8.01.2022

20.YAŞIYLA EURO NE ANLATIYOR ?

Geçen hafta Almanya’nın yeni Tarım Bakanı Cem Özdemir‘in projeleri bir çok dostumu yakından ilgilendirdi.

Çoşkuyla algılayanlar olduğu gibi, bu konudaki dönüşümün sınırlarına dikkat çekenler oldu. Dostum Ziraat Mühendisi oturmuş, tarımın genel çıkmazımı yazmış, yazısını özetledim, okumanızı öneriyorum:

Sürdürülebilir Tarım mı?

Dünya üzerinde ki insan yükü ve insanları beslemek için yapılmakta olan tarım yükü hesaplanabilir mi? Bence hayır, yük ancak gözlenebilir.

İnsan yükü dünya üzerinde ağırlaşarak duruyor. Çözemediğimizi görüyoruz... Beslenmek kaygısı ile yaptığımız tarımsal üretimi artırma çabası bizi yoğun tarım noktasına getirdi. Üretim için çok geniş arazileri tarıma açtık. Üretim miktarını artırmak için ekim teknikleri, bitkileri beslemek için gübreler, hastalık ve zararlılar için zehirler, bitki gelişim düzenleyiciler, hormonlar, yabancı bitki olarak görülen ürün dışında ki bitkiler için zehirler, makineler araçlar geliştirdik. Bitkiler ve hayvanların verimlerini artırmak için ıslah çalışmaları yaptık ,genetiğini değiştirdik. Amacımız  birim alandan alınan ürünü artırmak... Maliyet ekonomisi bizi buna zorluyor. Gelinen noktada üretimin miktarından ve kalitesinden memnun değiliz, tüketici de hoşnut değil.

Tarım yeryüzünde çok geniş sahalarda yapıldığı için çevre kirliliği ve iklim değişikliğinde en büyük etken. Toprakların tek tip bitki üretimine zorlanması biyolojik çeşitlilik için en büyük tehlike. Tarım yapılan arazilerin çıplak bırakılması en fazla karbon tutuculardan biri olan topraktan karbon salınımını arttırıyor... Sonuç, küresel ısınma. Bununla oluşan  kuraklık  ve yanlış ürün deseni tarım arazilerini çıplak bırakıyor. Bu durum organik madde ve mineral erezyonunu artırıp toprak verimsizliğine ve çölleşmeye neden olmakta.

İnsan müdahalesinin olmadığı bir mera düşünelim ! Mera kompozisyonundaki ot çeşitleri toprağın yaşam döngüsü gereği doğacak, gelişecek, üreyecek ve ölecekler.Böyle bir arazi karbonu hapseder. Kapalı sistemde buradaki bitkiler için beslenme sorunu yoktur. Topraktaki organik madde sürekli artar. Hayvanlarımızı besleyip insanların beslenmesine sunduğumuz andan itibaren besin göçü başlayacak ve sistem açık hale gelecek,tükettiğimiz kadarını vermemiz gerekir. Yani gübreleme başlar...

Besin kaynağının en önemli kısmı olan organik madde hızla yok olunca mineral gübre kullanma açmazına gireriz. Mineral gübrelerin hepsi  tuzdur. Çoraklaşma kaçınılmaz olur. Maliyet ekonomisi altında eziliriz. Yeni tarım alanları açarız. Sonuç da bu topraklarda   çoraklaşır.

Bu döngüden nasıl çıkılır bilmiyoruz.

Bir gerçek var ki ‘’yoğun tarım sistemi’’ çökmüştür, sürdürülemez... 

Evet dostum Mühendşis Balcı böyle diyor

Ama bir yerden  başlamak gerek. Cem Özdemir‘I  de Kerbelâ yolunda  testide su taşıyan karınca gibi  düşünelim, sonuçta yolda kalırsa bu Kerbelâ yolunda olacaktır.

Euro geçen hafta bugün, sessiz  sedasız  20. yaşını doldurdu, oysa insanlığın önemli bir edinimi. Ne hikmetse, insanoğlu aldığı yola dönüp bakmak yerine, önündeki yola kafa yoruyor.

‘’Euro’’ nun 20. yılında anlamını irdelemek istiyorum….

ETİKETLER; Karadeniz Ekonomi

Karadeniz'in İlk ve Tek Ekonomi Portalı

Okumak İçin Resimlere Tıklayınız.
Kapat
× Anasayfa Abone ol Tüm haberler Ekonomi Bölgesel Şirketler Gündem Belediye Sektörler Politika e-Dergi e-Gazete Web TV Künye Karadeniz sohbetleri Yazarlar