29.01.2022
Metaverse kavramının hayatımıza girmesinin üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Fakat birçok yayında bu alanda nasıl kazanç sağlanabileceğine ilişkin yorumlar yapılmaya başlandı.
Malum kısa yoldan kazanç elde etmek isteyen kişilerin sayısı ülkemizde azımsanmayacak bir düzeyde. Peki üreterek, alın teri dökerek kazanç sağlaması gerekenler ne durumda, sizce önceliğimiz nerede olmalı?
Öncelikle isterseniz metaverse nedir, ne anlama geliyor sorularını çeşitli kaynaklardan öğrenmeye çalışalım. Vikipedi’ye baktığınızda karşınıza çıkan açıklama “Metaverse veya Türkçe tabiriyle sanal evren, geleneksel kişisel bilgisayarların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları aracılığıyla kalıcı çevrimiçi 3 boyutlu sanal ortamları destekleyen, İnternet'in varsayımsal bir yinelemesidir. Metaverse, bilgisayarlar, android cihazlar ve 3D cihazlar sayesinde insan bilişinin yapay bir fiziksel ortama dâhil olmasını sağlamaktadır.” Bir diğer açıklama ise Yunanca “sonra, öte” anlamına gelen “Meta” ve İngilizce “Universe” kelimelerinin birleştirilmesi ile türetilen Metaverse, kısaca “Evrenötesi” olarak karşımıza çıkıyor. Tüm dijital dünyaların birleştirilmesiyle oluşturulan kolektif bir sanal paylaşım alanı, yani içinde tüm dijital dünyaların bulunduğu kurgusal evren olarak düşünülebilir.
Üretim yapan ve ihracat taahhüdü olan sanayicilerin durumu nasıl? Pandemi, iklim değişikliği, kurdaki dalgalanmalar ve yüksek enflasyon zaten gündemde olan ve çözüm bekleyen konulardı. Geçen hafta bu konulara ek olarak doğalgaz ve elektrik kesintileri eklendi. 72 saatlik kesintiye uyulmaması halinde ise cezai müeyyidesi olacak. Alınan kararla Organize sanayi bölgelerinde ısınma ve aydınlatmaya yetecek oranda kullanıma izin verilecek. Bu kesintilerden muaf tutulan üç sektör mevcut; ilaç sanayi, et ve süt ile cam, seramik, demir çelik sektörleri.
Üretim olmadığında uğranılacak kaybı nasıl yerine koyacağız buna ilişkin bir açıklama yapılmadı. İhracatta rekor kırmanın amaç olduğu, üretimin teşvik edilmesi gereken bir ortamda bu kesintilerle uğranılacak olan kaybın nasıl yerine konulacağı ise yine üreten kesimin içerisinden çıkması gereken bir durum. Bir başka akla gelen soru ise bu kesintinin sonrasında başka kesintilerle de karşılaşıp karşılaşmayacağımızdır. Doğalgaz ithalatı yapan bir ülke olarak planlamada aksayan bir husus olup olmadığı tespit edilmeli ve alım yaptığımız ülkelerde yaşanabilecek bir sorunda farklı alternatiflerin mevcut olup olmadığı belirlenmelidir. Şuan için İran’da mevcut olan bir arızadan kaynaklı problem yaşıyoruz. Arızanın giderileceği aşikar, peki ithalat yaptığımız ülkelerde hiç olmasını istemediğimiz bir savaş çıkması durumunda ne yapacağız? Maliyetleri yükseltmemek için depolarımızdan kullandığımız doğalgazı yerine nasıl koyacağız?
Elbette bir ülkenin yönetimi, bir şirketin yönetimi ile bir tutulamaz. Fakat eninde sonunda gelinen nokta planlamanın doğru yapılması konusuna dayanıyor. İhtiyaçlarımıza göre farklı tedarik kanalları yaratmak zorundayız. Firmalar bunu tedarikçileri aracılığı ile yaparken, ülkeler ise diğer ülkelerle olan ilişkilerini düzenleyerek yapmak durumundadır. Tek bir ülkeye bağımlı olmak ihtiyaçların karşılanması noktasında hazırlıksız yakalanmamıza sebep olabilir.
Üretimde veya sanayide karşımızda mevcut sorunlara kısaca değinmeye çalıştım. Bu sorunlar henüz çözülmemişken, metaverse üzerine yoğunlaşmak çok da gerçekçi gelmiyor. Teknolojiyi takip etmek, gerisine düşmemek, dijitalleşmek için gerekli adımları atmamız gerekliliğine hiçbir itirazım yok. Fakat elektriklerimizin kesik olduğu bir ortamda internet kullanımımızın olmayacağını düşünürsek, teknolojiye veya dijitalleşmeye yönelik ilk adımımızda başarısız olacağız. Bu durumda sanal dünyadan önce gerçek dünyada yapmamız gerekenlere yönelmemiz çok daha doğru olacaktır. Biran önce sanayicilerimize ve üretim yapan tüm sektörlere ihtiyaçları olan destek verilmelidir ve sorunlarının üstesinden gelebilmeleri için gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır.
24 Ocak tarihi Uğur Mumcu’yu ve Gaffar Okan’ı kaybettiğimiz hüzünlü bir gün. Çok değerli sanatçımız Fatma Girik’i de bu yıl aynı gün kaybettik. Hüznümüz artık daha fazla