplik getirip işlem yapar gibi gösterip iç piyasaya satanlar, Türkiye’deki iplik üreticilerini ciddi zarara uğratır.
Sonuç: Kötüye kullanılırsa iç piyasaya doğrudan zarar verir. Bu yüzden denetim çok kritik.
4. Rekabet için gerekli mi?
Evet. Özellikle:
• Girdi maliyetleri yüksek olan ülkelerde (örneğin enerji veya hammadde pahalıysa)
• Küresel pazarlarda rekabetçi kalmak için
DİR, üreticinin nefes almasını sağlar. Girdi maliyetini düşürerek rekabet avantajı sağlar.
5. Kullanılmalı mı?
Evet, ama:
• Sektörel bazda kontrollü şekilde uygulanmalı,
• Sıkı denetim mekanizmalarıyla iç piyasaya sızması önlenmeli,
• DİR belgesi alan firmalar için performans kriterleri getirilmeli (örneğin 1 yıl içinde ihracat yapamazsa cezai işlem gibi).
SONUÇ:
DİR, doğru kullanıldığında ihracatın artırılması ve sanayinin globalleşmesi için güçlü bir araçtır. Ancak kontrolsüz ve denetimsiz uygulandığında iç piyasa bozulur, yerli üretici zarar görür.
Politika önerisi:
DİR sistemi “her ithalatçıya açık bir sübvansiyon” olmaktan çıkıp, “katma değerli üretim ve ihracat odaklı, denetime açık bir sistem” haline getirilmelidir.