Türkiye’nin Dünya fuarcılık organizasyonlarının merkezi haline gelebilecek bir İstanbul şehrine sahip olduğunu söyleyen Selçuk Çetin, insanların fuar gezmenin yanında kültürel gezilerde düzenlediklerini söyledi. Çetin; “Ülkemizde turizm yerlerinde fuarlar kurulmalı. Salon işleten şirketler; ‘burada her hafta bir fuar olmalı’ düşüncesiyle hareket ediyorlar. Bu mantıkla fuarcılığı çok ileriye götüremeyiz. Fuarcılık sektörü değil de tamamen satışın arttırılması yönünde ilerlemesini istiyorlar. Bu markalaşmasının önünde engel. Şu an Karadeniz Bölgesi’nin en büyük eksikliklerinden birisi bölgenin marka bir fuara sahip olmamasıdır. Karadeniz’de büyük fuar organizasyonları yapılması zor değil. Ürün tanıtım grupları adı altında yıllarca belli başlı bütçeler harcandı. Yabancı turisti ülkemize çekmek için planlalar yapılmalı. Buraya gelen her yabancı turist bir temsilcidir, turizm elçisidir” açıklamalarını yaptı.

 Fuarcılığın cirosunun yükselmesinin değil, fuarcılıktan elde edilen cironun yükselmesini hedeflediklerini anlatan Çetin; “Yurt dışındaki fuarları satın alabiliriz. 200 milyar dolarlık ihracat hacminin elde edilmesine yüzde 10 katkı sağlasak bile bu sektör açısında oldukça önemli bir paydır. Türkiye’de fuarcılık; salon sahibi şirketlerin fuar konusunda fikri bulan ve o şirketin bizde fuar yaparız diyerek çıkardığı organizasyonlar yüzünden bölündü. Daha sonra da büyüdükçe yabancı sektörlere satılan fuarlar oldu. Bizim yıllardır gıpta ile baktığımız fuarlar yabancı şirketlere satılınca esamesi okunmayan organizasyonlar haline geldi. Çünkü Türkiye’de bu işleri satın alan yabancı işletmeler sizin burada yabancı ziyaretçi edinmenizi çok fazla istemezler.”

Fuarcılık çok fazla alt sektörü destekliyor

Fuarcılık sektörünün devlet stratejisi gerektiren bir yapı olduğunu ifade eden Çetin; “Türkiye olarak daha fazla tanıtımımız yapmamız gerekiyor. Organizasyon ve fuarcılık kendi başına çok büyük sektörler. Bunun yanında birçok alt sektörü de içinde barındırıyor. 200-250 milyar dolarlık bir pazarı temsil ediyor. Otelcilik, yeme-içme sektörü, lojistik ve turizm bu rakamın çok daha fazlasını kapsıyor. Geleceğin hedeflenmesi çok daha önemli. Fuarcılık 2021’in son çeyreğini ve 2022’nin tamamını çok daha güçlenerek geri kazanmaya çalışacağız. Ancak açığımız fazla. Fuarların asıl amacı ‘be too be’ görüşmelerdir. Fuar; samimi ortamın kurulduğu yerlerdir. Eksikliğini hissettik ve eksikliğinin neler getireceğini gördük. Sektör 1 sene dinlendi ve çok daha güçlü geriye dönecek. Yılda 460 fuar yapılan Türkiye’de 60-65 fuarla kapattık. Sektör fuar alanı kiraların ertelenmesi gibi olanaklardan faydalandı. Bu yıl süreç çok daha hızlı ilerliyor. Yurt dışından oldukça ilgi var. Yabancı katılımcı, ziyaretçiler ilgi gösteriyorlar. Umuyorum ki pandeminin etkileri azalır, rahatlama devam eder ülke olarak ihracatımızın 200 milyar doları geçtiği dönemde bizler daha yoğun ülke tanıtımları yapar oralardan müşteri elde ederiz diye düşünüyoruz”

“Büyükşehir Belediyelerinden destek görmek istiyoruz.”

Teknolojinin sektörü etkilediğini ancak fuarcılığın ana boyutunu değiştiremeyeceğini söyleyen Çetin; “Gelecek 25-50 yıl arasında dijitalleşmeden faydalanabiliriz ama insanların doğal tanışma yapısı kendini koruyacaktır. Fuar denilen yer; pazar yeridir, insanların tezgâh açtığı yerlerdir. Erişim kolaylığı elbette daha da artacaktır. Dijitalleşme fuarcılıkla beraber bu organizasyonların alt kademelerini destekleyen sektörleri de olumsuz etkiler. TOBB’un 2020 Fuarcılık raporuna göre 220 bin turist fuarlara katılmak için ülkemize gelmiş. Bu turistler business turisttir. Nitelikli, burada ciddi döviz bırakacak, yatırım getirecek turisttir. Yapıyı değiştirmek yerine yapıyı güçlendirmeye çalışmalıyız. Fuar organizatörleri olarak Büyükşehir Belediyelerinden destek görmek istiyoruz. Havalimanları hatları, tanıtım alanları kurulabilir. Antalya, İstanbul, Ankara fuarlarını daha nitelikli haline getirmeliyiz. Sektör hep birlikte hareket etmeliyiz.

“Fuarları büyük şirketler değil büyük akıllar yapar”

21-24 Ekim’de İstanbul EXPO CENTER’da düzenlenecek 8. Uluslararası Evcil Hayvan Ürün, Malzeme ve Aksesuar Tedarikçileri Fuarı hakkında konuşan Çetin, “Doğru planlamayı uygulayan firmalar Dünya’nın 60-70 ülkesine ihracat yapabiliyorlar. Başka ülkelerde bayiliğini oluşması markalaşmadır aslında. Fuarcılık o sektörlerin fuarları benimsemesiyle büyür. Bizler 35 ülkede tanıtımlarımız yaptık. 2019 yılında 44 ülkeden katılımcı geldi. Bu yıl 17 faklı şirket İstanbul’daki fuarda stant açacak. Bu destekle olur. 200-250 firma ile organizasyon yapabiliriz. Daha iyi tanıtımlar yapmalıyız. Fuarları büyük şirketler değil büyük akıllar, büyük düşünceler yapar. (KARADENİZ EKONOMİ- HALİL YILMAZER)