29.12.2025
Kral olduğumuz yer, kaybolduğumuz yer

Türk mobilya sektörü tasarım ve üretim kalitesiyle rüştünü çoktan ispatlamış bir dev. İnegöl’den Kayseri’ye uzanan hatta fabrikalar 7/24 çalışıyor, kapasite ve know-how tartışmasız güçlü.
Ancak ticaret verileri (GTİP 9403.60) bize rahatsız edici bir gerçeği söylüyor:
Bu dev, tek bir coğrafyaya sıkışmış durumda.

Sourcing Navigator analizine göre Irak ve Libya gibi pazarlarda %70’lere varan pazar paylarıyla adeta tekelleşmiş durumdayız.
Bu, ticari olarak büyük bir başarı. Ama stratejik olarak yüksek riskli bir konfor alanı.
Çünkü aynı anda dünyanın en büyük mobilya ithalatçısı olan ABD’de neredeyse yokuz.

Veri: ABD Fırsatı Neden Kaçıyor?
ABD yılda 5,4 milyar doların üzerinde mobilya ithalatı yapıyor. Türkiye’nin bu pastadaki payı ise sadece %1 civarında.
Sorun kalite değil. Sorun fiyat da değil.
Sorun şu: ABD pazarı, Habur’dan çıkan konteyner bazlı spot satış mantığını değil, sistem satışı istiyor.
ABD’li alıcı için ihracatın anlamı üretim değil, operasyon yönetimi.

ABD’nin Beklediği 3 Şey (Ve Bizim Takıldığımız Duvarlar)
1️⃣ Depolama – Ready to Ship Ürün gümrükte, yolda ya da limanda değil; New Jersey, Texas veya Atlanta’daki deposunda hazır olacak.
2️⃣ Hız – Amazon Standardı 2 günde teslimat beklentisi artık “premium” değil, minimum standart.
3️⃣ Tasarım – Kültürel Uyum Avrupa’ya sattığınız modern çizgi değil; ABD’ye özgü Oversize & Transitional tasarım dili talep ediliyor.
Kısacası ABD marangoz değil; lojistikçi + tasarımcı + sistem kurucu arıyor.
Stratejik Yanılgı: Her Yere Satmaya Çalışmak
Tüm ABD’ye aynı anda satış yapmaya çalışmak okyanusu kaynatmaya çalışmak gibidir.
Sourcing Navigator'un yaklaşımı burada net:
🎯 Eyalet Bazlı Matris Şart
Lojistik Üs: New Jersey veya Texas’ta 3PL depolarla yapılanma
Niş Odak: “Her şeyi üretirim” yerine Hospitality Mobilyası, RTA Banyo & Mutfak, Multi-Family Projeler gibi dikey uzmanlık
Pazara Özel Koleksiyon: ABD tüketicisinin “Transitional” dilini çözen, sadece o pazar için tasarlanmış ürünler

Asıl Kayıp Halka Burada:
Marangozluktan Tasarımcılığa Geçememek

Türkiye tonlarca mobilya ihraç ediyor ama kasaya giren döviz, İtalya ve ABD’li rakiplerin çok gerisinde.
Neden?
Çünkü hâlâ malzeme matematiğiyle satış yapıyoruz:
Sunta + sünger + işçilik + %15 kar = fiyat
Bu, fasoncu matematiğidir.
Oysa Elmas Ligi’ndeki oyuncular ürünü bir eşya olarak değil, bir yaşam tarzı objesi olarak fiyatlar.


Veri: Algı Boşluğu (Perception Gap)
Sourcing Navigator analizleri ABD’li alıcının zihnini net gösteriyor:
Türk mobilyası kaliteli ama kimliksiz. Sağlam ama ruhu yok.
Bu yüzden bizi:
Otel odası,
Öğrenci yurdu,
Fiyat odaklı projelerde görüyorlar.
Çözüm: 3 Adımda Zihinsel ve Ticari Dönüşüm

1️⃣ Görsel Dil – Fotoğrafçılık Ürünü beyaz fon yerine yaşayan bir mekanda gösterin. Müşteri MDF’yi değil, o odadaki hayatı satın alır.
2️⃣ Koleksiyon Bütünlüğü Bin çeşit ürün yerine tek bir dili konuşan (Japandi, Mid-Century, Rustic vb.) koleksiyonlar.
3️⃣ Hikâye Anlatıcılığı Teknik detaylar dipnotta kalsın. Başlıkta şu soru cevaplansın:
Bu mobilya bana ne hissettirecek?
Sonuç: 2026’nın Gerçek Oyunu
Orta Doğu’daki "kral" unvanımızı koruyalım. Yine de geleceğin oyunu şunu söylüyor:
2026, sadece üretenin değil; lojistiği, tasarımı ve algıyı yönetenin yılı olacak.
TIR’lar hâlâ önemli. Ama asıl farkı artık veri + depo + hikâye yaratıyor.
Talaş tozunu üzerimizden silip tasarım ceketini giyme zamanı.
Ama lüks perakende ve marka satışında İtalyan’a ya da yerel Amerikan markalarına gidiyorlar.


